Obezite büyük küçük herkesin hayat kalitesini düşürüyor, aynı zamanda hayati riskler oluşturuyor. Fast food tüketiminin günlük hayata girmesi, hareket azlığı, televizyon ve bilgisayar başında geçirilen zamanın fazla olması gibi yaygın alışkanlıklar, obezite artışını tetikliyor. Kısa vadede vücutta aşırı kiloya sebep olan obezite, uzun vadede ise çok daha büyük riskler yaratıyor. İç organlarda yağlanma, uyku apnesi, damar tıkanıklığı, kalp krizi, diyabet ve buna bağlı gelişen böbrek yetmezliği, hipertansiyon, görme kaybı, uzuvların kesilmesi ve hatta kanser gibi ölümcül hastalıklara sebep oluyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de obezite vakalarının her geçen gün arttığını belirten Yrd. Doç. Dr. Erol Vural, Türkiye’de erkeklerin yüzde 25’inin, kadınların ise yüzde 40’ının aşırı kilolu olduğunu belirtiyor. Vural, yapılan araştırmalarda diyet ya da egzersiz yaparak kilo veren kişi sayısının yüzde 3 ile yüzde 10-15 arasında olduğunu söylüyor.
Bilinen tüm kanser vakalarının dörtte birinin obezite ile ilişkili olduğunu vurgulayan uzman, “Kanser, üzerinde durulan ve titizlikle tedavi edilen bir hastalıksa, obezitenin de aynı şekilde tedavi edilmesi gerekir. Dünyada kanserden sonra en çok ölüm nedeni obezite ve yandaş hastalıklarıdır. Obezite yalnızca dış görünüş ve estetik kaygı olarak algılanmamalı. Obezite hastalığı ile mücadele edilerek belli kanser vakalarının artışı önlenebilir. Obezite kontrol altına alınırsa, kanser vakalarında da düşüş sağlanabilir.” diyor.