İmam Rabbani zulümden ve şirkten kaçıp hicret eden ‘Ashabı Kehf Kur’an’a girdi ve onlarla beraber hicret eden köpek dahi Kur’an’da Kıtmir olarak anıldı’ der.
İnsanlık tarihi boyunca hemen hemen bütün peygamberler, ashabının çoğu ve büyük evliyaların büyük bir kısmı hicret etmek zorunda kalmışlardır. Hicret kaçma değil yeniden doğuşun bir başlangıcı olmuştur. Kur’an’da Cenab-ı Hak “Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek birçok güzel yer ve genişlik bulur. (Nisa 100)” buyurur. Bu ayetin tefsirinde büyük alimler ittifakla hicret edenin gittikleri yerde (zamanla) bolluk ve bereket bulacağını buyururlar.
Büyük müfessir Fahrettin Razi “Ey insanoğlu hicretin meşakkatinden zorluğundan korkma. Hicret edince büyük manevi mertebeler elde edersin,” der.
İbn Abbas’tan gelen bir rivayette ise; “Hicret eden bereket bulur” buyurmuştur. Kuşayri ise, Allah rızası için hicret eden Allah’a yakın olur, sözü tesir eder, gittiği yerde (zamanla) kabul görür. Muhittin İbn Arabiye göre, “Hicret edenin gönlünde inşirah olur, muhacir heva ve hevesinin esiri olmaktan kurtulur.” İsmail Hakkı Bursevi ise, “Dinin yayılmasında kolaylık bulur” diye tefsir eder. Necmettin Kubra bu ayetin tefsirinde “Muhacir Allah’ın rahmetine gark olur” der.
YUSUF (as) VAZİFESİ BİTİNCE, SARAYI BIRAKIP HAKKA DOĞRU HİCRET ETTİ
Velilerin Hak’ka doğru hicret eder. Başta Peygamberimiz olmak üzere peygamberler de Hak’tan halka doğru hicret eder. Kimisi Kabe’ye doğru hicret eder. Kimisi de tıpkı sahabe gibi hakkı temsil ve anlatmak için Ka’be’de dahi olsa başka diyarlara hicret eder. İkisi de güzeldir fakat sahabenin ki daha güzeldir. Yusuf (AS) vazifesi bitince, sarayı bırakıp Hak’ka doğru hicret etti. Zalimler ise, Hak’tan kaçıp saraylara ve dünyaya hicret ederler.
Tarih incelendiğinde Allah rızası için hicret eden Müslümanlar, gittikleri yerlerin zamanla hâkimi oldukları görülür. Sahabe üç kıtaya hicret etti, gittikleri yerler İslam ile nurlandı. Türkler Anadolu’ya hicret ettiler, Anadolu yaklaşık on asır İslamin bayraktarlığını yaptı.
Müslümanlar hicret ettikçe İslam medeniyeti güçlenmiş, hicret azalınca da İslam medeniyeti yıkılışa doğru sürüklenmiştir. Hicret durunca, dinin yayılması da hemen hemen durmuştur. Aynı şey, dini guruplar ve cemaatler ve fertler için de geçerlidir. Allah için hicret etmeyince önce yerinde saymışlar, sonra da eriyip gitmişlerdir. Hicret edenler gönüllere sultan, etmeyenlerin büyük bir kısmı ise zamanla nefse kul, köle ve dünyalığın esiri olmuşlardır.
Evet, tarih boyunca Allah için veya zulümden dolayı hicret eden ehli iman hep yeni doğuşlara sebep olmuştur. Çünkü hicret ile dünyadan bağları kopmuş, sahabivari Allah’a yönelmişlerdir. İnsan dünyayı arkasına atınca, dünya onu takip eder. Sahabi bunu yaptı. Otuz yılda İslam üç kıtaya yayıldı hem de iki büyük süpergücün bütün engellemelerine rağmen. Osmanlı’da Kanuni dönemine kadar böyleydi. Hazineleri dolup taştı.
ZAVALILARIN YAPTIĞI ZÜLÜMLER
Ehli dalalet ve ehli hasedin ittifakla icra ettikleri zulmün sonucu on binlerce mümin hicret etmek zorunda kaldı. Hicret etme imkânı bulamayanları da bebekli pak anneler dâhil, yakalayıp zindanlarda esir ettiler. Bu zulmün neticesi Hizmeti İmaniyye ve Kur’an’iyye erleri daha çok Allah’a yöneldi. Yaklaşık son elli yıllık tarihinde Hizmet hiç bir zaman manevi olarak bu kadar güçlü olmamıştı. Başta Hz. Peygamber ve Ashabı ve büyük zatlar manen onlarla beraber. Sabredin diye müjdeler veriyorlar. Evet, insanlıktan istifa etmiş bu zavallıların yaptıkları zulümler, ehli iman için şu an manen rahmete dönüştü. Bunu gelecekte gönüllerin fethi takip edecektir. Çünkü hep böyle oldu ve de tekrar böyle olacaktır. Ehli haset ve ehli dalalet istemese de olacaktır inşallah.
Eğer hicretin manen mükâfatına vukuf olabilseydik, ayaklarımız olmasa dahi, sürünerek veya bir kütük gibi yuvarlanarak hicret ederdik. Sahabeler Kâbe’de kılınan bir namazın başka yerlerdeki namazın on bin katı sevabını bilmesine rağmen hicret ettiler. Çünkü hakkı temsil ve anlatmak için hicret Kâbe’de kalmaktan daha sevap olduğunu biliyorlardı. Allah rızası için hicret eden dünyada muhacir, ahirette de Resulullah’a mücavir (komşu) olacaktır inşallah.Ne mutlu hep Hak yolunda hicret edenlere veya o niyet üzere vefat edenlere. yucelsalih@yahoo.com