Hakiki bilim ve gerçeklerin her zaman kazandığın belirten Prof. Dr. Karatay, “Sabırla bekledik doğruyu gördük. Kitaplarımda bu konuda yazdıklarım zaten bilinen çalışmalardır. Haklı çıktığım için tabii ki çok mutluyum. 2011 yılından önce de kitabım çıkmadan bunları zaten söylüyordum. ABD’de ortaya çıkan raporun orijinalini biraz önce okudum. Hakikaten şekerli gıda endüstrisi, şekerli içecekler gazlı içecekler endüstrisi, Harvard’tan üç, dört profesöre 50’şer bin dolar ödeyerek şekerin obezite ve kalp hastalığı üzerine hiçbir zararı olmadığını, bütün zararların doymuş yağlar olduğunu ileri sürüp, halka anlattılar. Ne acı ki bunların endüstrinin bir oyunu olduğu ortaya çıktı ve hala da çıkıyor. Gıda endüstrisi çok büyük bir lobi tabii ki. Hatta söz konusu bu profesörlerden birinin ABD İlaç ve Gıda Grubu’nda da görev yaptığını biliyoruz” dedi.
“BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR BAĞIMSIZ OLMALI”
Yapılan bütün bilimsel araştırmaların bağımsız olması gerektiğinini vurgulayan Prof. Dr. Karatay, “Bizler gibi bağımsız hekimler olmalı ve endüstrinin desteklediği hiçbir çalışmaya güvenmemek gerek. Bunu senelerden beri söylüyoruz. Rahmetli Ahmet Aydın Hocamız söyledi, Rasim Küçükusta söyledi. Bağımsız doktorlar olarak, bunu rahat rahat konuşuyoruz. 1960’larda bu konularda bir kontrol yoktu. Ancak 1980’lerden sonra araştırma yapanlara, finansal ilişkilerini açıklama mecburiyeti geldi. Bu nedenle ilaç firmaları da gıda endüstrisi de kendi çıkarları için her istediklerini yaptırtıp, istedikleri rakamları halka sundular. İsveçli bir bilim adamı arkadaşım diyor ki; ‘Rakamlara işkence yaparsanız o sizin her istediğinizi söyler’. Harvard’da çok önemli bir kardiyolog olan George Ban, Afrika’daki Masai Kabilesi üzerinde yaptığı araştırma, bu kabilenin bireylerinin kırmızı et ve yağ tükettiğini ve bunlarda kalp rahatsızlığı olmadığını ortaya koyduğu için kendisini o üniversiteden uzaklaştırıldı” diye konuştu.
“ŞEKER YÜKLEMESİ YAPILAN ÇOCUKLAR KALP HASTASI OLUYOR”
Bir kez daha şekerin ne kadar tehlikeli olduğunun altını çizdiğini belirten Karatay, şöyle devam etti:
“Şeker en tatlı zehirdir. Hatta, ‘Çocuğuma şeker verme’, ‘Bebeğime şeker yükleme’ kampanyası başlattığımız için kadın doğumcularda bana kızdı. Hala da kızıyorlar ama şeker yüklemesi hakikaten çok tehlikeli. Şeker yüklemesi yapılan çocuklar ileride kalp hastası oluyor. O çalışmalarda bunu göstermiş durumda. Yıllar sonra haklı çıkmak mutluluk verici.”
DHA