Yaz ayının başlaması ile birlikte Avustralya rehavet dönemine girmeye hazırlanıyor. Okulların kapanması, christmas, yeni yıl derken ülke şu günlerde en uzun tatil döneminin arefesinde. Parlamento tatile girdi bile. Merkez Bankası da 2012’nin son toplantısını geçtiğimiz hafta yaptı ve faiz oranlarını 25 puan düşürdü. Banka 2013 yılının ilk toplantısını Şubat ayında yapacak. Perakende sektörü ise geleneksel yıl sonu hediyeleşmesinden, tatile çıkma hazırlıklarının getirdiği bir takım ihtiyaçlardan ve eskisini atıp yenisini alma alışkanlığından dolayı çok hareketli ve çok canlı. İnşaat sektörü de öyle; yaz tatili dolayısıyla ev ve işyerlerinde bir takım tamir, boya veya yenileme çalışmaları özellikle bu dönemde hız kazanıyor. İşte bu da Avustralya’ya özgü geleneklerin bir başkası. Ekonominin bel kemiği sayılan emlak piyasasında yıl içerisinde durgunluk yaşansa da özellikle bu dönemi bekleyen yatırımcılar bile var. Avustralya inşaat piyasasına malzeme üreten önemli bir Türk firmasının sahibi ile yaptığımız röportaj da, bu konu gündeme gelmişti. Evini değiştirmek isteyenler yeteri kadar finansa sahip değillerse konutunu ya daha konforlu hale getirmek yada daha yüksek fiyata satmak için bazı eklemeler ve tadilatlarla değerini artırıp, daha iyi şartlarda satma şansı yakaladıklarını söylemişti.
Yılın en iyi satışlarının gerçekleştiği bu dönemde işletmeler pazar pastasından ne kadar pay kapabilirse, bundan sonra ki zaman için kendileri açısından o kadar iyi. Çünkü istatistiklere göre bazı sektörlerde neredeyse bir yıla bedel hasılat, bahsettiğimiz bu bir aylık zamanda diliminde gerçekleşiyor. Evet 2012’yi geride bırakmaya bir kaç hafta kaldı. Yeni yıl ve yeni bir başlangıç. Ancak geride bırakacağımız bu seneye girerken ekonomik kriz ile ilgili çizilen karamsar tablo, yeni öngörülerle 2013 için de çiziliyor. Bu konuda en son görüş bildiren dünyanın en zengin iş kadını, Avustralya’nın maden patronu Gina Rinehart oldu. Milyarder iş kadını, aşırı harcama ve rekabet kaybından ötürü Avustralya’nın da Avrupa’dakinin benzeri bir borç krizi riski ile karşı karşıya bulunduğunu öne sürdü. Harcamalar yerine kazançlara odaklanılmasının ve yatırım için daha iyi bir ortam hazırlanılmasının gerektiğini savunan demir milyarderi “Avustralya adım adım Yunanistan, İspanya ya da Portekiz gibi bir ülke olma yolunda ilerliyor” dedi. Rinehart, hükümetin yanlış politikalar izlediğine ve gittikçe maden sektöründe rekabet ortamından uzaklaştığına dikkat çekti. Ayrıca maden zengini, işgücü konusunda hükümetle de anlaşamıyor. Daha önce de, Avustralya’da, istihdam maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı yatırım ve rekabet ortamının oluşmasının güçleştiğini ve Afrika’da bir işçinin günlük 2 dolara çalıştığını örnek vermişti. BHP Billition ve Fortescue gibi diğer maden şirketlerinin bu yüzden yeni yatırımlarını, ya rafa kaldırdığını yada vazgeçtiğini söylemişti. Başbakan Gillard’da maden patronuna cevaben ‘Biz düzgün ücret ve insanca çalışma koşullarını destekliyoruz’ dedi. Biri iş dünyasında, biri politika da başarılı iki bayan liderin karşılıklı atışmaları ve izledikleri politikalar inşaallah ülkenin yararına olur. Ancak Gina Rinehart’ın özellikle şu kriz döneminde iş dünyasına yaptığı tavsiyeler ise göz ardı edilmemeli. O, Avustralyalıların içki ve sigara gibi zararlı alışkanlıklar ile sosyalleşmeye daha az zaman harcamasını, buna karşılık ise daha çok çalışmasının gerektiğini söylemişti. Harvey Norman mağazalarının kurucusu Gerry Harvey’de, son iki yıl içerisinde çok sayıda perakende işletmesinin kapandığını ve sektörün büyük baskı altında olduğunu söyledi.
O zaman, Avustralya’yı, Avrupa ülkelerindeki gibi tehlikeli bir kriz mi bekliyor? Aslında, bu konuda kafalar karışık. Bir yandan zenginlerin tedirginlik meydana getiren açıklamaları, öte yandan yeni yatırımlar. Daha geçen hafta Toyota, Japonya dışında ilk elektrikli araba motoru üretecek fabrikasını Avustralya’ya kurdu. Araba devi, Melbourne’de milyon dolarlık yeni Hybrid motor fabrikasını Başbakan’ın da katıldığı bir törenle açtı. Avustralya, Pasifik de lider ve söz sahibi olma yolunda adeta Hindistan’a da açılım yapıyor. Başbakanın Ekim ayında yaptığı ziyaretin ardından, Yardımcısı Federal Maliye Bakanı Wayne Swan’da ekonomik anlaşmalar ve yatırımlar konusunda işadamları ile görüşmek üzere Hindistan’a gitti. Asya pazarı, Avustralya için çok önemli. Bölgenin en güçlü ülkelerinden Hindistan’a Avustralya’nın ihracatı 2011-12 finans döneminde 13 milyar dolar olarak gerçekleşmiş.
Hindistan açısından da Avustralya bir o kadar önemli. Eğitim için gelen öğrencilerin yoğunluğunun yanında Avustralya, Hindistan’ın yatırım yaptığı en büyük beşinci ülke. Öte yandan ülkede işsizlik oranlarında da beklenilenin aksine düşüş yaşandı, ihracat % 3 arttı, Ekim ayından itibaren yeni konut satışları da artmaya başladı. Borsa ise son 7 haftanın en yüksek seansı ile kapandı. Ticaret açığının büyümesine rağmen, ekonomistler bu durumu beklediklerinden daha iyi olarak yorumladılar. Bütün bunları üst üste koyduğumuzda pasifiğin güçlü ülkesi Avustralya, inşaallah ekonomik istikrarını devam ettirir de gelecek adına hakkında ufuk karartıcı senaryolar yazdırmaz.
z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au