William Penn, Pensilvanya’da eğitim ve ticaret üzerine büyük bir çalışma başlattı
İnanç ve teşebbüs hürriyetinin verdiği rahatlıkla büyük bir gelişme hamlesi ortaya çıktı. Charter Okullar tâ o zaman açılmıştı…
Almanların Pennsilfaanî; ismini verdikleri Pensilvanya’da hukukta da yenilikler yapan Penn, İngiltere’deki 200 çeşit idam cezalarını ikiye indirdi: Birisi haksız adam öldürme, birisi de vatana ihanet…
Penn, ailesine üç şeyden uzak durmalarını vasiyet etti: “Gurur, hırs ve lüks yaşantı.”
Penn, kölelerin serbest bırakılmasını istedi. Amerika’da köleliğin kalkması için ilk adımı attı…
1992’de Amerika’ya Zaman Gazetesi temsilcisi olarak gelmiştim. Eğitim hizmetleriyle ilgilenen arkadaşlarla da görüştük. Amerika Türkiye’ye çok uzak olduğu için çocukların ve gençlerin bu toplumun katmanları arasında ve eritici potasında eriyip kaybolması ihtimali kuvvetli… Onun için ne yapabiliriz, diye çareler düşünüyorlardı. Önce bir dil kursu açmayı planladılar, bunun için aralarında para topladılar. Fakat eğitim izni alma problemi çıktı. O günlerde, “Acaba yazın bir kamp kiralayıp çocuklara ve gençlere, orada Türkçe kursu ve millî; manevî; değerleri koruma adına gerekli dersler verebilir miyiz?” diye müzakerede bulundular. Yer ararken, Pensilvanya’da 104 dönümlük bir arazi içinde 9 bina bulunan bir kamp yeri buluyorlar. Fiyatı da 230 bin dolar. Sahibi vefat edince iki sene kendi halinde kalmış. 1993 Mart ayında görmeye gittik. Dizlerimize kadar kar içinde kaldık. Mini bir golf sahası, akar suyu ve küçük bir göleti de vardı. Toplanmış bir miktar para ile Albaraka’ya müracaat edildi. İki senede ödemek şartı ile anlaşma yapıldı. Alındıktan sonra eski sahibinin hazırladığı reklam broşürlerinden isminin kestane kampı (Camp Chastnut); tepe kısımlarının kestane tepeleri ve mahallesinin de kestane mahallesi olduğunu öğrendik. Şaşırdık. Enteresan bir tevafuktu…
1960 yılında İzmir İmam-Hatip Okulu’na geldiğim zaman, tarihi Kestanepazarı Camii’nin bitişiğindeki Kestanepazarı İmam-Hatip yurdunda kalmıştım. Biz esas tahsilimizi oradaki kurstan almıştık. Zaten biz “Kestanepazarı Üniversitesi” derdik. Gerçekten de öyle idi. Çok değerli hocalarımız vardı. Onun için 1993 Temmuz ayında Türkiye’ye giderek, İzmir İlahiyat Fakültesi’nde organizasyonu gerçekleştirilen Kestanepazarlılar toplantısına katıldım ve hocalarımıza ve arkadaşlarımıza Amerika’daki “Kestane Kamp”ından bahsettim… O zaman katılanlar buna şâhittir…
1993-1994-1995 senelerinin yaz aylarında çocuklarımıza ve gençlerimize üç sene ve daha sonraki yıllarda da aylarca burada kurslar verildi… Kendi çocuklarımda da bu kursların müsbet tesirlerini gördüm… Unutamadığım bir hatıramı anlatayım… İlk açıldığı gün, ortaokul seviyesindeki bir öğrenciye ismini sormuştum. Şöyle bir baktı ve dalga geçer gibi “Armut!..” dedi. Çok garibime gitti ve çok üzüldüm. İki hafta sonraki ziyaretimde aynı evladımızı gayet saygılı ve sevimli bir vaziyette görünce çok sevindim. Böyle güzel bir eğitim yuvası, seneler sonra Kestanepazarı Camii vaizi, Kestanepazarı İmam-Hatip Yurdu müdürü ve hocası Hocaefendi’nin senelerce İslamî; ilimleri tedris ve takrir ettiği bir yer oldu. Kimin aklına gelirdi ki, İzmir’in Kestanepazarı ile Pensilvanya’nın Kestane Mahallesi’ndeki kestane tepelerinde kurulan Kestane Kampı aynı gayelerle İslamiyet’in öğretildiği ve anlatıldığı iki yer olarak birleşecek!? Bunlar enteresan tevafuklar… Tevafuklar da iman-Kur’an hizmetinin kerametleridir