Zaman Avrupa Yazarı Mahmut Çebi yazısında cezaevinden gelen bir mektubu paylaştı.Hizmete yönelik cadı avının mağdurlarından birinin anne ve babasına yazdığı mektup
Zulümde açan sabır çiçekleriTürkiye’de hapishaneler zaten doluydu. Hizmete yönelik cadı avının kitlesel tutuklamalara dönüşmesiyle kapasite iyice aşılmış bulunuyor. Bazı hapishanelerde doluluktan dolayı yatak yetmediği için mahkumların vardiyalı uyuduğu ifade ediliyor.Bu olumsuz duruma rağmen hapishanelerin sürpriz ve sıra dışı misafirleri olan Hizmet Hareketi mensupları girdikleri hapishanelere farklı ve huzurlu bir hava getiriyorlar. Onların masum ve tevekkül dolu halleri diğer mahkumları olumlu da etkilediği, hapishaneyi Medreseyi Yusufiye’ye dönüştürdükleri, anı güzelleştirerek yaşam memnuniyetine sebep oldukları ifade ediliyor.Bugün sizinle Almanya’nın Ulm şehrinde yaşayan abimize, Türkiye’de hapiste olan kızından gelen mektubu paylaşmak istiyorum. Vatan aşkı, sabır ve iman kokan mektup, merhameti sonsuza tevekkülün güzelliğini her yönüyle yansıtıyor. Mektup 24.06.2016 Cuma günü yazılmış. Üstünde “Erzincan T Tipi kapalı Ceza infaz Kurumu Mektup okuma Komisyonu-GÖRÜLMÜŞTÜR” ifadesi var. Sizler tarafından da görülmesi ve Allah’ın bu zulümleri en kısa zamanda bitirmesine vesile olması dileğiyle mektubu ilginize arz ediyorum.“Sevgili Anneciğim, Canım Babacığım,Allah’ın rahmeti bereketi ve selamı üzerinize osun. Rabbimden afiyetle ve esenlikte olmanızı niyaz ediyorum. Beni merak ediyorsanız, rabbime çok şükürler olsun ben çok iyiyim. Ben de benimle beraber burada olan ablalarım da iyiler.Bugün 38. günümüzdü. Sayımız 18 kişi olunca, bizi daha büyük bir koğuşa taşıdılar. Hiç bu kadar kalabalık olmazmış, öyle diyor koğuşun ablası. Biz ayağımızı iyi sürtmüşüz galiba. En son Güneydoğu’dan 4 kişi getirdiler koğuşa. Onlar da siyasi oluyormuş.Bu kadar gündür buradayız, hiç bir şey ağrıma gitmedi ama dün o son gelenlerden bir tanesi bize “Siz bizden tehlikeli terör örgütüsünüz” dedi ya, öyle zoruma gitti ki, bilemezsiniz. Bin canım olsa bu vatana hepsini kurban ederim ben. Askerime, polisime sıkılacak olan kurşunun önüne geçerim. Heyhat! Kimlerden ne sözler duyar oldum. “Rabbim!” dedim sustum ama boğazımda düğümler sırı sıra sıralandı. Hani bazen yerin altı üstünden hayırlıdır derler ya öyle bir zamanda mı yaşıyorum acaba dedim.Rabbim bu vatanı ve milleti hainlerin şerrinden korusun. Birliğimiz, dirliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin. Bunu paylaştım diye sakın üzülmeyin. Kızınız dimdik ayakta… Çok şükür koğuştakiler de bana saygılarında kusur etmiyorlar.. Zaten hep duadayım. Rabbim diyorum masum değilim, günahlarım vardır ama mazlumum. Üzerime atılan suçlamaların hiçbirini yapmadım. Madem mazlumla Allah arasında perde yok, o halde bu mazlumların dualarını kabul buyur diyorum.İtikafa giriyoruz. Koğuştakiler itikafın ne olduğunu bilmiyor. Hiç duymamışlar. Anlattık ilgilerini çekti… 2 saatlik bile olsa yapmak istediklerini söylediler. Lütfen siz de onlara dua edin. Buna çok ihtiyaçları var. Biz de inşallah burada olmanın hakkını verir onlara hayırhah oluruz.Hergün Yusuf Suresini okuyoruz. Çok şey öğreniyoruz ondan. Öncelikle en güzel şekilde sabretmeyi… İlim öğrenmeyi, olaylara hikmetli bakmayı… Biliyoruz ki, biz de en güzel şekilde sabredersek Rabbim de bizi peygamberine (as) yapığı gibi aziz kılacaktır. Rabbimin aziz kıldığını da kimse zelil edemez.Sabrın en güzeli de Rabbimle beraberken oluyor… Daha önce de demiştim ya duaya doyamıyoruz diye… Çok şükür giderek artan evradımız var. Her vakit tesbih namazı kılıyorum, tevbe namazı, hacet namazı, nafile namaz da vakit namazlarıyla beraber sürekli kıldığımız namazlar oldu.Bir de her vakit şükür secdesi yapıyor, Rabbime hamd ediyor, tesbih ediyorum. Bugün kısmet olursa bizim için hatim okuyan bir güzel insan için okuduğumuz hatmin duasını ve onunla birlikte 4 hatmin duasını yapacağız inşallah. Rabbim bizleri gönlü güzellerin dualarından eksik etmesin. Her daim dualarımızdasınız, dualarınızda olma duasıyla en güzele emanetsiniz canlarım. Ellerinizden öpüyorum. Sizi çok seviyorum. Tutuklulardan bir tutuklu kızınız. Herkese çok selamlar.”