7 Eylül Federal seçimlerinden sonra kurulan Avustralya’nın 44.Hükümeti yemin ederek iş başı yaptı. Salı günü Parlamento’nun iki kanadında da yeni dönemin başlaması dolayısıyla renkli törenler düzenlendi. Aborjin gösterileri ile başlayan törenlerden sonra yapılan duygusal konuşmaları ise milletvekilleri ve senatörler ayakta alkışladılar. Milletvekillerinin, Genel Vali’nin yardımcısı Avustralya Yüksek Mahkemesi Başkanı Robert French’in huzurunda yaptığı meclisdeki yeminleri bile aslında başlı başına ayrı bir yazı konusu. Bir çok açıdan örnek alınacak yönleri var. Parlamentodaki yemin, İncil üzerine yapılsa da, isteyen İncil’i sağ eline alarak yeminini yaptı istemeyen de almayarak. Hatta başka dinlere mensup milletvekillerinden yeminlerini kendi dininin gereklerine göre yapanlar bile oldu.
Avustralya’nın ilk Müslüman Federal Milletvekili olan Ed Husic, Kevin Rudd Hükümeti’nde Bakanlık görevine getirildiğinde Genel Vali Quentin Bryce’in huzurunda Kur’an-ı Kerim üzerine yemin etmişti. Genel Vali’nin de çok sevindiği Ed Husic’in yemini, hoşgörüyü ve çokkültürlülüğü hazmedemeyen çevreler tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuş, alay edenler olmuş, fırtınalar koparılmıştı. Kırkdördüncü Parlamento’daki yemin törenininde de farklı görüntüler göze çarptı. Yahudi milletvekillerinin başlarına Kippa’larını giyerek yeminlerini yapmalarını kimse eleştirmedi, fırtınalar da koparılmadı. Bu tip farklılıkların meclis ortamlarına yansıması sevindirici olduğu kadar, konu İslam olunca gösterilen tepkide bir o kadar üzücü ve anlaşılmaz. Neyse biz şimdilik, bunu bir tarafa bırakıp meclis gündemine dönelim.
Tabi meclisin ilk görevi önce Parlamento Başkanını seçmekdi. İktidar Partisi, Tony Abbott’da, adaylarının 71 yaşındaki tecrübeli politikacı Bronwyn Bishop olduğunu açıkladı. Zannediyorum Başbakanın Bishop’u aday göstermesi, onun tecrübesinden daha çok kabinesinde çok fazla bayan siyasetçinin yer almamış olması ve daha önceden de bayanlar konusunda aldığı eleştirilere bir cevap olarak algılanabilir. İktidarın ikinci en önemli gündemi ise Karbon Vergisi yasasını kaldıracak öneriyi meclise sunmak oldu. Çünkü zaten bu konu iktidarın en büyük seçim yatırımıydı. Ancak meclis de çoğunluk elinde olduğu için, yasanın iptalini kolayca geçirse bile, konu Senato da Yeşiller ve ana muhalefetin engeleine takılacak. Veya en azından 2014 Haziran ayına kadar beklemede kalıp, 1 Temmuz’da Senato’daki partiler arası aritmetik değişince, yasanın düşmesi başarılabilecek.
Meclisin işbaşı yapması ile birlikte gündem bir anda Kevin Rudd’ın istifası ile değişti. Bu durum aynı dakika bir, gol bir gibi bir şey oldu. Zor ve güçlü mücadelelerden sonra tekrar Parlamento’daki koltuğunu koruyarak bir dönem daha Federal Milletvekili seçilen eski başbakanlardan Kevin Rudd, 15 yıllık siyasi hayatını noktaladığını gösyaşları içerisinde açıkladı. Siyasi geçmişinde çalınmış kuşak için 2008 yılında Aborjin toplumundan özür dilemesi ise hem kendisinin, hem de Başbakan Tony Abbott’ın övgüyle vurguladığı konu oldu. İstifasını açıkladığı konuşmasında Ailesinin de kendisinin yaşadığı stresli politika serüveninden olumsuz etkilendiğinden bahseden, Avustralya’nın 26.Başbakanı Rudd, bundan sonrası için kendisini hayır işlerine adayacağını söyledi.
Tony Abbott Başkanlığındaki yeni hükümeti zor günler bekliyor. Gündem çok yoğun ve karışık. Çiçeği burnundaki Liberal-Ulusal Koalisyon Hükümeti, daha ilk günden borçlanma limitinin artırılmasındaki ısrar ve yasadışı sığınmacı botları konusunda yeterli bilgi ve açıklama yapmadığından dolayı eleştirilere maruz kaldı. İktidarın, en başta meclisin, hükümetin borçlanma sınırını 500 milyara çıkarması konusunda desteğini alması gerekiyor. Ancak gerek ana muhalefet, gerekse Yeşiller bu konuda ikna edimiş değil. Yeşillerin Lideri Christine Milne, bu kadar yüksek bir borçlanmanın gerekçesinin açıklanmasını istiyor. İşçi Partisi ise 400 milyar yeterli diyor. Hükümetin, muhalefetin eleştiri oklarına maruz kalmasının nedenlerinden biri Hazine Bakanı Joe Hockey’nin zamanında sarf ettiği sözleri. Çünkü Joe Hockey, Gölge Hazine Bakanı iken İşçi Partisi Hükümetinin borçlanma sınırını 250 miyardan 300 milyara çıkarma isteğini, ekonomiyi iyi yönetememe olarak değerlendirmişti. Şimdi ise Bakan koltuğunda oturan Hockey, aynı şeyi meclisden kendisi istiyor. Ve 200 milyar fazlasıyla. Abbott Hükümeti’nin Aralık ayının 12’sine kadar zamanı var. Eğer bu tarihe kadar istedikleri borçlanma miktarını 500 milyara çıkaramazlarsa, önümüzdeki 2014 yılında vatandaşın alacağı hizmetlerin büyük kesintiye uğrayacağı aşikar. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au