CHP
Grubuna seslenen Kemal Kılıçdaroğlu başkanlık sistemini sert biçimde eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, “Başbakan Binali Yıldırım diyor ki başkanlığın kapısı 15
Temmuz’da açılmıştır diyor. Böylece darbe gecesi sayın Cumhurbaşkanı’nın
“Bu bize Allah’ı lütfu, sonu iyi olacak” derken neyden bahsettiğini
açıklıyor. 241 kişi darbeden sonra Erdoğan başkan olsun diye şehit olmadı.
Şehitlerimize yazıktır, şehitlerimize günahtır” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı konuşmanın
satır başları şöyle: 14 yıldır işsizlik sorununu çözemediler, sayın
Cumhurbaşkanı Bursa’ya gidiyor, 35 yaşında bir kişi işsizim, intihar edeceğim
diyor. Ne iş buluyorlar ne dinliyorlar. Alıyorlar kapının önüne koyuyorlar.
Cumhurbaşkanı da çıkıyor diyor ki; işsizliği önleyemedik, önleyemeyeceğiz
diyor. Asıl konuşması gereken Binali Yıldırım, işsizliği önleyeceğiz diyemiyor.
Kötülüklerin en fenası işsizliktir.
Başbakan diyor ki “Bankalara
sesleniyorum tefeci faizleri indirin” diyor. Gören sanar ki CHP
iktidarda kendisi muhalefet. Sen neden şikayet ediyorsun? Senin hakkın yok ki.Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden
şikayetçi, e indirin kardeşim. Biz mi engelledik? Siz faizleri yüzde 1’e
indirirseniz vallahi de billahi de destek vereceğiz. Ama abileri izin
vermiyor. Merkez Bankası’na bağırıyorlardı “Faizleri indir, indir”
Sonra oturdu “Faizi indirmiyorum” dedi. Öylece kaldılar. Devleti
yönetemiyorlar. Bir yönetici şikayet ediyorsa yönetme iradesini kaybetmiş
demektir. Bakın Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği var. “55 yaşındayım,
son üç aydır konuşmadığımız kadar Cemaat konuştuk. Günlük hayatın normalleşmesi
gerekiyor” diyor. Evet olağanlaşması gerekiyor, bunu yaparsanız biz yine
destekleriz. Yine şikayet ediyorlar. Dolar artıyor, “Her şeyi dolara
bağlamayın” diyor. E kardeşim sen her şeyi dolara bağladın? Köprüyü dolara
bağladın, yolu dolara bağladın. Vatandaş her şeye dolar ödüyor. Sen kalkıyor
diyorsun ki “Her şeyi dolara bağlamayın” Olacak iş mi? Yine teşekkür ediyorum
“Doları artıran CHP’dir” demediler.
ERDOĞAN VE ÇAVUŞOĞLU’NUN EL NUSRA
ÇIKMAZI
Meşru bir organın terör örgütüyle muhatap olmasını da
her zaman eleştiririz. Ama son bir haftadır Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti bir
terör örgütüyle ilişkili konuma getirildi. Dışişleri Bakanımız Mevlüt
Çavuşoğlu, Cenevre’deki bir toplantıya katıldı. Çavuşoğlu bu toplantıdan
ayrıldı açıklama yaptı; “Terörist El Nusra
Halep’ten derhal ayrılmalı” Bunu 15 Ekim’de söyledi, 19 Ekim’de ise
Cumhurbaşkanı “Putin beni aradı, bana dedi ki Halep’in
dışına El Nusra’yı çıkarın. Ben de arkadaşlarıma talimat verdim, El Nusra
derhal çıksın” dedi. Bu ne demektir? Terör örgütünü desteklemek
demektir. Türkiye bugüne kadar gerek içeride gerek dışarıda meşru olmaya hep
özen göstermiştir. Türkiye
tarihinde ilk defa bir Cumhurbaşkanı, Türkiye terör örgütüyle ilişkilendirildi. Yarın
bunları soracaklar, o silahlar kime gönderiliyordu? Cevabı açık, El Nusra’ya
gönderiyorlar.
FRANSA’DAKİ OHAL BİZİMKİYLE
AYNI DİYOR, HAYIR DEĞİL
Fransız Bakan diyor ki “bizim OHAL’imiz sizinkinden
farklı”, bizimki diyor ki “Hayır aynı” elin bakanı bizim ülkeyi Çavuşoğlu’ndan
daha iyi tanıyor.Fransa’daki OHAL, KHK çıkarma yetkisi vermiyor. Dışişleri
Bakanı’nın bundan haberi yok. Fransa’daki OHAL mala mülke el koyma yetkisi
vermiyor, bizde yüzlerce binlerce kurum devlete devredildi. Fransa’daki OHAL
yetkisi hükümete kayyum atama yetkisi vermiyor, biz de her kuruma neredeyse
atandı. Fransa’daki OHAL işten adam atma yetkisi vermiyor bizde 28 bin öğretmen
bir KHK ile işten atıldı. 93 bin personel görevden uzaklaştırıldı, 59 bin kişi
işten çıkarıldı. Fransa ile ne ilişkisi var? Fransa’daki OHAL’de gazetecilerin
tutuklanması, aydınların kovulması söz konusu değil. Bizde topluca yakalandı ve
hapise atıldı. Ya türkü söyleyen radyoyu kapattılar, çocuk televizyonunu kapattılar.
200 gazeteciyi gözaltına aldılar, 26 yayınevi kapatıldı. Gerçekten merak
ediyorum, ya sen BM’ye temsilcin tarafından verilen mektubun ne olduğunu
bilmiyor musun? Sizdeki OHAL ile bizdeki aynı diyor, ya imzaladığın metine bir
bak kardeşim. Neler yazıyor biliyor musunuz? Fransa toplamda 3 biz 13 maddeye
çekince koyduk. Bakın bizim çekince koyduğumuz ama Fransa’nın koymadığı iki
madde söylüyorum: “Tutuklananlara
insani bir biçimde davranmak” biz buna çekince koymuşuz. Ben
gözaltındakilere insani davranmayacağım, işkence yapacağım diyor. Olacak şey
değil.“Adil yargılanma”ya da çekince koymuşuz. Bunları topluca mahkum edeceğiz
diyorlar. Ben de bunları yapamazsınız kardeşim diyorum. Ben bu ülkede özgürlük
istiyorum.
“DARBEYİ AKP YAPTI”
Gazetecileri hapse atıyorlar. Ne yaptı
gazeteciler, silahla adam mı öldürdüler, birini mi yaraladılar? Necmiye Alpay
12 Eylül’de de cezaevindeydi şimdi de cezaevinde. Aslı Erdoğan, dünyaca
tanınmış bir yazar.Kimseyi darbe yapıldığına inandıramazsınız. Darbeyi AKP
yaptı, gazetecileri, yazarları, askerleri hapse attı.
241 KİŞİ SEN BAŞKAN OL DİYE ŞEHİT
OLMADI
18 üniversite kurmak istediler, onadım. Uluslararası
camiada davet ettiler, biz refere ettik. Olimpiyat dediler her türlü desteği
verdik. Ne istediniz de almadınız? Sayın Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı
cevaplamadı, Davutoğlu cevaplamadı, siz teknik bir adamsınız hukuka vakıf
olmasanız bile cevap verirsiniz herhalde. Neleri istediler de siz vermediniz?
Hilmi Özkök darbe komisyonunda konuştu, 2004’te biz
uyardık dedi. Binali Bey bundan rahatsız, “Ne uyardınız kardeşim, karara
bakıyoruz Nur cemaati izlenmelidir” diyor. Aslında kararda Fethullah Gülen’in
de ismi geçiyor, bakın bunu gizliyor. Sayın Başbakan’ın konuşmasından alıyoruz
ki bir yapının terör örgütü olup olmadığına devletin güvenlik raporlarına
değil, AKP ile olan ilişki durumuna bakılarak karar veriliyor.
17-25 ARALIK
Devletin istihbarat raporları var onu dinlemiyorlar,
terör faaliyetlerinin başladığı tarih 17 Aralık diyorlar. 17 Aralık silahlı bir olay değildir,
ayakkabı kutuları vardı, milyonluk saatler vardı, kimsenin elinde silah yoktu.
Kendi sıkıntılarını örtmek için buna “darbe girişimi” diyorlar.
YILDIRIM’IN ‘BAŞKANLIĞIN KAPISI
15 TEMMUZ’DA AÇILDI’ SÖZLERİNE TEPKİ
Başbakan Binali Yıldırım diyor ki başkanlığın
kapısı 15 Temmuz’da açılmıştır diyor. Böylece darbe gecesi sayın
Cumhurbaşkanı’nın “Bu bize Allah’ı lütfu, sonu iyi olacak” derken neyden
bahsettiğini açıklıyor. 241 kişi darbeden sonra Erdoğan başkan olsun diye şehit
olmadı. Şehitlerimize yazıktır, şehitlerimize günahtır.
Ben tek yetkili olursam nasıl her şey bana bağlanır arayışına girdi. Avrupa’yı
kana buladı, dünyayı kana buladı. Bu zat anayasal sınırları içerisine çekilsin,
hükümet kendi işine baksın, medya kendi işine baksın. Kimsenin itirazı yok,
halkın oylarına seçildiniz. Tamam ama devletin her işine müdahale etmeyin. Bu
ülkenin başbakanı var, sen “El Nusra terör örgütü değil” diyorsun, Dışişleri
Bakanı “El Nusra terör örgütü” diyor. Ağrıma giden ne biliyor musunuz? diyorlar
ki “Peşmerge TSK’nın girmesine izin verdi” diyorlar, sonra peşmerge açıklama
yapıyor, izin vermediklerini söylüyor. Ağrıma giden ne biliyor musunuz? Koskoca
Türkiye Cumhuriyeti ordusunun peşmergenin eline verilmiş olması. Eskiden Ortadoğu’da
sorun çıksa başvurulan ülke Türkiye’ydi, şimdi sorunun kaynağı Türkiye. Bir
tane kabile reisi Türkiye’yi eleştirebiliyor.
BAHÇELİ’NİN BAŞKANLIK AÇIKLAMASI
Bahçeli çıkmış “Referanduma gidelim” diyor. Sayın
Bahçeli’den istirhamım, şu açıklama yeterlidir “Biz
bu kişiyi kral yapalım, bir televizyon kanalı da bunu 24 saat yayınlasın, sen
de kurtul ben de kurtulayım”. Bakın arkadaşlar cumhurbaşkanının
partisiyle ilişiği kesilir, tarafsız davranmak zorundadır. Bu cumhurbaşkanı, 23
milyon oy almış başbakana darbe yaptı, devirdi. Yasama ve yargı benim için ayak
bağıdır dedi. Şimdi biz bu adama diyoruz ki “Ettiğin yemini unutacaksın,
Meclisi ve hükümeti yok sayacaksın, anayasa senin istediğin gibi olsun” Yarın
öbür gün biri seni kandırınca ne yapacaksın? Bu kadar yetkiyi niye istiyorsun?
Ya insanda biraz ar, biraz edep olur. Oysa 2013’te şunu söylüyordu sayın
Cumhurbaşkanı “Türkiye parlamenter sistemin tıkır tıkır işlediği bir ülkedir”
diyordu. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bu tıkır tıkır işleyen sistemi
çürüttü.
ONLARIN MAĞDURU RIZA SARRAF
Şimdilerde hangi partilerde kaç Cemaatçi var, kim
Cemaatçi kim değil diye tartışıyorlar. Sayın Binali Yıldırım, ucu nereye
giderse gitsin, her türlü soruşturmaya var mısın? 60’lı yıllar, 70’li yıllar,
80’li yıllar, nereye gidersek gidelim soruşturalım bunları. Darbeyi fırsat
bilip 1 milyonu aşkın sahip çıkıyorum, neden sahip çıkıyorsun diyorlar.
Kandırıldık diyorlar. Sakarya’daki baba, oğlu ilaçları verilmediği için vefat
eden öğretmenin babası “Cumhurbaşkanı kandırıldıysa benim oğlum hayli hayli
kandırılmıştır” diyor. Benim mağdurlarım bunlar, onun
mağduru ise Rıza Sarraf. Amerika’ya gidiyor, herkesle konuşuyor.
“Mağdur oldu. Ne güzel bizim bakanlara rüşvet veriyordu, 700 bin liralık kol
saati alıyordu. Mağdur olduk biz” diyor. Ama ben zindanlara haksız yere atılan
öğretmene, akademisyene, yazara, çizere sahip çıkıyorum. Bizim aramızdaki fark
bu. Biz vicdan diyoruz onlar cüzdan diyor. Biz Berkin Elvan diyoruz, onlar
“Allah Allah bu fayanslar niye kırıldı” diyor.