Alman Dışişleri Bakanı Frank- Walter Steinmeier, Türk vatandaşlarına vize serbesliği için Türkiye’nin yerine getirmesi gereken şartlar olduğunu söyledi. Steinmeier, darbe girişimi sonrası görevden alınan onbinlerce memurun darbe ile bağlantısının düşünülemeyeceğini ifade etti.Türkiye’nin “Ekim’e kadar vize muafiyeti olmazsa Avrupa Birliği ile yapılan mülteci anlaşması iptal olur“ açıklamasında cevap veren Almanya Dışişleri Bakanı Frank- Walter Steinmeier “Vize muafiyeti için Türkiye’nin yerine getirmesi gereken sorumluluklar var.Türkiye şartları yerine getirmeden vize muafiyeti konuşulamaz“ dedi.
Türkiye ile AB arasında 2013 yılında varılan anlaşmaya göre Türkiye, Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapması gerekiyor. Ankara bunu reddederken mülteci krizinin önlenmesinde aldığı sorumluluk karşılığında vize serbestliğinde kolaylık talep ediyor.Şartların taraflar tarafından bilindiğini ve Türkiye’nin kararlaştırılan ön şartları yerine getireceğine dair söz verdiğini hatırlatan Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier, “Şuan bütün şartlar yerine getirilmedi ve Türkiye’nin önünde yapacak işler var. Avrupa Birliği Komisyonu sürecin sonunda incelemesini yapacak. Burada kesin birşey var ki ortak bir çözüm yolu bulmak hem Türkiye’nin hem de AB’nin çıkarına. Karşılıklı ültimatom vermek ve tehdit etmek içi tarafada katkı vermiyor“ ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin AB ile yaptığı mülteci anlaşmasını iptal etmesi durumunda AB’nin alternatifinin olup olmadığı yönündeki soru üzerine Steinmeier, “Anlaşmaya uymamız gerekiyor. AB, Türkiye’ye mültecilerin konaklaması, okul eğitimi için para yardımı yapıyor ve Ankara’da mültecilere sahip çıkıyor. Türkiye kısa sürede aşırı yüksek sayısıda mülteci kabul etti ve bu saygıyı hak ediyor. Bu tartışmalar arasında kaybolmamalı“ dedi.
Rhenische Post’a konuşan Steinmeier “Türkiye’de darbe girişiminden sonra gazeteciler ve bilim adamları tutuklandı. Türkiye dışına seyahat etmeleri yasaklandı. Türk Cumhurbaşkanı idam cezasının tekrar getirilmesini istiyor. Ordu’da temizlik yapılıyor. Böyle bir ülkeyle AB üyelik müzakerelerini dondurmamalı mı?“ sorusuna Dışişleri Bakanı Steinmeier “Türkiye’ye karşı söylemlerimizde açık sözlüyüz. Fikir ayrılıklarının olduğu yerde açık yüreklilikle iletişime geçiyoruz. İdam cezasıda bunlardan birisi. İdam cazası Avrupa değerleri ile uyuşmuyor ve geri getrilmesi halinde üyelik müzakerelerini etkiler“ uyarısını yaptı.
Onbinlerce öğretmen, memur, hakimin darbeyle bağlantısı düşünülemez
Türkiye’de yaşanan darbe grişimi hakkında “Darbe grişiminin arkasında Gülen Hareketi mi var?” sorusuna ise Steinmeier “Türk hükümetinin darbe girişimini yapanlara yönelik yasal ve siyasal önlemler alması en doğal hakkı. Türkiye darbe gecesi uçurumun kenarındaydı, darbe girişimi önlendiği için mutluyum. Ancak şu ana kadar alınan önlemlerin bazıları ölçüyü aşıyor. Darbeyle doğrudan ilişkisi kesin olmayan on binlerce memur, öğretmen ve hakimlerin ihraç edilmesi, binlerce okulun ve eğitim kurumunun kapatılması ve çok sayıda gazetecinin tutuklanması olamaz. Türk hükümeti darbe girişiminin arkasında Gülen hareketinin olduğu açık şekilde dile getirdi. Bizim beklentimiz, hukuk devletine yakışır bir süreç içerisinde sorumlu olanların tespit edilmesi” cevabını verdi.
Gabriel: Vizesiz seyahat olup olmayacağı Türkiye’ye bağlı
Başbakan Yardımcısı ve SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa’ya seyahat edip edemeyeceklerinin Türkiye’ye bağlı olduğunu söyledi. Türkiye’nin idam cezasının geri getirilmesi tartışmalarıyla AB’den uzaklaşma eğilimi gösterdiğini belirten Gabriel, temel hakların tartışmaya açılamayacağını ve bunların kabul edilip uygulanması gerektiğini söyledi. Gabriel ” Bu standartları uygulamak ya da daha da kötüleştirmek Türkiye’ye bağlı. Vize serbestisi olup olmayacağı Türkiye’ye bağlı. Almanya ve Avrupa hiçbir koşulda şantaja maruz kalmamalı” dedi.
Oettinger: Türkiyer için indirime gidilmeyecek
Avrupa Birliği Komisyonu Üyesi Günther Oettinger, Türkiye’nin Ekim ayına kadar vize serbestliği talebini redderek, “Vize serbestliği sadece şartlar yerine getirilmesi halinde olur. Türkler için şartlarda indirime gitmeyeceğiz” açıklamasını yaptı. Yeşiller Partisi Meclis Grubu Başkanı Katrin Göring- Eckardt ise sığınmacılar üzerinden AB’nin tehdit edilmesinin engellenmesi için Türkiye’ye bağımlılıktan kurtulunması gerektiğini ileri sürdü. Göring- Eckardt “Bunun için sığınmacıları Avrupa’ya ulaştıracak yasal ve güvenli erişim yolları oluşturulmalı. Mutabakat yoluyla Erdoğan’a teslim olmak başından yanlıştı” dedi.
Vize serbestliği baskı ve tutuklama tehdidi altındaki vatandaşlara yardım edecek
Türkiye ile yürürlükte olan Mülteci Anlaşması’nın iptal edilmesi halinde bunun kaos oluşturacağını söyleyen Avrupa İstikrar İnsiyatifi (ESI) Müdürü Gerald Knaus, “Bu Türkiye ile gerçekleştirilen geri kabul anlaşmasının yürürlükte olmayacağı ve Türkiye’den Yunan adalarına gelen herkesin AB’de kalacağı anlamına geliyor. Böylece Ege üzerinden tehlikeli yolculuğa çıkan mültecilerin sayısı artar.“ dedi. Türkiye’de olağanüstü hal olduğunu ve AB’nin talep ettiği terör tanımında değişikliğin mümkün olmadığını ileri süre Knaus, vize serbestliği olması halinde Türkiye’de tutuklanma tehlikesi yaşayan insanlara yardım edilmiş olacağını dile getrdi. “Türk vatanadslarına vize mecburiyeti 1980 darbesi sonrasında getirildi. Vize mecburiyeti ile Türkiye’de tehlike altındaki Türk vatandaşlarının AB’ye seyahetinin engellenmesi AB’nin yanlış bir politikası. Eğer AB, Türkiye’de muhalefeti ve sivil toplumu desteklemek istiyorsa vize politikası yanlış. Vize serbestliği AB’ye olan güveni artıracaktır“ dedi.