Avustralya Cumhurbaşkanı Sir Peter Cosgrove’nın uluslararası Dil ve Kültür Festivalindeki 17 Nisan 2016 konuşması:“Güzel bir gece geçiriyorsunuz, Federal parlamento’dan çok sayıda katılımcı gördüm. Bu festival kardeşlik ve dünya barışı mesajı taşıyor. Bu akşam birlikteliğimizi kabul etme zamanı. Bu kadar ülkenin birlikteliği, barış ve dostluğu temsil ediyor. Toplumumuzda kaynaşmayı sağladığınız için çok teşekkür ediyorum. Avustralya olarak çok kültürlü bir toplumuz. Farklılığımızı kabul ediyor ve bununla onur duyuyorum. Emeği geçen herkese bu projenin fikir sahiplerine teşekkür ediyorum. Ve resmi olarak programı açmış bulunuyorum.
“Yarın (18 Nisan 2016) burada parlamento fesh edilip seçim kararı alınacak. (Kararı alacak olan kişi de kendisi yani programa katılan ve bu konuşmayı yapan Cumhurbaşkanı) Bu kadar yoğun olmama rağmen size söz verdiğim ve programı çok merak ettiğim için katılıyorum.”
Programlara normalde hem Eyalet Valisi, hem Genel Vali (Cumhurbaşkanı) beraber katılmıyormuş. İkisinin birlikte katılması başta Avustralya’daki çok etkin malum lobi kurumlarının çok dikkatini çekmiş. Lobi adına katılan temsilci zat, arkadaşlara, “Bu işi nasıl yapıyorsunuz?” diye sormuş. Yani çok başarılı bir iş yapıyorsunuz mânasına takdir etmiş.
Avustralya Başbakanının temsilen katılan Avustralya Çok Kültürlülük Bakanı, çok içten bir konuşma yapıyor: “Programa gelirken çok büyük beklenti içindeydim, yaptığınız program benim beklentilerimin bile üstünde… Sizin programınız katıldığım programların en güzeli oldu” diyerek takdirde bulunuyor.
Emniyet Genel Müdürü, Anayasa Mahkemesi Başkanı, altı millet vekili, muhalefet liderlerini temsilen Gölge Çok Kültürlülük Bakanı, Yahudi lobisinin ce Cemaatinin ayrı ayrı temsilcileri, Katolik Kilisesi, Avustralya Kilisesi, Amerikan Kiliselerinin temsilcileri, eyaletin etnik toplumlar başkanı, SBS televizyonunun Genel Yayın Yönetmeni, Avustralya İnsan Hakları komisyonu başkanı bu programa katılıyorlar.
2009’daki Avustralya’ya geldiğimizde, İslamifobia konferansından sonra,
Genel Müdür Lekakis’i ziyaret etmiştik… Ben Kütahya çinilerinden bir şekerlik hediye etmiştim. Yunan asıllı olan Lekakis, onu eline aldı ve lâtife yaparak “Şimdi bunun içinden cin mi çıkacak?” dedi. Ben, “Çıksa da o zararlı ifritlerden değildir!” dedim. Bu sefer oradaki diyalog hizmetlerini yürüten arkadaşlardan Orhan Çiçek beye dönerek: “Cin bunlar!.. Burada güyâ herkes diyalog yapıyor: Bizim Yunanlılar, diğer milletler ve başka Müslümanlar… Ama bana göre onların yaptıkları pek sözden ileri gitmiyor. Bu arkadaşlarınız, çok kültürlü Avustralya toplumunda yaptıkları ile diyalog konusunda bizleri elli sene ileriye taşıdılar. İşin lafını yapmıyorlar. İftar, kurban, aşure deyip beraberlikler temin ediyorlar. İnsanları alıp Türkiye’ye götürüyorlar. Bunları herkes seviyor ve sayıyor. Biz de destek veriyoruz ve yaptıkları programları maddi olarak da destekliyoruz.” dedi.
Onun için, sekiz on sene önce Ali Haydar Polat hocamızın şahit oldukları ile günümüzde canlı yayında seyredip şahit olduğumuz Avustralya Cumhurbaşkanı’nın sözleri birbirini teyid ediyor. Demek ki, doğru ve sağlam bir çizgi üzerinde bir hizmet var. Bunu herkes görüyor. Evet sadece Avustralya’dakiler değil. Dünyanın her tarafından her sene “Uluslararası Dil ve Kültür Festivalleri” organize ediliyor ve benzer duyguları ülkelerin en seviyeli insanları dile getiriyor. Bu durum, hizmetin istikamet üzere ve evrensel değerlere uygun şekilde yoluna devam ettiğinin en güzel isbatıdır. Cenab-ı Hak, bu güzellikte kıyamete kadar devam ettirsin inşallah…