BRAHİM DOĞAN,
FAZLI MERT İSTANBUL-yeni hayat
17 Aralık 2013’ten beri yalan haberlerde sınır tanımayan iktidara yakın medya, 5 yıl önce işlenen Haydar Meriç cinayetini de Hizmet Hareketi’ne yıkmak istedi. Maktulün kardeşi, “Bu insanlar suçludur diyemem. Kitap iddiasını da yeni duydum.” diye konuştu.
Kırklareli’nde 5 yıl önce faili meçhul cinayete kurban giden emekli öğretmen Haydar Meriç cinayetiyle ilgili olarak önceki gün 41 polis gözaltına alındı. İktidar yanlısı medya hiçbir delil yokken, cinayetten yine Hizmet Hareketi’ni sorumlu gösterdi. Yandaş medya, Haydar Meriç’in Fethullah Gülen ile ilgili kitap yazacağı için öldürüldüğünü öne sürdü. Ancak Meriç’in kardeşi Hikmet Meriç, kitap iddialarını ilk defa dün öğrendiğini, ağabeyi hayattayken böyle bir şey duymadığını açıkladı.
25 defa emniyete gittim kitabı hiç sormadılar
2011-2015 arasında 25 defa ifade verdiğini anlatan Meriç, “Kitabı ben de bilmiyordum. Düne kadar haberim yoktu. İnternetten ne yazıldıysa onu biliyoruz.” diye konuştu. Ailenin bugüne kadar cinayetle ilgili olarak Fethullah Gülen hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığı öğrenildi.
‘Kafamızdaki projeydi’
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı, cinayetin aydınlatılması için 2013 yılında özel bir ekip görevlendirerek bölgeye gönderdi. Cinayet konusunda uzman polislerden oluşan ekip, kitap iddiasını da araştırdı. Haydar Meriç’le beraber kitap yazacağı iddia edilen M.K., o dönemde verdiği ifadesinde “Gülen cemaatiyle ilgili hiçbir kitap ve dergi çalışmamız yok. Sadece yazmayı düşündük ancak somut hiçbir bilgi yoktu. Sadece kafamızda kalan bir projeydi.” dedi.
Parayı çekti, kayboldu
Emekli öğretmen Haydar Meriç, 31 Mayıs 2011 tarihinde öğle saatlerinde bankadan para çekti. Öğleden sonra ise kayıplara karıştı. Domuz bağı yöntemiyle bağlanan ve 30 kilo ağırlıkla denize atılan Haydar Meriç’in cansız bedeni, 18 gün sonra Düzce’nin Akçakoca sahilinde balıkçılar tarafından bulundu. 5 yıl boyunca bu cinayete sessiz kalan iktidar yandaşı medya, dün ‘paralel’ fikrini buldu.
Husumeti yoktu, tehdit almıyordu
Ağabeyinin kimseyle husumetli olmadığını, tehdit alan biri de olmadığını kaydeden Hikmet Meriç, “Tehdit alsa bize ve arkadaşlarına söylerdi. Kimseye söylemedi. Gözaltına alınanlar suçu kanıtlanmadığı, delillere ulaşılamadığı sürece suçsuzdur. Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum. Gözaltına alınanlar yapmıştır demiyorum.” diye konuştu. Hikmet Meriç, kardeşinin bankalara o dönemde 60 bin lira borcu olduğunu, bunu ailesinin kapattığını ifade etti.
Avcı paralele bağladı, Erdoğan sahiplendi
Haydar Meriç cinayetini paralel safsatasına bağlayan ilk kişi, eski emniyet müdürü Hanefi Avcı olmuştu. Avcı, 12 Aralık 2015 tarihinde, hiçbir somut delil ortaya koymadan “Gazeteci Haydar Meriç ve Hablemitoğlu cinayetlerinin, paralel yapı bağlantısı olabilir. Bu iki cinayete dikkat edilmeli.” iddiasında bulundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da iki gün sonra Avcı’nın bu açıklamasını sahiplenerek, “Bununla ilgili çalışma yapılmasında fayda var.” diye konuştu.
‘Bu yayınlar nefretle izah edilir’
Fethullah Gülen Hocaefendinin avukatı Nurullah Albayrak ise Haydar Meriç cinayetinin müvekkiline bağlanmasına sert tepki gösterdi. Gülen aleyhinde onlarca kitap ve köşe yazısı yazıldığını, söylenmemiş hiçbir şey bırakılmadığını belirten Albayrak, bunlara karşı hukuki hakların kullanılmasından başka bir işlem yapılmadığını anlattı. Albayrak “Bu son iddia, hukuki kriterle değil sadece nefretle izah edilebilir. “ diye konuştu.
Yalan ve iftirada sınır tanımıyorlar
İktidar yanlısı medya, bugüne kadar tekzip edilen yüzlerce yalan habere imza attı. Hizmet Hareketi’ni karalamak için her seferinde yeni bir yalana başvuran yandaş medya, asparagasların ortaya çıkmasından da rahatsız olmuyor. Sözde “Sümeyye suikasti, Kabataş’ta başörtülü bacıya saldırı, 7 bin kişi dinlendi, Mossad’la çalışıyorlar, Dolar’ları kim topladı” gibi haberleri belgelerle yalanlanan medya, Türk basın tarihine utanç vesikaları olarak geçti. Hizmet Hareketi’nin terör örgütü olduğu yalanına inandıramayan yandaş medya, son olarak Kırklareli’nde 2011’de işlenen faili meçhul cinayete sarıldı.
Yalan haber, tazminata mahkum olmuştu
İktidar medyasının yalanlarından biri de Cumhurbaşkanı’nın kızı Sümeyye Erdoğan’a suikast düzenleneceğine dair haberdi. Akşam Gazetesi, ‘Umut Oran ile Fuat Avni/Emre Uslu’ ve ‘Sümeyye Erdoğan’a suikast’ haberleri için mahkeme gazeteyi Oran’a 6 bin TL tazminat ödemeye mahkum etmişti.
Akşam gazetesi, birbirlerini takip etmedikleri için imkansız olmasına rağmen @fuatavni isimli hesap ile Umut Oran’ın twitterdaki kullanıcı adı olan @UmutOranCHP arasında 140 karakter sınırını da aşan hayali yazışmalar olduğunu öne sürerek, paralel yapının CHP’ye para yardımı yapacağı gibi ‘haber’ler yayınlanmıştı.
Mahkemenin kararı üzerine Umut Oran, “Bu kumpas sadece bana değil 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde benim üzerimden CHP’ye de yapılmış büyük bir saldırı idi. Akşam, Güneş, Star ve daha sonra Sabah ve Takvim’in yaptığı bu yayınlar aslında anayasal düzene, parlamenter sisteme, demokratik düzenimize yapılan birer saldırı idi. Bana yönelik kurulan bir kumpas, çirkin bir iftira idi. Alçakça senaryonun ceza davasının ardından hukuk mahkemesinde de saptanması sevindirici bir gelişme.” ifadelerini kullanmıştı.