Futbolda şike davasının gerekçeli kararı açıklandı. 682 sayfalık dosyada, ‘Şike ve teşvik’ başlığı altındaki suçların tanımı da yapıldı. Fenerbahçe yönetiminin örgüt olarak gösterildiği iddialarının gerçek dışı olduğuna dikkat çekildi. Liderliğini sanık Aziz Yıldırım’ın üstlendiği suç örgütünün, gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapıda olduğuna işaret edildi.
Futbolda şike davasının gerekçeli kararı açıklandı. 2 Temmuz’da, ‘örgüt, şike ve teşvik’ suçlarından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 48 sanık ile beraat eden 44 zanlı hakkındaki gerekçeler İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce hazırlandı. 682 sayfalık dosyada Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci ile üye hakimler Hikmet Şen ve Bülent Kınay’ın imzaları yer aldı. Klasörün 250 sayfasında, savunmalara dair detaylar görüldü. Yargılama ve hükmün, spor kulüpleri ve yönetimlerine yönelik olmadığı vurgulanırken, “Yargılama ve verilen hüküm; spor kulüpleri ve yönetimleri değil, tüm spor camiasına yönelik suç işleyen sanıklar ve onlara yüklenen teşvik ve şike suçlarına yöneliktir.” denildi. Fenerbahçe Kulübü’nde, 15 asil ve 5 yedek olmak üzere toplam 20 yöneticinin görev yaptığı, bunlardan sadece suçla ilişkili oldukları belirlenen Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Şekip Mosturoğlu ile Alaeddin Yıldırım hakkında dava açılıp ceza verildiği bildirildi.
Fenerbahçe yönetiminin ‘örgüt’ şeklinde gösterildiği iddialarının gerçek dışı olduğuna işaret edilirken şunlar kaydedildi: “Bir kısım sanığın, spor kulübünün temsil ettiği büyük toplumsal kitlenin desteğini almaya ve tümüyle kendilerini suçtan kurtarmaya dönük çabası görülmüştür.” Soruşturma ve kovuşturma aşamasında anılan şüpheliler dışında Fenerbahçe yöneticisi olan şahısların suç örgütü kurma ve üye olma ile şike ve teşvik suçlarını işlediklerine dair herhangi bir delil ve emare elde edilemediğine dikkat çekilirken şu ifadeler kullanıldı: “Bu durum, Fenerbahçe yönetiminin yargılandığı yönündeki savunmaları çürüttüğü gibi suç işleyen bir kısım sanığın, özellikle Aziz Yıldırım’ın suçlarını perdelemek amacıyla diğer savunmalar yanında bu yöndeki savunmaları da dile getirdiklerini göstermektedir. Demokratik bir hukuk devletinde suç isnadı altında bulunan bir kişinin, işgal ettiği makamlar ile temsilcisi olduğunu iddia ettiği toplumsal yapıların büyüklüğünün, adeta suçsuzluğuna karine olması gerektiğini savunması kabul edilebilir bir durum değildir.” Liderliğini Aziz Yıldırım’ın üstlendiği suç örgütünün, gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapıda olduğunun altı çizildi.
Futbolun içinde mafya yer alıyor
Gerekçeli kararda, eski Giresunspor Başkanı Olgun Peker ve Sedat Şahin gibi kamuoyunda mafya olarak tabir edilen çıkar amaçlı suç örgütlerinin futbol camiası içerisinde yer aldıkları belirtildi. Spor camiasında faaliyet yürüten menajer, futbolcu ve yöneticilerin kazandıkları gelirlerin ciddi bir kontrolden geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, “İstanbul Büyükşehir Belediyespor futbolcuları sanıklar İbrahim Akın ve İskender Alın ile kurulan irtibatın transfer amaçlı olmadığı, transfer vaadiyle şikeye yönelik olduğu izahtan varestedir. Esas amaç her iki futbolcunun transferi değil, kupa finali öncesinde transfer edilecekleri bahanesiyle şike yapmaktır.” denildi.
Görüşme, buluşma ve para nakli söz konusu
Şike davasında, telefon görüşmelerinin tek başına delil olamayacağı bildirildi. Şike ve teşvik girişimlerine ilişkin telefon görüşmelerinin, buluşmalar ve para naklinin söz konusu olduğuna işaret edilirken şu ifadelere yer verildi: “Fenerbahçe, şike ve teşvik eylemlerinden haberdar dahi olmayan teknik adamının ve çoğu futbolcusunun emek ve çabaları yanında, sanıkların üstün (!) gayretleri sonucu Trabzonspor ile aynı puanda olmasına rağmen ikili averaj üstünlüğü ile ligi şampiyon olarak tamamlamıştır. Yönetim kurulunun bilgisi ve onayı dışında sadece Aziz Yıldırım’ın talimatı ile İlhan Ekşioğlu’na yapılan ödemelerin neredeyse tamamı şike ve teşvik eylemleri ile eşzamanlı olarak yapıldı.”
‘Şike sahaya yansımadı’ tespiti göreceli
Gerekçeli kararda, şike suçunun oluşması için, faillerin mutlaka amaçlarına ulaşması gerekmediği vurgulandı. Müsabakanın sonucunu etkilemek amacıyla menfaatin sağlanması veya anlaşmaya varılmasının, asıl üzerinde durulması gereken konu olduğuna dikkat çekilirken, “Savunmalardaki, ‘sahanın içinde şike yoksa dışında da yoktur’, ‘şikenin sahaya yansımamış olması’ gibi tespitler göreceli. Suçun oluşması için faillerin bu amaçla hareket etmeleri yeterli olup, müsabakanın sonucunun anlaşma doğrultusunda gerçekleşmesi şart değildir. Şike suçunun oluşması için, faillerin amacına ulaşmaları gerekmez. Önemli olan müsabakanın sonucunu etkilemek amacıyla menfaatin sağlanması veya bu hususta anlaşmaya varılmasıdır.” denildi.