Tutuklu yazar Aslı Erdoğan, Cumhuriyet için kaleme aldığı mektubunda “Özellikle Cizre’yi anlattığım için evimin özel harekâtçılarla basılmasını, kitaplarımın, yazılarımın tarumar edilmesini, nezarette 3 gün tahtada tutulmamı hak ettiğimi düşünüyorlar” dedi.
Tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Özgür Gündem’in yayın danışma kurulu üyesi, yazar Aslı Erdoğan, kaleme aldığı mektubuna, “Aslında okumadıkları bir yazarı, o yazarın temsil ettiği değerleri hapse tıkmış durumdalar. Kısacası ‘vicdanı’ hem de yargılamadan hatta göz ucuyla bile okumadan silah zoruyla susturma çabası. Ama edebiyat safi vicdan demektir. 18 yıllık köşe yazarlığımda tutarlı bir şiddet ve savaş karşıtıydım ve pek çok başka durumlarda olduğu gibi ‘mağdurun’ yanında durmak benim ana ilkemdir. Kürt-Türk meselesi denen bu meselede bir barış koridoru açmayı kendi çapımda 18 yıldır denedim. Ve denemeye devam edeceğim” diyerek başladı.Erdoğan, mektubunda “Mahkeme esnasında bunun hukukla hiç ilgisi olmayan bir gözdağı operasyonu olduğunu anladım ve o an bütün korkularım geçti. Özellikle Cizre’yi anlattığım için evimin özel harekâtçılarla basılmasını, kitaplarımın, yazılarımın tarumar edilmesini, nezarette 3 gün tahtada tutulmamı hak ettiğimi düşünüyorlar. Ben ise keşke Cizre’yi biraz daha anlatabilseydim noktasına geldim” diye yazdı.
‘Yazılarım barış köprüsü’
Aslı Erdoğan, avukatları aracılığıyla da bir mesaj gönderdi. Erdoğan, “Moralim iyi. Neden burada olduğumu biliyorum. Herkese selamlarımı iletiyorum. Benim yazılarımda sadece düşünce özgürlüğü değil, ‘yargılanan’ vicdan oldu. Önyargılarıyla hapsedilen ‘vicdandır.’ Edebiyat, insana bu vicdanı kurabilmek için vardır. 18 yıldır tutarlı bir biçimde şiddet karşıtlığını savundum ve Özgür Gündem yazılarımı bir barış köprüsü olarak gördüm” dedi. Avukatları Erdoğan’ın tek kişilik müşahede odasında tutulduğu, pazartesi gününe dek kantin kapalı olduğu için ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirtti.