Federal Alman Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Michael Brand ”Türkiye en güvenilir ortağına kabalık edip hakaret etmeye devam etmemeli. Bu Türkiye’nin çıkarına değil.” şeklinde konuştu. Brand yaşananlar karşısında ‘korkakça sessiz kalamayız’ dedi.
Türkiye ile Almanya arasındaki ‘Cumhurbaşkanı’nın Almanya’nın terör destekçisi olduğu’ yönündeki açıklamalarına yönelik tartışmalar devam ediyor. TBMM’nin İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu ile Berlin’de bir araya gelen Alman Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Michael Brand Türkiye’den yöneltilen suçlamalar ve Türkiye’deki gelişmeler hakkında DW Türkçe’ye açıklamalarda bulundu.
“Türk Hükümeti’nin Almanya ve AB’yi hedef alan itham ve sözlü saldırıları ilişkilerin normalleşmesine katkı sağlamıyor” diyen Brand sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya’nın terör örgütü PKK’ya göz yumduğu iddiası Erdoğan’ın dikkatleri orantısız eylemlerinden başka yere yönlendirme çabasıdır. Türkiye gibi, dış politikada bir hayli izole edilmiş, ciddi bir terör tehdidi altındaki bir ülke, en güvenilir ortağına kabalık edip hakaret etmeye devam etmemeli. Bu Türkiye’nin çıkarına değil.”
Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Brand ayrıca, “Türkiye’nin diktatörlük yolunda ilerlediği gerçeğine ne AB ne de Almanya kayıtsız kalabilir. Türkiye’de yeni bir dönem başladı: Olağanüstü hal acı bir olağanlığa dönüştü” görüşünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini eleştirenleri zor kullanarak susturmaya çalıştığını, Türkiye’deki gelişmeler karşısında korkakça davranıp sessiz kalınamayacağını ifade eden Brand, Türkiye’de bugüne kadarki “en büyük temizliğin”, tasfiye dalgasının yaşandığı görüşünü savundu.
Michael Brand, “Saf olunmamalı. Erdoğan’ın devletin yeniden inşasına gösterilecek kayıtsızlık hepimize çok pahalıya mal olacak, büyük bedeller ödenmesine yol açacak. Batı, Erdoğan’ın hedefindeki Batılı güçlere çok ciddi destek sağlamak zorunda. Kayıtsız kalan, suça ortak olur” şeklinde konuştu.
Almanya’nın eski Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Berlin-Ankara hattındaki gerilimin, Türkiye ile Almanya arasında uzun bir geçmişe dayanan, geleneksel ve yakın ilişkiler açısından üzüntü verici olduğunu ifade etmekle birlikte şunları kaydetti: “Her şeye rağmen diyalog sürdürülmeli, başka yol yok. Gerçekten de karşı tarafın hassasiyetlerine daha fazla özen gösterilmeli. Türkiye’den Almanya’yı hedef alan söylemler gerçekleri yansıtmıyor.”
“Gerilim nasıl aşılabilir” sorusunu Cuntz şu sözlerle yanıtladı: “En etkili olacak olan Türkiye’den hukuk devletine bağlı olunduğu, insan haklarının büyük önem taşıdığı yönünde işaret gelmesi olur. HDP’li siyasetçilerin tutuklanması durumu kolaylaştırmadı, aksine Türkiye dostlarının, Türkiye’den yana tavır almasını güçleştirdi. Buna rağmen, Dışişleri Bakanı Steinmeier Türkiye’ye seyahat ederek, ‘Ben, Federal Hükümet sizinle işbirliği yapmak istiyoruz. Almanya ile güçlü bağları olan bir ülke olarak bizim için önemlisiniz ve bölgenin istikrar çıpasınız’ mesajını verdi. Bu büyük önem taşıyor.