İki kişilik ve iki şahsiyet taşımanın bizim halkımızdaki adı, nifaktır yani böyle insanlara da münafık denir. Hani söylenmesi doğru olmayan ‘Keşke’ sözü vardır. Keşke ben de böyle bir yazı yazmaya mecbur olmasaydım.
Dr. Dursun Ali Erdem
Sakarya üniversitesinde hoca iken tanıştığımız ve samimi olduğumuz Prof. Dr. Ali Erbaş hocayla zaman zaman görüşür ve sohbet ederdik. Ali Erbaş hocayı severdik, çünkü sempatik, ahlaklı, kibar, nezaket sahibi bir insandı. Hocanın sesi güzeldi ve çok güzel de Kur’an-ı Kerim okurdu. Hele ezan okuması mükemmeldi. Güzel de ezan okurdu. Yine aynı üniversitede hoca olan Prof. Kemalettin Özdemir’le de samimiydiler. O sıralar Nijerya’nın başkenti Abuja’da F.Gülen Hoca Efedinin talebeleri tarafından Kutlu Doğum programı gerçekleştirilecekti ve Türkiye’den de hassaten akademisyen hocaların davet edilmesi ve hep beraber programa gitmemiz istenmişti. Prof. Ali Erbaş Hoca, bana her vesile ile F.Gülen Hoca Efendi’nin talebelerinin programlarına nerede olursa olsun ben de davet edilsem katılmak ve görmek isterim diye zaman zaman benden ricada bulunurdu. Abuja’daki program ortaya çıkınca Ali Erbaş Hocaya, hocam Afrika’da bir kutlu doğum programı yapılacakmış yakında. Gelmek isterseniz size de bilet konusunda yardımcı olmaları için arkadaşlara ricada bulunayım, deyince hoca programı sordu, Abuja’da kutlu doğum programı icra edilecek, dedim. Hoca memnuniyetle kabul etti ve 25 kişilik bir grup halinde gittik. Grubun içinde o sıra AKP’den milletvekili ya da daha sonraki dönemde milletvekili olan Marmara üniversitesinden Prof. Nabi Avcı da vardı.
25 kadar akademisyenle Abuja’ya gittik ve gerçekten Kutlu Doğum programı Hilton otelinin büyük bir salonunda gerçekleşti. Prof. Nabi Avcı, Prof. Ali Erbaş ve sanırım Prof. Husrev Subaşı sahnede oldular ve zaman zaman Kur’an, ilahi kaside ve gazeller okudular. Ali Erbaş Hoca orada bir ezan-ı Muhammedi okudu ki, edata yer yerinden oynadı, hemen Abuja Televizyonunun haberi olmuş, onlar oradaki arkadaşlarımıza gelerek Ali erbaş Hocanın ezanını kaydetmek istiyoruz, dediler. Hocaya arz edildi, hoca kabul etti oranın merkez camii var bayağı görkemli ve büyük bir cami. Ancak çekimi orada yaptırabiliriz, dediler, onlar da kabul etti. Abuja TV’si Prof. Erbaş Hoca’nın ezanını birkaç defa yayınladı.
Fethullah Hoca taraftarlarından bir hocanın ezanı olarak Nijerya’da meşhur oldu. Ayı günün veya bir sonraki gün akşam yemeğine davet edildik. Gideceğimiz yer Abuja’nın zenginlerinden ve sanırım aynı zamanda bir bakanın eviydi; akşam muhteşem bir villaya gittik, cidden her şey dört dörtlüktü. Hizmet ve H.Efendi ile alakalı sohbet ediliyordu, bu arada Erbaş hocanın ezanı da hala bahsediliyordu orada da hem yerlilerden hem de misafirlerden hizmetle alakalı tek kelimelik muhalif söz söyleyen olmadığı gibi herkes Hoca Efendinin mükemmel hizmet misyonunu anlatıyor ve sözlerini hayır dualarla bitiriyordu. Abuja’lı yerli zenginler ve resmilerden şöyle söyleyen de oldu birkaç defa, Atatürk’ten sonra biz Türkiye’nin Hristiyanlaştırıldığını biliyorduk, çünkü ülkeler arasında gidiş-geliş yoktu, sadece Türkleri, Hac Mevsiminde hacda görürdük. Onlar da yaşlı yaşlı, dil bilmeyen, giyim kuşamı pejmürde insanlardı. Ama buraya Türk Okulları açılınca, gelen öğretmen ve belletmenlerin de namaz kıldıklarını dini hayatlarının olduğunu, ahlaklı düzgün ve namuslu insanlar olduğunu görünce biz o zaman bu yanlış anlayışımızı değiştirdik, dediler.
Grup, ertesi gün, herkes istediği gibi gezebilir, istediği yere gidebilir, diye serbest bırakıldı; biz birkaç arkadaş Kaduna diye bir vilayetleri varmış arabayla birkaç saatlik bir yolmuş, orada da güzel bir okul ve güzel bir yurt varmış oraları da ziyaret için gidilecekti ki, Erbaş Hoca ben de gelmek istiyorum, deyince haliyle ben de iştirak ettim geziye. Orada 10-15 kadar çocuk hafızlıklarını bitirmişler bize de bir Kur’an ziyafeti verelim diye düşünmüşler. Prof. Ali Erbaş hoca adeta şaşırdı, yahu bunlar ne kadar güzel Kur’an okuyor, bunları bu şekilde yönlendiren Fethullah Gülen hoca Efendi cidden çok büyük bir insan ve cidden Müslümanların kendisiyle iftihar edebileceği bir lider, demeden kendini alamıyordu.
Sayın Diyanet işleri Başkanının 15 Temmuz’u vesile ederek bir Müslümanın ağzına alamayacağı hakaret ve küfürleri güya 15 Temmuz darbe girişimini F. Gülen ve ekibi yapmış gibi göstermektedir. Muhalefet Sol Partinin Gülen hareketi ile ilgili soru önergesine Alman Hükümeti hulasa olarak şu cevabı verdi: Gülen’in darbedeki rolüne ait hiç bir ilişki ve hiçbir kanıtı yok. Her türlü istihbarat bilgilerini de değerlendiren Alman hükümeti Meclisinde bu bilgiyi verirken, acaba Bizim Sayın Diyanet işleri Başkanı nasıl buna hükmediyor. Yoksa yalan söylemek iftira etmek ona göre bu kadar kolay mı? Sayın Başkan, istersen gel tevbe et, zaten şuracıkta ne kadar kaldı ki, Başkanlıkta kalacağın, senin rızkını Allah veriyor, her zaman da vermeye hem kadir hem de bu rızkın kefili. Ama 15 Temmuz’u niye yaptı hükümet ve başkanınız biri kaç cümle de onunla ilgili bilgi vereyim size:
15 Temmuzun yapılışının bir çok sebebi var onlardan en önemlilerini şöyle sıralayalım:
- Halka: F. Gülen, gördüğünüz gibi bu işi de yaptı diyerek tehlikeyi gösterip, artık meşru şekilde seçim kazanamayacak olan AKP, Olağan üstü hal ve Kanun hükmündeki kararnamelerle sorgusuz sualsiz ülkeyi hiç olmazsa birkaç yıl daha yönetmek. Çok kolay bir yol,
- Yaptıkları icraatları artık hiç kimsenin sorgulayamayacağı zeminini hazırlamış oldular. Kalkınma konumuna gelmiş olan bir ülkede kargaşa meydana getirdi, Türkiye’nin en saygın ve en erdemli doğru düzgün vergilerini veren ve her birerleri işyerleri ve fabrikalarında on binlerle işçi çalıştıran holdinglere, şirketlere vakıf ve derneklere el koydular ve onları gasp ettiler.(Not: Sayın Reisin belki haberi yoktur, haberi olsa ona hemen çık o evden diyebilir(!) İstanbul müftüsü Ali Kervancı’dan gasp ettikleri evde oturmaktadır. Akif’in dediği gibi: Bir utanma hissi ver gaip hazirenden bize!) Bu aymazlıklar saymakla bitmez.
Başbakan’a yapıp da sevmedim dediğiniz projeniz hiç oldu mu, diye sorulunca evet oldu maalesef 15 Temmuz projesi, keşke yapmasaydık. Bu da F. Gülen Hoca efendinin bu 15 Temmuz’la ilgisinin olmadığının diğer bir kanıtı. Ben buradan yere gelmek istiyorum 40 yıllık bu cemaatin her ferdi ve her kurumu gözler önünde, her yıl denetimde ve her an arama taramadan geçirilen bir yapı. Bu kırk yıllık arama taramada en hafif silah olan ve nefsi müdafaa etmek için dahi olsa en küçük bir silah bulunmuş mudur veya bulunmuşsa bu kadar on binlerce evde kaç tane bulunmuştur. Bu cemaat 15 Temmuz akşamı o silah ve o tank top tüfeği nereden almış acaba? Cevap ver sayın Başkan?
- Kendisi bu nasıl bir ihtilal yoksa bu bir tiyatro mu? Diyerek bunu kabul etmediğini internet sayfalarından okuduk. . Ama sade o değil, birçok yerli ve yabancı insan bunu asla cemaatin yapmadığı ve bu işte ciddi bir şaibenin olduğu muhakkak.
- Biz halk olarak okumuyor ve hemen söylenenlere inanıyor ve kanıyoruz. Halkını iyi bildiği için kendi içinden çıkmış 60 yıl ülkesine ve ülke insanına hizmet etmiş olan bir insana bu iftiralar yakışmıyor hiç kimse bu zatın böyle işlere tevessül etmeyeceğini çok iyi biliyor ama, sizin sultanız ve büyüklerinizin zulmü, korkutulmuş ve sindirilmiş insanlar korkudan ses çıkaramıyor sayın Başkan?
Türkiye’de kim 15 Temmuz’la alakalı bir şey yazsa, bir sorgulamada bulunsa soluğu hemen hapiste ya da hücrede alıyor. Cemaatin ihtilal yapma iddiasıyla ilişkisi olan Adil Öksüz için halk soruyor. Bu adam eğer F. Gülen’in birinci derecede yakını, kendisiyle de görüşüyor ihtilal yapma emrini ondan aldıysa elinizde iken neden bıraktınız ve yurt dışına çıkmasına ve belki de yurt içinde güvenli bir yerde yaşamasına neden müsaade ediyorsunuz? Vatandaş bu zatın MİT’tin bir elamanı olduğunu yeni yeni öğreniyor. Bilmiyordu haliyle, peki neden o şimdi dışarıda. Demek ki, bu ihtilal girişiminin Hoca Efendi ile ilgili hiçbir şüphe çekici konumu olmadığı herkes tarafından kabul edilmiştir.
Sayın Erbaş konuşmanızda sözünü ettiğiniz kısmından bir iki suale cevap istirham ediyorum:
- A) Fethullah Gülen, insanımızın hangi temiz duygularını hangi hain emellerine alet etmiştir?
B)Fethullah Gülen Hoca efendi Terör şebekesi dediğiniz kimin ve nasıl birliğine, dirliğine ve istikbaline kast etmiştir? Sayın başkan diyorsun ki, bugün bütün açıklığıyla ortaya çıkmıştır ki, bu bir terör örgütüdür.
- C)İslam’ın bütün değerlerini tahrip ve tahrif ettiği değerler hangileridir.
- D) Birilerinin siyasi geleceği adına uydurulmuş, bir proje çerçevesinde 240 insanın ölümüne ve on binlerce insanın mağduriyetine sebep olan keyfi 15 Temmuz ihtilal senaryosunu Türkiye çapında ezanlarla salalarla özdeşleştirmeniz dinin hangi kuralına göredir?Dinde bid-atçılık yapıyorsunuz farkında mısın, ülkede insanları ezan ve saladan soğuttunuz! Hiç düşündünüz mü bunu?
- E) Bu kadar gaddar ve bu kadar haşin olmanıza karşılık Hoca Efendinin size karşı yumuşak tavrının Muhammed’i bir ahlak olduğunu hiç düşündünüz mü?