[BARBAROS KARTAL]
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ethem Sancak’ın gazetelerinde çıkan röportajını yalanladı ve 2011 seçimlerinde Bülent Arınç’ın milletvekili aday listelerine cemaatten isimler yerleştirmeye çalıştığını söylemediğini dile getirdi. Evet karşımızda ‘şeyini şey ettiğimin şeyi’ tarzı bir soru ile karşı karşıyayız: Her söylediği yalan olan bir bakan her yazdığı yalan olan bir gazeteye demeç verirse ve sonra ben öyle demedim derse, kim doğru söylüyordur?
Bundan sonra benzer örneklerle sıklıkla karşılaşılacağından buraya birkaç kıstas bırakalım:
Öncelikle gazetenin yandaşlık seviyesine bakılır
Yandaşlıkta bir sorun yok.
Birisinin demediği bir şeyi demiş gibi yazacak kadar kötüler ama bir bakanın demediği bir şeyi yazacak kadar salak değiller. Ancak bakanın her dediğini yazmış olmaktan fırça yemiş olabilirler.
Yazılanın Erdoğan’ın hoşuna gidip gitmeyeceğine bakılır.
Bu kriterde yazılanın doğru olma şartı olmamakla birlikte Erdoğan’ın hoşuna gidecek olması ES medyanın memurlarını heyecanlandırmış olabilir.
Peki bakan neden açıklama yapma gereği hissetti? Bülent Arınç’tan korkacak hali yok ya bu saatten sonra! Neden söylediği bir şeyi yalanlama ihtiyacı hissediyor.
Büyük ihtimalle şu olmuştur. Arınç arayıp ya da aracılarla tepkisini dile getirmiş ve kendisinin de bildiği şeyleri paylaşmasının işi büyüteceği mesajını vermiştir.
Peki bakanın ‘demedim’ dediği ama dediği anlaşılan şeyin bir doğruluğu var mı? Sadece şu bilgiyi verelim geçelim. Bülent Arınç 2011 seçimlerinde bırakın bir başkasını listeye eklemeyi ya da bunun için uğraşmayı, kendisini bile istediği yere koyamamış, rızası dışında memleketi Manisa yerine, Bursa’dan aday gösterilmiştir. AKP’nin, içerisindeki Erdoğan muhaliflerini FETÖ ambalajı ile susturmasının da bir ileri aşamana yaklaştığı anlaşılıyor…
***
Yabancı makaleler/haberler nasıl okunmalı?
Yurt dışında özellikle Hizmet hareketi ve AKP hakkında çıkan yabancı dildeki makaleleri ve haberleri kısaca sınıflandırıyoruz. Bu sayede hiç dil bilmesek de yazılanların ne anlattığı hakkında bir fikir sahibi olabileceğiz. Bu hizmet için sosyal medyadan istifade edeceğiz.
1-Mustafa Akyol gibiler önermişse
Genelde best piece/best article gibi sunulur. Hem AKP’ye hem cemaate yönelik eleştiriler getirdiği için sureti haktan görüntü verirler. Bununla beraber içerisinde cemaat hakkında bolca efsane yer alır. Hiç alakasız kişilerin doğruluğu ispata muhtaç ifadeleri uzun uzun yer alır. Sonunda teraziye vurulduğunda cemaat aleyhindeki kısımları ağır basar. Cemaatin karanlık bir yönü var gibi bir emare oluştuğu için Mustafa Akyol gibiler çok mutlu olur, hemen atlarlar.
2-Amberin Zaman gibiler önermişse
Bu kategoriye yabancı medya kuruluşlarının Türkiye temsilcileri de dahil edilebilir. Hem Akp’den hem cemaatten aynı oranda nefret eden bu kişiler için yazılanların doğru olup olmaması önemli değildir. Aleyhte olması yeterlidir. Hele içlerinde cımbızlayacakları oryantalist şeyler varsa yeme de yanında yat olayı oluşur. Çünkü Türkiye hakkında yayınlanacak bir şeyin oryantalist olması çok şeyi değiştireceği için hikayenin böyle devam etmesi hepsinin işine gelmektedir. Ülkede kan gövdeyi götürür, binlerce insan haksız yere hapislerde yatar, birlikte çalıştıkları insanlar derdest edilmiştir bunun bir önemi yoktur. Şahsi ilişkileri ve bağlantıları dışında bir şeyi dert etmezler. Örneğin 130 meslektaşı hapse atılmıştır ama içlerinde tanıdıkları varsa sadece onlar mağdurdur. İçeriye atılan kişinin yurtdışında bilinirliği varsa o isimle ilgili sempatik görünmek iyi bir stratejidir.
3-Hilal Kaplanlar/Nihal Bengisular önermişse
Baştan sona bu yazıları okuyacak vakitleri ya da bilgileri yoktur ama dünyayı da yakından takip ettikleri imajı vermek için yabancı paylaşımlar yaparlar. Kendilerine iletilmiş bir yazıyı pazarlamaktan başka birşey değildir yaptıkları. Özellikle ‘bakın heryerde Türkiye’deki gibi iğrenç şeyler oluyor. Dünya böyle bir yer, çok da şey etmeyin yani’ tarzı paylaşımlar en sevdikleridir. Batı’da polis şiddeti gördükleri zaman asla kaçırmazlar. Batı’nın iki yüzlülüğü tarzı paylaşımlar en sevdikleridir. Arada bir Gazze soslu paylaşımlar verip hiç umurlarında olmayan şeylerle İslamcı camiaya sempatik görünmek olmazsa olmazlarıdır.
4-İbrahim Kalınlar/Mustafa Varanklar önermişse
Yukarıdaki isimleri kapsamakla beraber bu şahısların paylaşımındaki ana amaç ‘o kadar para verdik hiç mi havasını atmayak’ tır. Daha fazla bilgi için Berat Albayrak’ın maillerinde epey bahsedilen yazıların nasıl yayınladığı hakkındaki malzemelere bakılabilir. Türkiye’nin bölgenin liderliğine adım adım yaklaştığı bu kişilerin paylaşımlarından takip edilebilir.
***
CHP neyi bekliyor?
Şarkıcı ve twitter fenomeni Atilla Taş cezaevinde evlenmiş, hayırlı uğurlu olsun. Atilla Taş ve hücre arkadaşı Murat Aksoy’un ortak bir özelliği var, ikisi de CHP’li. Atilla Taş CHP parti meclisi yedek üyesi. Hem de herkesi şaşırtan bir oyla seçildi. Asil üye olmayı kıl payı ile kaçırdı. Murat Aksoy oa genel başkanın eski danışmanı. CHP üzerine yazdığı kitap ve çalışmalarla tanınıyor. Her zaman mağdurlar için birşeyler yapmaya çalışan bir kaç CHP’li vekil dışında kimse kendilerine sahip çıkmıyor. Hadi onbinlerce insan, 130 gazeteci için birşey yapmıyorsunuz, işinize gelince insan hakları işinize gelince FETÖ tehlikesi. Bari kendi üyelerinize size bir dönem çalışmış insanlarla ilgilenseniz. İki kişi iki kişidir. Bari onlar için bir girişimde bulunsanız.