Gaziantep saldırısında hayatını kaybeden 10 aylık Almina’nın tabutunu gösterip “O daha çok küçük” diyerek bütün Türkiye’yi ağlatan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, şahit olduğu tabloyu bir dönüm noktası olarak görüyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Gaziantep ruhu” şeklinde adlandırdığı tabloya dikkat çeken Bakan Şahin, saldırı karşısında net bir mesajın verildiğini belirtiyor. Şahin, “Gaziantep’te yaşanan olay, bölge açısından ve Kürt kökenli vatandaşlarımız açısından terörle mücadelede bir dönüm noktası oldu. Onlara yeter artık dedik.” diyor.
Bakan Şahin, bayramın ikinci günü gerçekleştirilen kanlı eylemde, çocuk, kadın, genç, yaşlı, etnik, dini herhangi bir ayrım gözetilmediğinin altını çiziyor. Bu kişilerin kendi bebeklerini dahi öldürebileceğini kaydeden Şahin, “Gaziantep’teki patlamada Alevi, Kürt, Türk, bebek, genç ve yaşlı var. Bunun hiçbir yerinden tutamazsınız. Burada insani duruş o kadar önemli ki. Dini mezhebi ne olursa olsun insani bir duruş vicdani bir duruş o kadar kıymetli ki halkımız bu gözlükle baktığında bunların ne olduğu ortaya çıkıyor.” şeklinde konuşuyor.
Şahin, hak ve hukuk arama iddiasında olanların yol, hastane ve okul yapanları hedef aldığına dikkat çekerken, bölge halkının da sürekli özgürlük alanlarını genişletip yasakları kaldıran bir iradeyle savaşarak hak hukuk aranmayacağını görmeye başladığını dile getiriyor. Ardından bunun çok önemli bir ayrım ve turnusol kâğıdı olduğunu ifade ediyor: Biz sizin hakkınızı hukukunuzu arıyoruz, koruyoruz deyip 10 yıllardır bu mücadelenin içerisinde olan kandırılarak dağa çıkarılan Kürt kökenli vatandaşlarımızın hakkını hukukunu koruduğunu iddia eden bunun için bu mücadeleyi yapana bakıyorsun artık kendi halkını vurmaya başladı. Halkın sağduyu ve ferasetine güveniyoruz. Burada olayları anlama ve algılama aşamasında insanlarımızın, krizi yönetmede neyin ne olup olmadığını anlamada çok ciddi bir vicdani duruşu var.
vekille terörist yan yana olamaz
Bakan Şahin, BDP’ye yönelik söylediği “Terörle arasına mesafe koymayanların Meclis’te yerinin olmadığına artık ben de inanıyorum.” yönündeki çıkışına da atıfta bulunuyor. Safların çok net bir şekilde ayrıldığının altını çizen Şahin, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak mezhebin, dilin ve kökenin ne olursa olsun insan olarak, bu ülkenin vatandaşı olarak birlik ve beraberlik içinde duracak mısın? Yoksa dağdakilerin saflarına katılıp, onların mücadelesini mi yapacaksın? Bu çok önemli.” ifadelerini kullanıyor.
Son dönemde Türkiye’nin güney sınırında yaşanan gelişmelere de değinen Şahin, hükümetin Suriye politikasını, “Komşularımız, akrabalarımız zulüm ve ateş altında, onlara yardım etmek bizim insanlık görevimiz. Biz Somali’ye ve Myanmar’a gidip onların karnını doyurmaya çalışan bir milletiz. Onları görmezden gelemeyiz.” sözleriyle savunuyor. Türkiye’de kalan mültecilerle ilgili olumsuz bir havanın oluşturulmasını doğru bulmayan Şahin, “Gelenlerin iyi niyetli mi, muhtaç mı yoksa kötü niyetli mi bunların ayırt edilmesi de sınır güvenliği açısından çok önemli. Bunlar konusunda hem istihbarat hem güvenlik güçlerinin ciddi çalışmaları var.” diyor.