İngiliz parlamentosu, İstanbul 6.Sulh Ceza Hâkimliği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Zaman’a kayyım atama kararı, gazete binasına düzenlenen polis baskını ve kararı protesto etmek amacıyla toplanan kalabalığa biber gazıyla müdahale edilmesini gündemine taşıdı. İngiltere Parlamentosu’nun hem Avam Kamarası hem de Lordlar Kamarası, Cuma günü Zaman Gazetesi’ne yapılan gaspı gündeme getirdi. Parlamentoda her Çarşamba günü gündemde olan konuların tartışıldığı oturumlarda, bu hafta Zaman’a atanan kayyım, binaya düzenlenen polis baskını ve kararı protesto eden kalabalığa biber gazıyla yapılan müdahale de vardı. Lordlar Kamarası’ndaki oturumda, en çok muhalif yayın yapan Zaman gazetesine devlet tarafından el konulmasına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında verdiği tahliye kararını kabul etmediği ve birçok gazetecinin tutuklu olarak yargılandığına dikkat çekildi. Parlamentoda, Türkiye’de muhalefet ve görüş ayrılığı olan tarafların suçlu sayıldığı, insan hakları ihlallerinin giderek yaygınlaştığı ve daha kötü bir hal aldığı bir ortamda, Güney Doğu’da düzenlenen operasyonlar devam ederken, Avrupa Birliği’nin (AB) göçmen planı dâhilinde, Türkiye’nin ne kadar güvenilir bir ülke olduğu tartışıldı.
Türkiye ne kadar güvenilir bir ülke?
Oturumda, Pazartesi günü Belçika’nın başkenti Brüksel’de Türkiye ile AB arasında düzenlenen göçmen zirvesinde, İngiltere Başbakanı David Cameron’ın, mevkidaşı Ahmet Davutoğlu’na, insan hakları ve basın özgürlüğünün korunması gerektiğinin altını çizdiği, Türk Hükümeti’ne ifade özgürlüğünün, temel hak ve özgürlükler kategorisinde olduğunun hatırlatıldığı belirtildi. Lordlar Kamarası ayrıca, Türkiye ile AB arasında göçmen krizine yönelik anlaşmanın henüz kesinleşmediği, AB’ye katılım üzerine 2005’te başlatılan müzakerelere, “ifade özgürlüğü ve insan haklarını” içerecek yeni fasılların eklenmesi gerektiğine dikkat çekti. İngiltere Parlamentosu’nun alt kanadı Avam Kamarası’nda da Zaman Gazetesi’ne atanan kayyım, gündeme getirilen öncelikli konular arasındaydı. Oturumda, mülteci krizi nedeniyle, AB’nin, Türkiye’nin basına yönelik uyguladığı baskıları görmezden geldiği ve ülkenin bu durumu bir ‘şantaj’ olarak kullandığına vurgu yapıldı. Parlamento, Birleşik Krallık’ın AB’nin Türkiye ile Ortak Eylem Planı’na dahil olmasının söz konusu olmadığını yineledi. Son olarak basın özgürlüğüne Zaman Gazetesi’ne devlet yönetimi tarafından el konularak zarar verildiğine dikkat çeken parlamentoda, “Birleşik Krallık her aşamadaki endişelerini Türkiye Hükümeti’ne bildirmektedir. Türkiye’nin eski askeri vesayet döneminden çok daha iyi koşullarda olduğunu kabul ediyoruz ancak Türk müttefikimizi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konularında tamı tamına, bütün enerjisini katarak hareket ettiğini görmek istiyoruz” denildi.
ABD’nin BM Büyükelçisi’nden gaspa sert tepki
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, New York Times, Los Angeles Times, Washington Post ve CNN başta olmak üzere ülkenin önde gelen tüm basın kuruluşları, akademisyen ve diplomatlar yaşanan hukuksuzluğa tepki gösterdi. ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Samantha Power, Türk hükümetinin Zaman gaspı için “Bu basın hürriyetine karşı bir saldırıdır” diye tepki gösterdi. Power, resmi Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Türk hükümetinin, Zaman’a ‘kayyım’ kılıfı altında atama yapması basın hürriyetine karşı saldırıdır’’ diye yazdı. Power, demokrasilerde basın hürriyetini teşvik edildiğini hatırlatarak, “Demokrasilerde farklı görüşler susturulmaz, teşvik edilir” dedi. Ceren Kaynak / Londra