İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine ve İBB’ye yönelik soruşturmalara tepki gösterdi. İmamoğlu, “Elinizi yargıdan derhal çekin.
Yargıyı bağımsız bırakın. Derdinizi sandıkta halledecek kadar cesaretiniz varsa, haysiyetiniz varsa, çıkın bütün cesaretinizle sandıkta mücadelenizi verin; hukuksuz davranışlarla değil.” dedi.İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), ‘150 Günde 150 Proje’ maratonu kapsamında 189’uncu hizmetini, Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattı Mecidiyeköy-Fulya-Yıldız kesimini açarak gerçekleştirdi. Açılışta konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Sağlıklı bir yöntemle yatırım yapmayan ve İstanbulluların parasını sağlıklı bir biçimde harcamayan, İstanbulluların gönlünü kazanamaz. Bizden önceki süreçte, 25 yıllık zaman diliminde yılda 5 değil, 15 kilometre üretme kapasitesine sahip olsalardı -ki dünyada 25 yılda 25 beş kilometreyi başaran şehirler oldu- bugün İstanbul, bambaşka bir konumda olurdu.” dedi.
İSTANBUL’U YÜZÜSTÜ BIRAKTILAR
Önceki dönem belediye yönetimini suçlayan Ekrem İmamoğlu, şöyle konuştu: “Özellikle 2015-16 ekseninde birçok ihale yapıldı. Ama ne yazık ki bu ihalelerin birçoğu, kağıt üzerinde kaldı. Projesi tamamlanmamıştı, finansmanı hiç düşünülmemişti. İşte onun için biz duran, yapılmayan, unutulmuş 10 tane metro hattını devraldık, diye anlatıyoruz. İsraf düzeni nedeniyle, açıkçası icraatı unutup, sadece siyasi kavgaları, sadece partizanlık duygularını besledikleri bir dönem var ettikleri için, işlerini ihmal ettiler. Onun için yapabileceklerinin çok altında metro ürettikleri, işleri sürekli uzattıkları ve ne yazık ki kağıt üstünde kalan yarım yamalak metro projeleriyle, İstanbul’u tabiri caizse yüz üstü bıraktılar.”
İBB İÇERİSİNDEKİ ‘TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA’ SON VERDİK
Göreve geldikleri an itibariyle İBB içerisindeki “tükenmişlik sendromuna” son verdiklerini belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
- Planı, projesi, finansmanı tamamlanmadan başlatılmış bu işleri, kaderine terk edilmiş metro inşaatlarını devraldığımız andan itibaren 10 metro inşaatını aynı anda harekete geçirerek, dünyada eşi benzeri olmayan bir rekora da İstanbul halkı adına imza attık. Bizden önceki 25 yıl boyunca yıllık metro imalatının bugün itibariyle 2,5 katının da üstüne çıktık, 3 katına doğru gidiyoruz.
TEK DERTLERİ, ‘BU İŞLERİ BU KADAR KISA ZAMANDA NASIL BAŞARDILAR?’
- Yani onların aslında tek derdi; ‘Bu işleri bu kadar kısa zamanda nasıl başardılar?’ Onları tetikleyen ve bize tabiri caizse saldırmalarını sağlayan tek ana duygu bu. Biz eğer metro başta olmak üzere, İstanbul’u yönetmek de başarısız olsaydık, bu kadar aceleci, bu kadar agresyonu yüksek bir süreci önümüze koymazlardı.
- Benim görev süremin bitimine 13-14 ay gibi bir zaman dilimi kaldı. Biraz daha bekleyip, yerel seçimlerde çok çalışarak bizi belki yenilgiye uğratma konusunda erdemli bir süreci ortaya koyup, yönetime gelmeyi düşünebilirlerdi. Yani normal olması gereken de aslında buydu. Böylece, kendi seçmenlerinden açıkçası ‘Bu kadar da olmaz’ diye, tabiri caizse, bu kadar seviyesi düşük bir biçimde uğraşı, soruşturma gibi kötü işlere de imza atmamış, -daha net ifade edeyim- kendilerini rezil etmemiş olurlardı bu şekilde süreci yönetmiş olsalardı.
- Ama aceleleri var, mecburiyetleri var. Açıkçası şunu görüyorlar: 2024’te, yerel seçimlerden önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimini ele geçiremezlerse, İstanbullunun bir daha bu görevi onlara vermeyeceğini bugünden görüyorlar. Bugünden kestiriyorlar. Onun için sandıkta yenemeyeceklerini bildikleri bu anlayışı, ‘Başka türlü nasıl alt ederiz, nasıl ortadan kaldırırız’ bakış açısıyla hareket ediyorlar.
- İstanbul’u, İBB’yi kendi şahsi mülkleri gibi gördükleri, bu şehre ne yazık ki aynı o şekilde davrandıkları için, kaybetmeyi kabullenemediler ve kabullenemiyorlar. Karşılarında engel olarak, İBB’nin gerçekten tarihi başarısını görüyorlar.
- Siyasetin mertçe, yiğitçe yapılmasını isteyen milyonlarca insan var. O yüzden ben, bu kötü uygulamaları yapanları bir kez daha uyarıyorum: Sonucu belli bir yolda yaptığınız bu yanlışlarla, bir çıkmaz sokağa girmek üzeresiniz. Mertlikten, yiğitlikten nasibini almamış bu yöntemleri, derhal bırakmalısınız. Elinizi yargıdan derhal çekin. Yargıyı bağımsız bırakın. Derdinizi sandıkta halledecek kadar cesaretiniz varsa, haysiyetiniz varsa, çıkın bütün cesaretinizle sandıkta mücadelenizi verin; hukuksuz davranışlarla değil.