Belediye kararının hukuka, Yargıtay içtihadına, insan haklarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çekildi. İnsanlık dışı uygulamayla çocukların hedef alındığı vurgulandı.
Niğde Belediyesi’nin Özel Sungurbey Koleji’nin suyunu kesme kararı, okuldaki insanları “yok etme” amacı taşıdığı gerekçesiyle ihtiyati tebdir kararı verilmesi için yargıya taşındı.
Niğde Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yapılan başvuruda söz konusu belediye kararının gerek iç hukuk gerekse uluslararası sözleşmelerde insan hakları ihlali anlamı taşıdığına dikkat çekildi. Başvuru dilekçesinde, “Ülkemizin de taraf olduğu birtakım uluslararası sözleşme maddeleri de su hakkının en temel insani bir ihtiyaç olduğunu ve bu hakka erişimin engellenmeyeceğini belirtmiştir” denildi.
TRAJİKOMİK GEREKÇE
Bünyesinden 5 adet eğitim kurumu barındıran ve 600 öğrenciye eğitim ve öğretim hizmetinin sunulduğu Özel Sungurbey Eğitim Kurumları A.Ş. adına mahkemeye başvuru Avukat Okan Yıldırım tarafından yapıldı. Başvuru dilekçesinde belediyenin 12 Ekim 2015 tarihinde okulların su ihtiyacının tedariki amacı ile sözleşme imzalandığı hatırlatıldı. 18 Haziran 2016 tarihinde ise belediyenin “Niğde Üniversitesi Merkez Yerleşkesinde oluşan basınç ve debi sıkıntılarından oluşan sebeplerden” şeklinde gülünç bir gerekçe ile keyfi şekilde okulun suyunu kestiğine vurgu yapıldı.
Böyle bir sorun olsa bile belediyenin görevinin abonenin suyunu kesmek değil gerekli tedbirleri almak olduğunun anlatıldığı dilekçede, bu kararın birçok yönü ile kanuna, insan haklarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtildi.
YARGITAY KARARLARI VAR
Dilekçede Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin “Borcu bulunmayan şahsın, tekeli elinde bulunduran kurumun sözleşme yapmaması nedeniyle mağduriyeti sonucunu doğurur ki bununda kabulü mümkün değildir” ve “Kamu kuruluşlarının kamu hizmetlerini vatandaşlara, yasa ve yönetmeliklere uygun bir şekilde eşit ve farklılık yaratılmaksızın sunulması gerekir” şeklindeki kararları da hatırlatıldı.
ÇOCUKLAR HEDEF ALINDI
Dilekçede belediyenin tasarrufunun hiçbir çağdaş hukuk prensibi ile açıklanamayacağı da kaydedilerek “Belediye keyfi olarak insanların en temel yaşam gereksinimi olan suyunu kesmiştir. Davalı kurumun tasarrufunun vicdani yönden de herhangi bir savunması ve açıklaması yoktur. Anayasa’nın 56. maddesi ‘‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir…..” denilmektedir. Takdir edileceği gibi su olmadan sağlık veya dengeli bir çevre olmayacağı gibi yaşam dahi olamaz. Davalı belediyenin bu tasarrufu açıkça bir kurumu personeli ile beraber yok etme ve yıldırma amacı gütmektedir. Davalı belediye yetkilileri anayasamızı ihlal ettiği gibi anayasal bir suç da işlemektedirler. Yine Anayasasının 42. maddesi ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’ maddesine de aykırıdır. Davalı kurumun tabiri caiz ise gözü dönmüş ve okullarda eğitim gören çocukları hedef almıştır.”
İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİ AYAKLAR ALTINDA
Belediye kararı ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ndeki “Herkesin gerek kendisine gerekse ailesi için beslenme, giyim, barınma, sağlık ve öteki sosyal hizmetler de içinde olmak üzere; sağlığını ve güvenini sağlayacak, uygun bir yaşam düzeyine hakkı vardır” ifadelerinin yer aldığı 25. maddesinin de ayaklar altına alındığı belirtildi.
Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin çiğnendiği ifade edildi. Başvuruda okulların sularının kesilmesi kararının Avrupa Sosyal Şartı ile bağdaşmadığına vurgu yapıldı. Dilekçede Avrupa Sosyal Şartı’nın 11. maddesinin ihlal edildiği kaydedilerek, belediyenin verdiği kararla okuldaki sağlıklı yaşama olumsuz etki yaptığına dikkat çekildi.