Çok değil 5 sene geçti üzerinden… Sınır ticareti yapmak üzere yola çıkan çoğu çocuk 34 kişi Roboski’de katledilmişti. Birkaç gün önce aynı yerde yine bir facia yaşandı. 17 yaşında iki genç Vedat ve Yılmaz Encü hayatını kaybetti. 3 kişi hâlâ yoğun bakımda… Olayı twitter hesabından ilk duyuran HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü’yle konuştuk.
29 Mayıs gecesi Roboski’den sınır ticaretine giden bir grup insanın bombalandığını duyurdunuz. “Aynı yer, aynıkatil!” diyerek benzer bir katliama işaret ettiniz. O gece neler yaşandı?
Akşam 21.30-22.00 sıralarında yaklaşık 30 kişi sınır ticareti için Roboski’den yola koyuluyor. Sınırı geçtikten 2-3 metre sonra, Gülyazı Alay Komutanlığı, Beyaztepe Askeri Üst Bölgesi’nden top ateşleriyle gruba saldırı gerçekleştiriliyor. 17 yaşındaki Vedat Encü hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı. Birinin bacağı koptu, durumu ağır. (17 yaşındaki Yılmaz Encü de dün vefat etti.)
Nasıl haberdar oldunuz?
Köyden bana ulaştılar. Kaymakamı aradık, telefonumuza cevap vermedi. İçişleri Bakanlığı yetkilileri olaydan haberdar olmadığını söyledi. Oysa Roboski halkı ve çevre köylerden insanlar sınıra doğru harekete geçmişti bile. Yine yakınlarını katır sırtında ya da özel araçlarıyla hastaneye yetiştirmeye çalıştılar.
5 sene önce de benzer olayda 34 kişi hayatını kaybetmişti. Bu açıdan bakarsak son olay ‘bile bile ölüme gitmek’ değil mi?
Bakın, iki olay da askerin bilgisi ve güvencesi dahilinde gerçekleşti. Bu insanlar askerle iletişime geçmeden, kafalarına göre sınırı geçmez. Çünkü ucunun ölüm olduğunu biliyorlar. Ama ikisinde de insanlar katledildi! İlk katliama rağmen neden geçtiler? Çünkü Türkiye’de ‘savaş’ var, ekonomik kriz var, işsizlik var ve orada yaşayan insanların tek geçim kaynağı sınır ticareti. Zaten 1,5 yıldır bu geçim kaynakları da ellerinden alınmıştı. Bundan dolayı Roboski ve çevre köylerde ciddi ekonomik kriz söz konusu. Artık dayanamadılar ve ölümü göze alıp sınırı geçtiler.
Şırnak’a gittiğinizde askerler olayın yaşandığı alana geçişinize izin vermedi…
Evet, maalesef. Bölgeye girişlerin Valilik tarafından yasaklandığı söylendi. Ancak yazılı bir belge de gösterilmedi. Akrabamın taziyesine gitmekten mahrum bıraktılar beni. Benim yüzümden yüzlerce insanı da…
2011’de yaşananlarla ilgili dava süreci ne aşamada?
Diyarbakır özel yetkili savcısı, ‘Yetkim yok’ dedi, görevsizlik kararı verdi. Dosyayı askeri savcılığa gönderdi. Askeri savcılık da olayda herhangi bir kusur olmadığı yönünde karar verdi ve dosyayı kapattı. Dosyayı AİHM’e götürmek için çalışmalara başlayacağız. Ancak 7 Haziran’dan sonra ülkede yeni Roboski katliamları, hatta ondan daha acı katliamlar yaşandı. Bu acılar varken Roboski’den bahsedemedik maalesef.
Böylesi bir acıyı yaşamış biri olarak psikolojiniz ne durumda?
Köydeki herkesin psikolojisi çok bozuk. Büyük acılar yaşandı ve giderek katlanıyor. Benim için de aynı şey geçerli. Beni hayata bağlayan tek şey, bu mücadelenin hesabının sorulması gerektiği inancı. Eskiden hayatı dolu dolu yaşamak isterdim. Bu olaydan sonra bir daha asla böyle bir duygu hissetmedim. Hayat neşemi kaybettim.
Kardeşime sözüm var, AİHM’e kadar gideceğim
Roboski katliamında kardeşinizi kaybettiniz. “Katır sırtında taşınan ölüleri unutursam kalbim kurusun!” demiştiniz.
Bilinçli, planlı bir katliam olduğu ortaya çıkmasına rağmen katillerin yargılanmaması bizde bir direnç oluşturdu. Kardeşim gömülürken hem ona hem de orada katledilen 33 kişiye bu konunun peşini asla bırakmayacağıma, bedeli ne olursa olsun pes etmeyeceğime dair söz verdim. AİHM’e kadar gideceğim.
Kardeşiniz de ticaret maksatlı mı oradaydı?
Evet. O dönem diğer erkek kardeşimle üniversitede okuyorduk. Ailemizin tek gelir kaynağı kardeşimizden gelenlerdi. Serhat, ağabeyleri okusun diye kendini feda etti, çalışmayı tercih etti. Aslında bunu ticaret olarak algılamak da doğru değil. O insanlar sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için sınıra gidiyor. Tüm samimiyetimle söyleyeyim, geçen günkü insanlar da kuru ekmeğe muhtaç olduğu için gitti, ticaret için değil.