Milli tekvandocumuz Servet Tazegül, yüreğindeki anne acısıyla çıktığı tatamide Türkiye’nin 2012 Olimpiyatları’ndaki ilk altın madalyasını alarak gururumuz oldu.
Servet, Kars’tan kalkıp Almanya’ya ekmeğinin peşine düşen ailenin 4 evladından biri. Almanya’da zorluklar içinde hayata gözlerini açan minik Servet, daha çocukken yerinde duramayan, ele avuca sığmayan ve yaşıtlarına rağmen bitip tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahiptir. Babası Beyler Tazegül, bu durumla pek baş edemez ve soluğu evlerine en yakın spor salonunda alır. Böylece Servet’in tekvando hayatı başlar. Selahattin Tekin hocanın himayesine girdiğinde daha 5 yaşındadır. Beyaz elbiselerle tekvando yapmak onun için oyun ve eğlenceden ibarettir. Yerden yükselerek havada teknikler yapmak çok hoşuna gider.
İlk göz ağrısı Selahattin hocanın üzücü vefatıyla kendini Nurettin Yılmaz’ın ellerinde bulur. Allah vergisi bir yeteneğe sahip olan milli sporcu, öğrendiği her tekniği mükemmel şekilde yapmaya başlar. İlk ve ortaöğrenimini Almanya’da tamamlayan Servet, meslek lisesini başarıyla bitirir. Avrupa’da katıldığı turnuvalarda daima kürsünün zirvesindedir. Rakiplerini nakavt ettiği için artık tatamide korkulan bir sporcudur.
Galibiyetleri öyle sıradan puanlarla değil, yapılması en zor tekniklerle alır. Servet’in genç yaştaki kabiliyetini ve başarısını fark eden Almanlar, “Sen burada doğdun. Buranın sporcusu olmalısın” şeklinde psikolojik baskıda bulunur. Üstelik hatırı sayılır maddi imkânları da önüne sererler. Başarı geldikçe farklı ülkelerden milyonlarca dolarlık teklifler de gelir. Memleket âşığı bir babaya ve sporcusunu çok iyi kollayan bir antrenöre sahip olan Servet, cazip teklifleri elinin tersiyle iter. Ay-Yıldızlı formayı sırtına geçirerek dünya ve Avrupa şampiyonalarında boy göstermeye başlar.
Sıra dışı kıyafetleriyle dikkati çekiyordu. Gurbetçi Türklerin davranışları vardı üzerinde. En çok da bonus görünümlü saçlarıyla başı dertteydi. Samimi bir yapısı olduğu için kısa sürede tekvando camiasının en değerli ‘Servet’i oldu.
Gaziosmanpaşa Belediyesi Spor Kulübü’nün bünyesinde yer alan şampiyon tekvandocunun, o dönem en büyük hayali 2008 Pekin Olimpiyatları’nda zirveye çıkmaktı ancak bronz madalyada kaldı. Londra’da altın alacağının sözünü verdi. O, bu hedef uğruna 4 yıldır aralıksız çalıştı. Avrupa ve dünya şampiyonlukları art arda geldi. Dünyanın en değerli sporcusu seçildi. Londra öncesi 2012 Avrupa Şampiyonası’nda da kürsünün en tepesine çıktı. Servet’i iyi analiz eden ve kontrollü dövüşmesini sağlayan milli takım hocası Ali Şahin’in emekleri ise görmezden gelinemez.
Oyunlara bir ay kala hasta annesi Gültan Tazegül’ü ahirete uğurlayınca ciddi bir travma yaşadı Servet. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere çevresindeki herkes kendisine moral verdi. Fiziksel olarak hazır olan başarılı sporcu, ruhsal zorluklar yaşıyordu. Londra’ya 2-3 hafta kala hayalini kurduğu altın için antrenman yapmakta dahi zorlanmıştı. Ancak inancını kaybetmeden çıktığı olimpiyat maçlarında rakiplerini tek tek geçti. Türkiye’nin hasretle beklediği altına kavuştu. Kontrollü ve akıl dolu tekniklere sahip olan sporcumuzdan Türkiye, daha çok madalya bekliyor.
Milli tekvandocumuz Servet Tazegül, yüreğindeki anne acısıyla çıktığı tatamide Türkiye’nin 2012 Olimpiyatları’ndaki ilk altın madalyasını alarak gururumuz oldu.
Servet, Kars’tan kalkıp Almanya’ya ekmeğinin peşine düşen ailenin 4 evladından biri. Almanya’da zorluklar içinde hayata gözlerini açan minik Servet, daha çocukken yerinde duramayan, ele avuca sığmayan ve yaşıtlarına rağmen bitip tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahiptir. Babası Beyler Tazegül, bu durumla pek baş edemez ve soluğu evlerine en yakın spor salonunda alır. Böylece Servet’in tekvando hayatı başlar. Selahattin Tekin hocanın himayesine girdiğinde daha 5 yaşındadır. Beyaz elbiselerle tekvando yapmak onun için oyun ve eğlenceden ibarettir. Yerden yükselerek havada teknikler yapmak çok hoşuna gider.
İlk göz ağrısı Selahattin hocanın üzücü vefatıyla kendini Nurettin Yılmaz’ın ellerinde bulur. Allah vergisi bir yeteneğe sahip olan milli sporcu, öğrendiği her tekniği mükemmel şekilde yapmaya başlar. İlk ve ortaöğrenimini Almanya’da tamamlayan Servet, meslek lisesini başarıyla bitirir. Avrupa’da katıldığı turnuvalarda daima kürsünün zirvesindedir. Rakiplerini nakavt ettiği için artık tatamide korkulan bir sporcudur.
Galibiyetleri öyle sıradan puanlarla değil, yapılması en zor tekniklerle alır. Servet’in genç yaştaki kabiliyetini ve başarısını fark eden Almanlar, “Sen burada doğdun. Buranın sporcusu olmalısın” şeklinde psikolojik baskıda bulunur. Üstelik hatırı sayılır maddi imkânları da önüne sererler. Başarı geldikçe farklı ülkelerden milyonlarca dolarlık teklifler de gelir. Memleket âşığı bir babaya ve sporcusunu çok iyi kollayan bir antrenöre sahip olan Servet, cazip teklifleri elinin tersiyle iter. Ay-Yıldızlı formayı sırtına geçirerek dünya ve Avrupa şampiyonalarında boy göstermeye başlar.
Sıra dışı kıyafetleriyle dikkati çekiyordu. Gurbetçi Türklerin davranışları vardı üzerinde. En çok da bonus görünümlü saçlarıyla başı dertteydi. Samimi bir yapısı olduğu için kısa sürede tekvando camiasının en değerli ‘Servet’i oldu.
Gaziosmanpaşa Belediyesi Spor Kulübü’nün bünyesinde yer alan şampiyon tekvandocunun, o dönem en büyük hayali 2008 Pekin Olimpiyatları’nda zirveye çıkmaktı ancak bronz madalyada kaldı. Londra’da altın alacağının sözünü verdi. O, bu hedef uğruna 4 yıldır aralıksız çalıştı. Avrupa ve dünya şampiyonlukları art arda geldi. Dünyanın en değerli sporcusu seçildi. Londra öncesi 2012 Avrupa Şampiyonası’nda da kürsünün en tepesine çıktı. Servet’i iyi analiz eden ve kontrollü dövüşmesini sağlayan milli takım hocası Ali Şahin’in emekleri ise görmezden gelinemez.
Oyunlara bir ay kala hasta annesi Gültan Tazegül’ü ahirete uğurlayınca ciddi bir travma yaşadı Servet. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere çevresindeki herkes kendisine moral verdi. Fiziksel olarak hazır olan başarılı sporcu, ruhsal zorluklar yaşıyordu. Londra’ya 2-3 hafta kala hayalini kurduğu altın için antrenman yapmakta dahi zorlanmıştı. Ancak inancını kaybetmeden çıktığı olimpiyat maçlarında rakiplerini tek tek geçti. Türkiye’nin hasretle beklediği altına kavuştu. Kontrollü ve akıl dolu tekniklere sahip olan sporcumuzdan Türkiye, daha çok madalya bekliyor.
Milli tekvandocumuz Servet Tazegül, yüreğindeki anne acısıyla çıktığı tatamide Türkiye’nin 2012 Olimpiyatları’ndaki ilk altın madalyasını alarak gururumuz oldu.
Servet, Kars’tan kalkıp Almanya’ya ekmeğinin peşine düşen ailenin 4 evladından biri. Almanya’da zorluklar içinde hayata gözlerini açan minik Servet, daha çocukken yerinde duramayan, ele avuca sığmayan ve yaşıtlarına rağmen bitip tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahiptir. Babası Beyler Tazegül, bu durumla pek baş edemez ve soluğu evlerine en yakın spor salonunda alır. Böylece Servet’in tekvando hayatı başlar. Selahattin Tekin hocanın himayesine girdiğinde daha 5 yaşındadır. Beyaz elbiselerle tekvando yapmak onun için oyun ve eğlenceden ibarettir. Yerden yükselerek havada teknikler yapmak çok hoşuna gider.
İlk göz ağrısı Selahattin hocanın üzücü vefatıyla kendini Nurettin Yılmaz’ın ellerinde bulur. Allah vergisi bir yeteneğe sahip olan milli sporcu, öğrendiği her tekniği mükemmel şekilde yapmaya başlar. İlk ve ortaöğrenimini Almanya’da tamamlayan Servet, meslek lisesini başarıyla bitirir. Avrupa’da katıldığı turnuvalarda daima kürsünün zirvesindedir. Rakiplerini nakavt ettiği için artık tatamide korkulan bir sporcudur.
Galibiyetleri öyle sıradan puanlarla değil, yapılması en zor tekniklerle alır. Servet’in genç yaştaki kabiliyetini ve başarısını fark eden Almanlar, “Sen burada doğdun. Buranın sporcusu olmalısın” şeklinde psikolojik baskıda bulunur. Üstelik hatırı sayılır maddi imkânları da önüne sererler. Başarı geldikçe farklı ülkelerden milyonlarca dolarlık teklifler de gelir. Memleket âşığı bir babaya ve sporcusunu çok iyi kollayan bir antrenöre sahip olan Servet, cazip teklifleri elinin tersiyle iter. Ay-Yıldızlı formayı sırtına geçirerek dünya ve Avrupa şampiyonalarında boy göstermeye başlar.
Sıra dışı kıyafetleriyle dikkati çekiyordu. Gurbetçi Türklerin davranışları vardı üzerinde. En çok da bonus görünümlü saçlarıyla başı dertteydi. Samimi bir yapısı olduğu için kısa sürede tekvando camiasının en değerli ‘Servet’i oldu.
Gaziosmanpaşa Belediyesi Spor Kulübü’nün bünyesinde yer alan şampiyon tekvandocunun, o dönem en büyük hayali 2008 Pekin Olimpiyatları’nda zirveye çıkmaktı ancak bronz madalyada kaldı. Londra’da altın alacağının sözünü verdi. O, bu hedef uğruna 4 yıldır aralıksız çalıştı. Avrupa ve dünya şampiyonlukları art arda geldi. Dünyanın en değerli sporcusu seçildi. Londra öncesi 2012 Avrupa Şampiyonası’nda da kürsünün en tepesine çıktı. Servet’i iyi analiz eden ve kontrollü dövüşmesini sağlayan milli takım hocası Ali Şahin’in emekleri ise görmezden gelinemez.
Oyunlara bir ay kala hasta annesi Gültan Tazegül’ü ahirete uğurlayınca ciddi bir travma yaşadı Servet. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere çevresindeki herkes kendisine moral verdi. Fiziksel olarak hazır olan başarılı sporcu, ruhsal zorluklar yaşıyordu. Londra’ya 2-3 hafta kala hayalini kurduğu altın için antrenman yapmakta dahi zorlanmıştı. Ancak inancını kaybetmeden çıktığı olimpiyat maçlarında rakiplerini tek tek geçti. Türkiye’nin hasretle beklediği altına kavuştu. Kontrollü ve akıl dolu tekniklere sahip olan sporcumuzdan Türkiye, daha çok madalya bekliyor.
Milli tekvandocumuz Servet Tazegül, yüreğindeki anne acısıyla çıktığı tatamide Türkiye’nin 2012 Olimpiyatları’ndaki ilk altın madalyasını alarak gururumuz oldu.
Servet, Kars’tan kalkıp Almanya’ya ekmeğinin peşine düşen ailenin 4 evladından biri. Almanya’da zorluklar içinde hayata gözlerini açan minik Servet, daha çocukken yerinde duramayan, ele avuca sığmayan ve yaşıtlarına rağmen bitip tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahiptir. Babası Beyler Tazegül, bu durumla pek baş edemez ve soluğu evlerine en yakın spor salonunda alır. Böylece Servet’in tekvando hayatı başlar. Selahattin Tekin hocanın himayesine girdiğinde daha 5 yaşındadır. Beyaz elbiselerle tekvando yapmak onun için oyun ve eğlenceden ibarettir. Yerden yükselerek havada teknikler yapmak çok hoşuna gider.
İlk göz ağrısı Selahattin hocanın üzücü vefatıyla kendini Nurettin Yılmaz’ın ellerinde bulur. Allah vergisi bir yeteneğe sahip olan milli sporcu, öğrendiği her tekniği mükemmel şekilde yapmaya başlar. İlk ve ortaöğrenimini Almanya’da tamamlayan Servet, meslek lisesini başarıyla bitirir. Avrupa’da katıldığı turnuvalarda daima kürsünün zirvesindedir. Rakiplerini nakavt ettiği için artık tatamide korkulan bir sporcudur.
Galibiyetleri öyle sıradan puanlarla değil, yapılması en zor tekniklerle alır. Servet’in genç yaştaki kabiliyetini ve başarısını fark eden Almanlar, “Sen burada doğdun. Buranın sporcusu olmalısın” şeklinde psikolojik baskıda bulunur. Üstelik hatırı sayılır maddi imkânları da önüne sererler. Başarı geldikçe farklı ülkelerden milyonlarca dolarlık teklifler de gelir. Memleket âşığı bir babaya ve sporcusunu çok iyi kollayan bir antrenöre sahip olan Servet, cazip teklifleri elinin tersiyle iter. Ay-Yıldızlı formayı sırtına geçirerek dünya ve Avrupa şampiyonalarında boy göstermeye başlar.
Sıra dışı kıyafetleriyle dikkati çekiyordu. Gurbetçi Türklerin davranışları vardı üzerinde. En çok da bonus görünümlü saçlarıyla başı dertteydi. Samimi bir yapısı olduğu için kısa sürede tekvando camiasının en değerli ‘Servet’i oldu.
Gaziosmanpaşa Belediyesi Spor Kulübü’nün bünyesinde yer alan şampiyon tekvandocunun, o dönem en büyük hayali 2008 Pekin Olimpiyatları’nda zirveye çıkmaktı ancak bronz madalyada kaldı. Londra’da altın alacağının sözünü verdi. O, bu hedef uğruna 4 yıldır aralıksız çalıştı. Avrupa ve dünya şampiyonlukları art arda geldi. Dünyanın en değerli sporcusu seçildi. Londra öncesi 2012 Avrupa Şampiyonası’nda da kürsünün en tepesine çıktı. Servet’i iyi analiz eden ve kontrollü dövüşmesini sağlayan milli takım hocası Ali Şahin’in emekleri ise görmezden gelinemez.
Oyunlara bir ay kala hasta annesi Gültan Tazegül’ü ahirete uğurlayınca ciddi bir travma yaşadı Servet. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere çevresindeki herkes kendisine moral verdi. Fiziksel olarak hazır olan başarılı sporcu, ruhsal zorluklar yaşıyordu. Londra’ya 2-3 hafta kala hayalini kurduğu altın için antrenman yapmakta dahi zorlanmıştı. Ancak inancını kaybetmeden çıktığı olimpiyat maçlarında rakiplerini tek tek geçti. Türkiye’nin hasretle beklediği altına kavuştu. Kontrollü ve akıl dolu tekniklere sahip olan sporcumuzdan Türkiye, daha çok madalya bekliyor.