ALBA Diyalog ve Kültür Derneği’nin yemeğinden bir gün sonra sabah kahvaltısında Roma büyükelçimiz Hakkı Akil Bey, Hakan Şükür ve İtalyan meslektaşı ve Türkiye-İtalya Parlamenterler Dostluk Derneği’nden Senatör Pietro Paolo Amato ile beraber idik.
İtalyan senatör, zaten bir önceki geceki yemekte Büyükelçimiz Hakkı Bey hakkında güzel faaliyetlerinden dolayı takdirlerini ve tebriklerini konuşma salonundaki hitabeti sırasında ifade etmişti. Kahvaltı çok samimi bir hava içinde geçti. Büyükelçimiz daha önce Türkmenistan’da görevli olduğu için oralar hakkında söz ederken Türk kolejlerinden ve başarılarından bahsetti. Bilhassa Bayram Ali şehrindeki okulda müdür olan Bilâl Bey’in çarşıda iken, okulda bir çocuğun düşüp komaya girmesini duyması üzerine çok üzüldüğünü ama daha sonra o düşen çocuğun kendi kızı olduğunu öğrenmesi üzerine “Şimdi artık okulumuzu kapatmazlar, elhamdülillah düşen çocuk Türkmenlerin değil; benim!” dediğini ve büyük bir fedakarlık sergilediğini belirtti. Senatör Pietro Paolo, ALBA Derneği Başkanı Fatih Çamlıca ile Gaziantep’e gitmiş. Orada esnaflarımızla bilhassa ileri gelen işadamlarından Osman Nakipoğlu ile görüşmüş. Onların eğitime büyük katkılarını gözleriyle görmüş. Muhammed Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında ondan dinledikleri kendisine çok tesir etmiş. Gaziantep’teki Kürtçe yayın yapan Dünya Televizyonu ise Türkiye ve hizmet camiası hakkındaki düşüncelerine çok güzel tesir etmiş. Türkiye’de ve İtalya’da bilhassa Tevere Dialog Hareketi ve Hocaefendi hakkındaki anlattıkları üzerine vardığı kanaat; “Geleneksel ile moderniteyi en iyi şekilde sentezlemiş büyük bir rehber. Onun rehberliğini bilhassa Gaziantep’te gözlerimle gördüm.” diyor.
Kahvaltıdan sonra ayrıca kendisi ile, bu eğitim hizmetlerinin İzmir’den
1966 yılından itibaren nasıl başlamış olduğu sorularına cevap olarak şahit olduğum kadarıyla anlatmaya çalıştım. Kendisinin Türkiye konusunda düşüncelerinin müsbet mânada değiştiği gibi, çok mühim İtalyan şahsiyetlerin de aynı şekilde Türkiye’ye geziye götürülüp bilhassa Gaziantep gibi vilayetlerimizdeki güzel gelişmelerin gösterilmesi gerektiğini söylüyor.
Senatör Pietro Paolo’nun eşi de Türkiye’yi çok seviyor. Antakya’yı gezmiş. Habib-i Neccar Camii’ndeki havarî; kabirleri ve Müslüman halkın onlara olan saygısı çok dikkatini çekmiş… Bu münasebetle, onlar hakkında “Havariler ve Habib-i Neccar” isimli bir kitap yazan Muammer Türk arkadaşımızın bu değerli eserinin bütün Batı dillerine bilhassa İtalyancaya tercüme edilmesini tavsiye ve temenni ederim.
Bu İtalya seyahatimde İtalyan halkının yüzde sekseninin Obama’yı tuttuğunu da öğrenmiş bulunuyorum. Yapılan araştırmalar ve Amerikan başkanlık seçimleri sırasındaki televizyon programları ve gazetelerin tutumundan bu durum ortaya çıkmış. Unutulmasın ki, Amerika’daki İtalyan nüfusu ve güçlü lobisi Obama’nın seçilmesine büyük destek teşkil etmiştir…
Aynı günün akşamı Como şehrinde de ALBA Derneği’nin bir yemeği daha vardı. Ona da iştirak ettim.
Como Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Silvia Magni konuşmasında şunları söyledi: “ALBA’nın bu yemeğinde bulunmaktan çok mutluyum. Sizler bu zor günlerde şiddet ortamında DİYALOG MEYVELERİ yetiştiriyorsunuz. Hepimizin kalbî; bağları ve kökleri var; bunlarsız yaşayamayız. Her bir ağaç kendi özelliği ve güzelliği ile büyümeli ve meyve vermeli. Ağaçlar farklıdır ama ormanı kurarlar ve rengarenk bir güzellik katarlar. Birlik ve farklılık olmadan olmaz. Bu durum EVLİLİKTE de geçerlidir. Eğer eşler birbirinin farklılığını bilir ve birbirlerine saygılı olurlarsa, evlilik hayatları iyi ve güzel bir şekilde devam eder. Bu akşam aramızda dostluk ve birliktelik köprüleri kurmak üzere güzel bir başlangıç yaptık. Umarım böyle devam eder.”