Yusuf el Kardavi: Müslüman, İslami hukuka ve Peygamberin direktiflerine göre hareket etmektir. O’nu savunduğumuzu düşünürken O’na muhalefet etmiş olmayalım. EKMELETTİN İHSANOĞLU: Uluslararası toplum her iki tarafın fanatikleri tarafından gerçekleştirilen bu şiddet eylemlerinin tutsağı olmamalı. MEHMET GÖRMEZ: Müslümanlar, teenniyi elden bırakmamalı, hikmetli davranarak Peygamberimizin kendisine yönelik saldırılarda verdiği cevaplar neyse öyle vermek zorundalar.
İslam’a ve Hz. Muhammed’e hakaretlerin edildiği ‘Müslümanların Masumiyeti’ adlı provokatif film, Libya’dan Irak’a, Tunus’tan Endonezya’ya kadar İslam âleminde infiale yol açtı. Birçok ülkede Amerikan elçiliklerinin önünde protestolar yapılırken İslam alimleri, Müslümanları sağduyulu olmaları ve provokasyona gelmemeleri konusunda uyardı. İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, şiddete dönüşen saldırıların İslam dünyasının imajına zarar vereceği uyarısında bulunarak, “Tepkiler şiddete dönüşmemeli.” uyarısı yaptı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Film ne kadar pespaye, bayağı ve provokatif olursa olsun Müslümanların ona insan öldürerek, büyükelçiliklere saldırarak, ilgisi olmayanları katlederek buna karşılık vermesinin İslam inancına göre herhangi bir meşru gerekçesi asla olamaz.” dedi. Dünyaca tanınan Mısırlı alim Yusuf el-Karadavi’nin başkanı olduğu Kuveyt merkezli En-Nusra el-Alemiye teşkilatınca yayımlanan ortak bildiride de ABD büyükelçiliklerine yönelik saldırıların durdurulması istendi.
Gillar: Film iğrenç, gösterilerdeki şiddet ise çok yanlış
Federal Başbakan Julia Gillard Sydney’de İslamiyet aleydindeki filmi protesto etmek için yapılan gösterilerde, meydana gelen şiddet olaylarının Avustralya’da yeri olmadığını belirtti. Brisbane’da Queensland İşçi Partisi Eyalet Konferansında konuyla ilgili açıklamada bulunan Başbakan Gillard, İslamiyet aleyhinde İslam Peygamberine hakaret eden filmi ise; iğrenç’ olarak niteledi. Başbakan Gillard, gösterilerdeki şiddet olaylarını gerçekleştiren bir kaç kişi nedeniyle, bütün Müslümanların suçlanamayacağının altını çizdi. Gillard “Bir kaç aşırı göstericinin hareketleri yüzünden Müslümanların tamamını suçlamamalıyız. Amerika’da yapılan İslam Aleyhtarı filmi iğrenç buluyorum” dedi.
BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM
-Ancak yine de bu durum, şiddet içeren davranışları haklı gösteremez. Bu tür davranışları tekrarlamak isteyen herkese söyleceyeceğim tek şey böylesi hareketlerin bu ülke sokaklarında yeri yoktur. Benzer davranışları tekrar sergilemek isteyen herkese şunu çok açık ve kesinlikle hatırlatmak isterim ki; bu tür aşırılıklara ülkemizin sokaklarında kesinlikle yer olamaz. Ben kimsenin, özellikle de çocukların başında ve elllerinde, başkalarını öldürmeyle ilgili çağırı yapan ve saldırgan işaretleri ve sloganlari görmek istemiyorum. Bu hareket, Avustralyalı birinin yolu değil.”dedi.
SYDNEY’DEKİ GÖSTERİLER İSLAM’IN YÜZÜ DEĞİLDİR
Federal Ana Muhalefet Lideri Tony Abbott, Sydney’de anti-İslam filmi protesto gösterileri sırasında meydana gelen şiddet olaylarının Avustralyalı Müslümanları temsil etmediğini belirtti. 6 polisin ve toplam 17 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan gösteriler sırasındaki şiddet olaylarına vurgu yapan Abbott, “Avustralya’ya gelen göçmenlerin geçmişlerini değil ama nefret duygularını geride bırakmalarını bekliyoruz. Sydney sokaklarında gördüğümüz o insanların gerçek anlamda İslam’ı temsil ettiklerine inanmıyorum. Gördüğümüz o çirkinlikler ülkemizdeki Müslümanları da doğru bir şekilde yansıtmıyor. Avustralyalı Müslümanların büyük çoğunluğu kanunlara saygılı vatandaşlardır ve bu toplumun birinci sınıf üyeleridirler.” dedi.
Öte yandan ABD’nin Sydney Başkonsolosluğuna yönelik yapılan mitingle ilgili bir açıklamada bulunan NSW Eyalet Başbakanı Barry O’Farrell de, görüntünün çokkültürlü Avustalya’ya yakışmadığını belirtti. Başbakan O’Farell, “Avustralya gibi çokkültürlülüğün başarılı olduğu bir ülke için, önceki gün ortaya konan gösteriler kabul edilemez. Çokkültürlülüğe de yakışmıyor. Bir kaç aşırı kişinin eylemleri yüzünden, bütün Müslümanları, suçlayamayız. Bu durumlar Müslümanlar için olduğu gibi Katolikler, Budistler, Hindular ve diğer daha başka dinlere mensup toplumlar için de aynıdır. Avustralya’da insanların protesto etme hakkına sahip olmakla birlikte, bu özgürlüğün beraberinde yasal sorumlulukların da göz ardı edilmemesi gerekiyor.’’dedi. Aptalca yapılan bir filmin, dünyayı ayağa kaldırdığını ve küresel protestoya yol açarak, Libya’da ABD büyükelçisi ve çalışanlarının ölümüne neden olduğun vurgulayan Başbakan O’Farrell, ”Ancak saçma sapan bir film karşısında gösterilen şiddet ve tepki de o kadar saçma, kötü ve kabul edilemez.” dedi. Avustralya ve Sydney’in dünyanın en başarılı çokkültürlü toplumlarının yaşadığı ender yerlerden olduğunu hatırlatan O’Farrell, Sydney’de yaşananların, ülkenin çokkültürlülük politikasına ve elde edilen başarısına gölge düşürdüğünü kaydetti.
İSLAM KONSEYİNDEN KINAMA, POLİSTEN TEŞEKKÜR
Bu arada, Avustralya İslam Konseyleri Başkan yardımcısı Ikebal Patel de konuyla ilgili yazılı bir açıklamada bulunarak, protesto sırasında, göstericilerin sergilediği şiddet olaylarını kınadı. Patel, ”Biz herhangi bir şekilde şiddeti desteklemiyoruz. Bunlar islami bir tavır değil. Avustralyalı Müslümanlar olarak, sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV)’e yapılan hakaretlere tepki göstermek için, ortaya konan şiddet içerikli hareketleri ve kuralsız gösterileri kınıyor, üzüntü duyduğumuzu bildiriyoruz ” ifadelerine yer verildi.