Federasyon CEO’su Yavuzlar: ”Federasyonumuz, çoğunluğu Türk kökenli Avustralyalıların oluşturduğu ve adaptasyon sürecini en iyi yaşayan insanlardan oluşuyor. Bu insanlar din, dil, ırk ve kültürel kazanımlarını Avustralya toplumunun hoşgörülü ortamına dökme hedefindeler. Tabii ki farklı kökenli insanlarla birlikte yasamaktan, bilgi, görgü ve kültür alışverişinden asla rahatsız değiller. Bu nedenle AUF, çalışmalarıyla Avustralya’da yüzden fazla milletin oluşturduğu mozaiğin bir parçası olacak.” dedi.
Avustralya Evrensel Eğitim ve Kültür Federasyonu, (The Australian Universal Federation of Education and Culture) yakın bir süre önce kuruldu. Federasyonun kuruluş amacı ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
Australian Universal Federation (AUF), 20 Ağustos 2012 tarihinde resmen kuruldu. Federasyonu beş eyaletin büyük şehirlerinde faaliyet göstermekte olan vakıflar oluşturuyor. Sözkonusu vakıflarımızın ortak özelliği ise; eğitim ve kültür faaliyetlerine öncelik vermeleri. Sydney’de faaliyet gösteren Feza Vakfı’nın 5, Melbourne’deki Selimiye Vakfı’nın 6, Adelaide’daki McYESS Vakfı’nın 2, Perth’teki Barış ve Brisbane’daki Queensland Vakfı’nın çatısı altında birer eğitim kurumumuz mevcut. Pek tabii ki, bu vakıflar eğitim dışında aynı zamanda Türk kültürünü tanıtma amaçlı, sergi, festival, önemli bazı kültürel organizasyonlara da ev sahipliği yapıyorlar. Ayrıca, ihtiyaç sahiplerine yardım dağıtma gibi faaliyetleri de var. Önceki yıllarda da bu vakıflar fikir ve tecrübe alış verişi yaparak, bazı ortak projeleri realize ettiler. Bu ihtiyacın giderek artması; okul yöneticileri, aynı branşın öğretmenleri, muhasebe ve halkla ilişkiler gibi benzer işleri yapan birimler arasında birlikteliği, fikir alış-verişini, hatta faaliyet disiplini oluşturmayı bir ihtiyaç haline getirdi. Buna eğitim yayınlarının hazırlanması ve ölçme ve değerlendirmeyi de ekleyebiliriz. Australian Universal Federation (AUF) okulların tatil olduğu dönemlere denk getirerek bu tip faaliyetler organize etmeyi planlıyor. Üyeleriyle mutabakat halinde yıllık çalışma takvimi çıkardı. Bir taraftan üye vakıflar arasındaki bilgi ve tecrübe alış-verişi gerçekleşirken, diğer taraftan değişik ölçme ve değerlendirme yöntemleriyle okulların başarısını arttırmaya yönelik projeler gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Üye okulların Avustralya’nın eğitim standartlarını aşması için projeler, mali konularda yol gösterme, federal ve eyalet grantların takibi, kişisel gelişim gibi konular, Australian Universal Federation’un (AUF) yakın gelecekteki gündemleri arasında bulunuyor.
Federasyon’un işleyiş mekanizması hakkında neler söylemek istersiniz?
Federasyonun Yönetim Kurulu (Board of Directors) üye vakıflardan yıllık genel kurul toplantısında seçiliyor. Yıllık genel kurul toplantısında her vakıf büyüklüğü nispetinde temsil ediliyor. Federasyonun CEO’sunu ve diğer çalışanlarını Yönetim Kurulu atıyor. İlk genel kurul toplantımızı 11 Kasım 2012 tarihinde yaptık. Bu toplantıda seçimle Yönetim Kurulu oluşturuldu. Kuruluşun CEO olarak, Federasyonunun çalışmalarını ve önümüzdeki dönemlerdeki faaliyetlerini zaman zaman kamuoyumuzla paylaşacağız. Bu süreçte eğitim danışmanlık ve koordinasyon işleriyle yardımcım Mahmut Celal Arıkan ilgilenecek. İnşallah, bir sonraki yıllık değerlendirme toplantımıza, Yönetim Kurulu’muzun da destek ve katkılarıyla güzel, somut ve önemli birçok projeyi gerçekleştirmiş olarak girmeyi planlıyoruz.
Federasyon’un kültürel ayağında ne gibi faaliyetler olacak?
İsminden de görüldüğü üzere, federasyonunun ilgi sahası daha çok eğitim ve kültürel çalışmaları kapsıyor. Avustralya’da çokkültürlülük bir devlet politikasıdır. Büyük çoğunluğu Türk kökenli Avustralyalıların oluşturduğu federasyonumuz, Avustralya’ya adaptasyon sürecini en iyi yaşayan insanlardan oluşuyor. Çocuklarının kendi yaşadıkları zorlukları yaşamaması dileğinde olan bu insanlar, geçmişten gelen din, dil, ırk kısacası kültürel kazanımlarını, Avustralya toplumunun o hoşgörülü ortamına dökecek. Bununla birlikte 100’den fazla milletin oluşturduğu kültür mozaiğinin bir parçası olacak. Bu noktada Avustralya devletinin bakış açısıyla federasyonumuzun öngörüleri arasında hiçbir fark bulunmadığı gibi, çalışmalar aynı paralellikte devam edecek. Kültür zenginliklerimizi en iyi şekilde sergilemek amacıyla seminerler, paneller, konferanslar, festivaller organize etmeyi planlıyoruz. Benzer faaliyetler zaten üye vakıflarımız tarafından yıllardır başarıyla organize edilmekteydi. Yeri gelmişken, burada söylemek istiyorum. Önümüzdeki ay, yani 3 Mart’ta, Anadolu Festivali Sydney’de yapılacak. Son birkaç senedir Melborune’de yapıldı. Sydney’de ise geçen sene ilki yapıldı. Kültürel faaliyetleri destekleme kapsamında üye vakıflarımızla Türk Kültür Merkezlerinin faaliyetlerine katılıyor ve destek veriyoruz. Her iki şehirde yapılan programa, on binlerce insan katılmıştı. O alanları hınca hınç dolduranlar, hemen her milletten insanlardı. Standları gezdiler, müziklerimizi dinlediler, hat ve ebru sanatkârlarını gördüler; eserlere büyük ilgi gösterdiler ve tabii ki Türk mutfağından yemekler tattılar. Bu yıl Sydney’de yine aynı mekân olan Darling Horbour Tumbalong Park’ta yapılacak.
Kasım ayında oluşturulan Yönetim Kurulu’ndan 1 ay gibi kısa bir süre sonra, ülke genelinde önemli bir çalıştay yaptınız. Federasyon’a bağlı tüm kurum ve kuruluşlar katıldı. Bu çalıştayla ilgili neler söylemek istersiniz?
6 gün süren çalıştay iki ana bölümden oluşuyordu. Belli periyotlarda matematik, fen bilgisi, sosyal bilgiler öğretmenleri, muhasebeciler, halkla ilişkiler ile ilgili sorumlular, kendi aralarında bir araya gelerek geçen senenin değerlendirmesini ve gelecek senenin planlamasını yaparak karşılıklı fikir kermesi oluşturdular. Diğer bölümde program için özel olarak davet edilmiş olan Gazeteci-Yazar değerli fikir adamı Mehmet Ali Şengül hocamız, tüm katılımcılara tecrübelerini aktararak, Avustralya’da yeni nesillerin yetiştirilmesiyle ilgili ahlaki ve manevi değerler ağırlıklı seminerler verdi. Bu çalıştaylarımız, bundan böyle her yıl devam edecek. Federasyonumuzun iki önemli ayağı olan Sydney ve Melbourne şehirleri olduğu için, bu yıl NSW bölgesinde, gelecek yıl ise Victoria bölgesinde çalıştayımız yapılacak.
ÖĞRETMENLERİMİZ, KENDİNDEN MOTORLU BİREYLER YETİŞTİRMELİLER
Federasyon’un CEO’su olarak, hafta içinde başlayan 2013 Eğitim ve Öğretim Yılı nedeniyle, federasyonun çatısında görev yapan eğitimcilere ne gibi mesajınız var?
Öğretmenlik dünyanın en kutsal mesleğidir. Yeni nesillerin akademik ve ahlaki gelişimi öğretmenlerle olacaktır. Avustralya’da öğrenciler ders çalışma yoğunluğunu 11 ve 12. sınıflara bırakıyorlar. Kanaatime göre bu doğru değil. Eğitimcilerin bu duruma seyirci kalmaması lazım. Dersleri sevme ve iyi bir temele sahip olma daha alt sınıflarda başlamalı. Baskı uygulamadan, sevdirerek belli bir ders çalışma temposunu öğrencilerimize kazandırmalılar. Öğretmene düşen iki önemli vazife var. Birincisi; öğretmen tam bir konu, doküman ve sınıf hâkimiyetiyle adeta bir tiyatro sanatçısı gibi mesleğini icra etmelidir. İkincisi; öğrenci merkezli eğitime öğrencilerinizi motive edip ders içinde ve dışında onların aktif olmasını sağlamalısınız. Onları ‘kendinden motorlu bireyler’ olarak topluma kazandırmalılar.
Federasyona üye olan bazı vakıflar ve onlara bağlı kuruluşlar isim değişikliğine gitti. Bu değişikliğin temelindeki amaç nedir?
Avustralya’nın çokkültürlülüğüne katkıda bulunmak istiyoruz. Bu konuda çok samimiyiz. Günlük hayatta değişik milletlerden insanlarla ilişki içerisindeyiz. Ama şüphesiz ki en tesirli ve kalıcı etkileşim eğitim yuvalarıdır. Vakıf ve okul isimlerimizin İngilizce olmasıyla Türk olmayan Avustralyalıların çocuklarını okullarımıza vermekte kendilerini daha rahat hissedeceklerini düşündük. Eğitim ve rehberlik ilkelerimizde kararlıyız. Bugüne kadar bizi başarılı kılan bu unsurların bundan sonra da takipçisiyiz. Her Avustralyalı gencin mevcut eğitim sistemimizden ve kalitesinden memnun kalacağından eminiz. Bu değişiklikle kelimelere takılan insanların önündeki engeli kaldırarak, Türk kökenli olmayan öğrencilerin sayısını arttırmayı hedefliyoruz.
Federasyona bağlı vakıfların okulları, üniversiteye giriş sınavlarında önemli başarılar elde etti. Üniversite hayatına başlayacak öğrencilerinize neler tavsiye edersiniz?
Yeni mezun olan öğrencilerimizi kastettiğinizi düşünüyorum. Her şeyden önce onları oldukça yoğun geçen bir üniversiteye hazırlık döneminden sonra elde ettikleri başarılardan dolayı tebrik ederim. Bu yıl da okullarımız, öğrencilerini üniversiteye yerleştirmede üstün başarı gösterdiler. Toplumda her meslek sahibi değerlidir. Ancak üniversite eğitiminin insana kazandırdığı değerler küçümsenemez. Üniversite eğitimi biraz farklıdır. Lisedeyken daha steril bir ortamdaydınız. Üniversiteye gittiğinizde en azından bir süreliğine kendinizi ‘denizden çıkmış balık’ gibi hissedeceksiniz. Çevrenizdeki kayıp gençlerin, laubali ve sorumsuz davranışları size örnek teşkil etmesin. Üniversitede daha ilk sınav sonuçları açıklandığında ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklar. Belki onlar da taşın sert olduğunu anlayacaklar ama zevk ve eğlence mi galip gelecek, akıl mı galip gelecek bilinmez. Bugüne kadar kazandıkları, manevi değerlere sımsıkı sarılmalarını tavsiye ediyorum. Öğrencilerimiz, ait olduğu toplumu temsil eden bembeyaz, tertemiz bir sayfa gibiler. Üniversite hayatında ve sonrasında bu duruluğa bilgelik te eklemelerini bekliyoruz. Tüm Öğrencilerimize eğitim ve meslek hayatlarında başarılar dilerim.