Avustralya’nın çokkültürlülük başarısını kıskanan bu insan, Avrupa’nın başarısızlığını İslam’a ihale etme gayretinde. Ona en güzel cevabı ise Muhalefet Lideri Tony Abbott verdi. Geert Wilders’in İslam görüşü yanlışlarla dolu. Avustralya’nın, çokkültürlülük entegrasyonu konusunda Hollanda’dan öğreneceği fazla birşey yok’’dedi.
Avustralya’da göçmen toplumun ahenk ve uyumu ile ülkeye kazandırdıkları zenginliğin kutlanacağı Mart ayı yaklaşırken, iki konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Birincisi Victoria’da Sri Lanka’lı papaz tarafından kurulan siyasi parti, ikincisi ise geçtiğimiz hafta nefret ve ayırımcılık tohumları ekmek için Avustralya’ya gelen Hollandalı İslam karşıtı Parlamenter. Bu iki konunun kesiştiği nokta aynı. İkisi de aynı amaca hizmet ediyor. İslam ve çokkültürlülük karşıtlığı. Daniel Nalliah tarafından kurulan ‘Rise Up Australia Partisi’nin önümüzdeki federal seçimlere 64 aday ile katılacağı bildiriliyor. Kendisini Avustralya’nın, Avustralyalılara ait olarak kalmasına adadığını idea eden parti, çokkültürlülüğe de tamamen karşı. Benzeri partiler daha önce de aynı sloganlarla ortaya çıkmış, bir arpa boyu yol kat edememişlerdi. Pauline Hanson’ın ‘Tek Ulus Partisi’ en yakın örnek. Toplumun bu tür siyasetçilere ve partilere kucak açmayacağını ve Rise Up Australia Partisi’nin de aynı akıbeti yaşayacağını şimdiden söyleyebiliriz.
İkinci önemli konuya gelince…Hollandalı radikal siyasetçi Geert Wilders, 20 bin kilometreden, Avustralya’ya ‘İslam dersi’ vermeye geldi. Wilders, Victoria’da kurulan ve kâr amacı gütmeyen bir dernek olan ‘Q Society’ tarafından organize edilen ‘Özgürlük, İslam ve Batı’ konulu konferanslarda, Avustralya’nın İslam ülkesi olmaması için konuşacaktı. İşler belki de istediği gibi yolunda gitmedi. Zaten istenen de buydu. Yer, yerinden oynamadı ama bir hafta içinde de gündemden düşmedi. Melbourne’deki konferans, organizenin yapılacağı yerin sahibinin güvenlik endişesiyle izin vermemesinden dolayı iptal edildi. Ancak iptal edilerek son anda ayarlanan düğün salonunun seçilmesi de, beraberinde akla çeşitli sorular getirdi. Craigieburn’deki salon Victoria’da Müslüman toplumun en yoğun yaşadığı bölge olan Hume Belediyesi sınırları içerinde kalıyor. Müslüman toplumun tepkisini çekmek için bu kadar yakına gelmek, doğrusu amacın konferans değil, işin içinde başka planların olduğu endişesini daha da arttırıyor. Ama Allah’a şükür ki, Müslüman toplum, itidalli davranarak, planlanan oyuna prim vermedi. Perth’deki organize de aynı şekilde sekteye uğradı. Sydney’de ise konferansın yeri son saatlere kadar gizli tutuldu. Avustralya, ne Wilders’in konuştuğu İslamlaşma endişesini taşıyor, nede çokkültürlülüğü tartışıyor. Dünyada 200’den fazla farklı ülkeden, 270 etnik ve 260 dilin konuşulduğu tek ülke Avustalya olmalı. Wilders böyle olduğunu bile bile yanlış kapıyı çalarak Melbourne, Perth ve Sydney’de vereceği konferanslarla toplumun huzurunu kaçırıp gündemde kalmayı hedeflemişti. Avustralya’nın çokkültürlülük başarısını kıskanan bu insan, Avrupa’nın başarısızlığını İslam’a ihale etme gayretinde. Ona en güzel cevabı ise Muhalefet Lideri Tony Abbott verdi. Geert Wilders’in İslam görüşü yanlışlarla dolu. Avustralya’nın, çokkültürlülük entegrasyonu konusunda Hollanda’dan öğreneceği fazla birşey yok’’dedi. Ona vize verilişinin ise çok dikkatli ve uzun bir süreç aldığını belirten eski Göçmen Bakanı Chris Bowen’da “Biz onun fikirlerine karşı, kendi fikirlerimiz ve tecrübelerimizle mücadele edebiliriz”diyor. NSW Vatandaşlık Bakanı Victor Dominello’da katıldığı programlardan dolayı göçmen toplumun kültürel etkinliklerinin yoğunluğunu vurgulamıştı. Evet ülkede çokkültürlülüğün özetini sunan o kadar çok etkinlikler yapılıyor ki; art niyetli olmayan herkes bunların toplumu ne kadar kaynaştırdığını, zenginleştirdiğini ve birbirlerinin güzelliklerini yansıttığını hemen fark edecektir. Wilders gibi önyargılıların buraya ders verme yerine, asıl bu denge nasıl bu kadar güzel işliyor diye ders almaya gelmesi gerekli bence. Daha bundan bir kaç hafta önce ‘Adli Yıl’ Sydney’de Gelibolu Camii’nde yapılan törenle başladı. Bu hafta sonu da NSW Hükümeti’nin de katkılarıyla Sydney şehir merkezinde Anadolu Festivali yapılacak. Benzeri etkinlikler bir ay boyunca tüm Avustralya’da ‘Harmoni Günü’ kutlamaları çerçevesinde devam edecek. Bunun yanında Müslüman toplum ile omuz omuza vererek farklı kültür ve inançlara mensup grupların Ramazan iftar davetlerini da ekleyebiliriz. Aslında Hollanda’da ve Avrupa’nın bir çok şehrinde de benzeri faaliyetler yapılıyor. Ama bunları art niyetsiz görecek göz, duyacak kulak gerekiyor. Bu açıdan ifade özgürlüğü ve özgürce konuşma fırsatı tabii ki herkese verilmeli. Ancak bu kavramlar, Wilders ve destekçilerinin İslam’a hakaret etmelerine ve onun Yüce Peygamberi Hz.Muhammed (S.A.S)’e dil uzatma hakkı da vermemeli. Avustralya’da, hukukçular bile güzel dinimiz İslam’ın insanlığa sunduğu eşsiz adaleti, yargı sistemine nasıl katkısı olabilir diye araştırmalar yaparken, bir takım kesim ise bu gelişmeleri hazmedemiyor, kıskanıyor ve havadan nem kapıyor. Döndürülmek istenen bir takım art niyetli oyunlara karşı Müslüman toplumun sergilediği davranış takdire şayan. Ancak benzer oyunlara karşı her zaman daha uyanık ve aklı selim hareket edilmesi gerekiyor. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au