• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Manşet

Türkiye herkesle sorunlu ülke olmaktan kurtulmalı

Haziran 6, 2016
in Manşet, RÖPORTAJ
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

Karar yeni dönemin habercisi

Alman Meclisi’nde alınan “soykırım“ kararının Türkiye-Almanya ilişkilerinde bir yara izi bırakması kaçınılmaz. Bu yara izinin ne kadar derin olacağı ise iki tarafın bundan sonraki gelişmeleri nasıl yöneteceklerine bağlı. Karar, sadece Türkiye-Almanya ilişkilerinde değil, genel olarak Türkiye’nin öteki ülkelerle ilişkilerinde yeni bir dönemin habercisi olabilir. O da bir ülke uluslararası ilişkilerde yalnızlığa düşünce, buna benzer durumlarla karşılaşma ihtimalinin artmasıdır. Bir ülke güçlü ve dostluğu aranan bir ülke olursa, öteki ülkeler onu rahatsız etmekten çekinirler. Çok sayıda ülkeyle şu veya bu şekilde sorunu olan ülkeler ise daha kırılgandırlar. Bu nedenle Türkiye’nin bir yolunu bulup bu kadar çok sayıda ülke ile sorunlu olmaktan bir an önce çıkması gerekir.

AK Parti kurucusu ve eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Alman Meclisi’nin 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanıyan kararıyla ilgi gelişmelerin iyi yönetilememesi halinde dış politikada yeni kırılmalar yaşanabileceğini söyledi. Kararın uluslararası hukukta geçerliliği olmadığını; ancak yeni siyasi baskıları getirebileceği uyarısında bulunan Yakış, “Türkiye Almanya’ya karşı başka ülkeleri tavır koymaya teşvikten kaçınmalı, yapamayacağı şeylere kendine angaje etmemeli.” dedi. Yeni Hayat’a özel mülakat veren Yakış’ın dış politikadaki gidişatla ilgili tespit ve önerileri şöyle:

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Selahattin Demirtaş, AİHM kararına rağmen tahliye edilmedi

Gazeteci Altan Öymen hayatını kaybetti

Hasta tutuklu oğlu Belediye Başkanı Murat Çalık’ı hastane önünde bekliyor

Soykırımı sadece 3 merci tanımlayabilir

Öncelikle Türkiye, 1915’te Ermenilerin büyük bir trajedi yaşadıklarını inkâr etmiyor. Bir “mukatele” olduğunu, yani karşılıklı olarak Ermenilerin ve Türklerin birbirlerini öldürdüklerini kabul ediyor. Kabul etmediği şey, bunun, “soykırım” olarak tanımlanmasıdır.

Çünkü, hangi tür eylemin soykırım sayılacağı 1948 tarihli BM Soykırım Sözleşmesinde tanımlanmıştır. Anılan Sözleşmeye göre bir eylemi soykırım olarak tanımlama yetkisi sadece üç merciye verilmiştir. Bunlardan biri, soykırımın vuku bulduğu ileri sürülen ülkenin mahkemeleri (yani Ermeni konusunda Türk mahkemeleri); ikincisi Uluslararası Adalet Divanı; üçüncüsü de bu amaçla kurulmuş özel bir mahkeme.

1915 olayları konusunda bu üç merciden herhangi birinin verdiği bir karar bulunmadığına göre, bunlar dışındaki makamlarca alınmış kararların uluslararası hukuk açısından herhangi bir geçerliği yoktur.

Bu açıdan, gerek Alman Meclisi gerek başka ülkelerin parlamentolarınca alınan kararların hukuki geçerliği yoktur. Kararı daha ziyade Türkiye’ye karşı yöneltilen bir siyasi baskı aracı olarak görmek gerekir.

1915’e dair uzun vadelibir stratejimiz yok

1915 olayları Türkiye’de her yıl 24 Nisan yaklaşırken alevlenen ve o fırtına geçtikten sonra tekrar uykuya yatırılan bir konu olagelmiştir. 24 Nisan yaklaşırken ABD Başkanı’nın bu yıl yayınlayacağı demeçte “soykırım” sözcüğünü mü, “büyük felaket” sözcüğünü mü kullanacağına yoksa başka bir sözcük mü kullanacağına bakıyoruz. Kullandığı sözcüğe göre bir tepki gösteriyoruz. Sonra susuyoruz.

Uzun vadeli bir perspektif çerçevesinde bu sorunla nasıl baş etmeyi düşündüğümüzü açıklayan bir stratejimiz yok. Türkiye, Osmanlı arşivlerindeki ve öteki ülkelerin arşivlerindeki belgelere dayanarak bu konuda 1915 yılında tam neler olduğunu dünya kamuoyuna anlatmayı hedeflemeli ve bunu yapabilecek kendi bilim adamlarına gerekli her türlü imkânları sağlamalıdır.

Kitaplarımızın sayısı da bilimselliği de yetersiz

Ermeniler bu konuyu I. Dünya Savaşı günlerinden beri sürekli işliyor ve gündemde tutmaya çalışıyor. Şimdiye kadar Ermeniler bu konuda binlerce kitap ve on binlerce makale yayımlamışlar. Türk yazarların yayımladıkları kitapların hem sayısı hem de bilimsellik ve içerik açısından çok yetersiz. Veya bu açılardan yeterli olan kitaplarımızın sayısı çok az. Bu kitapların çoğu Türkçe; Türk’ün Türk’ü ikna etme çalışması neviden kitaplar.

Ermeni diasporasının bu işe harcadığı paralar yüz milyonlarca dolarla ölçülürken Türkiye’nin bu işe tahsis ettiği para da çok kısıtlı. Şimdiye kadar Ermeni aktivistlere karşı bireysel savaşım veren Türk vatandaşları devletimizin elde ettiği başarılardan daha fazlasını elde etti. Doğu Perinçek’in AİHM’de İsviçre’yi, Prof. Baskın Oran’ın kızı Sırma Oran-Martz’ın Fransız vatandaşı bir Ermeni’yi mahkûm ettirmesi iki örnek mesela.

Almanlar neden o zaman tavır almadı?

Alman Federal Meclisinin 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen kararı, benzer kararlar alan ülkeler kervanına bu kez Almanya’nın da katıldığını gösteriyor. Ancak Almanya’nın bu konuda özel bir konumu var: 1915 olaylarının vuku bulduğu tarihlerde Osmanlı ordusunda birçok birliğin komutanı Almandı ve Osmanlı makamlarının aldıkları Ermenileri tehcir kararına karşı tavır almaları mümkündü.

Ama o tarihlerde böyle bir tavır almayı gerekli görmemişlerdi. Böyle bir tavır almak için 101 yıl beklemiş olmaları, ya o tarihteki tutumlarının samimi olmadığını veya şimdiki tutumlarının samimi olmadığını ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin yalnız kaldığı bir dönemde alındı

Alman parlamentosunun aldığı kararda Türkiye’nin bir dühûlü yok. İlişkilerin böyle bir duruma düşürülmesinde sorumluluğun tamamı bence Almanya tarafında. Türkiye’nin şanssızlığı ise böyle bir duruma uluslararası ilişkilerde yalnız olduğu bir dönemde yakalanmış olmasıdır. Veya Almanya’nın böyle bir adım atmak için Türkiye’nin yalnız olduğu ve uluslararası ilişkilerde irtifa kaybetmekte olduğu bir dönemi seçmiş olmasıdır. Bu verileri kolayca değiştiremeyiz.

Karara ilişkin 3 talihsizlik var

Böyle bir kararın Almanya gibi Ermeni tehcirine şu veya bu şekilde kendisi de bulaşmış bir ülkenin meclisinde alınmış olması talihsizliktir. İkinci talihsizlik böyle bir kararın Güney Batı Afrika’da Namibya’da 1904 ve 1908 yıllarında soykırım uygulamış bir ülkenin meclisinde alınmış olması. Ermeni tehcirinden sadece 7 yıl önce gerçekleştirilen o soykırım, Namibya’nın Herero kentindeki nüfusun yüzde sekseninin, Nama kentindeki nüfusun ise yüzde ellisinin yok olmasına sebep oldu. Bu olay BM’nin resmi belgelerine de yansımıştır. Üçüncü talihsizlik, bu kararın İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudileri, hiçbir suç işlemedikleri halde sadece Yahudi oldukları için soykırıma tabi tutmuş olan bir ülkenin parlamentosunda alınmış olması. Burada belki Almanya, soykırım suçu işlemede kendisine ortak arama gayreti içinde olabilir.

Cezayir, fransa’ya karşı soykırım hamlemizden rahatsız olmuştu

Krizi yönetirken Türkiye’nin kaçınması gereken bir iki hususu burada zikretmek isterim. Bunlardan biri başka ülkeleri Almanya’ya karşı tavır koymaya teşvik etmekten kaçınmaktır. Geçmişte Fransa kendi parlamentosunda Ermeni konusunda benzer bir karar geçirmeye çalışırken Türkiye de Paris’in Cezayir’de yaptıklarını gündeme getirmişti. Fakat Cezayirli yetkililer Türkiye’nin Fransa ile Cezayir arasına girmesinden rahatsız olduklarını dile getirmişler bu işe karışmamasını istemişlerdir. Türkiye bu kez de Almanya ile başka ülkeler arasındaki ilişkilere müdahil olduğu anlamına gelecek tavırlardan kaçınmalıdır. O ülkelerle Almanya arasındaki ilişkileri o iki ülkenin makamlarına bırakmalıdır. Türkiye’nin Almanya ile krizi yönetirken kaçınması gereken ikinci husus, yapamayacağı şeylere kendisini angaje etmemektir. Zaman içinde o söylediklerini yapamadığı takdirde hem ülke içinde hem de uluslararası alanda zor durumda kalır.

Rusya ile krizde top Türkiye’nin sahasında

Türkiye-Rusya ilişkilerinde bana göre top Türkiye’nin sahasında. İlk adımı Türkiye’nin atması gerekir. Bununla Türkiye Rusya’nın tüm şartlarını derhal kabul etmelidir demiyorum. Ancak bir yumuşama sürecinin başlatılması lazım. Sonra da o sürecin hassasiyetle yönetilmesi lazım.
ABD ve Almanya ile yaşanan krizler

ABD ve Almanya ile ilişkilerimizin içinde bulunduğu durum, sadece Türkiye’nin Ortadoğu politikalarından kaynaklanmıyor. Onunla ilgili boyutları da vardır; ama çoğu o ülkelerle ilişkilerimizin kendi dinamiklerinin sonucudur. Örneğin ABD ile ilişkilerimizde PYD’ye bakış açımızdaki fark şimdiki durumun en önemli faktörü olmakla birlikte, bu sorun yokken de ABD ile fikir ayrılığı içinde olduğumuz birçok başka konu vardı. Almanya ile Ermeni konusundaki kriz Ortadoğu politikamızdan bağımsızdır.

ABD ile PYD krizi sürpriz değil

Türkiye ile ABD arasında PYD konusunda yaşananlarda benim için bir sürpriz yok. Bölgeyi ve ABD politikasını doğru okuyabilen gözlemciler için de bir sürpriz olduğunu sanmıyorum. Türkiye Suriye özelinde ABD’yi kaybeder mi? Eğer Türkiye ABD’nin PYD politikasını doğru okuyabilirse ve ABD karşısındaki pazarlık gücünü yanlış hesaplamazsa kaybetmez.

Milliyetçi söylem tırmanışta

Son yıllarda milliyetçi söylemlerin daha sıkça dile getiriliyor olmasının birden fazla nedeni olduğunu düşünüyorum. Bunlardan birincisi Avrupa’da İslamofobi’nin yükselişte olması. İslam dinine yöneltilen haksız eleştiriler, halkının çoğunluğunun Müslüman olduğu ülkelerde milliyetçi söylemlerin artmasına neden olabilmektedir. İkincisi de Türkiye’de AK Parti’ye MHP tabanından oy cezbetmek veya AK Parti tabanından MHP’ye muhtemel kaymaları önlemek için de milliyetçi söylemlere itibar ediliyor olabilir.

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Perth’de yine köpek balığı dehşeti

SONRAKİ HABER

Avustralya’da 11 saat 23 dakika ile en kısa oruç tutulacak

BENZER HABERLER

Demirtaş’tan Erdoğan’a: Sorun sensin, düş artık bu halkın yakasından
Manşet

Selahattin Demirtaş, AİHM kararına rağmen tahliye edilmedi

Temmuz 19, 2025
Gazeteci Altan Öymen hayatını kaybetti
Manşet

Gazeteci Altan Öymen hayatını kaybetti

Temmuz 19, 2025
Hasta tutuklu oğlu Belediye Başkanı Murat Çalık’ı hastane önünde bekliyor
Manşet

Hasta tutuklu oğlu Belediye Başkanı Murat Çalık’ı hastane önünde bekliyor

Temmuz 19, 2025
Yunus Emre Vakfı’nda soygun: Tek çalışanlı şirkete 59, rezervasyona 100 milyon
Gündem

Yunus Emre Vakfını böyle soymuşlar: Bir çalışanı olan şirkete 59 milyon ödenmiş

Temmuz 19, 2025
Öcalan’ın toplatılan kitabı Devlet Bahçeli’nin Yardımcısı MHP’li Feti Yıldız’ın masasında
Gündem

Öcalan’ın toplatılan kitabı Devlet Bahçeli’nin Yardımcısı MHP’li Feti Yıldız’ın masasında

Temmuz 18, 2025
Kız Çocukları Davası’nda karar duruşması bugün yapılacak
Manşet

Kız Çocukları Davası’nda karar duruşması bugün yapılacak

Temmuz 18, 2025
    • All
    • Manşet
    Demirtaş’tan Erdoğan’a: Sorun sensin, düş artık bu halkın yakasından
    Manşet

    Selahattin Demirtaş, AİHM kararına rağmen tahliye edilmedi

    by adminzaman
    Temmuz 19, 2025
    0

    AİHM’in üçüncü kez ihlal kararı vermesine rağmen Kobani davası sanıkları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tahliye talebi mahkemece reddedildi. Paylaş...

    Gazeteci Altan Öymen hayatını kaybetti

    Gazeteci Altan Öymen hayatını kaybetti

    Temmuz 19, 2025
    Hasta tutuklu oğlu Belediye Başkanı Murat Çalık’ı hastane önünde bekliyor

    Hasta tutuklu oğlu Belediye Başkanı Murat Çalık’ı hastane önünde bekliyor

    Temmuz 19, 2025
    Yunus Emre Vakfı’nda soygun: Tek çalışanlı şirkete 59, rezervasyona 100 milyon

    Yunus Emre Vakfını böyle soymuşlar: Bir çalışanı olan şirkete 59 milyon ödenmiş

    Temmuz 19, 2025
    Öcalan’ın toplatılan kitabı Devlet Bahçeli’nin Yardımcısı MHP’li Feti Yıldız’ın masasında

    Öcalan’ın toplatılan kitabı Devlet Bahçeli’nin Yardımcısı MHP’li Feti Yıldız’ın masasında

    Temmuz 18, 2025
    Kız Çocukları Davası’nda karar duruşması bugün yapılacak

    Kız Çocukları Davası’nda karar duruşması bugün yapılacak

    Temmuz 18, 2025

    İLETİŞİM

    info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

    Sydney Ofisi telefonu

    +61 02 96496006

    27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

    AVUSTRALYA REHBERİ

     

      • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
      • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
      • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
      • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER

    Welcome Back!

    Login to your account below

    Forgotten Password?

    Retrieve your password

    Please enter your username or email address to reset your password.

    Log In

    Add New Playlist

    No Result
    View All Result
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER
      • UZAK DOĞU
      • AVRASYA
      • AVRUPA
      • AMERİKA
      • AİLEM
      • TEKNOLOJİ
      • KONUK YORUM