Suriye’de, Devlet Başkanı Beşşar Esed’in askerlerinin halka yönelik katliamları hız kesmeden sürüyor.
Can pazarının yaşandığı ülkeden kaçma fırsatı bulanlar ise Türkiye’ye sığınıyor. Esed zulmünden kaçarak hamile eşi ve iki çocuğuyla birlikte Hama kentinden Bursa’ya gelen 30 yaşındaki Muhammed Şeyhuni, yiyecek gıda bulamayan halkın ağaç yaprakları yiyerek hayata tutunduğunu anlatıyor. Ülkesinden kaçmadan önce inşaat mühendisliği yapan Şeyhuni, muhalifler içerisinde yer aldığı için 2010’da tutuklanarak cezaevine atılmış. Yerin metrelerce altında küçücük hücrelerde tutulduklarını anlatan Suriyeli sığınmacı, iki ay boyunca hücrede akla gelmedik hakaret ve işkencelere maruz kaldığını aktarıyor. Eşi ve çocuklarıyla birlikte Bursa’da bir misafirhanede kalan Şeyhuni, her gün bir yakınını kaybetmenin büyük acısını yaşayan Suriyelilerden yalnızca birisi olduğunu söylüyor. Esed’in askerlerinin her gün onlarca masum insanı öldürdüğünü söyleyen Şeyhuni, Türkiye’ye kaçma serüvenini şöyle anlattı: “Eşim 5 aylık hamileydi. Yeni doğacak çocuğum için kaçmam şarttı. Şiddet o kadar arttı ki; insanlar yiyecek gıda bulamıyordu. Ağaç yaprağı yiyerek hayata tutunduk. İsmim ölüm listesindeydi. Üç amcamı kaybettim. Kaçmam lazımdı; ancak yurtdışı yasağım vardı. Gümrük görevlisine 50 bin Suriye Lirası verdim ve yurtdışı yasağım 24 saatliğine kaldırıldı. Eşim ve iki çocuğumla sadece üzerimizdeki elbiselerle hemen Ürdün’e geçtim. Oradan uçakla İstanbul’a geldim. Türkiye bize burada sahip çıktı. Şimdi misafirhanede kalıyorum. Her türlü ihtiyacımız karşılanıyor.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı büyük bir sevgisinin olduğunu anlatan Şeyhuni, Bursa’da 28 gün önce dünyaya gelen kızına Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ismini verdiğini söyledi. Şeyhuni, Suriye’de kalan ailesiyle görüşemediğini ifade ederek “Telefonla aradığımda ulaşamıyorum ve zaten telefonlar dinleniyor. Hemen hat düşüyor. Onlar için çok dua ediyorum.” diye konuştu.
Suriye’de, Devlet Başkanı Beşşar Esed’in askerlerinin halka yönelik katliamları hız kesmeden sürüyor.
Can pazarının yaşandığı ülkeden kaçma fırsatı bulanlar ise Türkiye’ye sığınıyor. Esed zulmünden kaçarak hamile eşi ve iki çocuğuyla birlikte Hama kentinden Bursa’ya gelen 30 yaşındaki Muhammed Şeyhuni, yiyecek gıda bulamayan halkın ağaç yaprakları yiyerek hayata tutunduğunu anlatıyor. Ülkesinden kaçmadan önce inşaat mühendisliği yapan Şeyhuni, muhalifler içerisinde yer aldığı için 2010’da tutuklanarak cezaevine atılmış. Yerin metrelerce altında küçücük hücrelerde tutulduklarını anlatan Suriyeli sığınmacı, iki ay boyunca hücrede akla gelmedik hakaret ve işkencelere maruz kaldığını aktarıyor. Eşi ve çocuklarıyla birlikte Bursa’da bir misafirhanede kalan Şeyhuni, her gün bir yakınını kaybetmenin büyük acısını yaşayan Suriyelilerden yalnızca birisi olduğunu söylüyor. Esed’in askerlerinin her gün onlarca masum insanı öldürdüğünü söyleyen Şeyhuni, Türkiye’ye kaçma serüvenini şöyle anlattı: “Eşim 5 aylık hamileydi. Yeni doğacak çocuğum için kaçmam şarttı. Şiddet o kadar arttı ki; insanlar yiyecek gıda bulamıyordu. Ağaç yaprağı yiyerek hayata tutunduk. İsmim ölüm listesindeydi. Üç amcamı kaybettim. Kaçmam lazımdı; ancak yurtdışı yasağım vardı. Gümrük görevlisine 50 bin Suriye Lirası verdim ve yurtdışı yasağım 24 saatliğine kaldırıldı. Eşim ve iki çocuğumla sadece üzerimizdeki elbiselerle hemen Ürdün’e geçtim. Oradan uçakla İstanbul’a geldim. Türkiye bize burada sahip çıktı. Şimdi misafirhanede kalıyorum. Her türlü ihtiyacımız karşılanıyor.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı büyük bir sevgisinin olduğunu anlatan Şeyhuni, Bursa’da 28 gün önce dünyaya gelen kızına Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ismini verdiğini söyledi. Şeyhuni, Suriye’de kalan ailesiyle görüşemediğini ifade ederek “Telefonla aradığımda ulaşamıyorum ve zaten telefonlar dinleniyor. Hemen hat düşüyor. Onlar için çok dua ediyorum.” diye konuştu.
Suriye’de, Devlet Başkanı Beşşar Esed’in askerlerinin halka yönelik katliamları hız kesmeden sürüyor.
Can pazarının yaşandığı ülkeden kaçma fırsatı bulanlar ise Türkiye’ye sığınıyor. Esed zulmünden kaçarak hamile eşi ve iki çocuğuyla birlikte Hama kentinden Bursa’ya gelen 30 yaşındaki Muhammed Şeyhuni, yiyecek gıda bulamayan halkın ağaç yaprakları yiyerek hayata tutunduğunu anlatıyor. Ülkesinden kaçmadan önce inşaat mühendisliği yapan Şeyhuni, muhalifler içerisinde yer aldığı için 2010’da tutuklanarak cezaevine atılmış. Yerin metrelerce altında küçücük hücrelerde tutulduklarını anlatan Suriyeli sığınmacı, iki ay boyunca hücrede akla gelmedik hakaret ve işkencelere maruz kaldığını aktarıyor. Eşi ve çocuklarıyla birlikte Bursa’da bir misafirhanede kalan Şeyhuni, her gün bir yakınını kaybetmenin büyük acısını yaşayan Suriyelilerden yalnızca birisi olduğunu söylüyor. Esed’in askerlerinin her gün onlarca masum insanı öldürdüğünü söyleyen Şeyhuni, Türkiye’ye kaçma serüvenini şöyle anlattı: “Eşim 5 aylık hamileydi. Yeni doğacak çocuğum için kaçmam şarttı. Şiddet o kadar arttı ki; insanlar yiyecek gıda bulamıyordu. Ağaç yaprağı yiyerek hayata tutunduk. İsmim ölüm listesindeydi. Üç amcamı kaybettim. Kaçmam lazımdı; ancak yurtdışı yasağım vardı. Gümrük görevlisine 50 bin Suriye Lirası verdim ve yurtdışı yasağım 24 saatliğine kaldırıldı. Eşim ve iki çocuğumla sadece üzerimizdeki elbiselerle hemen Ürdün’e geçtim. Oradan uçakla İstanbul’a geldim. Türkiye bize burada sahip çıktı. Şimdi misafirhanede kalıyorum. Her türlü ihtiyacımız karşılanıyor.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı büyük bir sevgisinin olduğunu anlatan Şeyhuni, Bursa’da 28 gün önce dünyaya gelen kızına Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ismini verdiğini söyledi. Şeyhuni, Suriye’de kalan ailesiyle görüşemediğini ifade ederek “Telefonla aradığımda ulaşamıyorum ve zaten telefonlar dinleniyor. Hemen hat düşüyor. Onlar için çok dua ediyorum.” diye konuştu.
Suriye’de, Devlet Başkanı Beşşar Esed’in askerlerinin halka yönelik katliamları hız kesmeden sürüyor.
Can pazarının yaşandığı ülkeden kaçma fırsatı bulanlar ise Türkiye’ye sığınıyor. Esed zulmünden kaçarak hamile eşi ve iki çocuğuyla birlikte Hama kentinden Bursa’ya gelen 30 yaşındaki Muhammed Şeyhuni, yiyecek gıda bulamayan halkın ağaç yaprakları yiyerek hayata tutunduğunu anlatıyor. Ülkesinden kaçmadan önce inşaat mühendisliği yapan Şeyhuni, muhalifler içerisinde yer aldığı için 2010’da tutuklanarak cezaevine atılmış. Yerin metrelerce altında küçücük hücrelerde tutulduklarını anlatan Suriyeli sığınmacı, iki ay boyunca hücrede akla gelmedik hakaret ve işkencelere maruz kaldığını aktarıyor. Eşi ve çocuklarıyla birlikte Bursa’da bir misafirhanede kalan Şeyhuni, her gün bir yakınını kaybetmenin büyük acısını yaşayan Suriyelilerden yalnızca birisi olduğunu söylüyor. Esed’in askerlerinin her gün onlarca masum insanı öldürdüğünü söyleyen Şeyhuni, Türkiye’ye kaçma serüvenini şöyle anlattı: “Eşim 5 aylık hamileydi. Yeni doğacak çocuğum için kaçmam şarttı. Şiddet o kadar arttı ki; insanlar yiyecek gıda bulamıyordu. Ağaç yaprağı yiyerek hayata tutunduk. İsmim ölüm listesindeydi. Üç amcamı kaybettim. Kaçmam lazımdı; ancak yurtdışı yasağım vardı. Gümrük görevlisine 50 bin Suriye Lirası verdim ve yurtdışı yasağım 24 saatliğine kaldırıldı. Eşim ve iki çocuğumla sadece üzerimizdeki elbiselerle hemen Ürdün’e geçtim. Oradan uçakla İstanbul’a geldim. Türkiye bize burada sahip çıktı. Şimdi misafirhanede kalıyorum. Her türlü ihtiyacımız karşılanıyor.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı büyük bir sevgisinin olduğunu anlatan Şeyhuni, Bursa’da 28 gün önce dünyaya gelen kızına Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ismini verdiğini söyledi. Şeyhuni, Suriye’de kalan ailesiyle görüşemediğini ifade ederek “Telefonla aradığımda ulaşamıyorum ve zaten telefonlar dinleniyor. Hemen hat düşüyor. Onlar için çok dua ediyorum.” diye konuştu.
Yılan ve benzer hayvanların, tuvalet, mutfak veya evlerin farklı noktalarına sığınmış şekilde, sık sık gündeme gelen Avustralya'nın Queensland eyaletinde, bu...