Bayram günü Frankfurt’ta Zaman Gazetesi’nin merkezinde dost meclisinde sohbet-i canan sırasında son yazılar üzerinde Halil Şimşek hocamızla müzakere ederken Edremitli yıllar ve Kaynaklar üzerinde ve Hacı Kemal ve Arif Çağan Ağabey gibi ilklerle ilgili hatıralar üzerinde biraz daha yoğunlaşmamı istediler… Orada konuşulanları aktarmaya çalışacağım
Hacı Kemal Erimez Ağabey’in dedesi İstanbul’da imam imiş. Babası da Osmanlı subayı… Lübnan’da görev yaparken, oranın ileri gelen ailelerinden bir hanımefendiyle evlenmiş. Yani Hacı Kemal Erimez Ağabey’in annesi Lübnanlı… Orada dayıları vardı. Bir seferinde hacca giderken İncirliova’daki Şahabeddin Hoca ile onlara uğramışlardı. Onların uzun hikâyesini bu köşeden anlatmışımdır.
Hacı Kemal Erimez Ağabey kolej mezunu idi… Muntazaman gazeteleri takip ederdi. 1950’de Demokrat Parti çıktığı zaman candan desteklemişti. Partilerin iç yapısında hiç görev almadığı halde hep sağ partilere destek vermişti. Menderes Aydın’a geldiğinde, deve kurban etmişti…
O günlerde İncirliova’da eksper olarak görev yapan İzmir-Tire’den Kemâl Hepşen ile tanışmıştı. Muhtemelen onunla Risale-i Nurları tanımıştı… Eksper Kemâl Hepşen Bey, çok nezih bir beyefendiydi. Risaleleri tanımadan önce İzmir-Karşıyaka’dan zengin bir ailenin tek kızı ile evlenmişti. Modern bir yaşayışa alışmış bu aile ile Risale-i Nur talebesi olduktan sonra yolları ayrılmıştı. O da Manisalı meşhur Zeyrek Hocaefendi’nin hafız olan kızıyla evlenmişti…
Bir gün Hacı Kemal Ağabey, İncirliova’da evine doğru giderken meyhaneden karşı siyasi görüşe sahip olan sarhoşlar, Menderes’e ve Üstad Bediüzzaman Hazretleri’ne hakaret hatta küfretmişlerdi. Bunlara henüz o günlerde tahammül gücüne ulaşamamış olan Kemal Erimez kızgınlıkla eve koşmuş tabancasını beline sokarak, hepsinden hesap sormak üzere meyhaneye doğru yürümeye başlamıştı. Bir anda karşısına Hızır gibi Eksper Kemal Bey çıkmış ve “Kemâl Ağabey ne oldu sana? Bu hâlin ne böyle?!..” diyerek kolundan tutarak alıp götürmüştü. Ona, merhametle ve hikmetle hareket eden Üstad Hazretleri’nin sözlerinden bahsetmiş “Biz muhabbet fedaileriyiz; husumete vaktimiz yok!..” demişti.Hacı Kemal Ağabey, Eksper Kemal Bey için “O evliyadan bir insandı. İncirliova’nın kadınları, kapılarının önünde oturur sohbet ederlerdi onun arkasından, onun efendi ve nezih halinden dolayı ‘Bu Kemal Bey, yerde gezen bir melek, bir melek!..’ diye konuşurlardı.” derdi.
1960’ın başında Konya Müftüsü meşhur Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi Razaman-ı Şerif’in son günlerinde İzmir’e gelir vaaz ederdi. Hacı Kemal Ağabey hiç peşinden ayrılmazdı. Elinde teyp onu takip ederdi. Sonra Yaşar Tunagür Hocamız geldi, ondan da hiç ayrılmadı. Onu hep yurdumuzun bulunduğu tarihi Kestanepazarı Camii’nin yanında görürdüm. Sonra M. Fethullah Gülen Hocaefendi geldi, Hacı Kemal Ağabey bu sefer ondan hiç ayrılmadı…Bir sonraki yazımda inşallah Hacı Kemal Ağabey ile Hacı Arif Ağabey’in nasıl tanıştıklarını ve Hz. Ebu Bekir fıtratlı Arif Çağan Bey’in bildiğim bazı yönlerini anlatmaya çalışacağım.