Metropoll araştırma şirketinin Başkanı Prof. Dr. Özer Sencar, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın siyasî; hesaplarla koalisyon görüşmelerini engellediğini” öne sürdü. “Erdoğan‘ın yenilenen bir seçimle tek başına iktidarı sağlayan 276 milletvekilini çıkarmayı umut ettiğini” iddia eden Sencar, “Halkı bir daha test etmek, tersinden bir tokat getirebilir” uyarısında bulundu.
Zaman’dan Zekai Özçınar ve İsa Yazar‘ın haberine göre, siyasi partiler ve aktörlerin 7 Haziran genel seçimlerinde ortaya çıkan tabloyu lehlerine çevirme çabası nefes kesen yarışa dönüştü. Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Özer Sencar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın seçim yenilgisi şokunu atlatıp oyun kurucu gücüne yeniden kavuştuğu görüşünde. Muhalefetin AKP‘li bir ismi Meclis başkanı seçtirmesinin bu sonucu doğurduğunu vurguluyor. Artık süreci Erdoğan’ın yürüttüğünü, AKP Genel Başkanı Davutoğlu‘nun onun razı olmayacağı hiçbir formülü hayata geçiremeyeceğini ileri sürüyor. Yüzde 3 puanlık bir kitleyi çekerek iktidar hesapları yapan Erdoğan’ın erken seçimi zorlayan bir strateji yürüttüğünü anlatan Sencar, “Halkı bir daha test etmek tersinden de tokat getirebilir. Kopan oylar bir günde dönmez.” uyarısında bulunuyor. Sencar’a göre, seçmen ‘CHP–MHP‘ mesajı verse de,Türkiye’yi normalleştirecek alternatif ‘AKP-CHP’ koalisyonu. Saray, kurulması durumunda bütün seçeneklerde koalisyonun üçüncü ama büyük ortağı olacak.
Özer Sencar, seçimle girilen sürece ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
ERDOĞAN, MUHALEFET SAYESİNDE ŞOKU ATLATTI: “Muhalif partiler, şartları okuyup yeterince ustaca davranamadı. Erdoğan, 12 yıllık iktidarını kaybetmenin şokunu muhalefetin Meclis başkanlığı seçimindeki tavrı sebebiyle atlattı. Siyasete hakim pozisyona geçti. Oyun kurma gücü sürüyor. ‘Bunların yüzde 60 oyu var ama bir Meclis başkanını bile alabilecek beceride değiller’ algısı oluşturdu.”
ERDOĞAN SEÇİME ZORLUYOR: “Erdoğan, oy artışı sağlayacağı düşüncesiyle erken seçimi zorluyor. Yüzde 3 puanlık bir havuz var. AK Parti‘ye kızıp sandığı protesto eden ama başka partiye de gitmeyen 2 puanlık bir seçmen kitlesi ile MHP’ye kaptırılan yüzde 1’lik oy. Bunlar gelirse tek başına iktidar imkanı verir. AK Parti, her ilde sonuncu milletvekilinin kaç oyla nereye gittiğini araştırıyor. 10-15 ilde birkaç bin oyla milletvekilini geri alma şansına sahipseniz, oraya her türlü imkanı seferber edersiniz. Erdoğan böyle bir oyun planıyla hareket ediyor.”
KOALİSYONDA ÜÇÜNCÜ ORTAK SARAY: “Erdoğan razı olmadan, kabul etmeden bir koalisyon yapılamaz, nokta. AKP ile olursa bu ikili değil üçlü bir koalisyon olur. Birinci ortak Saray. Bunu hem Davutoğlu hem de CHP, MHP ve HDP biliyor. Diyelim ki, Davutoğlu ile anlaştılar. Davutoğlu ‘Bu güvenceyi (Cumhurbaşkanının anayasal sınırlarına çekilmesi) sağlayacağız size’ dese de bunun anlamı sıfırdır. Erdoğan’ı reddeden bir şartı getiren partner bilsin ki, koalisyon olmayacaktır.”
AKP-CHP DOĞRU SEÇENEK: “Koalisyon ihtimali, erken seçimden düşük. Muhalefet partileri, AK Parti ile yürümek zorunda. Türkiye, demokrasi, AKP ve CHP için de en doğru seçenek AKP-CHP koalisyonu. Davutoğlu, Erdoğan’a rağmen hükümeti yönetemez. CHP de kabul ettiremeyeceği şartları getirmemesi lazım. Bu bir restorasyon geçiş dönemidir. Zamana yayarak akıllıca götürürlerse sonuç alınır.”
SİYASİ İKLİM DEĞİŞİR, TÜRKİYE NORMALLEŞİR: “AK Parti MHP’yi absorbe edebilir, CHP’yi edemez. CHP sadece emekliye iki maaş ikramiye vaadini yerine getirsin kendini kurtarır. Sırf bunu yerine getirmek için koalisyona girerim. Böyle bir koalisyon siyasi iklimi değiştirir. Bürokrasi bağımsız hareket eder, çözüm sürecine yönelik de pozitif etkisi olur. Türkiye bir miktar normalleşir, Erdoğan biraz sınırlarına dönerse herkeskazançlı çıkar.”
KOALİSYON YAPAN KAYBETMEZ: “Erken seçimin en iyi alternatifi CHP-AKP’dir. Koalisyon yaptığınız için kaybetmezsiniz. Seçmen ne yaptığınıza bakar. Siyasette din kullanılıyor. Bugün CHP’de din karşıtı bir tavır yok. CHP’yle bir koalisyona karşı çıkmak için din faktörü kullanılabilir. Ancak, CHP’nin geldiği noktanın pozitif katkısı olması lazım.”
ERKEN SEÇİM SONUÇLARI DEĞİŞTİRMEZ: “Seçimin hemen ertesinde sahaya indiğimizde erken seçim olsa sonucun değişmeyeceğini gördük. Bugün için bir ölçüm yapılmadı. Koalisyon görüşmelerinde olumsuz tavır takınan partiler erken seçimin sebebi olarak görülür ve bir miktar yara alırlar. Tavsiyem, imkanları kullanarak koalisyonları oluşturmaları.”
ERDOĞAN’A GÜVEN EN DÜŞÜK SEVİYEDE: “Seçim sonrası ölçümde, Erdoğan ile ilgili güven ve beğeni oranlarında en düşük seviyeyi bulduk. İmajını bir miktar tamir etmiş olabilir. Türk tipi bir başkanlık sistemi, 7 Haziran’da bir daha geri gelmemek üzere gitmiştir.”
SİYASAL İSLAM KALMADI, RANTA DÖNÜŞTÜ: “AK Parti’nin kemik seçmeni yüzde 38-40 arası. Tabanı muhafazakâr-dindar. İslamcı taban değil. İdeolojik olarak da’ İslamcılık’ diye bir şey kalmadı; ranta, müteahhitliğe dönüştü.”
AKP KENDİ VESAYETİNİ KURDU: “Bütün kurumlar adeta AKP’nin organı. Devlet, partileşti. Bütün kurumlar partinin, devlet AK Parti devleti, valiler partinin valisi gibi oldu. 80 sene önceki devlet-CHP ilişkisi, bugün devlet-Ak Parti ilişkisine dönüştü. Eskiden valiler CHP’nin il başkanıydı, şimdi de iktidar partisinin bir uzantısı gibi. Bugün için Türkiye’nin kötüye gittiği algısı en yüksek seviyede. Ölçtüğümüz en kötü sonuç.”