MUSTAFA GÜRLEK
İranlı ajanların Türkiye’deki istihbarat faaliyetleri ve devlet bürokrasisindeki etkileri üzerine yazdığı 6 köşe yazısı gerekçe gösterilerek ‘darbe’ ve ‘terör örgütü yöneticiliği’ suçlamasıyla tutuklanan Gültekin Avcı, 9 aylık tutukluluğunun ardından bir önceki gece Silivri Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi. Terör örgütü Selam-Tevhid Kudüs Ordusu soruşturmasına görev alan polislerle birlikte İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Avcı, gazetecilere özgürlük adı altında tutulan ‘Umut’ nöbetinin Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesinin ardından sona ermesine tepki gösterdi. Anayasa Mahkemesi’nin gazeteciler hakkında çifte standarta imza attığını vurgulayan Avcı, “Despotizm basındaki ayrımcılığın üzerinde yükselir” ifadelerini kullandı.
AVCI’NIN YAZILARI KİMLERİ RAHATSIZ ETTİ?
Gültekin Avcı, 18 Eylül 2015 tarihinde İzmir Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Cuma namazına giderken gözaltına alındı. Emekli cumhuriyet savcısı olan Avcı’nın gözaltına alınma sebebi olarak, 26-30 Eylül, 01-07-08-10 Ekim 2013 tarihlerinde kaleme aldığı yazılar gösterildi. Avcı’nın; ‘İstihbaratta Acem Hatunlar’, ‘Acem İstilası Karşısında İstihbarattan Beklenen’, ‘Savak’tan Vevak’a İran İstihbaratı’, ‘İstihbaratta Mut’a Operasyonları 1 ve 2’, ‘Mut’a Arşivlerinde Kimler Var’ başlığı ile yayınladığı yazıların suç olarak değerlendirilmesi dikkat çekmişti. Çünkü Avcı’yı tutuklatan iradenin ‘Muta’ ve ‘İran Ajanları’ yazılarından rahatsızlık duyduğu ortaya çıkmıştı.
“SAÇLARIMI 30 YAŞINDA BEYAZLATTIM”
Cezaevi çıkışı basın mensuplarının sorularını cevaplayan Gültekin Avcı, kendisine yönelik suçlamayı hatırlatarak şu şekilde konuştu: “Köşe yazısında ‘muta nikâhını niye kötüledin?’ Ben de sordum duruşmada: Sizin temsil ettiğiniz asiller eğer muta nikâhı yaşam formuyla yaşıyorlarsa, bunu kabul ediyorsanız ben de eleştirdiğimi kabul edeyim. Müdahil olun dedim. Ama hiçbiri kabul etmedi. Netice itibariyle hepsi de ‘evet muta nikâhı sapkınlık’ dediler. Hatta ‘Gültekin Avcı’nın muta nikâhı konusundaki hassasiyetini takdir ediyoruz’ dediler. ‘Acaba kullanılmış olabilir misiniz’ dediler. Ben yıllarca savcılık yaptım. Yargı camiasında haksızlığa, hırsızlığa, askeri vesayete ilk başkaldıran savcıyım ben. İki tane silahlı saldırıya uğradım. Kızımın peşinde terörist yakaladım. 47 yaşındayım, 30 yaşında da saçlarım böyle bembeyazdı. Bedel ödedim.”
Sitem etti: Biz insan değil miyiz?
Türkiye gazetecilik mesleğini yerine getirenlerin kendi içerisinde bölündüğünü aktaran Avcı, “Gazeteciler fikri olarak farklı yelpazelerde çalışabilirler, farklı sosyal ve siyasal gruplara yakın olabilirler, ama basın dediğimizde en azından temel kaideler üzerinden dayanışma olması lazım. ‘Umut Nöbeti ne oldu?’ Can Dündar çıktı, biz insan değil miyiz, biz gazeteci değil miyiz? Sordular bana, bizi gazeteci değil insan yerine bile koymuyorlar. Ne yaptık biz? 6 köşe yazımdan dolayı 9 ayımı kaybettim. Tabii ki buna sebep olanlara hakkımı helal etmiyorum” ifadelerini kullandı.
Savcılığı yazıları uğruna bırakmıştı
17 Ağustos 1969 yılında Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde doğan Gültekin Avcı, babasının polis memuru olması nedeniyle ilköğretimini Sapanca, Diyarbakır ve İzmir’de tamamladı. İzmir’de Karataş Lisesi’nde okuyan Avcı, 1990 yılında 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Hâkimlik ve savcılık sınavlarını kazanan Avcı, 1991 yılında savcılık mesleğine başladı. Konya, Gümüşhane, Siirt, İzmir ve Muğla gibi illerde görev alan Avcı, yaptığı açıklamalar ve yazdığı kitaplar nedeniyle beklenmedik bir şekilde Kars’a tayin edildi. Kars’ta ağır ceza üyesi olarak görev yaptıktan sonra ayrılan Gültekin Avcı, kamu yönetimi, askeri bürokrasi, devlet, strateji, tarih, terörizm ve istihbarat üzerine araştırmalar yaptı. Savcılığı bırakan Avcı, araştırmacı gazetecilik yapmaya başladı. Avcı son olarak kayyım tarafından kapatılan Bugün gazetesinde köşe yazarlığı yapıyordu.