Ondört milyon 700 bin seçmenin kayıt yaptırarak Avustralya tarihine en yüksek katılımlı seçim olarak geçen 2013 federal seçimleri geride kaldı. Bu seçimlerde aynı zamanda aday rekoru da kırıldı.
1717 aday seçilebilmek için yarıştı. 2010 seçimleri ile kıyaslandığında aday sayısında % 43 oranında bir artış yaşandı. Seçimlerdeki bir diğer rekor ise; siyasi partilerin sayısında oldu. Tam 54 siyasi parti seçimler için kayıt yaptırdı. Seçimlerde Liberallerin ittifakı Koalisyon Partisi 90 milletvekili çıkararak, iktidara geldi ve Ülkenin 28.Başbakanı olan Tony Abbott kabinesini kurarak Genel Vali’nin huzurunda yemin edip, göreve başladı. Avustralya’nın 44’cü Hükümeti önümüzdeki ay Canberra’da Federal Parlamento’nun açılması ile işbaşı yapacak. İşçi Partisiyse, şu günlerde, devam eden liderlik arayışını kısa zamanda sonuçlandırmış olacak. Ülke nüfusunun üçte ikisinin demokratik hakkını özgürce sandıklara yansıttığı federal seçimler, katılım rekorunu kırmasının yansıra, sonuçlarıyla da birçok ilk’lere sahne oldu. Eski Olimpiyat şampiyonu Nova Peris, Avustralya’nın Federal Parlamentosu’na seçilen ilk Aborjin kadın oldu.
Oy işlemlerinin sayımı tamamlansa da kesin sonuçlar daha resmen açıklanmadı. Kritik sandalyelerin olduğu bazı beldeler de, oylar ikinci kez sayıldı. Seçimlere kendi adını verdiği partisi ile giren işadamı Cleve Palmer da, zaferini ancak geçen hafta yapılan ikinci sayımdan sonra resmen ilan edebildi. Avustralya Seçim Komisyonu (AEC), 150 sandalyeden 132’sini deklare etti. Halen bir seçim bölgesi ise belli değil. Liberallerin 90 milletvekili çıkararak, altı yıl aradan sonra İşçi Partisi’ni tahtından eden seçim zaferi, büyük ses getirdi denebilir. 7 Eylül öncesi anketlere yansıyanlar da Liberallerin, iktidara geleceğine işaret ediyordu. Ama İşçi Partisi’nin bir önceki seçimlere oranla 18 sandalyeyi, birden kaybedeceğini kimse tahmin edemedi. Yeni yapılan yorum ve analizlerde Tony Abbott, liderliğindeki Liberaller’den daha çok, Kevin Rudd’dan bahsediliyor. Medya, Julia Gillard’ın liderlik koltuğundan ettiği Rudd’ı, denizde batmak üzere olan İşçi Partisi’ni kurtaran ‘Kaptan’ gibi yorumluyor. Kevin Rudd seçimlere yaklaşık 2 ay kala partinin dümenine geçerek, 15 İşçi Patili milletvekilinin koltuklarını koruyup, yeniden meclise girmelerine bizzat vesile oldu. Zaten Rudd ve Gillard’ı liderlik yarışına götüren en önemli belirleyeci unsur da buydu. Bazı milletvekilleri İşçi Partisi’nin, Gillard liderliğinde seçimlere girmesi halinde yok olacağı şeklindeki endişelerini defalarca dile getirmişlerdi. İşçi Partisi yeni dönemde, ancak 54 vekil çıkarabildi. Kesin sonuçların açıklanması ile 55’i de bulabilir. İşçi Partisi’nin muhtemel 41 sandalyesini, 54’e kadar kadar çıkardığı için 15 İşçi Partili Milletvekili, bir nevi siyasi kariyerini Rudd’a borçlular. İşte bu nedenle farklı bir bakış açısıyla Kevin Rudd’ı seçimin asıl galibi gibi değerlendirebiliriz. Belki de Rudd’ın, 7 Eylül Cumartesi gecesi seçimi kazanan tarafmış gibi yaptığı heyecanlı ve sevinçli konuşması da bundan dolayıdır.
Ayrıca, parti liderini tespit etme fikri de Rudd’a ait. Buna göre; artık, eskiden olduğu gibi liderler sadece milletvekillerinin tercihi ile değil, aynı zamanda parti üyelerinin de katkıları ile belirlenecek. Bu durum daha fazla partilinin lider belirleme de rol oynaması bakımından önemli bir adım. En azından tekrar İşçi Partisi iktidar olma durumunda, parti içi darbeyle kimse liderlik koltuğundan edilemeyecektir.
Ülkedeki genel siyasi durum bu şekilde. Seçimler bitti, geriye ise seçim sistemi tartışmaları kaldı. Bilgisayar çağında halen kurşun kalemle işaretlenerek oy kullanılması eleştiriliyor. Seçim sistemindeki yanlışları ve suistimalleri en çok dile getiren ise Palmer United Partisi’nin lideri işadamı Cleve Palmer oldu. Ona göre bu sistemde bir seçmen oyunu birçok yerde aynı aday için kullanabilir. Çünkü seçmenin sandığa gittiğinde görevlilere kimlik belgesi ibra etmesi mecburiyeti yok. Veya oyunu başka bir sandıkta kullandıysa bunu gösteren bir belge de yok. Aslında seçim komisyonunun aldığı eleştiriler karşısında sistemi tekrar gözden geçirmesi çok faydalı olacak. Hele hele bu seçimler de 1003 oyun sayılmasına rağmen bilgisayara işlenmediğinin sonradan farkedilmesinden dolayı, Victoria’daki Indi şeçim bölgesi ve Başbakan Tony Abbott’ın kabinesindeki ikinci kadın bakan olması beklenen Sophie Mirabella’nın sandalyesini bağımsız aday Cathy McGowan’a kaptırması, seçimlerde oy kullanılmasından, hesap edilmesine kadar zihinlere bir çok müphem soru işaretleri getirdi.
z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au