NSW Adalet Bakanı Greg Smith; “Her eyaletin ayrımcılığa karşı farklı yasaları var. Federal Hükümet ise bu konuyu çok daha ince ele alıp bu yasaları genelleştirerek, tek bir çatı altında toplamayı hedefliyor. Eyaletimizde, rkçılık ve ayrımcılığa karşı mücadele yürüterek elimizden geldiği kadar geçit vermemeye çalışıyoruz. Toplumun, uyum (harmoni) içinde yaşamasını hedefliyoruz.” dedi.
Geçen hafta Perşembe günü Auburn Gelibolu Camii’nde 2.’si yapılan Adli Yıl açılış töreni öncesi Bakanlıktaki makamında ZAMAN’ı kabul eden Adalet Bakanı Smith, sorularımızı şöyle cevaplandırdı;
Geçen gün ‘Adli Yılı’ açılışı 2.Kez Gelibolu Camii’nde yapıldı. Böyle bir program, Avustralya’da ilk kez NSW bölgesinde başlatıldı. Bu program yargı camiasında nasıl bir intiba bıraktı?
Geçen seneki açılış töreni dolayısıyla Avustralya’da ilk defa bir camiye gittim. ‘‘Caminin huzur ve sükûnetinden, hizmetlerinden ve sunulan ikramlardan çok etkilendim. Ayrıca namaz kılınmasını gördüm ve İslam hakkında faydalı bilgiler edindim. Avustralya’da yetişmiş yargı mensupları ve Avukatlarla tanışma fırsatı buldum. Aynı zamanda bu tür programlar, Avustralya’nın zengin kültürünü gösteriyor. Tanıştığımız Avukatlar çok güzel İngilizce konuşuyorlardı. Mutlaka kendi geldikleri kültürün dilini de çok iyi kullanıyorlardır. Buraya ben de göçmen olarak geldim. Yeni vatan edinen insanlar huzur, barış ve emniyeti bulduğu için çocuklarını huzur içerisinde ve daha iyi imkânlarla yetiştirmek için buraya geliyorlar. Hepimiz nereden gelmiş olursak olalım bu güzel ülke kanunları ve adaleti ile herkes kendi kültürünü de burada huzurlu bir şekilde yaşama fırsatı buluyor. Atalarım 1850’li yıllarda İrlanda’dan geldiler. Nereden gelmiş olursak olalım, geçmişi ne olursa olsun insanlar Avustralya’ya huzur ve güven için geliyorlar. Çocuklarının daha rahat yaşaması dil ve dini vecibelerini saygın ortamda ve özgürce yerine getirmek için geliyorlar. Geçtiğimiz ay ‘Australia Day’ dolayısıyla vatandaşlık törenlerine katıldım. Törenlerin yoğunluğu ve vatandaş olanların sayısını göz önüne aldığımızda halen insanlar kendilerine daha iyi bir ülke ve vatan arıyorlar. Bu törenler bize onu gösteriyor. Ayrıca burayı vatan edinen, yeni bir yaşam kuran insanlar da gelenek ve göreneklerini, rahatça yaşayabildiği ve bunları devam ettirebildiği için ülkemize de zenginlik katmış oluyor.
2015 yılı Çanakkale ve Anzaklar’ın 100. Yıl dönümü törenleri büyük bir program çerçevesinde yapılacak. Avustralya ve Türkiye açısından konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İki ülke savaştan sonra dost olmuşlar. Bu çok önemli ve takdire şayan. Bu iki ülkenin ne kadar olgun toplumlar olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Gelibolu törenleri çok önemli. Ülkelerimiz arasındaki dostlukların daha da gelişmesine ve ilerlemesine vesile olacak bir nedendir. Kendim de 2015 yılındaki törenlere katılmak için Gelibolu’ya gitmek istiyorum.
Avustralya’da Müslümanları yakından ilgilendiren miras, evlilik, ayrılık gibi hassas bazı konular var. Müslümanlara veya diğer dinlere mensup kişileri yargılama da farklı kanun ve kararlar düşünülüyor mu?
Alınacak kararlar kişinin lehine olacaksa düşünülebilir. Ancak tam tersine herhangi bir gruba, topluma veya kişiye zararlı olacaksa kabul edemeyiz. Eğer faydalı olacaksa düşünülebilir. Mesela Aborjinler kendi kanunlarına göre yargılanmayı istiyorlar. Yüksek Mahkeme de böyle bir konu gündeme geldi. Duruşmaya girildiğinde gelinen kültür göz önünde bulundurulabilir. Ama şu anda özellikle medeni konuları ilgilendiren davalarda mevcut yasalar geçerli. Toplumumuz geliştikçe ve kültürler daha iyi anlaşıldıkça, yargı kararları verilirken bu tür konular gündeme gelebilir.
MAHKEMELERİ MODERNLEŞTİRİP, DURUŞMALARIN SÜRESİNİ KISALTMAYA ÇALIŞIYORUZ
Hükümetinizin önümüzdeki dönemlerde ele aldığı veya iktidara geldiğinden beri yaptığı çalışmalar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İlk başta eyaletin ekonomisine disiplin getirdik. Bazı önemli projelerimizi bitirdik. Bunlardan ‘Güney Batı Tren Hattı’ bitmek üzere. Motorway’lara değişik bağlantılar yapıldı. M4 ve M5 Otoban Yollarını genişletme ve iyileştirme çalışmaları devam ediyor. Sokak çeteleri ile mücadele ve silahlı çatışmaları önlemeye ve azaltmaya yönelik yeni çalışmalar yaptık. Yeni rehabilitasyon kuralları oluşturduk. Uyuşturucu alışkanlarına yönelik yeni programlar ve çalışmalar yapıyoruz. 250 mahkûmla görüşülüyor. 1 yıl kadar 250 erkek ve 50 kadın mahkûm programa katılarak, rehabilitasyondan geçip yeni bir hayata başlamış gibi uyuşturucu ağından kurtulup, suç işlemeyen bireyler olacaklar.
Avustralya’da, insanlar yargı sisteminin yavaş işleyişinden şikâyetçi. Dava sürecinin çok uzun sürdüğünden bu konuda sizin fikrinizi öğrenebilir miyiz?
Bazı konularla ilgili olarak mahkemeye gitmeden uzlaşmaya varılması için çalışmalara zaten yapılıyor. Ağır suçlarla ilgili mahkeme ve yargı süreci haliyle uzun sürmekte. Çünkü bu mahkemelerde genellikle kararlar jurinin de katkısıyla alınıyor. Tabii teknoloji geliştikçe bu sayede dava süreçlerini daha aza indirmek mümkün oluyor. Mesela kişi mahkemeye gelmeden video konferans yöntemi ile savunması alınabiliyor. Mahkemelerimizi modern hale getirip, duruşmaların süresini daha da kısaltmaya çalışıyoruz.
Daha özgür konuşma ile ilgili fikirleriniz neler?
Her eyaletin ayrımcılığa karşı farklı yasaları var. Federal Hükümet ise bu konuyu çok daha ince ele alıp bu yasaları genelleştirirsek tek bir çatı altında toplamayı hedefliyor. Eyaletimizde yeteri kadar ırkçılık ve ayrımcılığa karşı mücadele yürüterek elimizden geldiği kadar geçit vermemeye çalışıyoruz. Toplumumuzun uyum (harmoni) içerisinde yaşamasını hedefliyoruz. Tepeden inme, sert kanunlarla değil, eğitim yoluyla üstesinden gelmek istiyoruz.
Victoria modelini mi takip ediyorsunuz?
Hayır. Victoria’yı takip etmiyoruz. Her eyaletin kendine göre bir modeli var. Bizdeki dini tolerans, Victoria modelinden daha kapsamlı. Victoria’da bu konular ile ilgili bazı sorunlar yaşadılar. Bizdeki kanunlar biraz daha farklı ve kapsayıcı. Ancak dinsel özgürlükler bağlamında okullar, kiliseler, sinagoglar, camiler gibi organizasyonlar ve kuruluşlar eleman alımı gibi veya faklı konularda kendi dinlerinden olan kişileri tercih etmeleri konusunda serbestler. Bu şekilde seçici olmalarını ayrımcılığın dışında tutmamız gerekiyor.
Peki ülkede, yargıyla ilgili bazı önemli kanunlar, biraz daha sadeleştirilip birbirine yakın hale getirilemez mi. Yani üst bir kuruluş olması faydalı olur mu?
Bütün eyaletlerin birbirleri ile bağlantıları var. Ancak bu konularda o kadar çok fikir ayrılığı ve fikir çokluğu var ki! Devreye sendikalar, partiler, emekli olmuş hâkimlerin görüşleri de giriyor. O yüzden ortak bir noktada karar kılmak çok zor. Böyle bir üst kuruluşa gerek olmadığı kanaatindeyim. Çünkü zaten kanunlarımız insanlarımızın rahat, huzur, güven ve özgürce hayatlarını yaşamalarına olanak sağlıyor.