Orta Doğu’nun yakıcı ateşi, bugünlerde Avustralya’yı da etkiliyor. Bölgedeki gerginlikten ve yükselen tansiyondan komşu ülkeler olduğu kadar, Kıta Ülkesi de huzursuz. Suriye’deki iç savaş devam ederken, Avustralya giden gönüllü giden cihat savaşçılarını durdurma yönünde bir takım tedbirler ve kararlar çıkarmaya çalışılıyor. Şimdi de IŞİD tehlikesini durdurma yönünde, adımlar atılma sürecini yaşıyoruz. Bu yetmiyormuş gibi, Ebole krizi de cabası…
Avustralya her ne kadar Ortadoğu’dan binlerce kilometre uzakta da olsa, bu coğrafyada olan biten birçok olay, ülkeyi etki altına alıyor. Bu etkiyi, hem maddi hem de manevi olarak sınıflandırabiliriz.Aslında birçok yan etkisini sıralamak da mümkün. Ama genel tabirle bu iki kısımda olagelen konular hakkında yazımıza devam edelim. Geçmişte olduğu gibi, günümüzde de, İslam’ın dırahşan çehresine zarar veren bir takım terör grupları yüzünden, Avustralya’daki Müslümanlar, büyük zarar görüyorlar.
Ülkede özellikle son aylarda meydana gelen hadiseler ve Müslümanlara yönelik saldırıları tek tek sıralamak yersiz.Ama en son Auburn Gelibolu Camii’ne yapılan saldır ve Perth’teki Süleymaniye Camii’nin duvarlarına yazılan İslam karşıtı ifadeleri de hatırlatmadan geçmeyiz. Maalesef bu tür kin ve nefret dolu çıkışların önü bir türlü alınamıyor.Hele hele Müslümanlar ile ilgili konular da gündemde ise tansiyon hemen yükseliveriyor. Uzun yıllar Melbourne’de de bulunduğum için oradan hatırlıyorum, Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı Broadmeadows semtinde de benzer olaylar yaşandı. Ne zaman İslamiyet ve Müslümanlar ile ilgili olumsuz haberler gündem olsa, hemen bir gizli el veya eller harekete geçerek, Broadmeadows Camii’ne yönelik saldırılar gerçekleşirdi.Mesela caminin bahçesi demir parmaklıklarına domuz kafası koyma gibi eylemler sık sık tekrarlanıyordu.Neyse ki;Emniyeti, yargısı, milletvekili ve yerel idareciler, bu konuda hassasiyet gösterirlerdi. Hemen harekete geçip, gereken maddi ve manevi katkıyla, bir nebze de ola gönüllere su serperlerdi.Geliblou Camii’ndeki münferit saldırıdan hemen kısa bir süre sonra, ülkenin en üst makamı olan Genel Vali Sayın Peter Cosgrove, camiyi ziyaret edip, yetkililere olaydan duyduğu üzüntüyü bildirmesi, yerinde ve örnek bir hareket olarak karşılıyoruz.
IŞID tehdidine karşı bir takım tedbirler alarak yeni terör yasalarının hazırlanıp parlamentodan geçmesi ve özellikle peçeli bayanlara Federal Parlamentoya belli koşullarla girebilmesi gibi konular,Avustralya’da Müslümanları oldukça tedirgin etti. Peçeli bayanların parlamentoya girişi yasaklanmasa da oturumları camlı bir bölmeden izlemeleri gerekiyordu.Neydeki, gelen tepkiler üzerine,adil görülmeyen bu uygulamadan hemen vazgeçildi.Ancak, parlamentodaki bazı yerlere girişler için resimli bir kimlik belgesi gösterme zorunluluğu devam ediyor.Irkçılığın günümüzün Avustralya’sında bir sorun olduğunu söyleyen ‘Irk Ayırımcılığı Komisyonu’nundan Dr.Tim Soutphommasane şöyle diyor;”Hiç kimse kendi parlamentosunda ikinci sınıf muamelesi görmemelidir”Soutphommasane’in ırkçılığın sorun olduğuna ilişkin sözleri ile ilgili yapılan en son ankete ise 1545 kişi katılarak yüzde 72 evet oyu vererek halen ülkede ırkçılığın devam ettiği fikrinde olduklarını belirtmişlerdi.
Terörle mücadele ile getirilen yeni yasaların öncelikle Müslüman kesime yönelik olması ülkede yaşayan Müslümanları töhmet altında bırakıyor.Hatta hedef haline getirebiliyor. Siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları da yeni yasaların özgürlükleri kısıtlayıcı ve ayrımcılık olduğu kanaatindeler.IŞİD yüzünden hedef haline gelen İslam toplumu bu durum karşısında farklı çıkış yolları aramakta.Daha geçen hafta Melbourne şehir merkezinde düzenlenen yürüyüşde”Müslümanlara evet, ırkçılara hayır” sloganları ile ifade etmeye çalıştılar.Bunun yanında daha önce de ‘Başörtülü Müslüman Kadınlarla Dayanışma’ isimli sosyal siteyle, tesettürlü bayanlara yapılan hakaret ve saldırılar gündeme getirilerek,toplumun bu konuda dikkatleri çekilmeye çalışıldı.Ayrıca Müslümanlar ile Müslüman olmayanlar arasındaki önyargıları gidermek, İslamofobiyi ve yanlış anlamalara karşı camilerde ‘Open Day’ programları başlatıldı. Belki de bu tür gayretler başka hayırlara vesile de olabilir.
Başlangıçta Ortadoğu’daki olayların ekonomik etkisi olduğunu da belirtmiştik.Bu konuda geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Federal Hazine Bakanı Joe Hockey güvenlik ve savunma harcamalarında ortaya çıkan yeni maliyetler ve Ortadoğu’ya asker gönderilmesi nedeniyle hükümetin yeni kesintiler yapmaktan başka çaresinin olmadığını söyledi.Ortadoğu’ya yapılacak olan asker gönderme operasyonu için yılda 500 milyon dolarlık bir kaynak ayırılması gerekiyor.Ayrıca Federal Hükümet Ağustos ayında güvenlik ve haber alma teşkilatının bütçesinde terör tehditleri ile daha etkin bir mücadele amacıyla dört yıllığına, 630 milyon dolarlık bir artış yapacağını açıklamıştı. Bakalım, Avustralya genelinde yüzde 12.8 olan yoksulluk oranı ve işsizlerin yüzde 60’ının yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülkemizde, sonradan oluşan bu ekstra harcamalarla Aralık ayında bizleri nasıl bir bütçe bekliyor. Bekleyip göreceğiz. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au