USTA KALEMLER UYARDI ÖZGÜRLÜKLERİ VE ZAMAN’I KORUYUN
Altan, “Zaman Gazetesi’ni koruyun, Sur’da vurulan beş aylık bebekleri koruyun, Kayseri’de gözaltına alınan Boydak’ları koruyun, yeniden hapsedilmek istenen Can Dündar’la Erdem Gül’ü koruyun, Mehmet Baransu’yu, Hayri Tunç’u, Hidayet Karaca’yı, Gültekin Avcı’yı, Kürt gazetecileri, mallarına el konulan işadamlarını koruyun” diyerek anayasa’ya ve hukuka sahip çıkılması çağrısını yaptı.
YAPILAN ZULÜMLERİN HESABI SORULUR
Zaman Gazetesi eski GYY Ekrem Dumanlı: “Gazetesine sahip çıkan hanımefendilere bu zulmü yapanlar yine de hakikati örtemeyecekler. Yezidlere boyun eğmek yok! Bugün bu zulmü yapanlar unutmasın ki yaptıkları zulüm mahşer günü yüzlerine çarpılacak ve tek tek hesabı sorulacak.”
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay: “Zaman Gazetesi’nin yönetiminin kayyıma devredilmesi hukuksuzdur. Amasız, fakatsız, kesinkes karşıyız. Bize ne diyorsunuz diye soruyorlar. Eğer “ohh olsun”, “eden bulur”, “yesinler birbirlerini” vb bir söylem, tutum bekleyen varsa bizi tanımamış demektir. Kendi hak ve hukukumuz için rakiplerimizin, muarızlarımızın ve hatta düşmanlarımızın hak ve hukukuna da sahip çıkmak gerektiğini biliyoruz.”
Cumhuriyet gazetesi GYY Can Dündar: “Açık cezaevinden ilk merhaba! İktidar korkudan illegaliteye geçti, panikle uçuruma koşuyor. Hukuksuzluk da onları kurtarmaz. Türkiye susmaz.”
GİDİŞAT ÇOK VAHİM
Gazeteci Kadri Gürsel: “Gidişat çok vahim, çok kötü. Her şey yanlış. ‘Kayyım’da öyle. Doğrusu kayyum ama Zaman’ı da susturmak için atananlar zaten kayyum değil.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, özgür medya organlarından Zaman gazetesine kayyım atanmasına karar veren hakim Fevzi Keleş’in demokrasiye inanmadığını, siyasi otoritenin sopasını elinde taşıdığını söyledi. Hitler’in yaptıklarının tıpa tıp aynısının şimdi Türkiye’de yapılmak istendiğini kaydetti.
GENEL YAYIN MÜDÜRÜ İŞTEN ATILDI
‘AT LAN ŞUNLARI AŞAĞI’
4 Mart 2016’da orantısız güç kullanarak binaya giren polisin ilk işi personeli dışarı çıkartmak oldu. Bugün ve Kanaltürk TV’ye el konulduğunda da personel içeriden yayın yapmıştı. Fakat bu sırada bazı yöneticiler çocuklarının gözleri önünde darp edildi. Bu sırada aralarından birinin bir polise, “At lan şunları aşağı!” diye bağırması kameralara yansıdı.
İLK İŞİ ‘SIFIRLAMAK’
Kayyım heyetinin ilk işi Zaman Gazetesi’nin internet sitesindeki haberleri silmeye çalışmak oldu. Dün sabah itibariyle sitenin şifrelerini bulmak için çalışma başlatan kişiler arasında Sabah.com.tr’nin genel yayın yönetmeni Yunus Göksu da vardı. Göksu, Zaman.com.tr’nin haber ve köşeyazısı arşivini silmeye çalıştı. Daha önce Koza İpek yayın grubuna el koyan kayyımlar da arşivleri silmişlerdi. Zaman gazetesine havuz medyasından Göksu gibi personel getirileceği konuşuluyor.
Zaman Gazetesi’ne ‘kayyım’ atama kararı, 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını örtbas eden savcılardan Fuzuli Aydoğdu’nun talebiyle alındı.
Talep için hiçbir hukuki somut delil bulunmazken, tek dayanak gizli tanığın sözleri oldu.
İstanbul Başsavcı Vekili Aydoğdu’nun, kayyım isteğini, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimi Fevzi Keleş yerine getirdi.
Anayasa’nın 30. maddesi ihlal edildi; “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.”
Zaman Gazetesi merkez binası Bakırköy adli sınırları içerisinde bulunmasına rağmen kayyım kararını Çağlayan adliyesinden Savcı Aydoğdu ve hakim Keleş aldı.
Basın İlan Kurumu’nun abone sayısını dikkate almaması üzerine Zaman Gazetesi’nin yaptığı şikayeti Hakim Fevzi Keleş gazeteye el konulmasına gerekçe gösterdi.
Hâkim Keleş tanık ifadelerinde geçen uydurma ifadelerini sıraladıktan sonra “Şirkete kayyım atanması yönünde hâkimliğimizde vicdani kanaat oluşmuştur” dedi.
Türk demokrasi tarihine “Kara Cuma” olarak geçen ZAMAN Gazetesi baskını tüm dünyada tepkilere yol açtı. Dünya basını, devlet eliyle yapılan gasp operasyonunu “Polis, Türkiye’nin en büyük muhalif gazetesini işgal etti” şeklinde gördü.
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Başkanı Christophe Deloire ve yardımcıları Zaman’a baskın görüntülerini izlerken hayret içinde kaldı.
GEREKÇESİZ BASKIN!
BBC: “Türk polisi İstanbul’da medya ofislerini bastı” başlığıyla duyurdu. Haberde biber gazı kullanılarak yapılan operasyonda “Türkiye’nin en büyük gazetesine devlet açıklama yapmadan el koydu” denildi.
Aljazeera: ‘Türk yetkililer ülkenin en büyük gazetesine el koydu’ diyerek “Polis, el koyma kararından saatler sonra TOMA’lar ve biber gazıyla Türkiye’nin en büyük gazetesinin merkezine baskın yaptı” ifadelerini kullandı.
The New York Times: “Basın üzerindeki baskı devam ederken Türkiye, ZAMAN Gazetesi’ne el koydu’ başlığıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetinin basın özgürlüğü üzerinde kurduğu baskının son örneği” dedi.
“Türk hükümeti muhalif gazetenin kontrolünü almak istiyor” başlığıyla duyurulan haberde “Türkiye hükümeti eleştiren seslerin üzerine gitmeye devam ediyor” ifadelerine yer verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, kayyım atamasını “Bu durumu, hükümetin yargı eli ile hükümeti eleştiren medyayı hedeflemesinin en son ve ciddi rahatsızlık verici gelişmesi olarak görüyoruz” şeklinde değerlendirdi.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ise “Özgür bir basın ve hukuka uygun yargılamanın önemine saygı duyulmalıdır” dedi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri: Korkulan oldu. Zaman medya grubu susturuldu. Basın üzerindeki baskı üzücü bir şekilde devam ediyor.
Uluslararası Af Örgütü: Bugünün hükümeti, Zaman Gazetesi’ne el koyarak, muhalif basına yönelik can sıkıcı saldırılarının son perdesini de ortaya koydu.
Tüm dünyanın an be an takip ettiği baskın skandalını merkez medyanın haber kanalları CNNTürk, Habertürk Tv ve Ntv canlı yayında veremedi. Sadece Halk Tv ve Can Erzincan Tv canlı yayına geçti ve gazetenin Yenibosna’daki merkezinde yaşananları aktardı. Dün çıkan gazetelerde ise kayyım yoluyla gasp ve polisin orantısız güç kullanımı görmezden gelindi.
CPJ (Gazetecileri Koruma Komitesi) İdari Müdürü Joel Simone, “Mahkemenin bugünkü girişimi Türkiye’de eleştirel gazetecilik adına geriye kalanları etkin şekilde boğmanın yoludur” dedi.
Uluslararası İnsan Hakları Gözleme Örgütü (HRW), yaşananları “ifade hürriyetine darbe” diye niteledi. HRW Başkanı Kenneth Roth , ‘’Erdoğan, Zaman’ı kapatarak Türkiye’de bağımsız medyanın da tabutuna son çiviyi çaktı’’ diye yazdı.
SIRA HÜRRİYET’TE Mİ?
Star gazetesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturmanın, dönemin medya patronlarına da uzandığını iddia etti. Bu kapsamda Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’a ayrı ayrı yazı yazan Başsavcılığın; o dönem Posta gazetesinin sahibi Mehmet Ali Yalçındağ, Hürriyet, Milliyet gazetesi ve Kanal D’nin sahibi Aydın Doğan, ATV, Sabah ve Yeniyüzyıl gazetelerinin sahibi Dinç Bilgin ile Show TV’nin sahibi Erol Aksoy’un girdiği ihalelerin araştırılmasını talep ettiği öne sürüldü.
USTA KALEMLER UYARDI ÖZGÜRLÜKLERİ VE ZAMAN’I KORUYUN
Altan, “Zaman Gazetesi’ni koruyun, Sur’da vurulan beş aylık bebekleri koruyun, Kayseri’de gözaltına alınan Boydak’ları koruyun, yeniden hapsedilmek istenen Can Dündar’la Erdem Gül’ü koruyun, Mehmet Baransu’yu, Hayri Tunç’u, Hidayet Karaca’yı, Gültekin Avcı’yı, Kürt gazetecileri, mallarına el konulan işadamlarını koruyun” diyerek anayasa’ya ve hukuka sahip çıkılması çağrısını yaptı.
YAPILAN ZULÜMLERİN HESABI SORULUR
Zaman Gazetesi eski GYY Ekrem Dumanlı: “Gazetesine sahip çıkan hanımefendilere bu zulmü yapanlar yine de hakikati örtemeyecekler. Yezidlere boyun eğmek yok! Bugün bu zulmü yapanlar unutmasın ki yaptıkları zulüm mahşer günü yüzlerine çarpılacak ve tek tek hesabı sorulacak.”
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay: “Zaman Gazetesi’nin yönetiminin kayyıma devredilmesi hukuksuzdur. Amasız, fakatsız, kesinkes karşıyız. Bize ne diyorsunuz diye soruyorlar. Eğer “ohh olsun”, “eden bulur”, “yesinler birbirlerini” vb bir söylem, tutum bekleyen varsa bizi tanımamış demektir. Kendi hak ve hukukumuz için rakiplerimizin, muarızlarımızın ve hatta düşmanlarımızın hak ve hukukuna da sahip çıkmak gerektiğini biliyoruz.”
Cumhuriyet gazetesi GYY Can Dündar: “Açık cezaevinden ilk merhaba! İktidar korkudan illegaliteye geçti, panikle uçuruma koşuyor. Hukuksuzluk da onları kurtarmaz. Türkiye susmaz.”
GİDİŞAT ÇOK VAHİM
Gazeteci Kadri Gürsel: “Gidişat çok vahim, çok kötü. Her şey yanlış. ‘Kayyım’da öyle. Doğrusu kayyum ama Zaman’ı da susturmak için atananlar zaten kayyum değil.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, özgür medya organlarından Zaman gazetesine kayyım atanmasına karar veren hakim Fevzi Keleş’in demokrasiye inanmadığını, siyasi otoritenin sopasını elinde taşıdığını söyledi. Hitler’in yaptıklarının tıpa tıp aynısının şimdi Türkiye’de yapılmak istendiğini kaydetti.
GENEL YAYIN MÜDÜRÜ İŞTEN ATILDI
‘AT LAN ŞUNLARI AŞAĞI’
4 Mart 2016’da orantısız güç kullanarak binaya giren polisin ilk işi personeli dışarı çıkartmak oldu. Bugün ve Kanaltürk TV’ye el konulduğunda da personel içeriden yayın yapmıştı. Fakat bu sırada bazı yöneticiler çocuklarının gözleri önünde darp edildi. Bu sırada aralarından birinin bir polise, “At lan şunları aşağı!” diye bağırması kameralara yansıdı.
İLK İŞİ ‘SIFIRLAMAK’
Kayyım heyetinin ilk işi Zaman Gazetesi’nin internet sitesindeki haberleri silmeye çalışmak oldu. Dün sabah itibariyle sitenin şifrelerini bulmak için çalışma başlatan kişiler arasında Sabah.com.tr’nin genel yayın yönetmeni Yunus Göksu da vardı. Göksu, Zaman.com.tr’nin haber ve köşeyazısı arşivini silmeye çalıştı. Daha önce Koza İpek yayın grubuna el koyan kayyımlar da arşivleri silmişlerdi. Zaman gazetesine havuz medyasından Göksu gibi personel getirileceği konuşuluyor.
Zaman Gazetesi’ne ‘kayyım’ atama kararı, 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını örtbas eden savcılardan Fuzuli Aydoğdu’nun talebiyle alındı.
Talep için hiçbir hukuki somut delil bulunmazken, tek dayanak gizli tanığın sözleri oldu.
İstanbul Başsavcı Vekili Aydoğdu’nun, kayyım isteğini, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimi Fevzi Keleş yerine getirdi.
Anayasa’nın 30. maddesi ihlal edildi; “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.”
Zaman Gazetesi merkez binası Bakırköy adli sınırları içerisinde bulunmasına rağmen kayyım kararını Çağlayan adliyesinden Savcı Aydoğdu ve hakim Keleş aldı.
Basın İlan Kurumu’nun abone sayısını dikkate almaması üzerine Zaman Gazetesi’nin yaptığı şikayeti Hakim Fevzi Keleş gazeteye el konulmasına gerekçe gösterdi.
Hâkim Keleş tanık ifadelerinde geçen uydurma ifadelerini sıraladıktan sonra “Şirkete kayyım atanması yönünde hâkimliğimizde vicdani kanaat oluşmuştur” dedi.
Türk demokrasi tarihine “Kara Cuma” olarak geçen ZAMAN Gazetesi baskını tüm dünyada tepkilere yol açtı. Dünya basını, devlet eliyle yapılan gasp operasyonunu “Polis, Türkiye’nin en büyük muhalif gazetesini işgal etti” şeklinde gördü.
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Başkanı Christophe Deloire ve yardımcıları Zaman’a baskın görüntülerini izlerken hayret içinde kaldı.
GEREKÇESİZ BASKIN!
BBC: “Türk polisi İstanbul’da medya ofislerini bastı” başlığıyla duyurdu. Haberde biber gazı kullanılarak yapılan operasyonda “Türkiye’nin en büyük gazetesine devlet açıklama yapmadan el koydu” denildi.
Aljazeera: ‘Türk yetkililer ülkenin en büyük gazetesine el koydu’ diyerek “Polis, el koyma kararından saatler sonra TOMA’lar ve biber gazıyla Türkiye’nin en büyük gazetesinin merkezine baskın yaptı” ifadelerini kullandı.
The New York Times: “Basın üzerindeki baskı devam ederken Türkiye, ZAMAN Gazetesi’ne el koydu’ başlığıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetinin basın özgürlüğü üzerinde kurduğu baskının son örneği” dedi.
“Türk hükümeti muhalif gazetenin kontrolünü almak istiyor” başlığıyla duyurulan haberde “Türkiye hükümeti eleştiren seslerin üzerine gitmeye devam ediyor” ifadelerine yer verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, kayyım atamasını “Bu durumu, hükümetin yargı eli ile hükümeti eleştiren medyayı hedeflemesinin en son ve ciddi rahatsızlık verici gelişmesi olarak görüyoruz” şeklinde değerlendirdi.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ise “Özgür bir basın ve hukuka uygun yargılamanın önemine saygı duyulmalıdır” dedi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri: Korkulan oldu. Zaman medya grubu susturuldu. Basın üzerindeki baskı üzücü bir şekilde devam ediyor.
Uluslararası Af Örgütü: Bugünün hükümeti, Zaman Gazetesi’ne el koyarak, muhalif basına yönelik can sıkıcı saldırılarının son perdesini de ortaya koydu.
Tüm dünyanın an be an takip ettiği baskın skandalını merkez medyanın haber kanalları CNNTürk, Habertürk Tv ve Ntv canlı yayında veremedi. Sadece Halk Tv ve Can Erzincan Tv canlı yayına geçti ve gazetenin Yenibosna’daki merkezinde yaşananları aktardı. Dün çıkan gazetelerde ise kayyım yoluyla gasp ve polisin orantısız güç kullanımı görmezden gelindi.
CPJ (Gazetecileri Koruma Komitesi) İdari Müdürü Joel Simone, “Mahkemenin bugünkü girişimi Türkiye’de eleştirel gazetecilik adına geriye kalanları etkin şekilde boğmanın yoludur” dedi.
Uluslararası İnsan Hakları Gözleme Örgütü (HRW), yaşananları “ifade hürriyetine darbe” diye niteledi. HRW Başkanı Kenneth Roth , ‘’Erdoğan, Zaman’ı kapatarak Türkiye’de bağımsız medyanın da tabutuna son çiviyi çaktı’’ diye yazdı.
SIRA HÜRRİYET’TE Mİ?
Star gazetesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturmanın, dönemin medya patronlarına da uzandığını iddia etti. Bu kapsamda Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’a ayrı ayrı yazı yazan Başsavcılığın; o dönem Posta gazetesinin sahibi Mehmet Ali Yalçındağ, Hürriyet, Milliyet gazetesi ve Kanal D’nin sahibi Aydın Doğan, ATV, Sabah ve Yeniyüzyıl gazetelerinin sahibi Dinç Bilgin ile Show TV’nin sahibi Erol Aksoy’un girdiği ihalelerin araştırılmasını talep ettiği öne sürüldü.
USTA KALEMLER UYARDI ÖZGÜRLÜKLERİ VE ZAMAN’I KORUYUN
Altan, “Zaman Gazetesi’ni koruyun, Sur’da vurulan beş aylık bebekleri koruyun, Kayseri’de gözaltına alınan Boydak’ları koruyun, yeniden hapsedilmek istenen Can Dündar’la Erdem Gül’ü koruyun, Mehmet Baransu’yu, Hayri Tunç’u, Hidayet Karaca’yı, Gültekin Avcı’yı, Kürt gazetecileri, mallarına el konulan işadamlarını koruyun” diyerek anayasa’ya ve hukuka sahip çıkılması çağrısını yaptı.
YAPILAN ZULÜMLERİN HESABI SORULUR
Zaman Gazetesi eski GYY Ekrem Dumanlı: “Gazetesine sahip çıkan hanımefendilere bu zulmü yapanlar yine de hakikati örtemeyecekler. Yezidlere boyun eğmek yok! Bugün bu zulmü yapanlar unutmasın ki yaptıkları zulüm mahşer günü yüzlerine çarpılacak ve tek tek hesabı sorulacak.”
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay: “Zaman Gazetesi’nin yönetiminin kayyıma devredilmesi hukuksuzdur. Amasız, fakatsız, kesinkes karşıyız. Bize ne diyorsunuz diye soruyorlar. Eğer “ohh olsun”, “eden bulur”, “yesinler birbirlerini” vb bir söylem, tutum bekleyen varsa bizi tanımamış demektir. Kendi hak ve hukukumuz için rakiplerimizin, muarızlarımızın ve hatta düşmanlarımızın hak ve hukukuna da sahip çıkmak gerektiğini biliyoruz.”
Cumhuriyet gazetesi GYY Can Dündar: “Açık cezaevinden ilk merhaba! İktidar korkudan illegaliteye geçti, panikle uçuruma koşuyor. Hukuksuzluk da onları kurtarmaz. Türkiye susmaz.”
GİDİŞAT ÇOK VAHİM
Gazeteci Kadri Gürsel: “Gidişat çok vahim, çok kötü. Her şey yanlış. ‘Kayyım’da öyle. Doğrusu kayyum ama Zaman’ı da susturmak için atananlar zaten kayyum değil.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, özgür medya organlarından Zaman gazetesine kayyım atanmasına karar veren hakim Fevzi Keleş’in demokrasiye inanmadığını, siyasi otoritenin sopasını elinde taşıdığını söyledi. Hitler’in yaptıklarının tıpa tıp aynısının şimdi Türkiye’de yapılmak istendiğini kaydetti.
GENEL YAYIN MÜDÜRÜ İŞTEN ATILDI
‘AT LAN ŞUNLARI AŞAĞI’
4 Mart 2016’da orantısız güç kullanarak binaya giren polisin ilk işi personeli dışarı çıkartmak oldu. Bugün ve Kanaltürk TV’ye el konulduğunda da personel içeriden yayın yapmıştı. Fakat bu sırada bazı yöneticiler çocuklarının gözleri önünde darp edildi. Bu sırada aralarından birinin bir polise, “At lan şunları aşağı!” diye bağırması kameralara yansıdı.
İLK İŞİ ‘SIFIRLAMAK’
Kayyım heyetinin ilk işi Zaman Gazetesi’nin internet sitesindeki haberleri silmeye çalışmak oldu. Dün sabah itibariyle sitenin şifrelerini bulmak için çalışma başlatan kişiler arasında Sabah.com.tr’nin genel yayın yönetmeni Yunus Göksu da vardı. Göksu, Zaman.com.tr’nin haber ve köşeyazısı arşivini silmeye çalıştı. Daha önce Koza İpek yayın grubuna el koyan kayyımlar da arşivleri silmişlerdi. Zaman gazetesine havuz medyasından Göksu gibi personel getirileceği konuşuluyor.
Zaman Gazetesi’ne ‘kayyım’ atama kararı, 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını örtbas eden savcılardan Fuzuli Aydoğdu’nun talebiyle alındı.
Talep için hiçbir hukuki somut delil bulunmazken, tek dayanak gizli tanığın sözleri oldu.
İstanbul Başsavcı Vekili Aydoğdu’nun, kayyım isteğini, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimi Fevzi Keleş yerine getirdi.
Anayasa’nın 30. maddesi ihlal edildi; “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.”
Zaman Gazetesi merkez binası Bakırköy adli sınırları içerisinde bulunmasına rağmen kayyım kararını Çağlayan adliyesinden Savcı Aydoğdu ve hakim Keleş aldı.
Basın İlan Kurumu’nun abone sayısını dikkate almaması üzerine Zaman Gazetesi’nin yaptığı şikayeti Hakim Fevzi Keleş gazeteye el konulmasına gerekçe gösterdi.
Hâkim Keleş tanık ifadelerinde geçen uydurma ifadelerini sıraladıktan sonra “Şirkete kayyım atanması yönünde hâkimliğimizde vicdani kanaat oluşmuştur” dedi.
Türk demokrasi tarihine “Kara Cuma” olarak geçen ZAMAN Gazetesi baskını tüm dünyada tepkilere yol açtı. Dünya basını, devlet eliyle yapılan gasp operasyonunu “Polis, Türkiye’nin en büyük muhalif gazetesini işgal etti” şeklinde gördü.
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Başkanı Christophe Deloire ve yardımcıları Zaman’a baskın görüntülerini izlerken hayret içinde kaldı.
GEREKÇESİZ BASKIN!
BBC: “Türk polisi İstanbul’da medya ofislerini bastı” başlığıyla duyurdu. Haberde biber gazı kullanılarak yapılan operasyonda “Türkiye’nin en büyük gazetesine devlet açıklama yapmadan el koydu” denildi.
Aljazeera: ‘Türk yetkililer ülkenin en büyük gazetesine el koydu’ diyerek “Polis, el koyma kararından saatler sonra TOMA’lar ve biber gazıyla Türkiye’nin en büyük gazetesinin merkezine baskın yaptı” ifadelerini kullandı.
The New York Times: “Basın üzerindeki baskı devam ederken Türkiye, ZAMAN Gazetesi’ne el koydu’ başlığıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetinin basın özgürlüğü üzerinde kurduğu baskının son örneği” dedi.
“Türk hükümeti muhalif gazetenin kontrolünü almak istiyor” başlığıyla duyurulan haberde “Türkiye hükümeti eleştiren seslerin üzerine gitmeye devam ediyor” ifadelerine yer verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, kayyım atamasını “Bu durumu, hükümetin yargı eli ile hükümeti eleştiren medyayı hedeflemesinin en son ve ciddi rahatsızlık verici gelişmesi olarak görüyoruz” şeklinde değerlendirdi.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ise “Özgür bir basın ve hukuka uygun yargılamanın önemine saygı duyulmalıdır” dedi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri: Korkulan oldu. Zaman medya grubu susturuldu. Basın üzerindeki baskı üzücü bir şekilde devam ediyor.
Uluslararası Af Örgütü: Bugünün hükümeti, Zaman Gazetesi’ne el koyarak, muhalif basına yönelik can sıkıcı saldırılarının son perdesini de ortaya koydu.
Tüm dünyanın an be an takip ettiği baskın skandalını merkez medyanın haber kanalları CNNTürk, Habertürk Tv ve Ntv canlı yayında veremedi. Sadece Halk Tv ve Can Erzincan Tv canlı yayına geçti ve gazetenin Yenibosna’daki merkezinde yaşananları aktardı. Dün çıkan gazetelerde ise kayyım yoluyla gasp ve polisin orantısız güç kullanımı görmezden gelindi.
CPJ (Gazetecileri Koruma Komitesi) İdari Müdürü Joel Simone, “Mahkemenin bugünkü girişimi Türkiye’de eleştirel gazetecilik adına geriye kalanları etkin şekilde boğmanın yoludur” dedi.
Uluslararası İnsan Hakları Gözleme Örgütü (HRW), yaşananları “ifade hürriyetine darbe” diye niteledi. HRW Başkanı Kenneth Roth , ‘’Erdoğan, Zaman’ı kapatarak Türkiye’de bağımsız medyanın da tabutuna son çiviyi çaktı’’ diye yazdı.
SIRA HÜRRİYET’TE Mİ?
Star gazetesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturmanın, dönemin medya patronlarına da uzandığını iddia etti. Bu kapsamda Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’a ayrı ayrı yazı yazan Başsavcılığın; o dönem Posta gazetesinin sahibi Mehmet Ali Yalçındağ, Hürriyet, Milliyet gazetesi ve Kanal D’nin sahibi Aydın Doğan, ATV, Sabah ve Yeniyüzyıl gazetelerinin sahibi Dinç Bilgin ile Show TV’nin sahibi Erol Aksoy’un girdiği ihalelerin araştırılmasını talep ettiği öne sürüldü.
USTA KALEMLER UYARDI ÖZGÜRLÜKLERİ VE ZAMAN’I KORUYUN
Altan, “Zaman Gazetesi’ni koruyun, Sur’da vurulan beş aylık bebekleri koruyun, Kayseri’de gözaltına alınan Boydak’ları koruyun, yeniden hapsedilmek istenen Can Dündar’la Erdem Gül’ü koruyun, Mehmet Baransu’yu, Hayri Tunç’u, Hidayet Karaca’yı, Gültekin Avcı’yı, Kürt gazetecileri, mallarına el konulan işadamlarını koruyun” diyerek anayasa’ya ve hukuka sahip çıkılması çağrısını yaptı.
YAPILAN ZULÜMLERİN HESABI SORULUR
Zaman Gazetesi eski GYY Ekrem Dumanlı: “Gazetesine sahip çıkan hanımefendilere bu zulmü yapanlar yine de hakikati örtemeyecekler. Yezidlere boyun eğmek yok! Bugün bu zulmü yapanlar unutmasın ki yaptıkları zulüm mahşer günü yüzlerine çarpılacak ve tek tek hesabı sorulacak.”
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay: “Zaman Gazetesi’nin yönetiminin kayyıma devredilmesi hukuksuzdur. Amasız, fakatsız, kesinkes karşıyız. Bize ne diyorsunuz diye soruyorlar. Eğer “ohh olsun”, “eden bulur”, “yesinler birbirlerini” vb bir söylem, tutum bekleyen varsa bizi tanımamış demektir. Kendi hak ve hukukumuz için rakiplerimizin, muarızlarımızın ve hatta düşmanlarımızın hak ve hukukuna da sahip çıkmak gerektiğini biliyoruz.”
Cumhuriyet gazetesi GYY Can Dündar: “Açık cezaevinden ilk merhaba! İktidar korkudan illegaliteye geçti, panikle uçuruma koşuyor. Hukuksuzluk da onları kurtarmaz. Türkiye susmaz.”
GİDİŞAT ÇOK VAHİM
Gazeteci Kadri Gürsel: “Gidişat çok vahim, çok kötü. Her şey yanlış. ‘Kayyım’da öyle. Doğrusu kayyum ama Zaman’ı da susturmak için atananlar zaten kayyum değil.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, özgür medya organlarından Zaman gazetesine kayyım atanmasına karar veren hakim Fevzi Keleş’in demokrasiye inanmadığını, siyasi otoritenin sopasını elinde taşıdığını söyledi. Hitler’in yaptıklarının tıpa tıp aynısının şimdi Türkiye’de yapılmak istendiğini kaydetti.
GENEL YAYIN MÜDÜRÜ İŞTEN ATILDI
‘AT LAN ŞUNLARI AŞAĞI’
4 Mart 2016’da orantısız güç kullanarak binaya giren polisin ilk işi personeli dışarı çıkartmak oldu. Bugün ve Kanaltürk TV’ye el konulduğunda da personel içeriden yayın yapmıştı. Fakat bu sırada bazı yöneticiler çocuklarının gözleri önünde darp edildi. Bu sırada aralarından birinin bir polise, “At lan şunları aşağı!” diye bağırması kameralara yansıdı.
İLK İŞİ ‘SIFIRLAMAK’
Kayyım heyetinin ilk işi Zaman Gazetesi’nin internet sitesindeki haberleri silmeye çalışmak oldu. Dün sabah itibariyle sitenin şifrelerini bulmak için çalışma başlatan kişiler arasında Sabah.com.tr’nin genel yayın yönetmeni Yunus Göksu da vardı. Göksu, Zaman.com.tr’nin haber ve köşeyazısı arşivini silmeye çalıştı. Daha önce Koza İpek yayın grubuna el koyan kayyımlar da arşivleri silmişlerdi. Zaman gazetesine havuz medyasından Göksu gibi personel getirileceği konuşuluyor.
Zaman Gazetesi’ne ‘kayyım’ atama kararı, 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını örtbas eden savcılardan Fuzuli Aydoğdu’nun talebiyle alındı.
Talep için hiçbir hukuki somut delil bulunmazken, tek dayanak gizli tanığın sözleri oldu.
İstanbul Başsavcı Vekili Aydoğdu’nun, kayyım isteğini, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimi Fevzi Keleş yerine getirdi.
Anayasa’nın 30. maddesi ihlal edildi; “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.”
Zaman Gazetesi merkez binası Bakırköy adli sınırları içerisinde bulunmasına rağmen kayyım kararını Çağlayan adliyesinden Savcı Aydoğdu ve hakim Keleş aldı.
Basın İlan Kurumu’nun abone sayısını dikkate almaması üzerine Zaman Gazetesi’nin yaptığı şikayeti Hakim Fevzi Keleş gazeteye el konulmasına gerekçe gösterdi.
Hâkim Keleş tanık ifadelerinde geçen uydurma ifadelerini sıraladıktan sonra “Şirkete kayyım atanması yönünde hâkimliğimizde vicdani kanaat oluşmuştur” dedi.
Türk demokrasi tarihine “Kara Cuma” olarak geçen ZAMAN Gazetesi baskını tüm dünyada tepkilere yol açtı. Dünya basını, devlet eliyle yapılan gasp operasyonunu “Polis, Türkiye’nin en büyük muhalif gazetesini işgal etti” şeklinde gördü.
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Başkanı Christophe Deloire ve yardımcıları Zaman’a baskın görüntülerini izlerken hayret içinde kaldı.
GEREKÇESİZ BASKIN!
BBC: “Türk polisi İstanbul’da medya ofislerini bastı” başlığıyla duyurdu. Haberde biber gazı kullanılarak yapılan operasyonda “Türkiye’nin en büyük gazetesine devlet açıklama yapmadan el koydu” denildi.
Aljazeera: ‘Türk yetkililer ülkenin en büyük gazetesine el koydu’ diyerek “Polis, el koyma kararından saatler sonra TOMA’lar ve biber gazıyla Türkiye’nin en büyük gazetesinin merkezine baskın yaptı” ifadelerini kullandı.
The New York Times: “Basın üzerindeki baskı devam ederken Türkiye, ZAMAN Gazetesi’ne el koydu’ başlığıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetinin basın özgürlüğü üzerinde kurduğu baskının son örneği” dedi.
“Türk hükümeti muhalif gazetenin kontrolünü almak istiyor” başlığıyla duyurulan haberde “Türkiye hükümeti eleştiren seslerin üzerine gitmeye devam ediyor” ifadelerine yer verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, kayyım atamasını “Bu durumu, hükümetin yargı eli ile hükümeti eleştiren medyayı hedeflemesinin en son ve ciddi rahatsızlık verici gelişmesi olarak görüyoruz” şeklinde değerlendirdi.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ise “Özgür bir basın ve hukuka uygun yargılamanın önemine saygı duyulmalıdır” dedi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri: Korkulan oldu. Zaman medya grubu susturuldu. Basın üzerindeki baskı üzücü bir şekilde devam ediyor.
Uluslararası Af Örgütü: Bugünün hükümeti, Zaman Gazetesi’ne el koyarak, muhalif basına yönelik can sıkıcı saldırılarının son perdesini de ortaya koydu.
Tüm dünyanın an be an takip ettiği baskın skandalını merkez medyanın haber kanalları CNNTürk, Habertürk Tv ve Ntv canlı yayında veremedi. Sadece Halk Tv ve Can Erzincan Tv canlı yayına geçti ve gazetenin Yenibosna’daki merkezinde yaşananları aktardı. Dün çıkan gazetelerde ise kayyım yoluyla gasp ve polisin orantısız güç kullanımı görmezden gelindi.
CPJ (Gazetecileri Koruma Komitesi) İdari Müdürü Joel Simone, “Mahkemenin bugünkü girişimi Türkiye’de eleştirel gazetecilik adına geriye kalanları etkin şekilde boğmanın yoludur” dedi.
Uluslararası İnsan Hakları Gözleme Örgütü (HRW), yaşananları “ifade hürriyetine darbe” diye niteledi. HRW Başkanı Kenneth Roth , ‘’Erdoğan, Zaman’ı kapatarak Türkiye’de bağımsız medyanın da tabutuna son çiviyi çaktı’’ diye yazdı.
SIRA HÜRRİYET’TE Mİ?
Star gazetesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturmanın, dönemin medya patronlarına da uzandığını iddia etti. Bu kapsamda Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’a ayrı ayrı yazı yazan Başsavcılığın; o dönem Posta gazetesinin sahibi Mehmet Ali Yalçındağ, Hürriyet, Milliyet gazetesi ve Kanal D’nin sahibi Aydın Doğan, ATV, Sabah ve Yeniyüzyıl gazetelerinin sahibi Dinç Bilgin ile Show TV’nin sahibi Erol Aksoy’un girdiği ihalelerin araştırılmasını talep ettiği öne sürüldü.