MEHMET YILDIZ-TR724.COM
Yaklaşık bir
buçuk yıldır devam eden ve skandallara sahne olan davada beklenen gün geldi ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi gazetecilerle
ilgili kararını verdi. Evvela hiç eğip bükmeden şunu demek gerekir: Bu
gazeteciler, haberleri ve tweet’leri üzerinden uydurulan delillerle (!) hapse
atıldı, özgürlüklerinden alıkonuldu ve şimdi de ‘suçlu’ bulundu.
Bu karara
göre:
–
Rotahaber’in sahibi Ünal Tanık’ın eşi Muhterem Tanık beraat ederken, Atilla
Taş’a ‘isteyerek’ terör örgütüne yardım suçundan 3 yıl 1 ay, Murat Aksoy’a ‘örgüt üyesi
olmamakla birlikte örgüte yardım’
suçundan 2 yıl 1 ay,
– Terör örgütüne üye olmak suçundan, Abdullah
Kılıç, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Habip
Güler, İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Yakup Çetin ve Gökçe
Fırat Çulhaoğlu’nun 6 yıl 3 ay, Ahmet
Memiş, Ali Akkuş, Muhammet Sait Kuloğlu, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen,
Oğuz Usluer, Seyit Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yetkin Yıldız, Cuma Ulus ve
Davut Aydın’ın 7 yıl 6 ay
hapsine karar verildi.
– Mahkeme
ayrıca Sait Sefa, Bülent Ceyhan ve Emre Soncan dosyalarının ayrılmasına,
tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve tutuksuz yargılanan
Gazeteci Ali Akkuş’un tekrar tutuklanmasına hükmetti.
İstanbul 25.
Ağır Ceza Mahkemesi, Yeni Türkiye’nin yargı sistemini göstermesi açısından
önemli. Şimdi gelin 1 yıl öncesine gidelim.
Yaklaşık 1
yıl önce, 31 Mart 2017 tarihinde 30 gazetecinin “silahlı terör örgütüne üyelik”
suçlamasıyla yargılandığı davada ilginç bir gelişme oldu.
Duruşma
savcısı 13 gazeteci için tahliye istedi. Mahkeme ara kararında 21 gazetecinin
tahliyesine hükmetti.
Bu kararın
medyada yer almasının ardından iktidar tetikçileri harekete geçti ve sırasıyla
şu gelişmeler yaşandı:
1- Cem Küçük
isimli iktidar tetikçisi, Twitter adresinden şunları paylaştı: “Eğer bu hainler yeniden tutuklanmazsa birileri
çok ağır bedel ödeyecek. Bilerek söylüyorum bunu. Yıkılacak ortalık.” (6:39
PM – 31 Mar 2017)
“Bekir Bozdağ (Adalet Bakanı) bu akşam HSYK’yı acil toplamalı ve
bazı hâkimler ile ilgili işlem yapılmalı. Milletin talebi budur.” (6:50 PM – 31 Mar 2017).
“Adı belli FETÖ’cüleri tahliye eden her savcı ve hâkim meslekten
ihraç edilecek. DEVLET’in kesin kararı budur. Herkes bunu bilsin.” (7:08 PM – 31 Mar
2017)
“Bu mahkemelerin ve devletin sahibi millettir. Millete rağmen
hiçbir tahliye yapılamaz. Kimse milletin ve devletin sabrını zorlamasın.” (10:09 PM – 31
Mart 2017).
“Adalet Bakanlığımız, HSYK harekete geçti.
Hainler salınmayacak Allah’ın izniyle.(31/03/2017, 21:40)”.
2- Ersoy Dede
isimli bir diğer iktidar tetikçisi ise Twitter’dan “Bu
yetmez @cemkucuk55 .. tahliye kararlarının altında imzası olan hakimler tek tek
toplanacak.” (31/03/2017, 21:46) dedi.
3- Fatih
Tezcan isimli meczup iyice coştu ve çıtayı sağ yukarıya taşıdı: “Tayyip Erdoğan
Gebertilecek” deyip canlı yayında idam ipiyle şov yapan piçi serbest bırakan mahkeme heyetinin tamamı
FETÖ’DEN TUTUKLANSIN” (31/03/2017, 20:35).
4- Ömer Turan
isimli bir başka meczup, 31 Mart 2017 tarihi saat 23.50 civarında yazdığı tweet
mesajında, “HSYK bu gece acil toplanmalı,
fetöcüleri serbest bırakan savcı ve hâkimleri hemen ihraç etmeli. Bu isimler
sonra da fetöden tutuklanmalı.”
5- Bu
meczuplara, İsmail Saymaz gibi
Büşra Erdal’ı hedef göstererek tahliyelere ‘imalı’ yorumlar getiren ‘muhalif’
gazetecileri de eklemek lazım.
Bunlar meczup; koskoca devlet bunların ağzına bakıp idare
edilmez demeyin.
Erdoğan’ın “devleti
troller idare etmiyor” demesine aldanmayın. Elbette devleti troller idare
ediyor. Bu meczupların kopardığı yaygara sonunda bakın neler oldu:
Aynı gece 00:17’de, Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve
hâkimleri atayan daire olan HSK 1. Daire üyesi Kenan İpek, twitter hesabından “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne karşı Türk
yargısının ve HSK’nın yürüttüğü mücadele ilk günkü azim ve kararlılıkla
sürdürülecektir.” açıklamasını yaptı.
Tüm bu olanlardan sonra, tahliye edilen 21 gazeteciden
20’si yeniden tutuklandı. Sadece gazeteci Ali Akkuş, etkin pişmanlıktan
yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. (Bugünkü karar
duruşmasında Ali Akkuş 11,5 ay sonra tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi).
Tabii ki iş bununla bitmedi. Tetikçi meczupların
talimatları gereği, sıra tahliye kararını veren mahkeme heyetinin dağıtılmasına
geldi. Bir kaç gün içinde tahliye kararı veren İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi
heyeti ile duruşma savcısı HSK tarafından görevden uzaklaştırdı.
HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, açığa alma kararını “tahliye kararının toplumda infial uyandırdığı ve
kamuoyu vicdanını yaraladığı” şeklinde açıkladı. İyi
de arkadaş, sen kimsin? O kararı veren mahkeme heyeti ve savcısı kadar dosya
içeriğine vakıf mısın? 4 tane meczup tweet attı diye infial mi olurmuş? Bunları
kimse demedi, diyemedi.
İşte dünkü kararları veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi
heyetinin verdiği kararı bu bilgiler ışığında değerlendirmek lazım.
Yargıtay Başkanı’nın ‘bağımsız’ diye nitelediği yargının
bu gazetecilere Saray’ın iradesi ve trollerin yaygarası dışına çıkarak tahliye
verme şansı var mı? Üstelik yasalar gereği bu gazetecilerin bir bölümü Yargıtay
kararı onaylayana kadar tahliye edilmeliydiler. Ancak hâkimler bunu uygulayacak
kadar bile kendi iradelerine bırakılmış değiller. Siyaset gibi yargı da troll
seviyesine indirildi ve hukuk da trollerin keyfine göre işler hâle geldi.
Daha birkaç gün önce ortaya çıktı ki, HSK tarafından
hakimlere dağıtılmak üzere hazırlanan kitapçıkta hakimlere, tahliye kararlarını vermeden önce HSK ile
istişare etmeleri emredilmişti.
Bu şartlar altında hakimler, “Ey
gazeteciler, bakın ne kadar insaflıyız. Biz 26. Ağır Ceza Mahkemesi gibi hiç
olmazsa müebbet vermedik ama viran olası hanede evlad u iyal var; HSK’nın
şerrinden sakınmak için de kimseyi de tahliye etmedik” demişler midir?