Norveç’in Floro Bölgesi’ndeki görüşmemizi tamamladıktan sonra, ülkenin Oslo’dan sonra ikinci büyük şehri olan Bergen’e doğru yola çıktık.
Gülen Kasabası’na gidiyorduk. Floro’daki avukat Snorre Seim ile İslâm araştırmacılarından, Nora Sunniva Eggen, aynen Einar Seim gibi İslâmiyet ve Kur’an hakkında söyledikleri güzel sözler ve tespitleri üzerinde müzakere yaparak, bütün insanlığı bilgilendirme konusunda ne kadar çok çalışma ve gayret gösterme hususunda değerlendirmeler yaptık. Evet yapacak çok işler var ve mesuliyetimiz çok ağır.
Üç buçuk saatlik bir araba yolculuğundan sonra kendimizi “Nordgulen” levhasının karşısında bulduk… Norveççeye göre “o” harfi “u” okunuyor; “d” harfleri çoğu kere telaffuz edilmiyor; “u” harfi de “ü” harfi gibi okunuyor. Onun için “Nordgulen” “Nurgülen” şeklinde telaffuz ediliyor. “Gulen” Norveççede; sarı renk, altın, yüksek yer ve zirve mânasına geliyor… Bu bölgede insanlar, çiftçilik ve hamsiye benzer ve “sild” denilen balık avlamakla geçiniyorlar. Her tarafında deniz olan Norveç’te zaten bir de Balıkçılık Bakanlığı var… Gulen Kasabası, bin yıllık bir yerleşim merkezi… Yani bir Viking merkezi… Vikingler 900 yıl önce meclislerini burada kurmuşlar. Norveç’in büyük çiftçileri, Gulen’den çıkmış. Stratejik bir önemi de var. Taş devrinden ve bronz çağından kalıntılar da bulunuyor.
Kışın arkadaşlarımız Gulen Kasabası’nın Belediye Başkanı’nı ziyaret ettikleri için, kendisiyle irtibata geçip ziyaretine geleceğimizi bildirdik. Tatil günü olduğu için kasabadan uzakta bir dağ evinde tatilde olmasına rağmen gelip bizleri karşıladı. Gulatıng Hotel’de buluştuk. Başkan Hallvard Oppedal bizi eski ve yeni belediye binalarına götürdü. Son seçimi de diğer rakiplerinden çok önde kazanmış. Yolda, otelde karşılaştığımız herkes kendisine selam veriyor, sevgi ve saygıyla muamele ediyor. Hallvard Oppedal, internette sık sık Fethullah Gülen ismiyle ve Gülen Hareketi ile ilgili haber ve yorumlarla karşılaştığı için merak edip Norveç’teki arkadaşlara ulaşmış… Özetle 1966’dan itibaren Hizmet Hareketi’yle ilgili bildiğim şeylerden eğitim, diyalog ve medya hizmetlerinden bahsettim, ilgiyle dinledi. M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin bir kitabını da hediye ettim. Birkaç defa “Burada neler yapabiliriz?” dedi…
Sonra Belediye Başkanı Hallvard Oppedal, M.Fethullah Gülen Hocaefendi ile Norveç’in milli şairi Henrik Wergeland arasında bir münasebet kurdu. Henrik, bizim Mehmet Akif Ersoy’umuz gibi çok sevilen milli bir şair ama aynı zamanda Norveç’in İsveç’ten ayrılıp tam bir devlet olarak kurulmasında da büyük emekleri olan birisi… Onun için daha sonra soyadı Wergeland’dan Verk-land’da çevrilmiştir. Çünkü “Verk-land”, “Ülkeyi koruyan” mânasına gelmektedir. Norveç parasının üstünde resimleri vardır. Bazı araştırmacılar onun Müslüman olduğu kanaatindedirler… Çünkü bazı mektuplarında bunu ifade eden sözleri vardır. Hatta vefatı sırasında “Ben Türklerin inandığı Allah’a iman ediyorum.” demiştir. Ayrıca birkaç sene önce ben onun kabrini ziyaret etmiştim, diğer kabir taşlarından farklı olarak onunkinde haç işareti yoktu…
Belediye Başkanı Hallvard, “Henrik Wergeland’ın ailesi hâlâ Gulen’e gelip ziyaret ederler. Çünkü Henrik buralıdır. Wergeland’lar buradan gitmiş.” diyerek Gülen ile Wergeland arasında ülkelerine yaptıkları hizmetler açısından güzel bir münasebet kuruyordu…