İşçi Partisi Gölge Hazine Bakanı Chris Bowen: “Ben Anzak törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını tahmin etmiyorum. Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıldönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum” dedi.
Makamında ZAMAN’ı ağırlayan İşçi Partisi Federal Hazine Bakanı Chris Bowen, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gölge Bakan iktidarın ekonomi ve göç politikalarının yanı sıra, Türkiye’deki 17-25 Aralık yolsuzluk rüşvet operasyonu, ‘G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisi ve Anzak Törenleri ile Ermeni Diasporası’nın ‘sözde soykırım’ girişimleri hakkındaki çeşitli sorularımızı yanıtladı.
Zafer Polat-Yunus Sağlam
Ülke ekonomisi ciddi olarak daralıyor, işsizlik rakamları her geçen ay yükseliyor. Federal iktidarın ekonomi politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet siyasi bir oyalama içinde. Bir şeyler yapıyormuş gibi görünmeye çalışıyorlar. Ama aslında hiçbir şey yapmıyorlar. Mesela biz ev fiyatlarının satın alınabilir bir seviyede olmasına büyük bir önem veriyoruz. Özellikle de genç insanların kendi evlerine sahip olabilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bunu gerçekleştirmek için de çeşitli yöntemler uygulayacağız. Ev fiyatlarının pahalılığı konusunda bazı planlarımız var. Bu konuda halen çalışmalarımız devam ediyor. Yakın bir zamana kadar bazı somut açıklamalarımız olacak.
Liberal Parti, Victoria ve Queensland’da seçimi kaybetti. Bu ayın sonunda NSW’de seçimler var. Seçimleri kaybetmelerini temel olarak neye bağlıyorsunuz?
Bu konuda şunu söyleyebilirim ki, Avustralyalı seçmenler çok tepkili. Özellikle de Tony Abbott’a büyük bir tepki var. Bu durum bütün eyaletlerde böyle. İnsanların bir kısmı tepkilerini Victoria ve Queensland eyaletlerinde yapılan seçimlerde İşçi Partisi’ne oy vererek ortaya koydular. NSW Eyalet seçimlerinde İşçi Partisi Lideri Luke Foley’in önünde zor bir seçim var. Çünkü arayı kapatması gereken büyük bir fark var. Ben çok iyi bir sonuç alacağını düşünüyorum. Açıkçası, Federal seçimlerde de çok sıkı bir mücadele olacak ve tabi ki kazanacağımızı ümit ediyorum.
Seçmen eyalet seçimlerinde Liberallere hangi mesajı veriyor?
Seçmenin mesajı çok açık. Seçmen hükümete, ‘Yalan söylemeye bir son verin’ dedi. Tony Abbott seçimlerden önce yalan söyledi. Şimdi de hala yalan söylemeye devam ediyor. Seçmen bu durumdan çok rahatsız. Kamuoyunun kanaati, uzunca süreden bu yana değişmiş durumda. Tony Abbott, Başbakan olduktan hemen sonra anketlerdeki popülaritesi düşmeye başladı. Normalde yeni seçilmiş Başbakanların popülariteleri yüksek olması gerekir. Avustralyalılar Tony Abbott’a çok tepkililer, bu konuda çok haklılar.
BİZİM İKTİDARIMIZDA YILDA 20 BİN SIĞINMACI GELİYORDU, BU İKTİDAR SAYIYI DÜŞÜRDÜ
Federal iktidarın izlediği göçmen politikasına da tepki var. Eski Göçmen Bakanı olarak, hükümetin ‘göçmen politikasını’ nasıl görüyorsunuz?
İşçi Partisi olarak, Avustralya’ya daha fazla sığınmacının gelmesini istiyoruz. Bizim İktidar olduğumuz dönemde sığınmacı sayısını yılda 20 bin kişiye çıkarmıştık. Şimdiki hükümet bu sayıyı düşürdü. Bu sığınmacı sayısının yeniden arttırılmasını istiyoruz. Bunun nasıl gerçekleştirileceğimizle ilgili, ileride bilgi vereceğiz.
İşçi Partisi, NSW Lideri Luke Foley’i, Türklerin yoğun yaşadığı Auburn Bölgesinden milletvekili adayı olarak gösterdi. Bu adımın özel bir anlamı var mı?
Luke Foley, Auburn’da yaşıyor. Orada oturması nedeniyle, bölgeyi temsil etmek için Auburn’dan aday oldu. Bence İşçi Partisi liderinin Auburn’un temsilcisi olması Auburn’da yaşayanlar için önemli bir artıdır. İşçi Partisi Lideri, bölgenizi temsil ettiğinde bölgenizin unutulması yada ihmal edilmesi ihtimali de pek olmaz. Bu Türk toplumu için de iyi bir avantaj yani.
Liberal Hükümet de uzun süreden bu yana liderlik konusu tartışılıyor. Federal iktidarın gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Lider sorununun tabi ki etkileri var. İnsanlar endişe ediyorlar. Gelecek için endişe ediyorlar. Direksiyonda kimin olduğuna dikkat ediyorlar. Bu durum herkesi etkiliyor. Bu belirsizlik, insanları harcamadan alıkoyuyor. İktidar, parti içi mücadeleden dolayı, görevini yerini getiremiyor.
Sizce Liberal Parti’de bu mücadele nasıl sonuçlanır?
Liberal Parti’nin, bu problemi halletmesi lazım. Şahsen Tony Abbott’ın gelecek federal seçimlere kadar Başbakan olarak kalabileceğini zannetmiyorum. Bence Liberal Parti mensupları da Tony Abbott’ın lider olarak kalabileceğine inanmıyorlar. O zaman bir an önce harekete geçmeleri ve bu belirsizliğe bir an önce son vermeleri gerekiyor. Bu ülkemizin iyiliği için de olması gereken şey bence.
Brisbane’da yapılan G20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde ‘yolsuzlukla mücadele’ konusuna çok güçlü bir şekilde vurgu yapıldı. Bilindiği üzere AKP Hükümeti’ne de, 17-25 Aralık ‘yolsuzluk ve rüşvet’ operasyonu yapıldı ve dört bakan görevden alındı. Bu yılki zirveye de Türkiye ev sahipliği yapacağı için G20 Türkiye Zirvesi’nden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
G20 Zirvesi’nde diğer konularla beraber yolsuzluk da ele alındı. Tabi ki Türkiye’de yaşanan yolsuzluklarla ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim ki, dünya devletleri yolsuzlukları hükümetlerinden temizleyebildikleri ölçüde daha iyi bir dünyamız olur. Çünkü her hangi bir ülkedeki küçük bir yolsuzluk olayı bile diğer ülkeleri de olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü dünya ülkeleri birlikte iş yapıyor, ticarete giriyorlar. Yani yolsuzluk çok kötü bir şey ve bu bütün ülkeler için geçerli. Rakamların büyüklüğünün ya da küçüklüğünün bir önemi yok. İşin özü şudur ki, yolsuzluk çok kötü bir şey.
ADI RÜŞVETE BULAŞAN İKTİDARLAR KOLTUĞU HEMEN TERK ETMELİDİR
Geçen sene NSW Başbakanı Barry O’Farrell’in siyasi hayatı 3 bin dolarlık hediyeden dolayı son buldu.
Tabi ki. Çok az bir miktar bile olsa, bir parayı rüşvet olarak aldığınız zaman kendi halkınıza, toplumunuza ihanet etmiş olursunuz. Onları hayal kırıklığına uğratmış olursunuz. O zaman o koltukta olmamalısınız. Bu miktar bir dolar da olsa, bir trilyon dolar da olsa aynı şey.
AKP Hükümeti, ülkenin en büyük üçüncü katılım bankası olan Bank Asya’nın yönetimini gasp etti. Merkez Bankası başkanına baskı yapıyor. Hükümetlerin, bankacılık sistemiyle nasıl bir ilişki içinde olması lazım?
Finans konusunda her ülke kendi sistemine sahiptir. Avustralya 20 yıl öncesine kadar kendi devlet bankasına sahipti. Yani Commonwealth Bankası devlete aitti. Şu anda Avustralya devletinin sahip olduğu bir banka yok. Özel finans kurumları var. Merkez bankamız var. Bu konuda her ülke kendi yolunu bulmalı diye düşünüyorum. Ben özel bankacılık sisteminden yanayım. Merkez bankalarının varlığı güzel bir şey. Zira merkez bankaları, politik kaygılardan uzak bir şekilde, enflasyonu düşük tutmaya odaklanabilir. Biz politikacılar olarak bu kararı merkez bankasına bırakıyoruz. Bu nedenle biz Avustralya Merkez Bankası’nın bağımsızlığından yanayız.
Gelecek ay, Anzak törenlerinin 100.Yıl programı olacak. Bu program iki dost ülke arasında çok önem arz ediyor. Çünkü savaştan dostluk çıkaran yegâne ülke, Türkiye ve Avustralya’dır. Bu konudaki mesajınızı alabilir miyiz?
Gelibolu’nun 100.Yılı her iki ülke için de büyük bir öneme sahip. Bu savaşta her iki ülke de büyük kayıplara uğradı. Savaş hiç kimse için iyi bir şey değil. Ama burada Atatürk’ün sözleri çok önemli. Bu sözlerin Avustralya’daki her savaş anıtında ve her okulda olmasını arzu ederim. Çünkü bu sözler çok önemli ifadeler. Bu nedenle Çanakkale Savaşları’nın 100.Yıldönümü Avustralya ve Türkiye arasındaki dostluğun nasıl doğduğunun da bir yansımasıdır aynı zamanda. Bu herkes için kutsal ve özel bir gün.
Türkiye ile Avustralya arasında savaş sonrasında oluşan bu dostluk, dünyanın farklı yerlerindeki çatışmalar için bir örnek olarak kullanılabilir mi?
Öyle ümit ederim. Çünkü bu savaşta Türkler, üzerlerine düşeni yapıyorlardı. Avustralyalılar da. Avustralyalı askerler Türk askerlerinden nefret etmiyorlardı. Türk askerleri de Avustralyalı askerlere saygı duyuyorlardı. Şunu kabul etmemiz lazım, hatalar yapıldı. Ama çok zor şartlar altında herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Bu anlayışla hepimiz bir araya gelebilir ve birlikte ilerleyebiliriz. Geleceğe bakalım, savaşın ne kadar kötü olduğunu ve kayıpların büyüklüğünü görelim. Kötü şeyler olduğunu görelim.
Ermeni Diasporası, Anzak Törenlerini gölgede bırakarak, daha önce NSW’de kabul edilen ‘Soykırım’ kararını, Federal Hükümete de kabul ettirme gayreti içinde. Bu konuda İşçi Partisi’nin tavrı nasıl olacak?
Yine şunu söylemek isterim. Çok kötü şeyler oldu. Ben Ermeni, Yunan, Asuri ve Türklerin bir araya gelmelerini ümit ediyorum. Birlikte dostluk içinde olmalarını diliyorum. Ermenilerin Anzak Törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını da tahmin etmiyorum. Bu tarihler Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıl dönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Tabi ki Ermeniler ve diğerleri yaşananlardan dolayı büyük bir üzüntü duyuyorlar. Türkler de bu konuda benzer durumlardan dolayı aynı duyguları hissediyorlar. Ben burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum. Burada anlamamız gereken en önemli şey, birbirimize saygı duymak. Ermeni, Asuri ve tabi ki sizler gibi Türk dostlarım var. Evet, belki bu 100.Yıl kutlamalarını birbirimizi anlamak ve geleceği birlikte inşa etmek için bir vesile olarak kullanabiliriz. Bunun için her iki tarafın da gayret etmesi gerekiyor.
İşçi Partisi Gölge Hazine Bakanı Chris Bowen: “Ben Anzak törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını tahmin etmiyorum. Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıldönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum” dedi.
Makamında ZAMAN’ı ağırlayan İşçi Partisi Federal Hazine Bakanı Chris Bowen, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gölge Bakan iktidarın ekonomi ve göç politikalarının yanı sıra, Türkiye’deki 17-25 Aralık yolsuzluk rüşvet operasyonu, ‘G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisi ve Anzak Törenleri ile Ermeni Diasporası’nın ‘sözde soykırım’ girişimleri hakkındaki çeşitli sorularımızı yanıtladı.
Zafer Polat-Yunus Sağlam
Ülke ekonomisi ciddi olarak daralıyor, işsizlik rakamları her geçen ay yükseliyor. Federal iktidarın ekonomi politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet siyasi bir oyalama içinde. Bir şeyler yapıyormuş gibi görünmeye çalışıyorlar. Ama aslında hiçbir şey yapmıyorlar. Mesela biz ev fiyatlarının satın alınabilir bir seviyede olmasına büyük bir önem veriyoruz. Özellikle de genç insanların kendi evlerine sahip olabilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bunu gerçekleştirmek için de çeşitli yöntemler uygulayacağız. Ev fiyatlarının pahalılığı konusunda bazı planlarımız var. Bu konuda halen çalışmalarımız devam ediyor. Yakın bir zamana kadar bazı somut açıklamalarımız olacak.
Liberal Parti, Victoria ve Queensland’da seçimi kaybetti. Bu ayın sonunda NSW’de seçimler var. Seçimleri kaybetmelerini temel olarak neye bağlıyorsunuz?
Bu konuda şunu söyleyebilirim ki, Avustralyalı seçmenler çok tepkili. Özellikle de Tony Abbott’a büyük bir tepki var. Bu durum bütün eyaletlerde böyle. İnsanların bir kısmı tepkilerini Victoria ve Queensland eyaletlerinde yapılan seçimlerde İşçi Partisi’ne oy vererek ortaya koydular. NSW Eyalet seçimlerinde İşçi Partisi Lideri Luke Foley’in önünde zor bir seçim var. Çünkü arayı kapatması gereken büyük bir fark var. Ben çok iyi bir sonuç alacağını düşünüyorum. Açıkçası, Federal seçimlerde de çok sıkı bir mücadele olacak ve tabi ki kazanacağımızı ümit ediyorum.
Seçmen eyalet seçimlerinde Liberallere hangi mesajı veriyor?
Seçmenin mesajı çok açık. Seçmen hükümete, ‘Yalan söylemeye bir son verin’ dedi. Tony Abbott seçimlerden önce yalan söyledi. Şimdi de hala yalan söylemeye devam ediyor. Seçmen bu durumdan çok rahatsız. Kamuoyunun kanaati, uzunca süreden bu yana değişmiş durumda. Tony Abbott, Başbakan olduktan hemen sonra anketlerdeki popülaritesi düşmeye başladı. Normalde yeni seçilmiş Başbakanların popülariteleri yüksek olması gerekir. Avustralyalılar Tony Abbott’a çok tepkililer, bu konuda çok haklılar.
BİZİM İKTİDARIMIZDA YILDA 20 BİN SIĞINMACI GELİYORDU, BU İKTİDAR SAYIYI DÜŞÜRDÜ
Federal iktidarın izlediği göçmen politikasına da tepki var. Eski Göçmen Bakanı olarak, hükümetin ‘göçmen politikasını’ nasıl görüyorsunuz?
İşçi Partisi olarak, Avustralya’ya daha fazla sığınmacının gelmesini istiyoruz. Bizim İktidar olduğumuz dönemde sığınmacı sayısını yılda 20 bin kişiye çıkarmıştık. Şimdiki hükümet bu sayıyı düşürdü. Bu sığınmacı sayısının yeniden arttırılmasını istiyoruz. Bunun nasıl gerçekleştirileceğimizle ilgili, ileride bilgi vereceğiz.
İşçi Partisi, NSW Lideri Luke Foley’i, Türklerin yoğun yaşadığı Auburn Bölgesinden milletvekili adayı olarak gösterdi. Bu adımın özel bir anlamı var mı?
Luke Foley, Auburn’da yaşıyor. Orada oturması nedeniyle, bölgeyi temsil etmek için Auburn’dan aday oldu. Bence İşçi Partisi liderinin Auburn’un temsilcisi olması Auburn’da yaşayanlar için önemli bir artıdır. İşçi Partisi Lideri, bölgenizi temsil ettiğinde bölgenizin unutulması yada ihmal edilmesi ihtimali de pek olmaz. Bu Türk toplumu için de iyi bir avantaj yani.
Liberal Hükümet de uzun süreden bu yana liderlik konusu tartışılıyor. Federal iktidarın gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Lider sorununun tabi ki etkileri var. İnsanlar endişe ediyorlar. Gelecek için endişe ediyorlar. Direksiyonda kimin olduğuna dikkat ediyorlar. Bu durum herkesi etkiliyor. Bu belirsizlik, insanları harcamadan alıkoyuyor. İktidar, parti içi mücadeleden dolayı, görevini yerini getiremiyor.
Sizce Liberal Parti’de bu mücadele nasıl sonuçlanır?
Liberal Parti’nin, bu problemi halletmesi lazım. Şahsen Tony Abbott’ın gelecek federal seçimlere kadar Başbakan olarak kalabileceğini zannetmiyorum. Bence Liberal Parti mensupları da Tony Abbott’ın lider olarak kalabileceğine inanmıyorlar. O zaman bir an önce harekete geçmeleri ve bu belirsizliğe bir an önce son vermeleri gerekiyor. Bu ülkemizin iyiliği için de olması gereken şey bence.
Brisbane’da yapılan G20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde ‘yolsuzlukla mücadele’ konusuna çok güçlü bir şekilde vurgu yapıldı. Bilindiği üzere AKP Hükümeti’ne de, 17-25 Aralık ‘yolsuzluk ve rüşvet’ operasyonu yapıldı ve dört bakan görevden alındı. Bu yılki zirveye de Türkiye ev sahipliği yapacağı için G20 Türkiye Zirvesi’nden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
G20 Zirvesi’nde diğer konularla beraber yolsuzluk da ele alındı. Tabi ki Türkiye’de yaşanan yolsuzluklarla ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim ki, dünya devletleri yolsuzlukları hükümetlerinden temizleyebildikleri ölçüde daha iyi bir dünyamız olur. Çünkü her hangi bir ülkedeki küçük bir yolsuzluk olayı bile diğer ülkeleri de olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü dünya ülkeleri birlikte iş yapıyor, ticarete giriyorlar. Yani yolsuzluk çok kötü bir şey ve bu bütün ülkeler için geçerli. Rakamların büyüklüğünün ya da küçüklüğünün bir önemi yok. İşin özü şudur ki, yolsuzluk çok kötü bir şey.
ADI RÜŞVETE BULAŞAN İKTİDARLAR KOLTUĞU HEMEN TERK ETMELİDİR
Geçen sene NSW Başbakanı Barry O’Farrell’in siyasi hayatı 3 bin dolarlık hediyeden dolayı son buldu.
Tabi ki. Çok az bir miktar bile olsa, bir parayı rüşvet olarak aldığınız zaman kendi halkınıza, toplumunuza ihanet etmiş olursunuz. Onları hayal kırıklığına uğratmış olursunuz. O zaman o koltukta olmamalısınız. Bu miktar bir dolar da olsa, bir trilyon dolar da olsa aynı şey.
AKP Hükümeti, ülkenin en büyük üçüncü katılım bankası olan Bank Asya’nın yönetimini gasp etti. Merkez Bankası başkanına baskı yapıyor. Hükümetlerin, bankacılık sistemiyle nasıl bir ilişki içinde olması lazım?
Finans konusunda her ülke kendi sistemine sahiptir. Avustralya 20 yıl öncesine kadar kendi devlet bankasına sahipti. Yani Commonwealth Bankası devlete aitti. Şu anda Avustralya devletinin sahip olduğu bir banka yok. Özel finans kurumları var. Merkez bankamız var. Bu konuda her ülke kendi yolunu bulmalı diye düşünüyorum. Ben özel bankacılık sisteminden yanayım. Merkez bankalarının varlığı güzel bir şey. Zira merkez bankaları, politik kaygılardan uzak bir şekilde, enflasyonu düşük tutmaya odaklanabilir. Biz politikacılar olarak bu kararı merkez bankasına bırakıyoruz. Bu nedenle biz Avustralya Merkez Bankası’nın bağımsızlığından yanayız.
Gelecek ay, Anzak törenlerinin 100.Yıl programı olacak. Bu program iki dost ülke arasında çok önem arz ediyor. Çünkü savaştan dostluk çıkaran yegâne ülke, Türkiye ve Avustralya’dır. Bu konudaki mesajınızı alabilir miyiz?
Gelibolu’nun 100.Yılı her iki ülke için de büyük bir öneme sahip. Bu savaşta her iki ülke de büyük kayıplara uğradı. Savaş hiç kimse için iyi bir şey değil. Ama burada Atatürk’ün sözleri çok önemli. Bu sözlerin Avustralya’daki her savaş anıtında ve her okulda olmasını arzu ederim. Çünkü bu sözler çok önemli ifadeler. Bu nedenle Çanakkale Savaşları’nın 100.Yıldönümü Avustralya ve Türkiye arasındaki dostluğun nasıl doğduğunun da bir yansımasıdır aynı zamanda. Bu herkes için kutsal ve özel bir gün.
Türkiye ile Avustralya arasında savaş sonrasında oluşan bu dostluk, dünyanın farklı yerlerindeki çatışmalar için bir örnek olarak kullanılabilir mi?
Öyle ümit ederim. Çünkü bu savaşta Türkler, üzerlerine düşeni yapıyorlardı. Avustralyalılar da. Avustralyalı askerler Türk askerlerinden nefret etmiyorlardı. Türk askerleri de Avustralyalı askerlere saygı duyuyorlardı. Şunu kabul etmemiz lazım, hatalar yapıldı. Ama çok zor şartlar altında herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Bu anlayışla hepimiz bir araya gelebilir ve birlikte ilerleyebiliriz. Geleceğe bakalım, savaşın ne kadar kötü olduğunu ve kayıpların büyüklüğünü görelim. Kötü şeyler olduğunu görelim.
Ermeni Diasporası, Anzak Törenlerini gölgede bırakarak, daha önce NSW’de kabul edilen ‘Soykırım’ kararını, Federal Hükümete de kabul ettirme gayreti içinde. Bu konuda İşçi Partisi’nin tavrı nasıl olacak?
Yine şunu söylemek isterim. Çok kötü şeyler oldu. Ben Ermeni, Yunan, Asuri ve Türklerin bir araya gelmelerini ümit ediyorum. Birlikte dostluk içinde olmalarını diliyorum. Ermenilerin Anzak Törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını da tahmin etmiyorum. Bu tarihler Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıl dönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Tabi ki Ermeniler ve diğerleri yaşananlardan dolayı büyük bir üzüntü duyuyorlar. Türkler de bu konuda benzer durumlardan dolayı aynı duyguları hissediyorlar. Ben burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum. Burada anlamamız gereken en önemli şey, birbirimize saygı duymak. Ermeni, Asuri ve tabi ki sizler gibi Türk dostlarım var. Evet, belki bu 100.Yıl kutlamalarını birbirimizi anlamak ve geleceği birlikte inşa etmek için bir vesile olarak kullanabiliriz. Bunun için her iki tarafın da gayret etmesi gerekiyor.
İşçi Partisi Gölge Hazine Bakanı Chris Bowen: “Ben Anzak törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını tahmin etmiyorum. Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıldönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum” dedi.
Makamında ZAMAN’ı ağırlayan İşçi Partisi Federal Hazine Bakanı Chris Bowen, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gölge Bakan iktidarın ekonomi ve göç politikalarının yanı sıra, Türkiye’deki 17-25 Aralık yolsuzluk rüşvet operasyonu, ‘G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisi ve Anzak Törenleri ile Ermeni Diasporası’nın ‘sözde soykırım’ girişimleri hakkındaki çeşitli sorularımızı yanıtladı.
Zafer Polat-Yunus Sağlam
Ülke ekonomisi ciddi olarak daralıyor, işsizlik rakamları her geçen ay yükseliyor. Federal iktidarın ekonomi politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet siyasi bir oyalama içinde. Bir şeyler yapıyormuş gibi görünmeye çalışıyorlar. Ama aslında hiçbir şey yapmıyorlar. Mesela biz ev fiyatlarının satın alınabilir bir seviyede olmasına büyük bir önem veriyoruz. Özellikle de genç insanların kendi evlerine sahip olabilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bunu gerçekleştirmek için de çeşitli yöntemler uygulayacağız. Ev fiyatlarının pahalılığı konusunda bazı planlarımız var. Bu konuda halen çalışmalarımız devam ediyor. Yakın bir zamana kadar bazı somut açıklamalarımız olacak.
Liberal Parti, Victoria ve Queensland’da seçimi kaybetti. Bu ayın sonunda NSW’de seçimler var. Seçimleri kaybetmelerini temel olarak neye bağlıyorsunuz?
Bu konuda şunu söyleyebilirim ki, Avustralyalı seçmenler çok tepkili. Özellikle de Tony Abbott’a büyük bir tepki var. Bu durum bütün eyaletlerde böyle. İnsanların bir kısmı tepkilerini Victoria ve Queensland eyaletlerinde yapılan seçimlerde İşçi Partisi’ne oy vererek ortaya koydular. NSW Eyalet seçimlerinde İşçi Partisi Lideri Luke Foley’in önünde zor bir seçim var. Çünkü arayı kapatması gereken büyük bir fark var. Ben çok iyi bir sonuç alacağını düşünüyorum. Açıkçası, Federal seçimlerde de çok sıkı bir mücadele olacak ve tabi ki kazanacağımızı ümit ediyorum.
Seçmen eyalet seçimlerinde Liberallere hangi mesajı veriyor?
Seçmenin mesajı çok açık. Seçmen hükümete, ‘Yalan söylemeye bir son verin’ dedi. Tony Abbott seçimlerden önce yalan söyledi. Şimdi de hala yalan söylemeye devam ediyor. Seçmen bu durumdan çok rahatsız. Kamuoyunun kanaati, uzunca süreden bu yana değişmiş durumda. Tony Abbott, Başbakan olduktan hemen sonra anketlerdeki popülaritesi düşmeye başladı. Normalde yeni seçilmiş Başbakanların popülariteleri yüksek olması gerekir. Avustralyalılar Tony Abbott’a çok tepkililer, bu konuda çok haklılar.
BİZİM İKTİDARIMIZDA YILDA 20 BİN SIĞINMACI GELİYORDU, BU İKTİDAR SAYIYI DÜŞÜRDÜ
Federal iktidarın izlediği göçmen politikasına da tepki var. Eski Göçmen Bakanı olarak, hükümetin ‘göçmen politikasını’ nasıl görüyorsunuz?
İşçi Partisi olarak, Avustralya’ya daha fazla sığınmacının gelmesini istiyoruz. Bizim İktidar olduğumuz dönemde sığınmacı sayısını yılda 20 bin kişiye çıkarmıştık. Şimdiki hükümet bu sayıyı düşürdü. Bu sığınmacı sayısının yeniden arttırılmasını istiyoruz. Bunun nasıl gerçekleştirileceğimizle ilgili, ileride bilgi vereceğiz.
İşçi Partisi, NSW Lideri Luke Foley’i, Türklerin yoğun yaşadığı Auburn Bölgesinden milletvekili adayı olarak gösterdi. Bu adımın özel bir anlamı var mı?
Luke Foley, Auburn’da yaşıyor. Orada oturması nedeniyle, bölgeyi temsil etmek için Auburn’dan aday oldu. Bence İşçi Partisi liderinin Auburn’un temsilcisi olması Auburn’da yaşayanlar için önemli bir artıdır. İşçi Partisi Lideri, bölgenizi temsil ettiğinde bölgenizin unutulması yada ihmal edilmesi ihtimali de pek olmaz. Bu Türk toplumu için de iyi bir avantaj yani.
Liberal Hükümet de uzun süreden bu yana liderlik konusu tartışılıyor. Federal iktidarın gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Lider sorununun tabi ki etkileri var. İnsanlar endişe ediyorlar. Gelecek için endişe ediyorlar. Direksiyonda kimin olduğuna dikkat ediyorlar. Bu durum herkesi etkiliyor. Bu belirsizlik, insanları harcamadan alıkoyuyor. İktidar, parti içi mücadeleden dolayı, görevini yerini getiremiyor.
Sizce Liberal Parti’de bu mücadele nasıl sonuçlanır?
Liberal Parti’nin, bu problemi halletmesi lazım. Şahsen Tony Abbott’ın gelecek federal seçimlere kadar Başbakan olarak kalabileceğini zannetmiyorum. Bence Liberal Parti mensupları da Tony Abbott’ın lider olarak kalabileceğine inanmıyorlar. O zaman bir an önce harekete geçmeleri ve bu belirsizliğe bir an önce son vermeleri gerekiyor. Bu ülkemizin iyiliği için de olması gereken şey bence.
Brisbane’da yapılan G20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde ‘yolsuzlukla mücadele’ konusuna çok güçlü bir şekilde vurgu yapıldı. Bilindiği üzere AKP Hükümeti’ne de, 17-25 Aralık ‘yolsuzluk ve rüşvet’ operasyonu yapıldı ve dört bakan görevden alındı. Bu yılki zirveye de Türkiye ev sahipliği yapacağı için G20 Türkiye Zirvesi’nden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
G20 Zirvesi’nde diğer konularla beraber yolsuzluk da ele alındı. Tabi ki Türkiye’de yaşanan yolsuzluklarla ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim ki, dünya devletleri yolsuzlukları hükümetlerinden temizleyebildikleri ölçüde daha iyi bir dünyamız olur. Çünkü her hangi bir ülkedeki küçük bir yolsuzluk olayı bile diğer ülkeleri de olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü dünya ülkeleri birlikte iş yapıyor, ticarete giriyorlar. Yani yolsuzluk çok kötü bir şey ve bu bütün ülkeler için geçerli. Rakamların büyüklüğünün ya da küçüklüğünün bir önemi yok. İşin özü şudur ki, yolsuzluk çok kötü bir şey.
ADI RÜŞVETE BULAŞAN İKTİDARLAR KOLTUĞU HEMEN TERK ETMELİDİR
Geçen sene NSW Başbakanı Barry O’Farrell’in siyasi hayatı 3 bin dolarlık hediyeden dolayı son buldu.
Tabi ki. Çok az bir miktar bile olsa, bir parayı rüşvet olarak aldığınız zaman kendi halkınıza, toplumunuza ihanet etmiş olursunuz. Onları hayal kırıklığına uğratmış olursunuz. O zaman o koltukta olmamalısınız. Bu miktar bir dolar da olsa, bir trilyon dolar da olsa aynı şey.
AKP Hükümeti, ülkenin en büyük üçüncü katılım bankası olan Bank Asya’nın yönetimini gasp etti. Merkez Bankası başkanına baskı yapıyor. Hükümetlerin, bankacılık sistemiyle nasıl bir ilişki içinde olması lazım?
Finans konusunda her ülke kendi sistemine sahiptir. Avustralya 20 yıl öncesine kadar kendi devlet bankasına sahipti. Yani Commonwealth Bankası devlete aitti. Şu anda Avustralya devletinin sahip olduğu bir banka yok. Özel finans kurumları var. Merkez bankamız var. Bu konuda her ülke kendi yolunu bulmalı diye düşünüyorum. Ben özel bankacılık sisteminden yanayım. Merkez bankalarının varlığı güzel bir şey. Zira merkez bankaları, politik kaygılardan uzak bir şekilde, enflasyonu düşük tutmaya odaklanabilir. Biz politikacılar olarak bu kararı merkez bankasına bırakıyoruz. Bu nedenle biz Avustralya Merkez Bankası’nın bağımsızlığından yanayız.
Gelecek ay, Anzak törenlerinin 100.Yıl programı olacak. Bu program iki dost ülke arasında çok önem arz ediyor. Çünkü savaştan dostluk çıkaran yegâne ülke, Türkiye ve Avustralya’dır. Bu konudaki mesajınızı alabilir miyiz?
Gelibolu’nun 100.Yılı her iki ülke için de büyük bir öneme sahip. Bu savaşta her iki ülke de büyük kayıplara uğradı. Savaş hiç kimse için iyi bir şey değil. Ama burada Atatürk’ün sözleri çok önemli. Bu sözlerin Avustralya’daki her savaş anıtında ve her okulda olmasını arzu ederim. Çünkü bu sözler çok önemli ifadeler. Bu nedenle Çanakkale Savaşları’nın 100.Yıldönümü Avustralya ve Türkiye arasındaki dostluğun nasıl doğduğunun da bir yansımasıdır aynı zamanda. Bu herkes için kutsal ve özel bir gün.
Türkiye ile Avustralya arasında savaş sonrasında oluşan bu dostluk, dünyanın farklı yerlerindeki çatışmalar için bir örnek olarak kullanılabilir mi?
Öyle ümit ederim. Çünkü bu savaşta Türkler, üzerlerine düşeni yapıyorlardı. Avustralyalılar da. Avustralyalı askerler Türk askerlerinden nefret etmiyorlardı. Türk askerleri de Avustralyalı askerlere saygı duyuyorlardı. Şunu kabul etmemiz lazım, hatalar yapıldı. Ama çok zor şartlar altında herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Bu anlayışla hepimiz bir araya gelebilir ve birlikte ilerleyebiliriz. Geleceğe bakalım, savaşın ne kadar kötü olduğunu ve kayıpların büyüklüğünü görelim. Kötü şeyler olduğunu görelim.
Ermeni Diasporası, Anzak Törenlerini gölgede bırakarak, daha önce NSW’de kabul edilen ‘Soykırım’ kararını, Federal Hükümete de kabul ettirme gayreti içinde. Bu konuda İşçi Partisi’nin tavrı nasıl olacak?
Yine şunu söylemek isterim. Çok kötü şeyler oldu. Ben Ermeni, Yunan, Asuri ve Türklerin bir araya gelmelerini ümit ediyorum. Birlikte dostluk içinde olmalarını diliyorum. Ermenilerin Anzak Törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını da tahmin etmiyorum. Bu tarihler Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıl dönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Tabi ki Ermeniler ve diğerleri yaşananlardan dolayı büyük bir üzüntü duyuyorlar. Türkler de bu konuda benzer durumlardan dolayı aynı duyguları hissediyorlar. Ben burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum. Burada anlamamız gereken en önemli şey, birbirimize saygı duymak. Ermeni, Asuri ve tabi ki sizler gibi Türk dostlarım var. Evet, belki bu 100.Yıl kutlamalarını birbirimizi anlamak ve geleceği birlikte inşa etmek için bir vesile olarak kullanabiliriz. Bunun için her iki tarafın da gayret etmesi gerekiyor.
İşçi Partisi Gölge Hazine Bakanı Chris Bowen: “Ben Anzak törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını tahmin etmiyorum. Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıldönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum” dedi.
Makamında ZAMAN’ı ağırlayan İşçi Partisi Federal Hazine Bakanı Chris Bowen, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gölge Bakan iktidarın ekonomi ve göç politikalarının yanı sıra, Türkiye’deki 17-25 Aralık yolsuzluk rüşvet operasyonu, ‘G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisi ve Anzak Törenleri ile Ermeni Diasporası’nın ‘sözde soykırım’ girişimleri hakkındaki çeşitli sorularımızı yanıtladı.
Zafer Polat-Yunus Sağlam
Ülke ekonomisi ciddi olarak daralıyor, işsizlik rakamları her geçen ay yükseliyor. Federal iktidarın ekonomi politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet siyasi bir oyalama içinde. Bir şeyler yapıyormuş gibi görünmeye çalışıyorlar. Ama aslında hiçbir şey yapmıyorlar. Mesela biz ev fiyatlarının satın alınabilir bir seviyede olmasına büyük bir önem veriyoruz. Özellikle de genç insanların kendi evlerine sahip olabilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bunu gerçekleştirmek için de çeşitli yöntemler uygulayacağız. Ev fiyatlarının pahalılığı konusunda bazı planlarımız var. Bu konuda halen çalışmalarımız devam ediyor. Yakın bir zamana kadar bazı somut açıklamalarımız olacak.
Liberal Parti, Victoria ve Queensland’da seçimi kaybetti. Bu ayın sonunda NSW’de seçimler var. Seçimleri kaybetmelerini temel olarak neye bağlıyorsunuz?
Bu konuda şunu söyleyebilirim ki, Avustralyalı seçmenler çok tepkili. Özellikle de Tony Abbott’a büyük bir tepki var. Bu durum bütün eyaletlerde böyle. İnsanların bir kısmı tepkilerini Victoria ve Queensland eyaletlerinde yapılan seçimlerde İşçi Partisi’ne oy vererek ortaya koydular. NSW Eyalet seçimlerinde İşçi Partisi Lideri Luke Foley’in önünde zor bir seçim var. Çünkü arayı kapatması gereken büyük bir fark var. Ben çok iyi bir sonuç alacağını düşünüyorum. Açıkçası, Federal seçimlerde de çok sıkı bir mücadele olacak ve tabi ki kazanacağımızı ümit ediyorum.
Seçmen eyalet seçimlerinde Liberallere hangi mesajı veriyor?
Seçmenin mesajı çok açık. Seçmen hükümete, ‘Yalan söylemeye bir son verin’ dedi. Tony Abbott seçimlerden önce yalan söyledi. Şimdi de hala yalan söylemeye devam ediyor. Seçmen bu durumdan çok rahatsız. Kamuoyunun kanaati, uzunca süreden bu yana değişmiş durumda. Tony Abbott, Başbakan olduktan hemen sonra anketlerdeki popülaritesi düşmeye başladı. Normalde yeni seçilmiş Başbakanların popülariteleri yüksek olması gerekir. Avustralyalılar Tony Abbott’a çok tepkililer, bu konuda çok haklılar.
BİZİM İKTİDARIMIZDA YILDA 20 BİN SIĞINMACI GELİYORDU, BU İKTİDAR SAYIYI DÜŞÜRDÜ
Federal iktidarın izlediği göçmen politikasına da tepki var. Eski Göçmen Bakanı olarak, hükümetin ‘göçmen politikasını’ nasıl görüyorsunuz?
İşçi Partisi olarak, Avustralya’ya daha fazla sığınmacının gelmesini istiyoruz. Bizim İktidar olduğumuz dönemde sığınmacı sayısını yılda 20 bin kişiye çıkarmıştık. Şimdiki hükümet bu sayıyı düşürdü. Bu sığınmacı sayısının yeniden arttırılmasını istiyoruz. Bunun nasıl gerçekleştirileceğimizle ilgili, ileride bilgi vereceğiz.
İşçi Partisi, NSW Lideri Luke Foley’i, Türklerin yoğun yaşadığı Auburn Bölgesinden milletvekili adayı olarak gösterdi. Bu adımın özel bir anlamı var mı?
Luke Foley, Auburn’da yaşıyor. Orada oturması nedeniyle, bölgeyi temsil etmek için Auburn’dan aday oldu. Bence İşçi Partisi liderinin Auburn’un temsilcisi olması Auburn’da yaşayanlar için önemli bir artıdır. İşçi Partisi Lideri, bölgenizi temsil ettiğinde bölgenizin unutulması yada ihmal edilmesi ihtimali de pek olmaz. Bu Türk toplumu için de iyi bir avantaj yani.
Liberal Hükümet de uzun süreden bu yana liderlik konusu tartışılıyor. Federal iktidarın gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Lider sorununun tabi ki etkileri var. İnsanlar endişe ediyorlar. Gelecek için endişe ediyorlar. Direksiyonda kimin olduğuna dikkat ediyorlar. Bu durum herkesi etkiliyor. Bu belirsizlik, insanları harcamadan alıkoyuyor. İktidar, parti içi mücadeleden dolayı, görevini yerini getiremiyor.
Sizce Liberal Parti’de bu mücadele nasıl sonuçlanır?
Liberal Parti’nin, bu problemi halletmesi lazım. Şahsen Tony Abbott’ın gelecek federal seçimlere kadar Başbakan olarak kalabileceğini zannetmiyorum. Bence Liberal Parti mensupları da Tony Abbott’ın lider olarak kalabileceğine inanmıyorlar. O zaman bir an önce harekete geçmeleri ve bu belirsizliğe bir an önce son vermeleri gerekiyor. Bu ülkemizin iyiliği için de olması gereken şey bence.
Brisbane’da yapılan G20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde ‘yolsuzlukla mücadele’ konusuna çok güçlü bir şekilde vurgu yapıldı. Bilindiği üzere AKP Hükümeti’ne de, 17-25 Aralık ‘yolsuzluk ve rüşvet’ operasyonu yapıldı ve dört bakan görevden alındı. Bu yılki zirveye de Türkiye ev sahipliği yapacağı için G20 Türkiye Zirvesi’nden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
G20 Zirvesi’nde diğer konularla beraber yolsuzluk da ele alındı. Tabi ki Türkiye’de yaşanan yolsuzluklarla ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim ki, dünya devletleri yolsuzlukları hükümetlerinden temizleyebildikleri ölçüde daha iyi bir dünyamız olur. Çünkü her hangi bir ülkedeki küçük bir yolsuzluk olayı bile diğer ülkeleri de olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü dünya ülkeleri birlikte iş yapıyor, ticarete giriyorlar. Yani yolsuzluk çok kötü bir şey ve bu bütün ülkeler için geçerli. Rakamların büyüklüğünün ya da küçüklüğünün bir önemi yok. İşin özü şudur ki, yolsuzluk çok kötü bir şey.
ADI RÜŞVETE BULAŞAN İKTİDARLAR KOLTUĞU HEMEN TERK ETMELİDİR
Geçen sene NSW Başbakanı Barry O’Farrell’in siyasi hayatı 3 bin dolarlık hediyeden dolayı son buldu.
Tabi ki. Çok az bir miktar bile olsa, bir parayı rüşvet olarak aldığınız zaman kendi halkınıza, toplumunuza ihanet etmiş olursunuz. Onları hayal kırıklığına uğratmış olursunuz. O zaman o koltukta olmamalısınız. Bu miktar bir dolar da olsa, bir trilyon dolar da olsa aynı şey.
AKP Hükümeti, ülkenin en büyük üçüncü katılım bankası olan Bank Asya’nın yönetimini gasp etti. Merkez Bankası başkanına baskı yapıyor. Hükümetlerin, bankacılık sistemiyle nasıl bir ilişki içinde olması lazım?
Finans konusunda her ülke kendi sistemine sahiptir. Avustralya 20 yıl öncesine kadar kendi devlet bankasına sahipti. Yani Commonwealth Bankası devlete aitti. Şu anda Avustralya devletinin sahip olduğu bir banka yok. Özel finans kurumları var. Merkez bankamız var. Bu konuda her ülke kendi yolunu bulmalı diye düşünüyorum. Ben özel bankacılık sisteminden yanayım. Merkez bankalarının varlığı güzel bir şey. Zira merkez bankaları, politik kaygılardan uzak bir şekilde, enflasyonu düşük tutmaya odaklanabilir. Biz politikacılar olarak bu kararı merkez bankasına bırakıyoruz. Bu nedenle biz Avustralya Merkez Bankası’nın bağımsızlığından yanayız.
Gelecek ay, Anzak törenlerinin 100.Yıl programı olacak. Bu program iki dost ülke arasında çok önem arz ediyor. Çünkü savaştan dostluk çıkaran yegâne ülke, Türkiye ve Avustralya’dır. Bu konudaki mesajınızı alabilir miyiz?
Gelibolu’nun 100.Yılı her iki ülke için de büyük bir öneme sahip. Bu savaşta her iki ülke de büyük kayıplara uğradı. Savaş hiç kimse için iyi bir şey değil. Ama burada Atatürk’ün sözleri çok önemli. Bu sözlerin Avustralya’daki her savaş anıtında ve her okulda olmasını arzu ederim. Çünkü bu sözler çok önemli ifadeler. Bu nedenle Çanakkale Savaşları’nın 100.Yıldönümü Avustralya ve Türkiye arasındaki dostluğun nasıl doğduğunun da bir yansımasıdır aynı zamanda. Bu herkes için kutsal ve özel bir gün.
Türkiye ile Avustralya arasında savaş sonrasında oluşan bu dostluk, dünyanın farklı yerlerindeki çatışmalar için bir örnek olarak kullanılabilir mi?
Öyle ümit ederim. Çünkü bu savaşta Türkler, üzerlerine düşeni yapıyorlardı. Avustralyalılar da. Avustralyalı askerler Türk askerlerinden nefret etmiyorlardı. Türk askerleri de Avustralyalı askerlere saygı duyuyorlardı. Şunu kabul etmemiz lazım, hatalar yapıldı. Ama çok zor şartlar altında herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Bu anlayışla hepimiz bir araya gelebilir ve birlikte ilerleyebiliriz. Geleceğe bakalım, savaşın ne kadar kötü olduğunu ve kayıpların büyüklüğünü görelim. Kötü şeyler olduğunu görelim.
Ermeni Diasporası, Anzak Törenlerini gölgede bırakarak, daha önce NSW’de kabul edilen ‘Soykırım’ kararını, Federal Hükümete de kabul ettirme gayreti içinde. Bu konuda İşçi Partisi’nin tavrı nasıl olacak?
Yine şunu söylemek isterim. Çok kötü şeyler oldu. Ben Ermeni, Yunan, Asuri ve Türklerin bir araya gelmelerini ümit ediyorum. Birlikte dostluk içinde olmalarını diliyorum. Ermenilerin Anzak Törenlerini gölgeleyecek bir şey yapacaklarını da tahmin etmiyorum. Bu tarihler Ermeni, Asuri ve Yunanlılar için önemli bir yıl dönümü. Bunun anlaşılması gerekir. Ama Anzak törenlerini gölgeleyeceklerini zannetmiyorum. Tabi ki Ermeniler ve diğerleri yaşananlardan dolayı büyük bir üzüntü duyuyorlar. Türkler de bu konuda benzer durumlardan dolayı aynı duyguları hissediyorlar. Ben burada her iki toplumun da birbirlerini anlayabilmeleri için mümkün olan en fazla diyaloğun gerçekleşmesini diliyorum. Burada anlamamız gereken en önemli şey, birbirimize saygı duymak. Ermeni, Asuri ve tabi ki sizler gibi Türk dostlarım var. Evet, belki bu 100.Yıl kutlamalarını birbirimizi anlamak ve geleceği birlikte inşa etmek için bir vesile olarak kullanabiliriz. Bunun için her iki tarafın da gayret etmesi gerekiyor.