[SİYAH-BEYAZ- TR724.COM]
Malum, Maarif Vakfı diye birşey kuruldu. Yurt dışındaki cemaatin okullarına alternatif okullar kurmak için. Vakfın bütün derdi, nerede Türk okulu varsa gidip karşısında kepenk açmak olacak. Tam Türk işi, tebrikler.Gerçi rekabet iyidir, bundan en çok öğrenciler kazanacak. Cemaati taklit ederek cemaatle mücadele edilmeyeceğini öğrenecekler ama epey vakit ve kamu parası harcadıktan sonra. Vakfın başına Zaman Yorum sayfalarındaki yazılarından tanıdığımız Birol Akgün’ü getirmişler. Yarın bir başarısızlıkta zaten gizli Fetöcü’ydü diyerek kapı önüne koyarlar.
Profesöre verilen görev yurt dışındaki Türk okullarını silmekmiş. Eğitim alanında faaliyet gösterecek vakfın başkanı “sefere çıkmış asker ruhuyla” hareket edeceğiz diyor. Bu kafayla ‘global’ eğitim yapacaklar. Soru şu; madem yüksek kaliteli eğitim sağlayacaksınız bunu neden öncelikle Türkiye’de kendi öğrencilerimize sunmuyorsunuz? Madem milli duruş icabı yurt dışına saçacak paranız var, ülkede okulların hali içler acısı. Türkiye’yi düzeltseniz de ortaya bir başarı öyküsü koysanız.
Bu arada Ensar Vakfı gibi skandallara hazır olalım. Paranın gücüyle afilli bir kaç okul bir kaç kurdela, yarın öbür gün devren satılık tabelalı binalar. Keşke başarılı olsalar ama dünyadaki bütün örnekler göstermiştir ki bu işler devlet eliyle olmuyor… Birkaç kişi de buradan köşeyi dönsün bakalım.
Darbe girişimi ve cemaat ilişki hakkında somut kanıtlar sunamadıkça ifadelere yükleniyorlar. İşkence altında alındığı için hiçbir geçerliliği olmayan bu ifadelerin neredeyse tamamı çarpıtma.Orijinal ifade ile havuza yansıyanlar arasında dağlar kadar fark var. İçeride bulunan bir çok kişi kötü muameleye maruz kalmamak için şimdilik avukatlarına bu konuda açıklama bile yaptıramıyor. Onlar da bunu bildikleri için OHAL süresini uzatarak baskı ortamını sürdürmek, en önemlisi iddianameleri geciktirerek insanların mahkemeye çıkıp konuşmasını engelleme niyetindeler.
Geçtiğimiz hafta bir ifade daha yansıdı havuzun iki gazetesine. Aynı ifade birbirinden tamamen farklı haberler. Daha öncede haber yapılan Hulusi Akar’ın yaveri Levent Türkkan’ın verdği ifadeye göre diyeceğim ama hangi ifade…
Havuzun Vatan gazetesi ‘Bir Adil daha var’ diyerek başka bir şahsı işaret ederek, Türkkan’ın kendisine böcekleri onun verdiğini söylerken, Takvim gazetesi Adil’i görünce hemen Adil Öksüz’ü yapıştırmış. Yahu hepinize aynı metni yolluyorlar, bu kadar beceriksiz nasıl çıkıyorsunuz? Sayfayı da gelip adamlar mı yapsın?
İŞTE CEMAAT BUNDAN KAYBETTİ
Yusuf Kaplan, ‘Fetöcüler ve kemalistler aynı’ minvalde bir yazı yazmıştı. Kemalistler de Kaplan’ın Fethullah Gülen ve cemaat hakkında yazılarını derleyip sunmuşlar. Kaplan’ın, Gülen hakkında söylediklerini okuyunca Gülen’e çok rahat bir Nobel verilebilir. Neyse. Kaplan buna öyle sinirlenmiş öyle sinirlenmiş ki kendisinden beklenen şekilde asabi bir yazı yazarak kendisini savunuyor. Kaplan’a göre bir defa Abant’a götürmüşler, bir defa Endonzeya’ya götürmüşler, bir defa da Pansilvanya’ya götürmüşler. Ama her gittiği yerde arıza çıkarmış, kendisini böyle savunuyor koskoca adam. Yazdığı methiyeler için de yönlendirme amacıyla yazdım diyor. Bir cümlesi var ki ben en çok ona takıldım. Diyor ki Kaplan:
‘Bir defa Abant toplantılarına yalvar-yakar evimden alarak götürdüler’
Ne kadar ayıp ifadeler. Şimdi insanlar sana nezaket göstermişler, yaşına-ilmine hürmeten seni yormayıp araç ayarlamışlar. Adamın yıllar sonra bunu sunuşuna bakar mısınız? İşte böyle çiğ insanlara yapılan hüsnüzanlardan, saygıdan, verilen değerden dolayı cemaatin bugün çok düşmanı var.