14 Eylül Federal seçimlerine yaklaşık 2,5 ay kala, İşçi Partisi için adeta dönüm noktası sayılabilecek, çok kritik bir haftaya girdik. Başbakan Julia Gillard, liderliğindeki Federal Parlamento, Eylül seçimlerinden önce ki son toplantısını bu hafta yapacak. Seçim tarihi ve Parlamento’nun son oturumu yaklaştıkça da, İşçi Partisi içerisinde devam ede gelen, liderlik tartışmaları daha da alevleniyor.
. Geçen hafta Avustralya kamuoyunun nerdeyse bütün gündemi liderlik tartışmalarıydı. Parti içerisinde Kevin Rudd taraftarlarının hep bir ağızdan Julia Gillard’ın gitmesinin ALP’nin yararına olacağı yönündeki açıklamaları ve son kamuoyu yoklamalarında görülen kötü gidişat, Başbakanın her an istifa edebileceği düşüncesini oluşturdu. Aslında Avustralya halkı da bitmek bilmeyen bu liderlik kargaşasından bıkmış durunda. Daha geçtiğimiz Mart ayında, Simon Crean’ın çağrısı ile yapılan İşçi Partisi’nin liderini yeniden belirleme girişiminden Gillard, zaferle çıkmış ve hiç kimsenin karşısına aday olarak çıkmaması ile bir kez daha koltuğunu sağlamlaştırarak elini güçlendirmişti. Liderlik tartışmaları bu defa da İşçi Partisi’nin yapılan kamuoyu yoklamalarında kan kaybetmesinden dolayı tekrar gündeme geldi. Çünkü son anketler ALP’ye verilen desteğin Başbakan Gillard liderliğinde 29’lara kadar düştüğünü, Kevin Rudd’ın lider olması durumunda, partiye büyük katkı sağlayacağı inancı var. Hatta kamuoyu, Rudd’ın, partiyi toparlayıp, yüzde 40’lara kadar çıkaracağını gösteriyor. Kevin Rudd’ı destekleyen, Victorialı Federal Milletvekilleri Darren Cheeseman ve Maria Vamvakinou, Gillard liderliğindeki partinin yok olup gideceğini söylüyorlar. Parlamento oturumu başlamadan önceki hafta, Batı Sydney’i ziyaret edip seçmenin nabzını tutan Kevind Rudd’a desteğini açıklayan NSW’in Reid Bölgesi Federal Milletvekili John Murphy’de, Gillard’ın kesinlikle koltuğundan indirilmesi gerektiğini söyledi. Kamuoyunun Gillard ve Rudd ile ilgili fikrini ortaya koyan bu tablo, özellikle koltuğu sallantı da olan milletvekillerini de harekete geçirdi. Şimdi onların tek amacı Rudd’ın partinin başına gelmesi ve İşçi Partisi yeniden iktidar olamasa bile en azından az kayıpla işi kurtarma peşindeler. Eğer bu hafta herhangi bir istifa veya liderlik değişikliği olmazsa, demek ki İşçi Partisi, Avustralya’nın 28.Başbakanı olan Julia Gillard ile ‘yola devam’ diyerek, seçimlere bu şekilde girecek.
Maalesef bu tartışmalar yaşanırken ülke siyaseti de olumsuz ve doğrudan etkileniyor. Nerdeyse bu çekişmeler, ülke de hükümetin icraat yapmasını engelleyecek duruma geldi. Avustralya’da, en büyük problem, sınırların güvenliği konusu. Canberra’da son teknoloji ile donatılmış yeni ASIO binasına yapılan siber saldırı, özellikle Avustralya’ya ilk gelen göçmenlerin ekmek kapısı olmuş ve üretimi ile bir zamanlar ekonominin kalkınmasında rol oynamış dev araba firmaları Ford ve Holden’in işçi çıkarma veya üretimi durdurma gibi sanayi sektörü açısından verdikleri üzücü kararlarını gölgede bıraktı. İşsizlik belli düzeyde gitse bile, ülkenin bel kemiği sayılan maden sektörü dâhil, birçok şirketin nerdeyse her gün ilan ettikleri işçi çıkarma haberleri, önümüzdeki dönemde yeni krizlerin habercisi. İşte hükümet bu konularla mücadele vermesi gerekirken, kendi içerisindeki uyuşmazlıklardan vakit bulamıyor ve bir kısır döngü içerisinde 14 Eylül’e doğru ilerliyor.
Bu süreç, bir yönüyle Avustralya siyaset tarihinde eşine az rastlanacak olaylara da şahitlik yapıyor. Bir önceki hafta, Queensland eyaletinin eski lideri Peter Beattie, eski Başbakanlardan Bob Hawke’ı parti içerisindeki uyuşmazlıkları çözmesi için göreve çağırdı. The Age Gazetesi’nin editörü Andrew Holden ise yaşanan gelişmelerden dolayı Başbakanın istifasının Avustralya halkı için daha hayırlı olacağını yazdı. Bir diğer ilginç gelişme ise Gillard Hükümeti’nin kurulmasında anahtar rol oynamış olan bağımsız milletvekilleri Tony Windsor ile Rob Oakeshott’un yapmış oldukları açıklamalardı. İki bağımsız Federal Parlamenter, kendilerinin Gillard liderliğindeki hükümet ile anlaştıklarını, şayet herhangi bir liderlik değişimine gidilirse Anayasal bir takım problemler çıkabileceğine vurgu yaptılar. Ancak bu açıklamalar şu soruyu da akıllara getirmedi değil; Daha Mart ayında gerçekleşen İşçi Partisi’ndeki liderlik değişimi konusunda alınan karar da neden bu milletvekilleri böyle bir açıklama yapmadılar da, anayasal problemin doğabileceğini şimdi söylediler?
Sonuç olarak, Başbakan bu haftaki son oturumdan hemen sonra teknelerle gelen sığınmacıların durumunu görüşmek üzere 1 Temmuz’da Endonezya’ya gidecek. Ancak Julia Gillard’ın hesaplanan gezisi veya Başbakan olarak gidebilecek mi? Gidemeyecek mi? onu bu hafta göreceğiz. Gönlümüz Avustralya’nın bu kısır iç çekişmelerden bir ana evvel sıyrılıp istikrarlı bir siyasete, dolayısıyla istikrarlı bir ekonomik kalkınmaya dönmesi yönünde. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au