Bursa’da yürütülen cadı avı kapsamında tutuklanan 17 Aralık TOKİ yolsuzluk dosyasının savcısı Cumhuriyet Savcısı Seyfettin Yiğit, cezaevinde ölü bulundu. Aile intihar iddiasını kesin bir dille reddetti. Savcının çocukları “Babamız şerefli bir savcıydı ölmedi öldürüldü” dedi.
İNTİHAR DEĞİL CİNAYET
Bursa’da yürütülen cadı avı kapsamında tutuklanan yargı mensuplarından biri de 17 Aralık TOKİ yolsuzluk soruşturmasında görev alan savcı Seyfettin Yiğit’ti. Yiğit’in, kaldığı H Tipi Cezaevi tuvaletinde kendini çamaşır ipi ile astığı öne sürüldü. Cansız bedeni koğuş arkadaşları tarafından bulunan Yiğit’in cenazesi Bursa Adli Tıp Kurumuna kaldırılarak otopsi yapıldı. Yapılan otopsinin ardından 4 çocuk babası 50 yaşındaki Seyfettin Yiğit, Emirsultan Cami’nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından, Emirsultan Mezarlığı’na defnedildi.İNTİHAR DEĞİL CİNAYET
Bursa’da yürütülen cadı avı kapsamında tutuklanan yargı mensuplarından biri de 17 Aralık TOKİ yolsuzluk soruşturmasında görev alan savcı Seyfettin Yiğit’ti. Yiğit’in, kaldığı H Tipi Cezaevi tuvaletinde kendini çamaşır ipi ile astığı öne sürüldü. Cansız bedeni koğuş arkadaşları tarafından bulunan Yiğit’in cenazesi Bursa Adli Tıp Kurumuna kaldırılarak otopsi yapıldı. Yapılan otopsinin ardından 4 çocuk babası 50 yaşındaki Seyfettin Yiğit, Emirsultan Cami’nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından, Emirsultan Mezarlığı’na defnedildi.
‘BABAM ŞEHİTLİK MERTEBESİNE ULAŞTI’
Cenaze namazı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Yiğit’in ailesi intihar iddialarına karşı çıkarak, Seyfettin Yiğit’in Gülen Cemaati’yle ilgisi olmadığını Süleyman Efendi’nin talebelerinden olduğunu söyledi. “Cumhurbaşkanımıza ve bize yazdığı mektup henüz ulaşmadı” diyen Seyfettin Yiğit’in kızı Ayça Yiğit, “Basında çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor. Bugün babamın şehitlik mertebesine yükseldiğine inanıyorum. Bu kesinlikle bir intihar değil , cinayettir. Kendisi kesinlikle bunu yapacak birisi değildir. Tamamen dinine bağlı bir kişiydi. Biz onun aklanacağına inanıyorduk ama olmadı, onu elimizden aldılar. Çok bilgisi vardı. Susturulmaya, bastırılmaya çalışıldı. Biz kendisiyle ölmeden bir gün önce görüştük. Kimseden yardım istemiyordu. Bu iki aylık süreçte de yanımızda çok az insan durdu. İnsanlar korkakça yaklaştı. Biz haysiyeti, şerefi ondan öğrendik. Kendisi Cumhuriyet Savcısıydı. Benim de hukuk okumamı istiyordu. Bayrağı bana devretti. O bayrağı dalgalandırmaya da devam edeceğiz. Cezaevi içerisini bize anlatmıyordu. Baskı olup olmadığını bilemiyoruz. Bize yazdığı bir sürü mektup var, bunların da elimize ulaşacağını düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımıza da mektup yazdığını biliyoruz. Mektupları henüz almadık, içeriğini bilmiyoruz fakat onların intihar mektubu olmadığına eminiz” dedi. Seyfettin Yiğit’in 11 yaşındaki oğlu Emiralp Yiğit, “Babam ölmeden bir gün önce görmüştüm. Her yerde intihar diye yazıyor ama onların hepsi yalan, yanlış haberler. Babam ölmedi, öldürüldü. Bu bir cinayettir. Şerefli bir savcıydı” dedi.Setfettin Yiğit’in eşi Ayşe İlknur Yiğit, “Bende emanetleri var, 4 tane evladını onun ilmi ve ahlakı yolunda yetiştireceğim. Hakkım ona sonuna kadar helal olsun” dedi.
17 ARALIK SORUŞTURMASININ TOKİ AYAĞINI YÜRÜTEN SAVCIYDI
Cumhuriyet tarihinin en önemli soruşturma dosyası olarak tarihe geçen 17 Aralık soruşturma dosyalarının UYAP’a yüklenmediği ileri sürülmüştü. Bu soruşturmalardan biri de 2012/125043 sayılı dosyasıydı. Dosyanın 2012’den beri takip edildiğini anlatan soruşturmanın son savcısı Mehmet Yüzgeç, twitterda olayın akışını şöyle anlatmıştı: “Cumhuriyet tarihinin en büyük RÜŞVET ve İMAR yolsuzluklarına ilişkin soruşturma dosyası, ilk olarak 4 Mart 2013’te tarafıma tevzi edilmiştir. 12 Mart 2013’te iddiaların araştırılması için Organize Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmıştır. Emniyet, 28 Mart 2013 tarihli yazısında, konuyla ilgili, BAŞSAVCILIĞIMIZIN da 2012/125043 sırasında soruşturma yürüttüğünü bildirmiştir. (Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç’ın teknik takibini yaptığı, nüfuz suistimaliyle arsaların ucuza kapatıldığı, imar değişiklikleri sağlandığı iddialarını ihtiva eden TOKİ dosyası kastediliyor.) Bunun üzerine ilgili soruşturma dosyası incelenmiş, savcı SEYFETTİN YİĞİT’le yapılan değerlendirme sonucunda, her iki soruşturma evrakı arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan, eldeki evrakın 2012/125043 soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verilmiştir.”
Reza Zarrab, 4 bakan ve üç bakan çocuğunun merkezinde yer aldığı 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları hükümetin müdahalesiyle kapatılmış, savcılar açığa alınmış ardından HSYK kararı ile ihraç edilmişti.