Taraf Gazetesi Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, “AKP yakında devrilecek. AKP bu suçu (17 – 25 Aralık soruşturması) örtmek için daha büyük suçlar işledi. Yolsuzluk bu ülkenin geleneksel bir suçuydu. 4 adam yargılanır, hükümet seçime giderdi, yeni bir hükümet kurulurdu. Bu suçu örtmek için öyle suçlar işlediler ki, hukuk geriye dönemez. Adamın evinden çıkan paralar, tapeler, verilen emirler. Polisin mahkeme kararını uygulamasını engellediğin zaman devlet denen düzeneği patlatmış oluyorsun” dedi.
Ahmet Altan Bugün Tv’de Erkam Tufan’ın sunduğu Analiz programına konuk oldu. İşte gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Altan’ın konuşmasından satır başları:
‘Bu suçu örtmek için daha büyük suçlar işlediler’
AKP devrilecek. AKP bu suçu örtmek için daha büyük suçlar işledi. Yolsuzluk bu ülkenin geleneksel bir suçuydu. 4 adam yargılanır, hükümet seçime giderdi, yeni bir hükümet kurulurdu. Bu suçu örtmek için öyle suçlar işlediler ki, hukuk geriye dönemez. Adamın evinden çıkan paralar, tapeler, verilen emirler. Polisin mahkeme kararını uygulamasını engellediğin zaman devlet denen düzeneği patlatmış oluyorsun. Hukuktan geri dönemezler, nasıl dönecekler. Daha hukuksuz yerlere doğru ilerlemek zorundalar, şiddete doğru yürümek zorundalar.
Sedef Kabaş bir tweet yazdı diye evini bastılar. Tweet yazmakla sabah ev basmak arasında bir oran var mı? Cezalandırıcı unsura dönüştürüldü, böyle bir şey değildi polis.
‘Beni de yakında çağıracaklar’
Önce savcı avukata söylemedi, sonra sadece Yasemin Çongar’ı çağırdılar. Beni de bugün avukat gitti dedi ki, evet şüpheli dediler ama ne zaman çağrılacağımı söylemediler. Beni de yakında çağıracaklar.
‘Sen nasıl bir ordusun ki?’
Bunun muhbiri Genelkurmay Başkanlığı. Mehmet Baransu’nun verdiği ifadeleri okudum. Soruşturmayı açıyorlar ama neyle suçlandığını söylemiyorlar. Ne olduğuna baktım. Balyoz’la ilgili tutuklanmadı. Şu anda yürütülen soruşturmanın da Balyoz’la alakası yok. Genelkurmay farkında değil, Baransu’ya açtığı davayla kendileri hakkında korkunç bir dava açtılar. Biz Yunanistan’a karşı bir savaş planı yapmıştık, bunu kaybettik. Baransu’ya sen gördün mü, sen mi yok ettin diye soruyor. Sen nasıl bir ordusun ki savaş planlarının kaybolduğunu 5 yıl sonra fark ediyorsun? Sen ordu musun?
TSK’daki gerçek liste nerede?
O Balyoz seminerinde bir adam diyor ki, “Rejim aleyhtarı kişi, kurum ve kuruluşların listesi buradadır ve projeksiyonda görüyorsunuz.” Eğer rejim aleyhtarı listeler sahteyse, gerçek listeyi göstersinler. Ortada bir gerçek liste olduğunu kimse söylemiyor. Ortak bir algı yaratmak istiyorlar. Baransu’yu hapsetmeseler bu konulara girmezdim. Onlar yargılandılar, bir daha böyle bir şey yapmazlar. Baransu tutuklanınca konuşmak zorunda kaldım.
‘Bin defa gelse bin defa basarım’
Balyoz belgeleri bin defa gelse bin defa yazarım. Diğerleri neden basmadı? Neden gelip okumadılar? Çünkü ürkekler. Bab-ıali hep ürkek olmuştur. Şimdi bağırıyorlar çünkü TSK’yla çıkar ortaklığı var.
‘Ordu Balyoz’un darbe olduğunu biliyor’
Ordu Balyoz’un darbe olduğunu biliyor. Baransu’ya açılan davanın Balyoz’dan olmamasının nedeni değil. Bu tartışma Balyozcuların pek lehine sonuçlanacak bir tartışma değil.
‘Darbeyi ortaya çıkarttığım için vicdan azabı duymam’
Vicdan azabı duyuyor musun yanlış bir soru. Haksızlığa uğrayan herkes için üzülüyorum. Bir darbe planını ortaya çıkarttığım için vicdan azabı duymam. Yüz binlerce insanı hapsetmeyi, öldürmeyi planlayan bir darbeyi ortaya çıkarttığım için vicdan azabı duymam. Çok doğru bir iş yaptık. Bunun da hesabını gidip yargıya soracaksınız. Sadece askerler için değil, Kürt çocuklar için de dindarlar için de soracaksınız. Ben bastım, ben söyledim. Darbeydi, insanları öldüreceklerdi. Haksızlığa uğrayanlar mutlaka oldu. Türkiye’de hukuk sisteminde haksızlığa uğramadan çıkacak kimsenin olacağını düşünmüyorum.
‘Balyozcular AKP’li hırsızların ‘bodyguard’ı oldu’
Balyozcular AKP’li hırsızların bodyguard’ı durumunda. Balyoz’u korurken onların hırsızlığını da koruyorlar. Darbeyi ve hırsızlığı bir arada koruyorlar. Paket olmuş durumda.”
‘Baransu’yu ziyaret edeceğim’
Mehmet Baransu’yu ziyaret edeceğim. Baransu sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli gazetecilerinden biri.
“Bir hükümet istifa ancak mektubuyla ‘ben kandırıldım’ der”
AKP bugün askeri vesayeti ben yıkmadım diye bağırıyor. Gidip konuşuyor ordunun kalbinde, “hayır beni kandırdılar.” Bir hükümetin “ben kandırıldım” mektubu ancak istifa mektubuyla yazılabilir. Hükümetler kandırılmasınlar, toplumu korusunlar diye seçilirler. 12 yıl boyunca kandırılmışlar. Sadece kabiliyetlerine değil zekalarına da güvenmiyorum artık. Cemaat kandırıyorsa, ABD, Çin, büyük ülkeler ne yapmaz. Bugün kandırılmadığını nereden biliyorlar? Ya bunu da yarın itiraf ederlerse?
‘AKP medyası sadece orduyu darbecilikle suçlamıyor’
Şu anda AKP medyası sadece orduyu darbecilikle suçlamıyor. Çarşı darbeci, cemaat darbeci, Geziciler darbeci, Demirtaş darbeci. Erdoğan’ın kızdığı herkesi darbecilikle suçluyorlar. Asla darbeci olduğunu söylemedikleri tek kurum ordu. Bunun tuhaflığına şaşmıyor musunuz? Niye demiyorlar, çünkü ittifaka gidiyor.
‘Türkiye’de en tehlikeli şey gerçekleşiyor, Erdoğan’la ordu anlaşıyor’
Türkiye’deki en tehlikeli şey gerçekleşiyor. Erdoğan’la ordu anlaşıyor. Harp Akademileri’ndeki konuşması çok tarihi bir konuşma. Orduyu aklıyor. MGK’dan paralel diye karar çıkıyor. MGK anayasal bir kurum değil mi? Bildirileri anayasaya uygun olmak zorunda. Hukukta paralel diye bir madde var mı? Onu imzalayan adamların hepsi paralele başka bir anlam yüklüyorlar. Hukuk dışında birleştikleri zaman iş çok tehlikeli bir yere gider.
‘Erdoğan 80 milyonun insanın sırtına binip at gibi süremez’
Arınç’ın konuşmasında bir cümle dikkatimi çekti. “Ben dürüstüm” dedi. AKP’liler aptal değil, onlar da ne olduğunu biliyor. Gözden saklanacak bir şey yaşamadık 17-25 Aralık’ta. AKP’liler görmedi mi? AKP’liler biliyor. İktidar uğruna buna katlandılar. Öyle bir yere geldiler ki AKP’nin iktidarını sürdürme ihtimali kuvvetli görünmüyor. Yine birinci parti çıkar ama… Erdoğan şiddet kullanmasını sağlayacak bir güç istiyor. O gücü elde edemeyecekler. Herhangi bir koalisyon, hukukun hiç olmazsa eskisi kadar ortaya çıkma ihtimali var. Herkes durduğu yeri göstermek istiyor. O kadar çok suç var ki ortada. Arınç “AKP’liyim ama dürüstüm” diyor. Sonra da “Bizim Belediye Başkanı parsel parsel sattı” diyor.
Erdoğan tek başına yönetmek istiyor. Ben yöneteyim, yargı bana bağlı olsun, yürütme bana bağlı olsun, ben tek başıma olayım, 80 milyon insanı yöneteyim diyor ve bunu yapabileceğine inanıyor. Problem burada başlıyor. Bir adam 80 milyon adamın sırtına binip at gibi süremez. Bu 80 milyonun yüzde 50’den fazlası Cumhurbaşkanı’ndan nefret ediyor.
‘Kemalistler devlet görüntüsüne özenli davranırdı, bunlarla görüntü de kalmadı’
Kemalistler devleti kurdukları için biraz daha özenli davranırlardı, hiç olmazsa görüntüyü kurtarmaya çalışırlardı. Bunlarla görüntü de kalmadı.
‘Merkez Bankası’yla oynadı, doları patlattı, Kürt meselesiyle toplumu patlatacak’
Erdoğan Merkez Bankası’yla oynar gibi Kürt meselesiyle oynuyor. Merkez Bankası’yla doları patlattı. Şimdi de toplumu patlatacak. Kürt sorunu yoksa Kürt çözümü ne?