Müslüman Bakan Husiç’in, Cumhurbaşkanı konumunda bulunan Genel Vali Quentin Bryce’nin karşısında, elinde Kur’an’la yemin etmesi üzerine, ülkedeki bazı ırkçı kesimlerin saldırısıyla ilgili tepkiler devam ediyor.
Müslüman Bakan Husiç’in, Genel Vali Quentin Bryce’nin karşısında yemin etmesi üzerine, ülkedeki bazı ırkçı kesimlerin saldırıyla ilgili tepkiler devam ediyor. Bakan Edham Nurredin Husiç’in elinde Kur’anı Kerim’le yemin etmesini ‘harika bir olay’ olarak değerlendiren Genel Vali Quentin Bryce, böyle bir tavrın Avustralya için bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Avustralya’nın çokkültürlü bir ülke olması nedeniyle bu durumun çok önemli olduğunu belirten Genel Vali Bryce, yemin töreniyle ilgili Husiç’e yönelik şunları söyledi; “Yemin töreni, ülkemiz için çok harika bir gün. Bu durum, ülkemizin çokkültürülük ve açılım konusunda ortaya koyduğu bir dönüm noktasıdır.” dedi. Öte yandan Avustralya’da ilk kez gerçekleşen ‘Kur’anı Kerimle yemin’ konusu, ülke medyasında geniş yer aldı. Konuyla ilgili bir soru üzerine Liberal Parti Genel Başbakanı ve Ana Muhalefet lideri Tonny Abbot yaptığı açıklamada, herkesi saygılı olmaya davet etti. Tonny Abbott; “Tepki gösterenlerin Sayın Husiç’in kararına saygılı olması lazım. Ben onun bu kararına saygı duyuyorum. Avustralya halkının da böyle baktığını düşünüyorum” dedi. İşçi Partisi Milletvekili Husiç, gerek kendi inancında gerekse farklı inançlarda insanları bölmek için çabalayan kişilerin olabileceğini dile getirerek, “Fakat önemli olan, belirsiz köşelerden gelen sert sözler yüzünden tahriklere kapılmamak” dedi.
Başbakan Rudd, Müslüman toplumunun takdirini kazanıyor
Edham Nurredin Husiç, yeni kurulan hükümet kabinesinde, Başbakan Kevin Rudd’ın parlamento işlerinden sorumlu yardımcısı olarak görev yapacak. Önceki gün Genel Vali Bryce’ın karışışında yemin eden bazı milletvekilleri ellerinde İncil’le yemin ederken, Edham Nurredin Husiç ise Kur’anı Kerimle bakanlık yeminini yapmıştı. Bu arada özellikle Müslüman toplumuna karşı geçmişten hep sıcak ilgi gösteren Başbakan Kevin Rudd, kabinede Husiç’e yer vermesi, Avustralya’daki Müslümanların büyük sevgisine neden oldu.
Öte yandan bir önceki Başbakan Julia Gillard döneminde, ülkenin Federal Dışişleri Bakanlığını yapan Kevin Rudd’un girişimleriyle, Avustralya ile İslam İşbirliği Teşkilatı arasında görüşmeler başlatılmıştı. Kevin Rudd’ ayrıca, ilk kez bizzat etlisi olarak İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmelettin İhsanoğlu’u bizzat Avustarlya’ya davet ederek, Melborune’de ülkenin ilk İslam müzesinin temeli atılmıştı.
Bu arada, geçtiğimiz aylarda Avustralya’ya gelerek karıştırmak isteyen Irkçı ve
İslam karşıtı söylemleri ile tanınan Hollandalı Milletvekili Greet Wilders’ ın ziyaretiyle ilgili Bakan Husic Cihan’ın sorularını şöyle cevaplandırmıştı;
Gündemdeki bir soruyla başlayalım isterseniz. İslam karşıtı söylemleri ile bütün dünyanın tepkisini çeken Hollandalı ırkçı Milletvekili Greet Wilders’ın Avustralya’ya gelişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana göre Milletvekili gibi önemli bir pozisyonda olmak insanlara faydalı olmayı gerektirir. Parlamentoda toplumun refahı, geleceği ve daha iyi yaşaması için oradalar. Toplumu ayırmak ve bölmek için değiller. İnsanları inanç ve etnik yönünden bu şekilde birbirinden ayırmaya çalışarak gündemde kalınabilir. Ancak kişiler bulundukları makamları toplumu ayırt edecek unsurlar için kullanmamalılar. Demokratik bir dünyada herkes özgürce fikrini söyleyebilir. Buna herkesin hakkı var. Herkes gibi ben de demokrasiyi savunuyorum. Ama insanları bilinçli bir şekilde, inciten, ayrıştıran ve aşağılayan faaliyetlere karşıyım. Medyanın da bu tip insanlara karşı tepkisini de isabetli buluyorum. Çünkü Avustralya toplumu, kin ve nefret söylemi üzerine bina edilen hareketleri asla kaldırmaz.
Sizin Müslüman bir milletvekili olmanızın ne gibi kolay veya zor tarafları var?
Parlamentoda yaptığım ilk konuşmamda ‘‘Hepimiz İbrahim Peygamberin çocukları, torunları olarak burada bir çatı altında bulunuyoruz. Hristiyan, Yahudi ve Müslümanlar ile diğer dinlere inananlar hepimiz birlikte aynı çatı altında aynı amaçlar için çalışacağız. Avustralya, her dinden her kültürden gelen insana kucak açıyor. Yeter ki Avustralya’nın ilerlemesi ve daha iyi olması için samimi gayret gösterelim. Zaman zaman Parlamentoya çeşitli konuları gündeme getiriyorum.
Bildiğiniz gibi; Avustralya, İslam Birliği Teşkilatı’na gözlemci üye olarak katıldı. Melbourne’de İslam Müzesi’nin temeli geçen yıl atıldı. Müslüman bir Milletvekili olarak, Avustralya penceresinden İslam Dünyası nasıl gözüküyor?
Avustralya, Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerin iyi olması konusunda oldukça büyük gayret gösteriyor. Dışişleri Bakanı Bob Carr’da sürekli Türkiye ve Malezya’yı ekonomileri, demokrasisi ve yaşam standartları açısından örnek ülkeler olarak gösteriyor. Türkiye’nin ayrı bir yeri var. Avustralyalılar her zaman komşuları ile iyi bir iletişim içerisindedirler. Sokağa çıktığınızda, bahçenizi sularken birbirine selam verir, hal hatır sorarlar. Komşularımızla daha fazla kaynaşmanın yolu bence yemek davetleridir. Ortak noktalar bulunması önemli, bu şekilde de ön yargılar izale edilecektir. Milletvekili olmanın en sevdiğim yönlerinden biri de değişik törenlere katılıyor olmamdır. Bu törenlerde insanların sevincini ve çok mutlu olduklarını görüyorum. Çok güzel ve anlamlı bir duygu.
Federal seçim tarihi açıklandı. Uzun bir süre kalmasına rağmen seçim tarihini erken bildirmek bir risk oluşturmuyor mu?
Bunun tabii faydalı yönleri de var. En başta bütün siyasi partiler seçimle ile ilgili vaatlerini ortaya koymuş ve seçim stratejilerini belirlemiş oluyorlar. Seçim tarihi belli olunca bugün açıklanacak, yarın açıklanacak gibi bir düşünceye girmiyor ve gündemi meşgul etmemiş oluyor. Bu nedenle, önceden ilan edilmesinin bu yönden faydası var.
Aslen Boşnak bir aileden geliyorsunuz. Avustralya’daki Boşnakların buradaki genel tablosu nasıl?
Boşnak toplumu 1960’lı yılların sonlarına doğru Avustralya’ya gelmişler. Ayrıca 1990’lı yıllarda savaştan dolayı gelenler de oldu. Toplam 50 bin civarında Boşnak nüfusu yaşıyor. Boşnak asıllı gençlerle Federal Parlamentoda 2011 yılında ‘Genç Boşnak Liderler Forumu’ adı altında bir program yaptık. 20 civarında genç katıldı. Hepsi mülteci olarak Avustralya’ya gelmişler. Ama burada eğitim yapmış ve hatta bir kısmının bir kaç diploması vardı. Boşnak toplumu Türkler gibi eğitime önem veren bir toplumdur.
AVUSTRALYA VE TÜRKİYE DOSTLUĞU DÜNYAYA ÖRNEK
Türkiye ile Avustralya ilişkilerinin geleceği konusunda neler düşünüyorsunuz?
Hükümet Orta Doğu’nun önemini çok iyi biliyor. Ayrıca Türkiye de Asya’dan Avrupa’ya köprü olması nedeniyle ayrı bir öneme sahip. Türkiye ile Avustralya arasında derin tarihi bağlar bulunuyor. İki ülkenin dostluğu bütün dünyaya örnek. Türkiye’nin misafirperverliği olağanüstü bir yakınlık meydana getiriyor. İki ülke bu dostluğu ayrıca 1960’lı yıllarda karşılıklı imzaladıkları resmi göç anlaşmasıyla da iyice pekiştirmişler.
İlişkilere katkı yapmak amacıyla, Sydney-İstanbul-Saraybosna gezisi düzenlenebilir mi?
Niye olmasın. Başka milletvekillerinin de içinde yer alacağı, bir program çok güzel olur. Seçim yılı olması nedeniyle bu yıl değil de, önümüzdeki yıl böyle bir projenin arasında yer almak isterim.