Tutuklu Büyükelçi Balık: Kararnamemde kimin imzası var, şu anki Cumhurbaşkanının. MİT Müsteşarına çok yakın çalıştım, çok kritik süreçleri yürüttük. ‘Kardeşimsin, oğlumsun’ diyen Davutoğlu şimdi nerede? Yazıklar olsun ki, gerçekleri bildikleri halde konuşmuyorlar.
BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Özel Kalem Müdürlüğü görevinde bulunan ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde de dış politika başdanışmanlığı yapan eski büyükelçi Gürcan Balık’ın yargılanmasına devam edildi.Odatv’de yer alan habere göre Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Savcı, Gürcan Balık esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapacağını belirterek, şunları söyledi:“Devlet vatandaşını cezalandırabilir. Asker yapar, ölüme gönderir, vergi alır. Ama devletin kurumları sahtekârlık yapmaz. Bank Asya’daki hesaplarının tarihleri bellli. Ya gelen bilgiler sahte ya bilirkişi sahte rapor hazırladı.”
“Bu yapı hakkında benim Abdullah Gül’le ne konuştuğumu, Ahmet Davutoğlu ve ekonominin başındaki kişilerin kanaatinin ne olduğunu bilen var mı? Benim bunları anlatmam yakışık almaz. Eğitimim, konumum, görevim gereği bu yapıyı bilmem gerektiğini söyleyenler, neyi bildiğimi niye sormuyorlar. Sorsunlar anlatayım. Bank Asya konusunda yalan söylüyorsam, beni idam edin. Hayati Küçük yalan söylüyor, yalanda sınır tanımıyor. Bir sahtekâr. Söylediği tek doğru şey, evet bürokraside geceli gündüzlü çalıştım. Milletime hizmet ettim. ‘Sen millete çok hizmet ettin, kardeşimsin, oğlumsun’ diyen Davutoğlu şimdi nerede bilmiyorum. Bana, ‘Maşallahın var’ diyen bakanlar vardı. Bugünkü Cumhurbaşkanından da defalarca iltifat işittim. Büyükelçi kararnamemde kimin imzası var, şu anki Cumhurbaşkanının. MİT Müsteşarına çok yakın çalıştım, çok kritik süreçleri yürüttük. MİT Müsteşarı’nın benim ne olduğumdan haberi olmayacak, öyle mi? Yazıklar olsun ki, gerçekleri bildikleri halde bu konuda konuşmuyorlar. Nasılsa birlikte çalıştılar. Gürcan ezilsin, önemli değil. Devlet, sahtekârlarla hareket etmez. Yolumuz ayrılmış olabilir, size sahip çıkmadıkları için gücenmiş olabilirsiniz, ancak ne Gül, ne Davutoğlu hakkında dosya hazırlanacak kişiler değildir. Yolsuzluk mu yapmışlar? Herkes benim tutuklanmamın kendilerine yansımalarına karşı gardını aldı. Davutoğlu benimle ilgili bir soruya onur kırıcı bir cevap verdi, ‘Ben geldiğimde oradaydı’ dedi. Beni Ali Babacan’a tavsiye eden kendisiydi. Madem öyle, geldiğinde niye beni görevden almamış. 2014’te Gül’ün yanında kim çalıştıysa paralelci ilân edildi. Cumhurbaşkanlığına devam edip, etmeyeceğinin, AK Parti’ye dönüp dönmeyeceğinin tartışıldığı kritik bir süreçti. Bu dönemde bir kesim çok operasyonel haberler yaptırdı.”
Darbeden haberi olduğu iddiasıyla ilgili olarak da Balık, “Askerler hariç, darbeden haberi olup da Türkiye’de kalan var mı? Hepsi uçağa binip gitmişler. Bu devlet Adil Öksüz’ü bile elinde tutamadı. Diplomatik pasaportum var. Darbeden haberim var, başarısız oluyor ve ben ertesi gün uçağa binip, gitmiyorum” dedi. Balık, savunmasını şu sözlerle bitirdi:
“Acaba ben yanında çalıştığım devlet büyükleri siyasetten çekilmeyip, iktidarda olsa böyle bir dosyayla yargılanır mıydım?.. Acaba ben onlarla çalışmamış olsam, hedef haline getirilir miydim?.. Acaba Gül ve Davutoğlu’na sunduğum hizmetin 10’da 1’ini Sayın Cumhurbaşkanına sunmuş olsam, böyle bir muameleye maruz kalmama izin verir miydi?”
Mahkeme, bilirkişi raporuna itiraz talebini reddederken, Balık’ın tutukluluğuna devamla hükmü açıklamak üzere duruşmayı 20 Aralık’a erteledi.