[AKİF UMUT AVAZ-TR724.COM]
Türkiye yargısız infazın her türünün yaşandığı bir zulümhaneye dönüştü. Her gün ülkenin dört bir köşesinden kitlesel gözaltı, keyfi tutuklama, tecavüz, işkence, intihar ve infaz haberleri geliyor.
Erdoğan’ın, şimdilik 3’er aylık periyotlarla da olsa, ebediyen sürdümek için can attığı OHAL’i istismar ederek ferman gibi dayattığı zulüm KHK’ları ülkeyi tam anlamıyla bir hapishaneye çevirdi. Keyfi ve uzun süreli gözaltılar boyunca feryatların yükseldiği polis merkezleri, ciddiyetsiz soruşturmalarla onbinlerce insanın tıkıldığı cezaevleri işkence ve infaz merkezleri oldu.
En son Öğretmenler Günü’nün ertesi günü 47 yaşındaki öğretmen Ergülü Yıldız’ın canına kıydığı duyuldu. Hizmet Hareketi’ne sempatisiyle bilinen yılların öğretmeni Yıldız, yolsuzlukta suçüstü yakalanmış Erdoğan’ın bir safsatası olan “FETÖ”ye üyelik suçlamasıyla önce açığa alınmış, daha sonra gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Yaşını başını almış saygın bir öğretmenin adi bir suçlu gibi mutat şekilde polis karakoluna giderek imza vermek zorunda bırakılmasının bile nasıl zulüm olduğunu ve nasıl bir yıkıma yol açtığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu psikolojik yıkımın büyüklüğünü, tabii bu ölümler gerçekten intiharsa, masum mümin insanların intihara sürüklenmesinden çıkarmak da mümkün.
Uzmanlara göre, insanlar genelde üstesinden gelemedikleri yoğun bir acıyı veya acıları dindirmek için intihar ederler. İntihar, kesif bir çaresizlik duygusu içerisindeki kişinin bir çeşit yardım çığlığıdır. Bu psikolojiye kendilerini kaptıranlar başka seçenekleri olmadığını düşünürler. İntihar girişiminde çoğu zaman amaç ölmek değil, hissedilen acıyı dindirmektir.
Tabii bütün bu söylediklerimiz gözaltı ve tutukluluk hali dışında uğranılan zulüm, baskı ve haksızlıklar yüzünden yaşanan intihar vakaları ile ilgili. Bir insanın başkasına veya kendisine en ufak zarar verme imkanı bulunmayan gözaltı ve tutukluluk hallerinde yaşanan ölümlerin infaz olduğundan şüphe duymak için ise her türlü sebep ve buna çok müsait bir vasat var. Bu yüzden Erdoğan rejimi dışarıdaki ölümlerden bir sorumluysa, gözaltı ve hapishanelerdeki ölümlerden bin sorumludur.
Bir zulüm ve soykırım makinasına dönüştürdüğü devletin ceberrut gücünü kullanarak yüzbinlerce masum insanı mağdur eden, onbinlercesine zindanlarda zulmeden Erdoğan rejimi yüzünden hayatını kaybedenlerin sayısı daha şimdiden büyük bir yekûn tutar hale geldi. Açık kaynaklardan tespit edebildiğim kadarıyla 15 Temmuz’dan bu yana cezaevlerinde, gözaltında, gözaltına alınmaya çalışılırken veya açığa alındıktan sonra intihar/infaz ed(il)enlerin sayısı 25’i çoktan geçti. Haksızlık ve zulümler karşısında aşağılık mı aşağılık birer dilsiz şeytana dönüşenler, Albay Ali Tatar’ın acıklı intiharına dair çıkardıkları haklı sesin milyonda birini bile kasten ve teammüden öl(dürül)en bu insanlar için çıkarmadılar.
İntihar kamuflajıyla öldürülen bu insanlardan özellikle 30 günlük gözaltı süreleri veya gayr-i nizami tutuklulukları sırasında ölenlerin ne tür işkenceler neticesinde hayatlarını kaybettikleri bir sır olarak duruyor. Saray’ın adi bir aparatçığı işlevi gören ilgili komisyonun AKP’li Başkanı Mehmet Metiner’in, işkence iddialarını duymazdan geleceklerine ve araştırmayacaklarına dair beyanları ve darbe girişiminin ertesi günü (16 Temmuz 2016) gözaltında alınan askerlere “Size bir tavsiyem var: Biz sizi asmadan gidin intihar edin” denilen videoların ortalıkta dolaştığı bir gözüdönmüşlük ortamında kimi kime şikayet edeceksiniz?
Zalimler, ölmüşlerin türlü acılar ve travmalar içerisinde geride bıraktıklarının vebalini de boyunlarında taşıyorlar. Yakınlarını intihar neticesinde kaybedenlerin yaşadıkları büyük acıların bir tarifi var mıdır? Bir intihar sonucu hayatın yitirenlerin yakınlarını da üstesinden gelmekte güçlükler yaşayacakları çok sıkıntılı süreçler bekler. Üzüntünün yanında suçluluk duygusu, pişmanlık, öfke gibi çok değişik duygular işin içine girer. Toplumdan uzaklaşma ve içine kapanma eğilimi gösterirler. Olaydan kendilerini sorumlu tutar tekrar aynı olaya sebebiyet verme korkusu yaşarlar.
İşin özeti, masum insanların kanına eli bulaşmış, geride bıraktıkları yakınlarını tarifi imkânsız büyük acılara gark etmiş zalimlerin, büyüklerimizin ifadesiyle, yatacak yeri yok!
İşte 15 Temmuz’dan bu yana yaşanan şüpheli intiharlar/infazlar
- Astsubay Ferhat Daş (15 Temmuz): Tankçı Uzman Çavuş İbrahim Donat 15 Temmuz gecesini anlattığı ifadesinde, Astsubay Çavuş Ferhat Daş’ın vatandaşların “Siz vatan evladı değil misiniz? Darbe yapılıyor’’ sözleri üzerine ‘’Biz vatan haini değiliz’’ diye bağırdığını ve beylik tabancasıyla alttan çenesine doğru bir el ateş ederek intihar ettiğini söyledi.
- Yarbay Hasan Yücel (20 Temmuz): Genelkurmay Hizmet Tabur Komutanı Yarbay Hasan Yücel, 15 Temmuz gecesini Genelkurmay Karargâhı’nda yaşayan subaylardan biriydi. Girdiği bunalım sonucu Yarbay Yücel’in 20 Temmuz 2016 günü sabah 10:30’da Karargâh’taki odasında yaşamına son verdiği iddia edildi. Hem de yanında iki arkadaşının bulunduğu sırada beylik tabancasını kalbine dayayıp tetiği çekerek. İntihar mı, infaz mı anlamak pek mümkün değil tabii.
- Kaymakam Necmi Akman (20 Temmuz): Darbe girişiminin ardından anında duyulan ilk intihar haberi Manisa’nın Ahmetli ilçesinden geldi. Darbecilikle suçlanarak görevden uzaklaştırılan Kaymakam Akman koruma polisinin tabancasıyla kendisini başından vurdu.
- Komiser Yardımcısı Mutlu Çil (20 Temmuz): Aynı gün 2. intihar haberi Ankara’dan geldi. Anlatılanlara göre, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde açığa alınan 900 emniyet mensubu arasında yer alan Güdül Emniyet Müdürü hakkında işlem yapılırken, Komiser Yardımcısı Mutlu Çil silahla kendisi vurarak intihar etti. Acaba gerçekten kendisini vurarak mı, yoksa vurularak mı öldüğünü hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
- Emniyet Müdürü Muhammet Mertoğlu (22 Temmuz): Darbe girişimi sonrası Bartın’ın Ulus ilçesine atanan Muhammet Mertoğlu, 22 Temmuz’da odasında yapılan arama sırasında “Benden de mi şüpheleniyorsunuz?” diyerek intihar etti. Mertoğlu, darbe gerekçesiyle tutuklanan Emniyet Müdürü Levent Mustafaoğlu’nun yerine, göreve getirilmişti. Hikayenin inandırıcılığı insafınıza kalmış.
- Yarbay Levent Önder (22 Temmuz): Siirt’teki 3’üncü Komando Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanvekili görevini yürüten Yarbay Levent Önder’in intihar ettiği iddiası da benzer bir tutarsızlıkla malül. İddiaya göre, darbe girişimi sırasında Siirt’te yaşanan gelişmeleri önleyemediği için bunalıma giren Önder, beylik tabancası ile intihar etmişti. Oysa Yarbay Önder, darbe girişimi nedeniyle tutuklanan Albay Alican Erkilitlioğlu’nun yerine atanmıştı.
- Polis Memuru Halil Gök (22 Temmuz): Düzce’nin Akçakoca ilçesinde, İlçe Emniyet Müdürlüğü’nda görevli polis memuru Halil Gök, darbe girişiminin ardından açığa alınacağını öğrenince intihar etti. İddialara göre, binanın bodrumunda bulunan malzeme deposuna giden Gök, tabancasını başına dayayıp ateşledi.
- Yarbay İsmail Çakmak (23 Temmuz): En şüpheli ölümlerden biri de Yarbay Çakmak’ınki. Darbe girişiminde bulunduğu gerekçesi ile tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konulan Yarbay Çakmak, resmi iddialara göre, koğuşta kendini asarak intihar etmişti.
- Emniyet Amiri Mithat Aynacı (25 Temmuz): Erdoğan’ın darbe söylemine inandırıcılk katmakta kullandığı en tartışmalı malzemelerden biri olan eski İstanbul Güvenlik Şube Müdürü Mithat Aynacı’nın intiharı da bünyesinde pek çok soru işaretini barındırıyor. Cezaevinde ölü bulunan Aynacı’nın İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü ele geçirmek isteyen askerlere yardımcı olduğu öne sürülmüştü. Aynacı, 1 Kasım 2014’te ihraç edildiği mesleğine açtığı dava sonucunda geri dönmüş, ancak kendisine yeni görev verilmemişti.
- Polis Memuru Hidayet Meral (30 Temmuz): Buyrun Bartın’ın Ulus ilçesinde şüpheli bir infaz/intihar hikayesi daha. İlçe Emniyet Müdür Vekili’nin intihar ettiği ilçenin kaymakamı olan Selçuk Şakar da tutuklanmıştı. İddilara göre intihar eden 32 yaşındaki Meral, bu kaymakamın koruma polisiydi.
- İşadamı Vedat Savlu (2 Ağustos): Tartışmalı darbe teşebbüsü gerekçesiyle Isparta’da Hizmet Hareketi sempatizanlarına yönelik soruşturmada hakkında gözaltı kararı verilen işadamı Savlu, resmi açıklamaya göre, güya evine gelen polis ekiplerinden kaçmaya çalışırken 4. kattan düşmüştü. Polisin çağırdığı ambulansla hastahaneye götürülmesine rağmen kurtarılamamıştı. Rahmetli 4. kattan kaçmayı düşünecek kadar bir ”Süpermen” falan olmalı. Ya da…
- Öğretmen Gökhan Açıkkolu (5 Ağustos): 23 Temmuz günü gözaltına alınan öğretmen Gökhan Açıkkolu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü nezarethanesinde gözaltındayken yaşamını kaybetti. Hasta olduğu halde işkence ve kötü muameleyle nezarethane koşullarında tutularak ölümüne yol açılan Açıkkolu, ölümünden sonra da Despot Erdoğan’ın haysiyetsiz yaltakçılarının insanlık dışı zulümlerine maruz kaldı. Dini usullere uyulmaksızın Kadir Topbaş’ın icadı olan “Hainler Mezarlığı”na gömülmek istendi.
- Emniyet Amiri Ahmet Beşli (10 Ağustos): Resmi söyleme göre, Emniyet Amiri Beşli de polislerin gözü önünde intihar etmişti. İddialar Hatay’da gözaltına alınmak istenen Beşli’nin, polislerinin gözü önünde beylik tabancasıyla başına ateş ederek intihar ettiği yönündeydi.
- İnfaz Koruma Memuru Ömer Çubuklu (1 Eylül): Resmi açıklamaya göre, Despot Erdoğan uydurması ”FETÖ” kapsamında tutuklanmasına karar verilen infaz koruma memuru Ömer Çubuklu, İzmir 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tek başına tutulduğu geçici kabul bölümünde ayakabı ve eşorfman bağcığı ile kendisini asıp intihar etmişti. Ayakkabı bağcığı ve eşofman bağcığı cezaevlerinde ne zamandan beri serbest acaba?..
- Öğretmen Mustafa Güneyler (2 Eylül): Bilecik’in Osmaneli ilçesinde açığa alındıktan sonra meslekten ihraç edilen öğretmen Mustafa Güneyler intihar etti. Güneyler’in Erdoğan rejiminin aynı gece 672 sayılı KHK ile meslekten ihraç edilmesinin ardından bunalıma girdiği ve evinde tüp gazı açarak intihar ettiği açıklandı.
- Savcı Seyfettin Yiğit (16 Eylül): Bursa’da görev yapan Cumhuriyet Savcısı Seyfettin Yiğit, ’FETÖ’ soruşturması kapsamında tutuklanarak konulduğu Bursa E Tipi Cezaevi’nde ölü bulundu. Çamaşır ipiyle intihar ettiği ileri sürülen Yiğit’in ailesi, savcının ölümünün intihar değil, cinayet olduğunu öne sürdü.
- Öğretmen Ali Derebaşı (19 Eylül): Kayseri’de anaokulu öğretmeni Ali Derebaşı öğretmen eşinin Hizmet Hareketi mensubu olduğu iddiasıyla alınmasından sonra görev yaptığı okulda 19 Eylül’de yaşamına son verdi.
- Polis Memuru Emrah Oğuz (3 Ekim): Açığa alınan 12 bin 800 polis arasında adı geçen Bayburt Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 32 yaşındaki Oğuz, intihar etti. Oğuz, iddialara göre tabancasını teslim etmek için gittiği Bayburt Emniyet Müdürlüğü yakınlarında tabancayla başına ateş ederek intihar etmişti.
- Polis Memuru Adem Tıraş (4 Ekim): Mersin’de açığa alınan polisler arasında yer alan 26 yaşındaki Adem Tıraş, parkta tabancayla başına ateş ederek yaşamına son verdi.
- Astsubay Önder Irmak (10 Ekim): Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü tarafından ‘FETÖ’ ile bağlantısı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan 39 yaşındaki Astsubay Kıdemli Başçavuş Irmak, iddialara göre, nezarette bulunduğu sırada götürüldüğü tuvalette bulunan temizlik malzemelerini içerek yaşamına son verdi.
- İmam Hasan Taştan (11 Ekim): Hizmet’e yönelik operasyonda öğretmen oğlu Mersin’de tutuklanan cami imamı 53 yaşındaki Hasan Taştan, yaşamına son verdi.
- İnfaz Koruma Memuru Enver Şentürk (13 Ekim): Adıyaman’da açığa alınan Adıyaman Cezaevi İnfaz Kurumu’nda görevli gardiyan, 31 yaşındaki, Enver Şentürk oturduğu binanın 8. katında kendini asmış halde bulundu.
- MİT Mensubu A.O. (1 Kasım): Yazar Saygı Öztürk’ün iddialarına göre, 15 Temmuz sonrası görevden alınan MİT mensubu A.O. Türkiye’ye diplomatik plakalı bir araçla döndü. Ancak, A.O. 1 Kasım’dan bu yana kayıplara karıştı. Bu tarz başka kaybolma olaylarının da yaşanmış olabileceğini belirten Öztürk, bunların ve intiharların araştırılması gerektiğini vurguladı.
- Mühendis Burak Açıkalın (8 Kasım): Kırıkkale’nin Hacılar Beldesi’ndeki F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Burak Açıkalan’ın intihar ettiği duyuruldu. Açıkalın, Twitter fenomeni Fuat Avni’ye istihbarat sağladığı iddiasıyla 15 Temmuz sonrası tutuklanan İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevli mühendisler arasındaydı. İntihar olduğu iddia edilen Açıkalın’ın ölümü de cezaevinde infaz şüphelerinin odaklandığı vakalar arasında.
- Öğretmen Ergülü Yıldız (25 Kasım): 15 Temmuz sonrası açığa alınan öğretmen Ergülü Yıldız intihar etti. Çorum’un Sungurlu ilçesinde bir okulda müdür yardımcısı olan 47 yaşındaki Yıldız, Hizmet Hareketi’ne mensup olduğu gerekçesiyle önce açığa, sonra gözaltına alınmış, ancak adli kontrolle serbest bırakılmıştı.