Son bir kaç haftadır Avustralya’da ve Türkiye’de gündemin konusu eğitim ağırlıklıydı. Her iki ülke de gelecek nesillerin şekillenmesi adına, öğrencilere daha iyi bir eğitimin nasıl verilmesi konusu tartışıldı; Devam eden tartışmalara aynı zamanda nokta koyuldu. Hükümetler, ısrar edilen kararlarında adeta geri adım attılar diyebiliriz.
Önce Türkiye’yi konu edecek olursak, dershanelerin kapatılması ( dönüştürülmesi) tartışmalarında neyse ki pozitif bir yaklaşımla tansiyon düşürülerek, uzun bir sürece yayılmasına karar verildi. Bu işten hiç bir maddi çıkar gözetmeksizin varını, yoğunu gelecek nesillerin daha iyi yetişmesi adına ortaya koyan eğitim gönüllülerinin emeklerini zayiata uğratıp, görmezlikten gelinmesi, aynı hizmetlerin buralarda da devam ettiğini yakından müşahede edip, takdirle karşılayan bizleri de ziyadesiyle üzüyor. Hele, hele Anadolu’nun dört bir tarafından yükselen ‘Dershaneler kapanmasın’ temennilre kulak verilmemesi, gözü yaşlı ailelerin üzüntüsü ve topluma yön veren elleri öpülesi kıymetli zatlar ve kanaat önderlerinin sözlerine bile kulak tıkanılması, Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesine yükseltilmesi konusunda samimiyetlerin de şüphe duymadığımız siyasi iktidara karşı, gönlümüz kırıldı. Ama neyse ki, bir oldu bitkiye getirilmeden yanlıştan erken dönülerek ‘zararın neresinden dönülürse, kârdır hesabıyla’ yeni bir başlangıç yapıldı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınc’ın, dershanelerin dönüştürülmesi projesinin 2015 eğitim dönemine kadar bitirilmesinin planlandığı açıklamaları ile herkes rahat bir nefes aldı. Şimdi veliler de, dershane sahipleri de ve buralar da çalışan öğretmenler ile personel de sakin, sakin tekrar düşünüp, ilerisi için ne yapacakları konusunda daha isabetli kararlar alacaklardır.
Avustralya’da ise Federal hükümet, İşçi Partisi döneminde, Başbakan Julia Gillard tarafından hazırlatılan Gonski eğitim reformunu uygulamaktan önce vazgeçtiğini açıkladı. Ancak Başbakan Abbott, seçim öncesi verdiği sözü tutmamakla eleştirilere maruz kalınca, bu kararından vazgeçmek zorunda kaldı. Başbakan Tony Abbott ve Federal Eğitim Bakanı Christopher Pyne birlikte yaptıkları açıklamalarda, İşçi Partisi zamanında reforma imza atmayan Queensland ve Batı Avustralya eyaletleri ile Northern Territory bölgesini de anlaşmaya dahil ettiklerini belirterek fonu da 1.2 milyar dolar artırdıklarını açıkladılar. Eğitim reformu bu yeni anlaşmalar ve yapılacak bazı değişikliklerle 2014 yılından itibaren uygulamaya girmiş olacak. Gonski raporu Avustralya’da okulların ne şeklide finanse edileceğini değerlendirmek amacıyla, 40 yıldan bu yana yapılan en büyük araştırma sayılıyor. Gonski raporunda başta devlet okulları olmak üzere genelde eğitime çok az yatırım yapıldığı belirtiliyor. Bu sorunun çözülebilmesi için ise devlet ve özel okullara her yıl 5 milyar dolarlık bir ilave finansman sağlanması tavsiye ediliyor.
Aslında Başbakanın eğitim reformunu iptal etme kararını nasıl aldığı da merak konusu. Çünkü İşçi Partisi iktidardayken zaten reformu imzalayan en önemli iki eyalet olan Victoria ve NSW, Liberal Parti’li Hükümetlerdi. Bu kararla Kolalisyon Hükümeti en büyük tepkiyi de yine Liberaller’den almış oldu. Diğer başka bir dikkat çeken konu ise; Koalisyon Hükümeti’nin iktidara geldikten sonra ki uygulamaları. Liberaller, sanki İşçi Partisi’nin almış olduğu tüm kararlara muhalif olma gibi bir yol izliyor. Seçimler öncesi başka, sonrası başka. Hatırlanacağı gibi işbaşı yapan yeni hükümetin ilk görevi, Mart ayında New York Konsolosu olmasına karar verilen ve yola çıkma hazırlıkları yapan Victoria eyaletinin eski Başbakanlarından Steve Bracks’ın daha uçağa binmeden bu görevinden alması oldu. Diğer taraftan yine İşçi Partisi zamanında gelen Karbon Vergisi ile ilgili yasayı kaldırmak zaten Tony Abbott liderliğindeki Koalisyon’un en büyük seçim vaadiydi. Ve en son, seçimden önce dokunulmayacağı sözü verilen Gonski Eğitim Reformu’nu iptal etme girişimi. Bu konular daha 100 gününü doldurmayan yeni Koalisyon Hükümeti’ne puan kaybettirdi.
Broadmeadows Camii’nde meydana gelen ürkütücü bıçaklı saldırı olayı, toplumumuzu derinden yaraladı. Olayın uyuşturucunun ağına düşen genç biri tarafından işlenmiş olması hem aileleri, hem de toplumumuzun çocuklarının üzerine ne kadar daha fazla eğilmesi ve iyi bir eğitim almasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha zihinlerde kazıdı. Olay sırasında aldığı bıçak darbesiyle, ebediyete irtihal eden muhterem Ömer Ali Aysel amcamızı yakından tanıyordum. Taksicilik yaptığı yıllar da, aynı zamanda da hayır ve eğitim hizmetleri için elinden gelen desteği yapıyordu. Bu vesileyle merhuma Cenab-ı Allah’dan rahmet, yakınlarına da sabr-ı cemil diliyorum. Ayrıca olay sırasında yaralanarak, tedavisi devam eden diğer büyüklerimize de acil şifalar diler, Cenab-ı Mevladan böyle acı olayları tekrar yaşatmamasını niyaz ederim. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au