İngiliz Financial Times gazetesinde bugün David Gardner imzasıyla yayınlanan Türkiye analizinde Erdoğan rejiminin giderek zayıfladığını, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananların bunun yansımalarından biri olduğu belirtildi. Makalede özetle şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Türkiye’nin otoriter cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta hem kötü muhakemesini hem de siyasi kırılganlığını ortaya çıkaran bir U dönüşü yapmak zorunda kaldı. İstanbul’un prestijli Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak Ocak ayında atadığı Melih Bulu’yu görevden aldı. Erdoğan’ın bu geri vitesi, üniversitenin kampüsünde altı ay süren protestoların ardından geldi.
2013’den beri Erdoğan, Türkiye’nin parlamenter sistemini Rusya tarzı bir cumhurbaşkanlığı sistemi ile değiştirerek ve yargı, akademi ve medya gibi kurumları yandaş görevlileriyle doldurarak kararlı bir şekilde tek adam yönetimine doğru ilerledi. Ayrıca, beş yıl önceki darbe girişiminden bu yana, 100.000’den fazla kişiyi işten çıkarmak ve istediği kişileri istediği zaman gözaltına almak için olağanüstü hal yetkilerini kullandı.
BULU’NUN GÖREVDEN ALINMASI TAKTİKSEL BİR GERİ ÇEKİLME OLABİLİR
Bulu’nun atanması, 19. yüzyılda Amerikalı protestan misyonerler tarafından kurulan Türkiye’nin en üst düzey laik üniversitesi olan Boğaziçi’nin akademisyenleri ve mezunları tarafından bir hakaret olarak görüldü.
Erdoğan, yirmi yılda üniversite sayısını üçe katlayarak yüksek öğretime erişimi genişletti, ancak bu nitelik değil nicelik genişlemesiydi. Kendi rektörlerini seçmeye alışkın olan Boğaziçi, 2015’te AKP’ye milletvekili adayı olarak bile seçilmeyen Bulu’nun rektör atanmasını kabullenmedi.
Erdoğan’ın güçlü içişleri bakanı Süleyman Soylu, Bulu’ya karşı çıkanlara “terörist” ve “LGBT sapkınları” gibi iftiralarda bulundu. Erdoğan’ın kendisinin bile yetersiz gördüğü Bulu’yu görevden alması, onu başka cephelerde intikam almaya yöneltecek taktiksel bir geri çekilmeden başka bir şey olmayabilir.
ERDOĞAN ESKİ YOLDAŞLARINI TASFİYE EDİP DALKAVUKLARI GETİRDİ
Bir düzineden fazla seçim yarışından zaferle ayrılan AKP’nin içi boşaltıldı. Erdoğan, kendisine duymak istediklerini söyleyen dalkavukları tercih ederek eski yoldaşlarını ve kurucu ortaklarını tasfiye etti.
2019 yerel seçimlerinde, bir zamanlar belediye başkanlığını yaptığı İstanbul’u, başkent Ankara’yı ve Türkiye’nin büyük şehirlerinin çoğunu kaybetti. Siyasi düşüşüne ilişkin işaretler son zamanlarda AKP’nin anketlerdeki gerileyişiyle daha da güçlendi. Erdoğan’ın ucuz kredi, tüketim ve inşaata dayalı büyüme modelinin sonuna gelindi.
Albayrak 100 milyar dolardan fazla dolar rezervini yakmasına rağmen lirayı koruyamadı. Erdoğan’ın oportünizmi çoğu zaman fırsatçı oldu. Ancak Türkiye’deki pek çok kişi, onun artık yeteneğinin kesinlikle azaldığını ve şansının tükeniyor olabileceğini düşünüyor.