Erdoğan rejiminin, Hizmet Hareketine yönelik uyguladığı soykırıma varan baskı ve iftiralar sınır tanımıyor. Halkı inandırmak, camia mağdurlarının hak arayışlarını engellemek için psikolojik harp taktiği olarak sık sık gündeme getirilen ‘soru çalma’ iddiası rejimin mahkemelerinde bile aklandı.
Ancak, aynı iftiralar bu kez farklı isim ve gazetecilerle ısıtılıp tekrar gündeme getirildi. Bu kez inandırıcı olması için vefat eden Gülen’in adını kullanan A.A’nın iddialarına sarılan Erdoğan’ın havuz medyası tarafından tepe tepe kullanıldı. İddialar, Hocaefendi’nin 50 yıllık yol arkadaşları tarafından tek tek yalanlandı.
SORU ÇALMA İFTİRASINA UĞRAYANLARIN YÜZDE 94’Ü BERAAT ETTİ
TR724 Washington Temsilcisi ve yazarı Adem Yavuz Arslan, kişisel youtube kanalından gerçekleştirdiği yayında, Türkiye’de Hizmet Hareketi’ne yönelik ‘soru çalma’ iddialarının mahkemelerde nasıl beraatle sonuçlandığına dair çarpıcı verileri paylaştı. Bu kez aynı algı operasyonu, A.A isimli iftiracı üzerinden ısıtılıp yeniden gündeme getirildi.
“MAĞDURLARA BASKI ARACI OLARAK KULLANILIYOR”
Yargıtay kararlarına göre ‘soru çalma’ iddiasıyla yargılanan sanıkların yüzde 94’ünün beraat ettiğine dair verileri paylaşan Adem Yavuz Arslan, Erdoğan rejiminin soru çalma iddiasına kamuoyu desteği sağlamak ve mağdur edilen insanların haklarını geri almalarını engellemek için bunu bir araç olarak kullandığını ifade ederek; “Bu iddia, rejimin en başarılı psikolojik operasyonlarından biri oldu. Özellikle 15 Temmuz sonrası bu iddia daha da etkili hale getirildi.” dedi.
A.A.’NIN İFTİRASINA VE ÇANAK TUTANLARA BÜYÜK TEPKİ
Son olarak aynı algı operasyonu bu kez A.A. isimli iftiracının ağzından tekrar gündeme getirildi. Vefat ettikten sonra bu kez Gülen’in adını aynı iddialarla gündeme getiren iftiracıya Hocaefendi’nin 50 yıllık yol arkadaşlarından tepki ve yalanlama geldi.
KURUCAN NET BİR DİLLE YALANLADI
Gülen’in, yaklaşık yüz kişinin bulunduğu ortamda söz konusu açıklamada bulunduğuna dair ileri sürülen iftira, aynı toplantıda bulunduğu ileri sürülen Hocaefendi’nin talebesi Ahmet Kurucan tarafından yalanlandı. Kurucan, böyle bir ortamda bulunmadığını ve Hocaefendi’den de böyle bir tavsiyeyi ne A.A’nın iddia ettiği ortamda ne de bir başka zaman duymadığını kesin bir dille ifade etti.
“YÖK BAŞKANI DOĞRAMACI BİLE SİZE KİTAPÇIĞI VERSE YIRTAR ATARSINIZ”
50 yıllık yol arkadaşı eğitimci Mehmet Yavuzlar ise yaşadığı bir hatırayı Raindrops TV’de yayınlanan ‘Renkler Kuşağı’ programında anlattı. Üniversite imtihanı soruları ve Hocaefendi ile yaşadığı tarihi bir olayı detaylandıran Mehmet Yavuzlar, olayın YÖK eski Başkanı İhsan doğramacı döneminde yaşadığını söyledi.
Yavuzlar, bir eğitimcinin o dönemde üniversite imtihan kitapçığıyla ilgili düşüncesine Fethullah Gülen Hocaefendi’nin şu tepkiyi gösterdiğini söyledi: “Benim basiretli ferasetli kardeşlerim. İhsan Doğramacı bey üniversite kitapçığını getirip; ‘bu kitapçıkla arkadaşlarınız ders çalıştırın, arkadaşlarınız üniversiteyi öncelikle kazansın’ dese bile onun gözünün önünde imtihan kitapçığını yırtarsınız, yakarsınız, sonra da önlüğünü giyip sınıflarda arkadaşlarına Matematik ve Fiziği anlatırsınız, Allah’ı anlatırsınız “diye tepki gösterdi” dedi.
“İDDİALARLA İLGİLİ KONUŞMAK İSTEDİM HALA CEVAP VERMEDİ”
Öte yandan Cemaat’in soru çalma iftirasında bulunan A.A’ya bir tepki de Hocaefendi’nin İzmir’den 55 yıllık yol arkadaşı ve üniversite hazırlık kurslarının kurucusu Prof. Dr. İbrahim Hasgür’den geldi. Yeni Yorum Kanalın’dan Fuat Baran ve Emre Uslu‘nun sorularını cevaplandıran Prof.Dr.Hasgür; “Hocaefendi ile 55 senelik yol arkadaşlığımızda böyle bir şey duymadım ve görmedim. Hocaefendiyle beraber aynı evde kaldık. Hatta çamaşırlarımızı yıkayacak kadar uzunca yıllar beraberliğimiz oldu. Böyle bir insana nasıl ‘soru çalma‘ iftirasında bulunulur. Bu nasıl bir düşmanlık.” diye sordu.
“BÜYÜK BİR İFTİRA”
“Hocaefendi, ruhunun ufkuna yürüdükten sonra bu açıklamalar gündeme getiriliyor” diyen Hasgür, Türkiye’nin en eğitimli camiasını töhmet altında bırakan Abdullah Antepli isimli iftiracıya tepkisini şöyle sürdürdü: “..Söylenenler birer iftira. Zaten 100 kişinin içinde olduğunu iddia ettiği olayda, bir kişi olan Ahmet Kurucan’ın adını çekti, o da tekzip etti, yalanladı. Antepli’nin soru çalma iftirası nedeniyle Ahmet Dönmez’e iki kez mesaj attım. Konuşmak istedim dönmedi bana. Ona Milletvekilliğim sırasında ÖSYM’de yaşanan ve Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma konusu olan ‘soru çalma’ olayını anlatacaktım. Nasıl örtbas edildiğini tüm detaylarıyla anlatacaktım. Ama Ahmet Dönmez’den cevap bekliyorum. Hâlâ cevap yok. Bu soru çalanlar cemaatten değil başka güçlerdi” dedi.
ARSLAN: “REJİMİN MAĞDURLARA YÖNELİK PSİKOLOJİK OPERASYONU”
Adem Yavuz Arslan, Erdoğan rejiminin soru çalma iddiasını kamuoyu desteği sağlamak ve mağdur edilen insanların haklarını geri almalarını engellemek için bir araç olarak kullandığını ifade etti. “Bu iddia, rejimin en başarılı psikolojik operasyonlarından biri oldu. Özellikle 15 Temmuz sonrası bu iddia daha da etkili hale getirildi.” dedi.
“ERDOĞAN REJİMİNİN KARA PROPAGANDASI”
Gazeteci Adem Yavuz Arslan: “Rejim, bu propagandayı kullanarak akademiden iş dünyasına kadar yüzbinlerce kişiyi kamudan ihraç etti ve toplumu bu yalana inandırdı. Ancak gerçekler ortada. Mahkemeler, bu suçlamaların büyük çoğunluğunun asılsız olduğunu tespit etti.” diyerek, bu operasyonun geniş çaplı bir hak ihlaline dönüştüğünü vurguladı.
REJİMİN MAHKEMELERİNDE BİLE BERAAT ETTİLER
Erdoğan rejiminin kara propagandasına rağmen, 2011 ile 2024 yılları arasında ‘soru çalma’ iddiasıyla açılan davalarda yargılanan toplam 17.894 kişinin yüzde 94’ü beraat etti. Gazeteci Adem Yavuz Arslan, bu sonucu, “Yargıtay kararlarına göre, bu davalarda sanıkların yüzde 93,7’si beraat etti. Bu oran, rejim mahkemelerinde bile soru çalma iddiasının ne kadar asılsız olduğunu gösteriyor.” tespitinde bulundu.
Arslan, “Bu davaların detaylarını incelediğimizde, Erdoğan rejiminin kamuoyunu nasıl yanlış bilgilendirdiği ve binlerce insanın hayatını nasıl kararttığı ortaya çıkıyor. Bu insanlar yıllarca hapis yattı, aileleri dağıldı ve kariyerleri sona erdi. Ancak mahkemeler bu iddiaların asılsız olduğunu kanıtladı.” ifadelerini kullandı.
DETAYLI VERİLER PAYLAŞILDI
Arslan, Yargıtay kararlarının detaylarını şöyle aktardı: “1 Ekim 2023 ile 1 Ekim 2024 arasında Yargıtay’da toplam 366 dava karara bağlandı. Bu davaların 334’ünde sanıklar yerel mahkemede beraat etti ve Yargıtay bu kararları onayladı. Sadece 32 kişi yerel mahkemelerde suçlu bulundu ve bu kararlardan da 12’si Yargıtay tarafından bozuldu. Yani, sadece 20 kişinin mahkumiyeti onandı.”
Arslan, bu verilerin Erdoğan rejiminin yıllardır topluma empoze ettiği “cemaat soruları çaldı” algısını tamamen çürüttüğünü belirtti. “Rejim, bu propagandayı kullanarak akademiden iş dünyasına kadar yüzbinlerce kişiyi kamudan ihraç etti ve toplumu bu yalana inandırdı. Ancak gerçekler ortada. Mahkemeler, bu suçlamaların büyük çoğunluğunun asılsız olduğunu tespit etti.” dedi.
PSİKOLOJİK SAVAŞ VE SOSYAL DESTEK ARAYIŞI
Adem Yavuz Arslan, Erdoğan rejiminin bu iddiaları sosyal destek sağlamak ve mağdur edilen insanların haklarının iade edilmesini engellemek için kullandığını ifade etti: “Bu, rejimin yürüttüğü psikolojik savaşın bir parçasıydı. İnsanları cadı avına maruz bırakmak ve toplumsal baskı yaratmak için sürekli olarak ‘soru çaldılar’ propagandası yapıldı. Ancak mahkemeler bu iddiaları çürüttü. 2010 KPSS skandalı üzerinden çok sayıda kişi hedef alındı. Ancak mahkemelerin verdiği beraat kararları, bu suçlamaların tamamen uydurma olduğunu gösteriyor. Yargıtay kararlarını inceleyen Avukat Murat Akkoç ve ekibine teşekkür ediyorum. Bu çok değerli bir çalışma oldu.”
BAŞARI HİKAYELERİ VE HAKSIZLIKLAR
Arslan, mahkeme süreçlerinde suçlanan kişilerin başarı hikayelerine de dikkat çekti. “Silivri’de hapsedilen gençlerin birçoğu cezaevinden çıktıklarında girdikleri sınavlarda derece yaparak üniversitelere yerleştiler. Bu çocuklar, hiçbir şekilde soruları çalmadıklarını başarılarıyla ispat ettiler. Ancak rejim, bu başarı hikayelerini görmezden geldi ve onları suçlu ilan etti.” dedi.
Arslan, “Bu gençler, Türkiye’nin en iyi okullarında ve dünya çapında üniversitelerde derece yapmış, dil bilen, yüksek lisans ve doktora yapmış bireylerdi. Ancak rejim, bu insanları haksız yere hedef aldı,” diyerek yaşanan haksızlıklara işaret etti.
SONUÇ: SORU ÇALMA İDDİASI ÇÖPE ATILDI
Adem Yavuz Arslan, paylaştığı verilerle birlikte soru çalma iddiasının tamamen çöpe atıldığını vurguladı: “Bu verileri herkesin bilmesi gerekiyor. Eğer biri size hâlâ ‘soru çaldınız’ diyorsa, Yargıtay kararlarını gösterin. Artık bu iddianın hiçbir geçerliliği kalmadı. Hatta sosyal medyada çokça kullanılan bir ifadeyle, bu verilerle onların ağzına vurabilirsiniz.”
Arslan sözlerini şöyle tamamladı: “Rejimin mahkemelerinde bile yüzde 94 oranında beraat kararı çıkıyorsa, bu suçlamaların büyük bir yalan olduğunu görmemiz gerekiyor. Artık bu tartışmayı kapatıyoruz. Soru çalma iddiası, Erdoğan rejiminin psikolojik savaş araçlarından biri olarak tarihe geçmiştir.” Akif Burak CAN-ZAMAN AVUSTARLYA