Economist son
günlerdeki bağlamı ise şöyle özetlemiş: “Fakat eleştirenler hükümetin
Türkiye’de demokrasi adına ne kaldıysa ortadan kaldırdığını söylüyorlar.
Cumhuriyet gazetesindeki gözaltılardan sadece bir gün önce çoğu Kürtlere ait 15
yayın kuruluşunun kapatıldığı açıklandı. Aynı kararname ile 10,131 kamu çalışanı
ve 1,267 öğretim üyesi daha görevden alındı. Başka bir kararname ile terör
soruşturmalarında avukat ile müvekkili arasındaki görüşmelerin mahremiyeti
askıya alındı. Rektörlerin seçimle belirlendiği sistem kaldırıldı, artık
doğrudan Erdoğan tarafından atanacaklar.”
Economist
bütün bunlar olup biterken, “Türkiye’nin güçlü adamı” diye
tanımladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yandan İslamcılar bir yandan
milleyetçiler arasındaki desteğini artırmaya ve bu ittifak sayesinde 2017
yılında bir referandum ile yetkilerini artırmayı umduğunu yazıyor. Ölüm
cezasını geri getirme planlarının yeniden gündeme gelmesinin Türkiye’nin AB
üyelik görüşmelerinin de sonu olacağını ekliyor. Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi Eş Başkanlarının “terör suçlamalarıyla” tutuklandıklarını
ve 15 kadar kentte internetin engellendiğini kaydeden Economist, Erdoğan’ın
Suriye ve Irak ile ilgili politikalarından da söz ediyor.Economist,CHP’nin
durumunu da şöyle tarif etmiş:”Başarısız darbe girişimi sonrasında ulusal
çoşkunun rüzgarına kapılan Cumhuriyet Halk Partisi şimdi şok etkisiyle
donakalmış bir izleyiciye dönüştü. Partinin genel başkan yardımcısı Selin Sayek
Böke, OHAL kararnamelerinin parlamentoyu işlevsiz hale getirdiğini söyledi ve
bunun Erdoğan’ın istediği başkanlık yetkilerinin ön gösterimi gibi olduğunu
söyledi.”bbc