Toplumumuzun ilk yardım kuruluşu olan Australian Relief Organisation (ARO) tarafından başta Sydney ve Melbourne olmak üzere; Perth, Brisbane ve Adelaide’den toplanacak olan kurbanlar, bizzat gönüllülerinin iştirakiyle, Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilecek.
Her yıl Kurban mevsiminde, Avustralya’nın dört bir yanında yaşayan insanlarımızda bir telaş başlar. Paylaşma duygularının şaha kalktığı, tatlı bir yarış yaşanır gönüllülerde. Kurban yaklaştıkça dünyayı bayram yerine, bayramları paylaşmaya, paylaşmayı şölenlere çevirmek demektir. Kurban, iyiliğe, güzelliğe, Allah’ı anmaya, O’na iyi bir kul olduğumuzu göstermeye, yeryüzündeki tüm varlıkları İslam’a davet etmeye bir vesile. Kolay değildir elbet; emanet büyük, mesuliyet ağırdır. En iyisinden seçilir kurbanlıklar, bulunabilen en steril ortamlarda bir bir isimler okunarak kesilir yaratıcısına adanmış güzel gözlü Buraklar. Bir bir yola düşer iyilik elçileri. Ellerinde beyaz listelerle ulaşırlar belki de daha önce hiç gitmedikleri ülkelere ve beldelere. Bu nedenle her sene kurban mevsiminde yüzyıllar öncesinde yaşanmış olan o güzel hadiseyi; Hz. İsmail’in (as) teslimiyetini ve Hz. İbrahim’in (as) tevekkülünü hatırlarız. Kurban etmenin bayram sevincine dönüştüğü ve bu sevincin tüm dünyaya hale hale yayıldığı Kurban Bayramları, Avustralya’nın ilk yardım kuruluşu Australian Relief Organisation (ARO) tarafından bu yıl üçüncü kez kıta ülkesinin dört bir yanında, yardıma muhtaç mazlum coğrafyalar için adeta yardım seferberliği başlatıldı. Gösterilen o teslimiyet ve tevekkül, ARO yardım kuruluşu aracılığıyla, elden ele beldeden beldeye ulaştırılıyor. Kiminin yolu dünyanın ucu olan Avustralya’dan Kenya’ya ve Uganda’ya, kiminiki Filipinler ve Tayland’a kiminki ise Sri Lanka’da yardım bekleyen bir aileye düşer.
KURBANLAR BU YIL DA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ELDEN TESLİM EDİLECEK
Kamu Yararına Çalışan Yardım Kuruluşu statüsüne sahip ARO, gösterilen yoğun ilgi ve farklı coğrafyadaki insanların beklentisine daha kapmsamlı bir şekilde yardımcı olmak üzere bu yıl, faaliyetlerini Avustralya’nın diğer şehirlerine de taşıdı. Geçtiğimiz Mayıs ayında Melbourne’de ardından da Wollongong ve Perth’te birer temsilcilik ofisi açan ARO yardım kuruluşu, şimdiye kadar on beş farklı ülkede başta kurban etini ihtiyaç sahiplerine ulaştırma ve ramazanda yardım kumanyalarını toplamak olmak üzere, su kuyularını açtırma, yetimhanelere yardım elini uzatma gibi önemli sosyal sorumluluk porjelerinin altına imza atarak bir çok insanın duasını kazandı. Son iki yıl, toplanan binlerce kurbanı Afrika’da Kenya, Gana, Senegal, Gambiya ve Madagaskar ile Asya’da Sri Lanka, Kamboçya ve Laos’ta ihtiyaç sahiplerine bizzat paketler halinde birinci elden ulaştıran ARO gönüllüleri, bu yıl da aynı geleneği sürdürecek. Muhtaç aileler ve yetimhanelerin de yer aldığı merkezlere dağıtılan kurbanlar, halkta büyük sevince vesile olmuştu. Konuyla ilgili bilgi veren ARO Avustralya Koordinatörü Cihan Tümen, bu yıl toplanacak kurbanların ise Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağını belirterek;“Gönüllülerimiz iki yıl önce olduğu gibi bu yıl da kurban kesilecek ülkelere giderek, Avustralya’da toplanan kurbanların kesim ve dağıtımına bizzat refakat edeceklerdir. Verilen kurbanların bizzat isim isim kesimi yapıldıktan sonra paketler halinde dağıtımını gerçekleştirecekler. Kesim ve dağıtımı tamamen İslami usuller ve fıkıh çerçevesinde yapılacağını hususen belirtmeliyim. Bu yılki kurban kampanyamız 18 Eylül Cuma akşamına kadar devam edecek. Bölge halklarına vacip kurbanların yanı sıra nafile, adak ve akika kurbanlarla da destek olabilirsiniz’’dedi. Geniş bilgi https://aro.org.au/qurban-appeal-2015/ den alınabilir.
Hisse başı $120 olan kurban bedelleri, NSW’de Unit 2/10 Newton Street Auburn (Tel 02 8065 8469) adresindeki merkezimize veya VIC’da 22 Lismore St Dallas Vic 3047 (Tel 03 9309 6168) şubemize elden teslim edilebilir. Kurban bağışlarını NSW, WA, QLD ve SA’dan bankaya yatırarak veya online yapmak isteyen hayır sahipleri ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilirler. Victoria’da ise; ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilir. Banka dekontları info@aro.org.au’ya yoluyla gönderenler, makbuzun gönderileceği posta adresini bildirilmeleri gerekiyor.
SUDANLI AİLE, KURBAN ETİNİ BİR YIL BOYUNCA NASIL YİYEBİLDİ?
İsterseniz gelin devam edelim kurban hikâyelerine. Bu kez Sudan’ın Darfur şehrine gidip, bölgeye iki yıl üst üste yardım götüren Hizmet Harketi’nin yardım kuruluşu gönüllüsünün anlattıklarına kulak verelim: “Beş sene önceydi. Kurbanları kesmiş, her eve 10-15 kilo et dağıtımı yapmıştık. Bir yıl sonra aynı köye gittiğimizde bizi 7 çocuklu bir kadın karşıladı. Bize, ‘Geçen yıl dağıttığınız etler yeni bitti, çok teşekkür ederiz’ dedi. Çok şaşırdık ve sorduk: ‘Nasıl bu etler size bir yıl yetti?’ Kadından etleri ağaçlara asarak kuruttukları, sonra o kurumuş etleri havanda döverek biber gibi toz haline getirdikleri cevabını aldık. Sonrasında bir çay kaşığı kadar toz eti yağmur suyu ile karıştırıp çorba haline getirerek et suyu çorbası olarak tükettiklerini öğrendik. Avustralya’nın bolluk içinde yaşayan insanları olarak, anlatılan bu olayların abartılı olduğunu düşünsek de, Afrika’nın değişik beldelerinde yaşayan insanların bu anlatılan hikayelerden daha vahimleriyle karşı karşı olduğunu unutmamamız lazım. Kurbanı kısa bir sürede tüketebiliriz belki bizler. Belki de evimizde yılın her günü et eksilmeyebilir. Ama verdiğimiz bir koyun belki Sudan’da, Madagaskar’da, Kamboçya’da veya Vietnam’da 7-8 çocuklu bir ailenin hatta üç ailenin yıl boyunca yiyeceği et suyu da olabileceğini asla aklımızdan çıkarmayalım. Yine Avustralya’dan da kurban etinin gittiği Afirika’nın Müslüman bir beldesinde bir yetimhanede öğretmenlik yapan Ahmed, Kurban Bayramı’nda kendilerine ulaştırılan etlerin değerini şu sözlerle anlatıyor: “Ben yetim bir çocuktum, hayatım yetimhanelerde geçti. Liseyi ve üniversiteyi de bir yetimhanede tamamladım. Okulu bitirdikten sonra bir zamanlar barındığım yetimhanede öğretmen olarak çalışmaya başladım. Birkaç yıldır bizim bulunduğumuz yetimhaneye Kurban dağıtan yardım kuruluşu kurban getiriyordu. Buradaki çocuklar yılda en az bir defa diledikleri gibi et yiyebiliyorlar. Ben yetimhanede kaldığım zamanları hatırlıyorum da beş-altı yıl hiç et yemediğim olmuştu ”diyor.
GERÇEK VE YAŞANMIŞ BİR KURBAN HİKÂYESİ…
İşte o gerçek ve yaşanmış hikayelerden biri…Geçen yıl gönüllü hayırseverlerinin şahit olduğu olay şöyle yaşanır: Rusya’da bir bayram sabahı. Uzak diyarlara kurban ibadetini gerçekleştirebilmek için giden gönüllüler, kurbanlarını keserler. Bayramlarını memleketlerinden uzakta, gurbet ellerde geçirmenin hüznü vardır yüreklerinde. Fakat yapacakları ibadet için duydukları heyecan, hüzünlerini bastırır. Kurbanlar kesilir, sıra dağıtma işlemine gelir. Teker teker evlerin kapısını çalıp kurbanlarını insanlarla paylaşmaya başlarlar. Bu esnada yine bir eve gelip kapıyı çalarlar. Yaşlı bir teyze açar kapıyı. Tek başına yaşıyordur. Kapıyı çalanlar meramlarını anlatır ve kestikleri kurbandan bir parça eti ona ikram ederler. Yaşlı kadın ilk başta şaşırır, fakat verilen ikramı alarak kapıyı kapatır. İçeri girer ve düşünmeye koyulur. Zaman geçtikçe tanımadığı insanlardan bu eti aldığına pişman olur. Birkaç saat geçtikten sonra da huzursuz bir şekilde eti kendisine verenlere geri götürür. Onları bulur ve “Bu eti bana niçin verdiniz?” diye sorar. Gönüllüler, “Teyzeciğim, bu bizim ibadetimizin bir gereği. Allah rızası için kestiğimiz kurbanları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Dinimiz bize bunu emrediyor.
Biz bu eti size karşılıksız verdik. Lütfen alın.” cevabını verirler. Yaşlı kadın bu cevaba çok şaşırır. Belki de uzun zamandır kapısı çalınmadığı içindir bu şaşkınlık. Bunun üzerine teyze, gönüllülere şunu söyler: “Sizin dininiz nasıl bir din? Öğrenmek
istiyorum!” Gönüllüler, dilleri döndüğünce İslamiyet’i anlatırlar ona. Ardından Kelime-i Şehadet’i öğretirler. Yaklaşık ikisaatlik bir sohbetten sonra Müslüman olan teyze, oradan etini alarak ayrılır. Ertesi gün, dört beş gönüllü teyzeyi ziyaret etmek ister. Toplanıp yola çıkarlar ve eve ulaşırlar. Kapıyı uzun bir süre çalarlar. Fakat bir türlü cevap alamazlar. Konu komşuya içeride yaşayan kadının nerede olduğunu sorarlar fakat kimse nerede olduğunu bilmiyordur. O an gönüllüler, gerçekten o teyzenin yalnız olduğunu, bu koca dünyada kendisine hal hatır soran kimse bulunmadığını daha iyi anlarlar.
En sonunda gönüllüler kapıyı bir şekilde açtırarak içeriye girerler. Karşılaştıkları manzara sonucunda, hepsinin gözünden yaşlar boşanır. Teyze Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Daha dün kapısını çaldıkları, kurban verdikleri ve Kelime-i Şahadet getirmesine vesile oldukları yaşlı kadın, yatağında son nefesini vermiş bir şekilde uzanmaktadır.Yaşanan bu hadise, kurbanın sadece etten ibaret olmadığını anlamak için güzel bir örnek.
Toplumumuzun ilk yardım kuruluşu olan Australian Relief Organisation (ARO) tarafından başta Sydney ve Melbourne olmak üzere; Perth, Brisbane ve Adelaide’den toplanacak olan kurbanlar, bizzat gönüllülerinin iştirakiyle, Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilecek.
Her yıl Kurban mevsiminde, Avustralya’nın dört bir yanında yaşayan insanlarımızda bir telaş başlar. Paylaşma duygularının şaha kalktığı, tatlı bir yarış yaşanır gönüllülerde. Kurban yaklaştıkça dünyayı bayram yerine, bayramları paylaşmaya, paylaşmayı şölenlere çevirmek demektir. Kurban, iyiliğe, güzelliğe, Allah’ı anmaya, O’na iyi bir kul olduğumuzu göstermeye, yeryüzündeki tüm varlıkları İslam’a davet etmeye bir vesile. Kolay değildir elbet; emanet büyük, mesuliyet ağırdır. En iyisinden seçilir kurbanlıklar, bulunabilen en steril ortamlarda bir bir isimler okunarak kesilir yaratıcısına adanmış güzel gözlü Buraklar. Bir bir yola düşer iyilik elçileri. Ellerinde beyaz listelerle ulaşırlar belki de daha önce hiç gitmedikleri ülkelere ve beldelere. Bu nedenle her sene kurban mevsiminde yüzyıllar öncesinde yaşanmış olan o güzel hadiseyi; Hz. İsmail’in (as) teslimiyetini ve Hz. İbrahim’in (as) tevekkülünü hatırlarız. Kurban etmenin bayram sevincine dönüştüğü ve bu sevincin tüm dünyaya hale hale yayıldığı Kurban Bayramları, Avustralya’nın ilk yardım kuruluşu Australian Relief Organisation (ARO) tarafından bu yıl üçüncü kez kıta ülkesinin dört bir yanında, yardıma muhtaç mazlum coğrafyalar için adeta yardım seferberliği başlatıldı. Gösterilen o teslimiyet ve tevekkül, ARO yardım kuruluşu aracılığıyla, elden ele beldeden beldeye ulaştırılıyor. Kiminin yolu dünyanın ucu olan Avustralya’dan Kenya’ya ve Uganda’ya, kiminiki Filipinler ve Tayland’a kiminki ise Sri Lanka’da yardım bekleyen bir aileye düşer.
KURBANLAR BU YIL DA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ELDEN TESLİM EDİLECEK
Kamu Yararına Çalışan Yardım Kuruluşu statüsüne sahip ARO, gösterilen yoğun ilgi ve farklı coğrafyadaki insanların beklentisine daha kapmsamlı bir şekilde yardımcı olmak üzere bu yıl, faaliyetlerini Avustralya’nın diğer şehirlerine de taşıdı. Geçtiğimiz Mayıs ayında Melbourne’de ardından da Wollongong ve Perth’te birer temsilcilik ofisi açan ARO yardım kuruluşu, şimdiye kadar on beş farklı ülkede başta kurban etini ihtiyaç sahiplerine ulaştırma ve ramazanda yardım kumanyalarını toplamak olmak üzere, su kuyularını açtırma, yetimhanelere yardım elini uzatma gibi önemli sosyal sorumluluk porjelerinin altına imza atarak bir çok insanın duasını kazandı. Son iki yıl, toplanan binlerce kurbanı Afrika’da Kenya, Gana, Senegal, Gambiya ve Madagaskar ile Asya’da Sri Lanka, Kamboçya ve Laos’ta ihtiyaç sahiplerine bizzat paketler halinde birinci elden ulaştıran ARO gönüllüleri, bu yıl da aynı geleneği sürdürecek. Muhtaç aileler ve yetimhanelerin de yer aldığı merkezlere dağıtılan kurbanlar, halkta büyük sevince vesile olmuştu. Konuyla ilgili bilgi veren ARO Avustralya Koordinatörü Cihan Tümen, bu yıl toplanacak kurbanların ise Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağını belirterek;“Gönüllülerimiz iki yıl önce olduğu gibi bu yıl da kurban kesilecek ülkelere giderek, Avustralya’da toplanan kurbanların kesim ve dağıtımına bizzat refakat edeceklerdir. Verilen kurbanların bizzat isim isim kesimi yapıldıktan sonra paketler halinde dağıtımını gerçekleştirecekler. Kesim ve dağıtımı tamamen İslami usuller ve fıkıh çerçevesinde yapılacağını hususen belirtmeliyim. Bu yılki kurban kampanyamız 18 Eylül Cuma akşamına kadar devam edecek. Bölge halklarına vacip kurbanların yanı sıra nafile, adak ve akika kurbanlarla da destek olabilirsiniz’’dedi. Geniş bilgi https://aro.org.au/qurban-appeal-2015/ den alınabilir.
Hisse başı $120 olan kurban bedelleri, NSW’de Unit 2/10 Newton Street Auburn (Tel 02 8065 8469) adresindeki merkezimize veya VIC’da 22 Lismore St Dallas Vic 3047 (Tel 03 9309 6168) şubemize elden teslim edilebilir. Kurban bağışlarını NSW, WA, QLD ve SA’dan bankaya yatırarak veya online yapmak isteyen hayır sahipleri ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilirler. Victoria’da ise; ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilir. Banka dekontları info@aro.org.au’ya yoluyla gönderenler, makbuzun gönderileceği posta adresini bildirilmeleri gerekiyor.
SUDANLI AİLE, KURBAN ETİNİ BİR YIL BOYUNCA NASIL YİYEBİLDİ?
İsterseniz gelin devam edelim kurban hikâyelerine. Bu kez Sudan’ın Darfur şehrine gidip, bölgeye iki yıl üst üste yardım götüren Hizmet Harketi’nin yardım kuruluşu gönüllüsünün anlattıklarına kulak verelim: “Beş sene önceydi. Kurbanları kesmiş, her eve 10-15 kilo et dağıtımı yapmıştık. Bir yıl sonra aynı köye gittiğimizde bizi 7 çocuklu bir kadın karşıladı. Bize, ‘Geçen yıl dağıttığınız etler yeni bitti, çok teşekkür ederiz’ dedi. Çok şaşırdık ve sorduk: ‘Nasıl bu etler size bir yıl yetti?’ Kadından etleri ağaçlara asarak kuruttukları, sonra o kurumuş etleri havanda döverek biber gibi toz haline getirdikleri cevabını aldık. Sonrasında bir çay kaşığı kadar toz eti yağmur suyu ile karıştırıp çorba haline getirerek et suyu çorbası olarak tükettiklerini öğrendik. Avustralya’nın bolluk içinde yaşayan insanları olarak, anlatılan bu olayların abartılı olduğunu düşünsek de, Afrika’nın değişik beldelerinde yaşayan insanların bu anlatılan hikayelerden daha vahimleriyle karşı karşı olduğunu unutmamamız lazım. Kurbanı kısa bir sürede tüketebiliriz belki bizler. Belki de evimizde yılın her günü et eksilmeyebilir. Ama verdiğimiz bir koyun belki Sudan’da, Madagaskar’da, Kamboçya’da veya Vietnam’da 7-8 çocuklu bir ailenin hatta üç ailenin yıl boyunca yiyeceği et suyu da olabileceğini asla aklımızdan çıkarmayalım. Yine Avustralya’dan da kurban etinin gittiği Afirika’nın Müslüman bir beldesinde bir yetimhanede öğretmenlik yapan Ahmed, Kurban Bayramı’nda kendilerine ulaştırılan etlerin değerini şu sözlerle anlatıyor: “Ben yetim bir çocuktum, hayatım yetimhanelerde geçti. Liseyi ve üniversiteyi de bir yetimhanede tamamladım. Okulu bitirdikten sonra bir zamanlar barındığım yetimhanede öğretmen olarak çalışmaya başladım. Birkaç yıldır bizim bulunduğumuz yetimhaneye Kurban dağıtan yardım kuruluşu kurban getiriyordu. Buradaki çocuklar yılda en az bir defa diledikleri gibi et yiyebiliyorlar. Ben yetimhanede kaldığım zamanları hatırlıyorum da beş-altı yıl hiç et yemediğim olmuştu ”diyor.
GERÇEK VE YAŞANMIŞ BİR KURBAN HİKÂYESİ…
İşte o gerçek ve yaşanmış hikayelerden biri…Geçen yıl gönüllü hayırseverlerinin şahit olduğu olay şöyle yaşanır: Rusya’da bir bayram sabahı. Uzak diyarlara kurban ibadetini gerçekleştirebilmek için giden gönüllüler, kurbanlarını keserler. Bayramlarını memleketlerinden uzakta, gurbet ellerde geçirmenin hüznü vardır yüreklerinde. Fakat yapacakları ibadet için duydukları heyecan, hüzünlerini bastırır. Kurbanlar kesilir, sıra dağıtma işlemine gelir. Teker teker evlerin kapısını çalıp kurbanlarını insanlarla paylaşmaya başlarlar. Bu esnada yine bir eve gelip kapıyı çalarlar. Yaşlı bir teyze açar kapıyı. Tek başına yaşıyordur. Kapıyı çalanlar meramlarını anlatır ve kestikleri kurbandan bir parça eti ona ikram ederler. Yaşlı kadın ilk başta şaşırır, fakat verilen ikramı alarak kapıyı kapatır. İçeri girer ve düşünmeye koyulur. Zaman geçtikçe tanımadığı insanlardan bu eti aldığına pişman olur. Birkaç saat geçtikten sonra da huzursuz bir şekilde eti kendisine verenlere geri götürür. Onları bulur ve “Bu eti bana niçin verdiniz?” diye sorar. Gönüllüler, “Teyzeciğim, bu bizim ibadetimizin bir gereği. Allah rızası için kestiğimiz kurbanları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Dinimiz bize bunu emrediyor.
Biz bu eti size karşılıksız verdik. Lütfen alın.” cevabını verirler. Yaşlı kadın bu cevaba çok şaşırır. Belki de uzun zamandır kapısı çalınmadığı içindir bu şaşkınlık. Bunun üzerine teyze, gönüllülere şunu söyler: “Sizin dininiz nasıl bir din? Öğrenmek
istiyorum!” Gönüllüler, dilleri döndüğünce İslamiyet’i anlatırlar ona. Ardından Kelime-i Şehadet’i öğretirler. Yaklaşık ikisaatlik bir sohbetten sonra Müslüman olan teyze, oradan etini alarak ayrılır. Ertesi gün, dört beş gönüllü teyzeyi ziyaret etmek ister. Toplanıp yola çıkarlar ve eve ulaşırlar. Kapıyı uzun bir süre çalarlar. Fakat bir türlü cevap alamazlar. Konu komşuya içeride yaşayan kadının nerede olduğunu sorarlar fakat kimse nerede olduğunu bilmiyordur. O an gönüllüler, gerçekten o teyzenin yalnız olduğunu, bu koca dünyada kendisine hal hatır soran kimse bulunmadığını daha iyi anlarlar.
En sonunda gönüllüler kapıyı bir şekilde açtırarak içeriye girerler. Karşılaştıkları manzara sonucunda, hepsinin gözünden yaşlar boşanır. Teyze Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Daha dün kapısını çaldıkları, kurban verdikleri ve Kelime-i Şahadet getirmesine vesile oldukları yaşlı kadın, yatağında son nefesini vermiş bir şekilde uzanmaktadır.Yaşanan bu hadise, kurbanın sadece etten ibaret olmadığını anlamak için güzel bir örnek.
Toplumumuzun ilk yardım kuruluşu olan Australian Relief Organisation (ARO) tarafından başta Sydney ve Melbourne olmak üzere; Perth, Brisbane ve Adelaide’den toplanacak olan kurbanlar, bizzat gönüllülerinin iştirakiyle, Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilecek.
Her yıl Kurban mevsiminde, Avustralya’nın dört bir yanında yaşayan insanlarımızda bir telaş başlar. Paylaşma duygularının şaha kalktığı, tatlı bir yarış yaşanır gönüllülerde. Kurban yaklaştıkça dünyayı bayram yerine, bayramları paylaşmaya, paylaşmayı şölenlere çevirmek demektir. Kurban, iyiliğe, güzelliğe, Allah’ı anmaya, O’na iyi bir kul olduğumuzu göstermeye, yeryüzündeki tüm varlıkları İslam’a davet etmeye bir vesile. Kolay değildir elbet; emanet büyük, mesuliyet ağırdır. En iyisinden seçilir kurbanlıklar, bulunabilen en steril ortamlarda bir bir isimler okunarak kesilir yaratıcısına adanmış güzel gözlü Buraklar. Bir bir yola düşer iyilik elçileri. Ellerinde beyaz listelerle ulaşırlar belki de daha önce hiç gitmedikleri ülkelere ve beldelere. Bu nedenle her sene kurban mevsiminde yüzyıllar öncesinde yaşanmış olan o güzel hadiseyi; Hz. İsmail’in (as) teslimiyetini ve Hz. İbrahim’in (as) tevekkülünü hatırlarız. Kurban etmenin bayram sevincine dönüştüğü ve bu sevincin tüm dünyaya hale hale yayıldığı Kurban Bayramları, Avustralya’nın ilk yardım kuruluşu Australian Relief Organisation (ARO) tarafından bu yıl üçüncü kez kıta ülkesinin dört bir yanında, yardıma muhtaç mazlum coğrafyalar için adeta yardım seferberliği başlatıldı. Gösterilen o teslimiyet ve tevekkül, ARO yardım kuruluşu aracılığıyla, elden ele beldeden beldeye ulaştırılıyor. Kiminin yolu dünyanın ucu olan Avustralya’dan Kenya’ya ve Uganda’ya, kiminiki Filipinler ve Tayland’a kiminki ise Sri Lanka’da yardım bekleyen bir aileye düşer.
KURBANLAR BU YIL DA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ELDEN TESLİM EDİLECEK
Kamu Yararına Çalışan Yardım Kuruluşu statüsüne sahip ARO, gösterilen yoğun ilgi ve farklı coğrafyadaki insanların beklentisine daha kapmsamlı bir şekilde yardımcı olmak üzere bu yıl, faaliyetlerini Avustralya’nın diğer şehirlerine de taşıdı. Geçtiğimiz Mayıs ayında Melbourne’de ardından da Wollongong ve Perth’te birer temsilcilik ofisi açan ARO yardım kuruluşu, şimdiye kadar on beş farklı ülkede başta kurban etini ihtiyaç sahiplerine ulaştırma ve ramazanda yardım kumanyalarını toplamak olmak üzere, su kuyularını açtırma, yetimhanelere yardım elini uzatma gibi önemli sosyal sorumluluk porjelerinin altına imza atarak bir çok insanın duasını kazandı. Son iki yıl, toplanan binlerce kurbanı Afrika’da Kenya, Gana, Senegal, Gambiya ve Madagaskar ile Asya’da Sri Lanka, Kamboçya ve Laos’ta ihtiyaç sahiplerine bizzat paketler halinde birinci elden ulaştıran ARO gönüllüleri, bu yıl da aynı geleneği sürdürecek. Muhtaç aileler ve yetimhanelerin de yer aldığı merkezlere dağıtılan kurbanlar, halkta büyük sevince vesile olmuştu. Konuyla ilgili bilgi veren ARO Avustralya Koordinatörü Cihan Tümen, bu yıl toplanacak kurbanların ise Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağını belirterek;“Gönüllülerimiz iki yıl önce olduğu gibi bu yıl da kurban kesilecek ülkelere giderek, Avustralya’da toplanan kurbanların kesim ve dağıtımına bizzat refakat edeceklerdir. Verilen kurbanların bizzat isim isim kesimi yapıldıktan sonra paketler halinde dağıtımını gerçekleştirecekler. Kesim ve dağıtımı tamamen İslami usuller ve fıkıh çerçevesinde yapılacağını hususen belirtmeliyim. Bu yılki kurban kampanyamız 18 Eylül Cuma akşamına kadar devam edecek. Bölge halklarına vacip kurbanların yanı sıra nafile, adak ve akika kurbanlarla da destek olabilirsiniz’’dedi. Geniş bilgi https://aro.org.au/qurban-appeal-2015/ den alınabilir.
Hisse başı $120 olan kurban bedelleri, NSW’de Unit 2/10 Newton Street Auburn (Tel 02 8065 8469) adresindeki merkezimize veya VIC’da 22 Lismore St Dallas Vic 3047 (Tel 03 9309 6168) şubemize elden teslim edilebilir. Kurban bağışlarını NSW, WA, QLD ve SA’dan bankaya yatırarak veya online yapmak isteyen hayır sahipleri ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilirler. Victoria’da ise; ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilir. Banka dekontları info@aro.org.au’ya yoluyla gönderenler, makbuzun gönderileceği posta adresini bildirilmeleri gerekiyor.
SUDANLI AİLE, KURBAN ETİNİ BİR YIL BOYUNCA NASIL YİYEBİLDİ?
İsterseniz gelin devam edelim kurban hikâyelerine. Bu kez Sudan’ın Darfur şehrine gidip, bölgeye iki yıl üst üste yardım götüren Hizmet Harketi’nin yardım kuruluşu gönüllüsünün anlattıklarına kulak verelim: “Beş sene önceydi. Kurbanları kesmiş, her eve 10-15 kilo et dağıtımı yapmıştık. Bir yıl sonra aynı köye gittiğimizde bizi 7 çocuklu bir kadın karşıladı. Bize, ‘Geçen yıl dağıttığınız etler yeni bitti, çok teşekkür ederiz’ dedi. Çok şaşırdık ve sorduk: ‘Nasıl bu etler size bir yıl yetti?’ Kadından etleri ağaçlara asarak kuruttukları, sonra o kurumuş etleri havanda döverek biber gibi toz haline getirdikleri cevabını aldık. Sonrasında bir çay kaşığı kadar toz eti yağmur suyu ile karıştırıp çorba haline getirerek et suyu çorbası olarak tükettiklerini öğrendik. Avustralya’nın bolluk içinde yaşayan insanları olarak, anlatılan bu olayların abartılı olduğunu düşünsek de, Afrika’nın değişik beldelerinde yaşayan insanların bu anlatılan hikayelerden daha vahimleriyle karşı karşı olduğunu unutmamamız lazım. Kurbanı kısa bir sürede tüketebiliriz belki bizler. Belki de evimizde yılın her günü et eksilmeyebilir. Ama verdiğimiz bir koyun belki Sudan’da, Madagaskar’da, Kamboçya’da veya Vietnam’da 7-8 çocuklu bir ailenin hatta üç ailenin yıl boyunca yiyeceği et suyu da olabileceğini asla aklımızdan çıkarmayalım. Yine Avustralya’dan da kurban etinin gittiği Afirika’nın Müslüman bir beldesinde bir yetimhanede öğretmenlik yapan Ahmed, Kurban Bayramı’nda kendilerine ulaştırılan etlerin değerini şu sözlerle anlatıyor: “Ben yetim bir çocuktum, hayatım yetimhanelerde geçti. Liseyi ve üniversiteyi de bir yetimhanede tamamladım. Okulu bitirdikten sonra bir zamanlar barındığım yetimhanede öğretmen olarak çalışmaya başladım. Birkaç yıldır bizim bulunduğumuz yetimhaneye Kurban dağıtan yardım kuruluşu kurban getiriyordu. Buradaki çocuklar yılda en az bir defa diledikleri gibi et yiyebiliyorlar. Ben yetimhanede kaldığım zamanları hatırlıyorum da beş-altı yıl hiç et yemediğim olmuştu ”diyor.
GERÇEK VE YAŞANMIŞ BİR KURBAN HİKÂYESİ…
İşte o gerçek ve yaşanmış hikayelerden biri…Geçen yıl gönüllü hayırseverlerinin şahit olduğu olay şöyle yaşanır: Rusya’da bir bayram sabahı. Uzak diyarlara kurban ibadetini gerçekleştirebilmek için giden gönüllüler, kurbanlarını keserler. Bayramlarını memleketlerinden uzakta, gurbet ellerde geçirmenin hüznü vardır yüreklerinde. Fakat yapacakları ibadet için duydukları heyecan, hüzünlerini bastırır. Kurbanlar kesilir, sıra dağıtma işlemine gelir. Teker teker evlerin kapısını çalıp kurbanlarını insanlarla paylaşmaya başlarlar. Bu esnada yine bir eve gelip kapıyı çalarlar. Yaşlı bir teyze açar kapıyı. Tek başına yaşıyordur. Kapıyı çalanlar meramlarını anlatır ve kestikleri kurbandan bir parça eti ona ikram ederler. Yaşlı kadın ilk başta şaşırır, fakat verilen ikramı alarak kapıyı kapatır. İçeri girer ve düşünmeye koyulur. Zaman geçtikçe tanımadığı insanlardan bu eti aldığına pişman olur. Birkaç saat geçtikten sonra da huzursuz bir şekilde eti kendisine verenlere geri götürür. Onları bulur ve “Bu eti bana niçin verdiniz?” diye sorar. Gönüllüler, “Teyzeciğim, bu bizim ibadetimizin bir gereği. Allah rızası için kestiğimiz kurbanları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Dinimiz bize bunu emrediyor.
Biz bu eti size karşılıksız verdik. Lütfen alın.” cevabını verirler. Yaşlı kadın bu cevaba çok şaşırır. Belki de uzun zamandır kapısı çalınmadığı içindir bu şaşkınlık. Bunun üzerine teyze, gönüllülere şunu söyler: “Sizin dininiz nasıl bir din? Öğrenmek
istiyorum!” Gönüllüler, dilleri döndüğünce İslamiyet’i anlatırlar ona. Ardından Kelime-i Şehadet’i öğretirler. Yaklaşık ikisaatlik bir sohbetten sonra Müslüman olan teyze, oradan etini alarak ayrılır. Ertesi gün, dört beş gönüllü teyzeyi ziyaret etmek ister. Toplanıp yola çıkarlar ve eve ulaşırlar. Kapıyı uzun bir süre çalarlar. Fakat bir türlü cevap alamazlar. Konu komşuya içeride yaşayan kadının nerede olduğunu sorarlar fakat kimse nerede olduğunu bilmiyordur. O an gönüllüler, gerçekten o teyzenin yalnız olduğunu, bu koca dünyada kendisine hal hatır soran kimse bulunmadığını daha iyi anlarlar.
En sonunda gönüllüler kapıyı bir şekilde açtırarak içeriye girerler. Karşılaştıkları manzara sonucunda, hepsinin gözünden yaşlar boşanır. Teyze Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Daha dün kapısını çaldıkları, kurban verdikleri ve Kelime-i Şahadet getirmesine vesile oldukları yaşlı kadın, yatağında son nefesini vermiş bir şekilde uzanmaktadır.Yaşanan bu hadise, kurbanın sadece etten ibaret olmadığını anlamak için güzel bir örnek.
Toplumumuzun ilk yardım kuruluşu olan Australian Relief Organisation (ARO) tarafından başta Sydney ve Melbourne olmak üzere; Perth, Brisbane ve Adelaide’den toplanacak olan kurbanlar, bizzat gönüllülerinin iştirakiyle, Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilecek.
Her yıl Kurban mevsiminde, Avustralya’nın dört bir yanında yaşayan insanlarımızda bir telaş başlar. Paylaşma duygularının şaha kalktığı, tatlı bir yarış yaşanır gönüllülerde. Kurban yaklaştıkça dünyayı bayram yerine, bayramları paylaşmaya, paylaşmayı şölenlere çevirmek demektir. Kurban, iyiliğe, güzelliğe, Allah’ı anmaya, O’na iyi bir kul olduğumuzu göstermeye, yeryüzündeki tüm varlıkları İslam’a davet etmeye bir vesile. Kolay değildir elbet; emanet büyük, mesuliyet ağırdır. En iyisinden seçilir kurbanlıklar, bulunabilen en steril ortamlarda bir bir isimler okunarak kesilir yaratıcısına adanmış güzel gözlü Buraklar. Bir bir yola düşer iyilik elçileri. Ellerinde beyaz listelerle ulaşırlar belki de daha önce hiç gitmedikleri ülkelere ve beldelere. Bu nedenle her sene kurban mevsiminde yüzyıllar öncesinde yaşanmış olan o güzel hadiseyi; Hz. İsmail’in (as) teslimiyetini ve Hz. İbrahim’in (as) tevekkülünü hatırlarız. Kurban etmenin bayram sevincine dönüştüğü ve bu sevincin tüm dünyaya hale hale yayıldığı Kurban Bayramları, Avustralya’nın ilk yardım kuruluşu Australian Relief Organisation (ARO) tarafından bu yıl üçüncü kez kıta ülkesinin dört bir yanında, yardıma muhtaç mazlum coğrafyalar için adeta yardım seferberliği başlatıldı. Gösterilen o teslimiyet ve tevekkül, ARO yardım kuruluşu aracılığıyla, elden ele beldeden beldeye ulaştırılıyor. Kiminin yolu dünyanın ucu olan Avustralya’dan Kenya’ya ve Uganda’ya, kiminiki Filipinler ve Tayland’a kiminki ise Sri Lanka’da yardım bekleyen bir aileye düşer.
KURBANLAR BU YIL DA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ELDEN TESLİM EDİLECEK
Kamu Yararına Çalışan Yardım Kuruluşu statüsüne sahip ARO, gösterilen yoğun ilgi ve farklı coğrafyadaki insanların beklentisine daha kapmsamlı bir şekilde yardımcı olmak üzere bu yıl, faaliyetlerini Avustralya’nın diğer şehirlerine de taşıdı. Geçtiğimiz Mayıs ayında Melbourne’de ardından da Wollongong ve Perth’te birer temsilcilik ofisi açan ARO yardım kuruluşu, şimdiye kadar on beş farklı ülkede başta kurban etini ihtiyaç sahiplerine ulaştırma ve ramazanda yardım kumanyalarını toplamak olmak üzere, su kuyularını açtırma, yetimhanelere yardım elini uzatma gibi önemli sosyal sorumluluk porjelerinin altına imza atarak bir çok insanın duasını kazandı. Son iki yıl, toplanan binlerce kurbanı Afrika’da Kenya, Gana, Senegal, Gambiya ve Madagaskar ile Asya’da Sri Lanka, Kamboçya ve Laos’ta ihtiyaç sahiplerine bizzat paketler halinde birinci elden ulaştıran ARO gönüllüleri, bu yıl da aynı geleneği sürdürecek. Muhtaç aileler ve yetimhanelerin de yer aldığı merkezlere dağıtılan kurbanlar, halkta büyük sevince vesile olmuştu. Konuyla ilgili bilgi veren ARO Avustralya Koordinatörü Cihan Tümen, bu yıl toplanacak kurbanların ise Kenya, Uganda, Filipinler, Tayland ve Sri Lanka’da kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağını belirterek;“Gönüllülerimiz iki yıl önce olduğu gibi bu yıl da kurban kesilecek ülkelere giderek, Avustralya’da toplanan kurbanların kesim ve dağıtımına bizzat refakat edeceklerdir. Verilen kurbanların bizzat isim isim kesimi yapıldıktan sonra paketler halinde dağıtımını gerçekleştirecekler. Kesim ve dağıtımı tamamen İslami usuller ve fıkıh çerçevesinde yapılacağını hususen belirtmeliyim. Bu yılki kurban kampanyamız 18 Eylül Cuma akşamına kadar devam edecek. Bölge halklarına vacip kurbanların yanı sıra nafile, adak ve akika kurbanlarla da destek olabilirsiniz’’dedi. Geniş bilgi https://aro.org.au/qurban-appeal-2015/ den alınabilir.
Hisse başı $120 olan kurban bedelleri, NSW’de Unit 2/10 Newton Street Auburn (Tel 02 8065 8469) adresindeki merkezimize veya VIC’da 22 Lismore St Dallas Vic 3047 (Tel 03 9309 6168) şubemize elden teslim edilebilir. Kurban bağışlarını NSW, WA, QLD ve SA’dan bankaya yatırarak veya online yapmak isteyen hayır sahipleri ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilirler. Victoria’da ise; ANZ Bank, BSB 012220, Acct No 3818 66288, Acct Name Australian Relief Organisation hesabına Ref Bagış Sahibi İsim Soyadı referansıyla yatırılabilir. Banka dekontları info@aro.org.au’ya yoluyla gönderenler, makbuzun gönderileceği posta adresini bildirilmeleri gerekiyor.
SUDANLI AİLE, KURBAN ETİNİ BİR YIL BOYUNCA NASIL YİYEBİLDİ?
İsterseniz gelin devam edelim kurban hikâyelerine. Bu kez Sudan’ın Darfur şehrine gidip, bölgeye iki yıl üst üste yardım götüren Hizmet Harketi’nin yardım kuruluşu gönüllüsünün anlattıklarına kulak verelim: “Beş sene önceydi. Kurbanları kesmiş, her eve 10-15 kilo et dağıtımı yapmıştık. Bir yıl sonra aynı köye gittiğimizde bizi 7 çocuklu bir kadın karşıladı. Bize, ‘Geçen yıl dağıttığınız etler yeni bitti, çok teşekkür ederiz’ dedi. Çok şaşırdık ve sorduk: ‘Nasıl bu etler size bir yıl yetti?’ Kadından etleri ağaçlara asarak kuruttukları, sonra o kurumuş etleri havanda döverek biber gibi toz haline getirdikleri cevabını aldık. Sonrasında bir çay kaşığı kadar toz eti yağmur suyu ile karıştırıp çorba haline getirerek et suyu çorbası olarak tükettiklerini öğrendik. Avustralya’nın bolluk içinde yaşayan insanları olarak, anlatılan bu olayların abartılı olduğunu düşünsek de, Afrika’nın değişik beldelerinde yaşayan insanların bu anlatılan hikayelerden daha vahimleriyle karşı karşı olduğunu unutmamamız lazım. Kurbanı kısa bir sürede tüketebiliriz belki bizler. Belki de evimizde yılın her günü et eksilmeyebilir. Ama verdiğimiz bir koyun belki Sudan’da, Madagaskar’da, Kamboçya’da veya Vietnam’da 7-8 çocuklu bir ailenin hatta üç ailenin yıl boyunca yiyeceği et suyu da olabileceğini asla aklımızdan çıkarmayalım. Yine Avustralya’dan da kurban etinin gittiği Afirika’nın Müslüman bir beldesinde bir yetimhanede öğretmenlik yapan Ahmed, Kurban Bayramı’nda kendilerine ulaştırılan etlerin değerini şu sözlerle anlatıyor: “Ben yetim bir çocuktum, hayatım yetimhanelerde geçti. Liseyi ve üniversiteyi de bir yetimhanede tamamladım. Okulu bitirdikten sonra bir zamanlar barındığım yetimhanede öğretmen olarak çalışmaya başladım. Birkaç yıldır bizim bulunduğumuz yetimhaneye Kurban dağıtan yardım kuruluşu kurban getiriyordu. Buradaki çocuklar yılda en az bir defa diledikleri gibi et yiyebiliyorlar. Ben yetimhanede kaldığım zamanları hatırlıyorum da beş-altı yıl hiç et yemediğim olmuştu ”diyor.
GERÇEK VE YAŞANMIŞ BİR KURBAN HİKÂYESİ…
İşte o gerçek ve yaşanmış hikayelerden biri…Geçen yıl gönüllü hayırseverlerinin şahit olduğu olay şöyle yaşanır: Rusya’da bir bayram sabahı. Uzak diyarlara kurban ibadetini gerçekleştirebilmek için giden gönüllüler, kurbanlarını keserler. Bayramlarını memleketlerinden uzakta, gurbet ellerde geçirmenin hüznü vardır yüreklerinde. Fakat yapacakları ibadet için duydukları heyecan, hüzünlerini bastırır. Kurbanlar kesilir, sıra dağıtma işlemine gelir. Teker teker evlerin kapısını çalıp kurbanlarını insanlarla paylaşmaya başlarlar. Bu esnada yine bir eve gelip kapıyı çalarlar. Yaşlı bir teyze açar kapıyı. Tek başına yaşıyordur. Kapıyı çalanlar meramlarını anlatır ve kestikleri kurbandan bir parça eti ona ikram ederler. Yaşlı kadın ilk başta şaşırır, fakat verilen ikramı alarak kapıyı kapatır. İçeri girer ve düşünmeye koyulur. Zaman geçtikçe tanımadığı insanlardan bu eti aldığına pişman olur. Birkaç saat geçtikten sonra da huzursuz bir şekilde eti kendisine verenlere geri götürür. Onları bulur ve “Bu eti bana niçin verdiniz?” diye sorar. Gönüllüler, “Teyzeciğim, bu bizim ibadetimizin bir gereği. Allah rızası için kestiğimiz kurbanları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Dinimiz bize bunu emrediyor.
Biz bu eti size karşılıksız verdik. Lütfen alın.” cevabını verirler. Yaşlı kadın bu cevaba çok şaşırır. Belki de uzun zamandır kapısı çalınmadığı içindir bu şaşkınlık. Bunun üzerine teyze, gönüllülere şunu söyler: “Sizin dininiz nasıl bir din? Öğrenmek
istiyorum!” Gönüllüler, dilleri döndüğünce İslamiyet’i anlatırlar ona. Ardından Kelime-i Şehadet’i öğretirler. Yaklaşık ikisaatlik bir sohbetten sonra Müslüman olan teyze, oradan etini alarak ayrılır. Ertesi gün, dört beş gönüllü teyzeyi ziyaret etmek ister. Toplanıp yola çıkarlar ve eve ulaşırlar. Kapıyı uzun bir süre çalarlar. Fakat bir türlü cevap alamazlar. Konu komşuya içeride yaşayan kadının nerede olduğunu sorarlar fakat kimse nerede olduğunu bilmiyordur. O an gönüllüler, gerçekten o teyzenin yalnız olduğunu, bu koca dünyada kendisine hal hatır soran kimse bulunmadığını daha iyi anlarlar.
En sonunda gönüllüler kapıyı bir şekilde açtırarak içeriye girerler. Karşılaştıkları manzara sonucunda, hepsinin gözünden yaşlar boşanır. Teyze Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Daha dün kapısını çaldıkları, kurban verdikleri ve Kelime-i Şahadet getirmesine vesile oldukları yaşlı kadın, yatağında son nefesini vermiş bir şekilde uzanmaktadır.Yaşanan bu hadise, kurbanın sadece etten ibaret olmadığını anlamak için güzel bir örnek.